Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/33 E. 2022/252 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/33 Esas
KARAR NO : 2022/252

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 29/01/2022
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/11/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 29/01/2022 tarihli dava, 02/02/2022 ve 01/03/2022 tarihli replik ve 05/04/2022 tarihli beyan dilekçelerinde özetle; Davacının uzun yıllardan beri “…”, “… Baby” ve “…” markaları altında üretim ve satış yapmakta olduğunu, bu markaların davacı adına TÜRKPATENT nezdinde ve dünyanın pek çok ülkesinde tescilli olduğunu, davacının bu markalarının aynı zamanda tanınmış markalar olduğunu, dava konusu edilen markada geçen “Lirex” ibaresinin davacının tescilli ve tanınmış bu markalarıyla iltibas yaratacak derecede benzer bir ibare olduğunu, zira karşılaştırılan ibarelerin aynı harflerle başlayıp aynı harflerle bittiğini, bu durumun karşılaştırılan markaları fonetik açıdan da birbirlerine yakınlaştırdığını, ayrıca taraf markalarının aynı/benzer/türdeş emtialarda kullanılacağını ileri sürerek ve davalı firmanın 04.04.2022 tarihli dilekçesi ile davayı kabul ettiğini belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nın dava konusu edilen 07.01.2022 tarih ve … sayılı kararının iptaline ve davalı adına tescili talep edilen … sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 02/02/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Somut olayda karşılaştırılan markalar arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunması gerektiğine ilişkin koşulun sağlanmadığını, markaların görsel, işitsel, kavramsal açılardan ve bıraktıkları toplu intiba yönünden çok farklı olduklarını, ayrıca taraf markalarının hitap ettiği tüketici kesiminin dikkat/özen/bilgi/bilinç seviyesinin yüksek olduğunu, bu nedenle ortalama tüketici nezdinde çekişme konusu emtialar açısından markalar arasında bir iltibas tehlikesinin bulunmadığını, diğer taraftan somut olayda davacının markalarının tanınmışlığını, SMK m.6/5 hükmü kapsamındaki koşulların gerçekleştiğini ve davalının dava konusu edilen marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığını ispat edemediğini, bu nedenlerle davadaki taleplerin reddini talep etmiştir.
Davalı … İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili 01/03/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın mevzuatta belirtilen hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından usulden reddinin gerektiğini, davacının itirazlarına/davasına mesnet aldığı markalar ile dava konusu edilen markanın arasında herhangi bir benzerlik veya çağrışım bulunmadığını, taraf markalarında ortak olan “L, İ, E, X” harflerinin davalının aktif olarak yer aldığı ilaç sanayi sektöründeki markalarda en sık kullanılan harfler arasında yer aldığını, karşılaştırılan markaların fonetik açıdan da birbirlerine benzemediğini, taraf markalarının dikkatli ve seçici bir tüketici kitlesine hitap ettiğini, davacının markalarının tanınmış olmadığını, hatta davacının davasına/itirazlarına mesnet aldığı markaları altında piyasaya sürülmüş ürünlerinin mevcut olmadığını, yani davacının markalarının kullanılmadığını, davacının somut olayda SMK m.6/5 hükmü kapsamındaki koşulların gerçekleştiğini ve davalının dava konusu edilen marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığını ispat edemediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş. Vekili 04/04/2022 tarihli dilekçesi ile; Davayı kabul ettiklerini belirtmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı şirketin kabul beyanı diğer davalı TÜRKPATENT bakımından hüküm ve sonuçlarını doğurmadığından davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının davacının itirazlarının reddine ilişkin kısmının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait … nolu “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza mesnet markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, dava konusu marka başvurusunun tescil edilmemesi nedeniyle markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkin olarak çözümlenmesi gereken bir husus bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, maddi vakıalara ilişkin bilirkişi raporu aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin 17/03/2020 tarihinde … sayılı “…” ibareli 05. sınıfta bulunan “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” emtiaları bakımından tescil başvurusunda bulunduğu, başvurunun 27.05.2020 tarih ve 349 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde yayımlandığı, davacının 23.06.2020 tarihinde 2016/52540, 2017/106114 sayılı markaları mesnet göstererek 6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kapsamında yayına itiraz dilekçesi sunduğu, davalı şirketin bu itiraza karşı 09.10.2020 tarihli itiraza karşı görüş ibraz ettiği, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca ileri sürülen itirazların haklı bulunmayarak reddine karar verildiği, bu karara karşı davacının 17.05.2021 tarihli itirazın yeniden incelenmesine ilişkin itiraz dilekçesi sunduğu, itirazı inceleyen Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği, verilen kararın davacı marka vekiline 10.01.2022 tarihinde tebliğ edildiği, yasal iki aylık hak düşürücü süre içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu tescil edilmemiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
İlk olarak belirtilmelidir ki; dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden markanın hükümsüzlüğü istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin ve Hukuk Genel Kurulu’ nun yerleşmiş uygulamasına göre (HGK. 19.11.2003 T, E. 2003/11-578, K. 2003/703) YİDK kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (Y11HD, 21.01.2010 T, 2008/4266 E 2010/586 K) Eldeki davada YİDK kararının iptali istemini de barındırdığından YİDK karar tarihi olan 07.01.2022 tarihindeki marka işlem dosyasında mevcut maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve salt marka işlem dosyası ile sınırlı olarak değerlendirme yapılmıştır. Bu nedenle marka işlem dosyasına sunulmayan, ancak dava aşamasında ibraz edilen bilgi ve belgeler YİDK kararının iptali istemi bakımından değerlendirme dışı bırakılmıştır. Bu nedenle marka işlem dosyasında itiraz sebebi yapılmayan, ancak dava aşamasında davaya mesnet gösterilen markaların tanınmış olduğu iddiası da YİDK kararının iptali istemi bakımından değerlendirme dışı tutulmuştur.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; davalının markasının kapsamına alınmak istenen 05. sınıftaki emtialardan “ilaç ihtiva eden kozmetikler” ve “ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları” haricinde kalanlar, davacının 2016/52540 sayılı markasının kapsamına giren 05. sınıftaki emtialar ile aynı/aynı tür emtialardır. Davacının aynı markasının kapsamına giren, 03. sınıftaki “kozmetikler” ile davalının markasının kapsamına alınmak istenen “ilaç ihtiva eden kozmetikler”in de benzer/türdeş emtialar olduğu, aynı türdeşliğin, davacının aynı markasının kapsamına giren 03. sınıftaki “sabunlar” ve 05. sınıftaki “dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler)” ile davalının markasının kapsamına alınmak istenen “ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları” için de gerçekleşmiş olduğu değerlendirilmektedir. Zira bu emtialar; birbirlerini tamamlayan, birbirleri yerine ikame edilebilen, benzer ihtiyaçları gideren, benzer alıcı çevresine hitap eden, son kullanıcıları ve hedeflenen tüketici profilleri aynı olan, aynı yerlerde satışa arz edilebilen, aralarında ham madde/yarı mamul ilişkisi bulunan emtialardır. Dolayısıyla; somut olayda, davacının 2016/52540 sayılı markası özelinde, dava konusu edilen markanın kapsamına alınmak istenen 05. Sınıftaki tüm emtialar açısından emtia ayniyeti/benzerliği/türdeşliği şartının gerçekleştiği değerlendirilmiştir.
Dava konusu marka başvurusu incelendiğinde; “…” ibaresinden oluşan kelime markası olduğu tespit edilmiştir.
Davacıya ait 2016/52540 sayılı marka incelendiğinde; “…” ibaresinin, mor/sarı renkli dörtgen şeklindeki bir zemin üzerine baş harfi büyük olacak şekilde düz yazı karakterindeki beyaz renkli harflerle yazılarak oluşturulduğu tespit edilmiştir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; dava konusu marka ile davacıya ait 2017/106114 sayılı marka arasında emtia benzerliği bulunmadığından ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesinin söz konusu olmadığı, ancak davacıya ait 2016/52540 sayılı marka ile dava konusu marka başvurusu arasında, davaya konu emtiaların hitap ettiği gerek dikkatli ve bilinçli tüketici kesimi nezdinde, gerekse makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesimi nezdinde ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi doğuracak derecede benzerlik bulunduğu, gerek “…” gerekse “…” ibarelerinin bilinen bir anlamlarının bulunmadığı, bu ibarelerin ilaç etken madde ismi veya jenerik unsur içermediği, dolayısıyla davaya konu emtialardan özellikle ilaçlar bakımından somut ayırt ediciliği güçlü sözcükler oldukları, her iki ibarenin müşterek harfleri müşterek dizilimle içermeleri nedeniyle yüksek düzeyde benzer oldukları, markalarda farklı olarak bulunan “I” ve “i” harflerinin de görsel ve işitsel bakımdan birbirine oldukça yakın harfler oldukları, markalar arasında bulunan “R” ve “d” harfinden kaynaklı farklılıkların markalar arasındaki benzerliği bertaraf etmeye yetmediği, karşılaştırılan markaların ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olmadıkları söylenebilirse de, ilgili tüketici kesimi nezdinde benzer olarak algılanmalarının kaçınılmaz olduğu, şöyle ki; daha önce davacıya ait “…” esas unsurlu markayı gören, işiten, bu markalı emtialardan yararlanan gerek dikkatli ve bilinçli tüketici kesiminin, gerekse makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu “…” markasını davaya konu emtialar üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, davaya konu emtialardan faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı davacıya ait marka ile ilişkilendireceği, markaların aynı ticari kökten geldiği yönünde yanılsamada bulunarak tüketim tercihinde bulunacağı, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşeceği, bu nedenle dava konusu marka ile davacıya ait 2016/52540 sayılı marka arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın kabulü ile; … sayılı YİDK kararının davacının itirazlarının reddine ilişkin kısmının iptaline, dava konusu marka başvurusu tescilli olmadığından markanın hükümsüzlüğü istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı YİDK kararının davacının itirazlarının reddine ilişkin kısmının İPTALİNE,
2-Dava konusu marka başvurusu tescilli olmadığından markanın hükümsüzlüğü istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından bu hususta ayrıca harç tahsiline yer olmadığına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL karar ve ilam harcı, 23,00 TL vekalet harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 175,00 TL tebligat-posta masrafı olmak üzere toplam 2.359,40 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı … İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından yapılan 11,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı şirket vekilinin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/10/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza