Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/315 E. 2023/110 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/315 Esas – 2023/110
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.

5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/315 Esas
KARAR NO : 2023/110

HAKİM : ….
KATİP : …

DAVACI : …
….
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : 2- … -…

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 25/08/2022
KARAR TARİHİ : 08/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/04/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 25/08/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Dava konusu “…” markasının ayırt edici vasfı bulunmadığını, … SMK m.5/b ve 5/c uyarınca marka tescilinin reddi gerektiğini, markanın tescil edilebilir olduğunun kabulü halinde; SMK m.6/1 ve 6/5. maddeleri uyarınca davacı şirketin … ve … esas unsurlu seri markaları ile iltibas riski taşıdığını, davacı markaları ile seri marka imajı yarattığını ve dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu iddia ederek, 28.06.2022 tarih ve … sayılı … … kararının iptaline, … başvuru numaralı “…” ibareli markaya ilişkin tescil kararının iptaline veya tescil edilmişse markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemi ile işbu davayı ikame ettiği görülmüştür.
CEVAP:
Davalı … vekili 07/09/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Markaların bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve bu bakımdan markalar arasında iltibas tehlikesi bulunmadığını, somut olayda 6769 sayılı … 6/5 maddesindeki şartların oluşmadığını, kötü niyetin ispatlanamadığını ve bu nedenle kurum kararının yerinde ve hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı …, davaya cevap dilekçesi ibraz etmediğinden 6100 sayılı HMK m.128 hükmü gereği, dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı … m.15/C hükmüne göre açılan … Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şahsa ait … sayılı “…+…” ibareli marka başvurusunun somut ayırt edici niteliğinin olup olmadığı, tasviri nitelikte olup olmadığı, bu marka başvurusu ile davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalı şahsın kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı şahsa ait markanın hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı … Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren … Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şahsın “…+…” ibareli, 29, 30, 35 ve 43.sınıftaki mal ve hizmetlerin tescili amacıyla 06.04.2021 tarihinde gerçekleştirdiği … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 27.05.2021 tarih ve 373 sayılı …’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 27.07.2021 tarihinde … sayılı markalarını mesnet göstererek 6769 sayılı SMK’nın m.6/1, m.6/3, m.6/5, m.6/6 ve m.6/9 hükümleri kapsamında itirazda bulunduğu, davalı şahsın 16.09.2021 tarihinde itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi sunduğu, yayına yapılan itirazın …’nca kısmen kabul edilerek bir kısım emtiaların başvurudan çıkartıldığı, bu karara karşı davacı şirket tarafından 06.03.2022 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, yeniden yapılan itirazı değerlendiren …’nun … sayılı … kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 30.06.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu 01.02.2023 tarihinde tescil edilmiştir.
I-Dava konusu … sayılı “…+…” ibareli markanın kapsamında olup dava konusu yapılan hizmetler “35.SINIF: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, …: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli …, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) 43.SINIF: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” şeklindedir.
Dava konusu marka başvurusu kelime ve … unsurlarından oluşmaktadır. Söz konusu marka başvurusu davaya konu hizmetleri doğrudan tanımlamamakta, bu hizmetlerin karakteristik özelliklerinden herhangi birini hemen ve ilk bakışta betimlememektedir. Dolayısıyla davaya konu markanın mutlak tescil engeline tabi olmadığı kanaatine varılmıştır.
II-Davacıya ait … ve … sayılı markalar geçerliliklerini sürdürmediğinden aşağıda yapılacak incelemede değerlendirme dışı bırakılmıştır.
Dava konusu marka kapsamında yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, …: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli …, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri, itiraza/hükümsüzlüğe mesnet … sayılı markaların kapsamlarında yer alan “Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, …. Puding, kazandibi, sütlaç, muhallebi, keşkül.” malları ile …’dir. Her ne kadar davacı markalarında “Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli ….” emtiaları yer almamakta ise de söz konusu mallar “Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, ….” emtia grubu içinde yer almaktadır.
Dava konusu marka kapsamında yer alan “43.SINIF: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” hizmetleri, davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar kapsamında yer alan 29, 30 ve 32.sınıftaki emtialar ile …’dir. …. sayılı kararları da bu yöndedir.
Dava konusu marka başvurusu incelendiğinde; düz siyah renkli bir silindir içerisinde yer alan büyük harflerle yazılmış “…” ibaresinden ve söz konusu ibarenin üzerinde yine silindir içinde konumlandırılmış T harfi etrafında şekillendirilmiş logo unsurundan meydana gelmektedir.
Davacıya ait itiraza mesnet markalar incelendiğinde; “… … … …”, “… … … … …’… …”, “… … … … … …”, “… … … … …!”, “… … … … … … …”, “… … … … … … … …”, “… …” ibarelerinden oluştuğu, marka işlem dosyasında itiraz sebebi olarak ileri sürülmeyen “… … TOPİMİX”, “…” ve “…” markalarının ilave olarak dava aşamasında ileri sürüldüğü, söz konusu markaların da hükümsüzlük istemi bakımından dikkate alınması gerektiği tespit edilmiştir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; markaların kapsamlarında yer alan mal ve hizmetlerin aynı veya aynı tür olmadığı, ancak … olduğu, karşılaştırılan mal veya hizmetler arasında benzerlik düzeyinin artmış olması halinde markalar arasındaki ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesinin bertaraf edilmesi için markaları oluşturan işaretler arasındaki farklılık derecesinin artmış olmasının gerekeceği (Bkz; … ), bununla birlikte; karşılaştırılan mal veya hizmetler arasında benzerlik düzeyinin düşük olması halinde markalar arasındaki ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesinin oluşabilmesi için markalar arasındaki benzerlik düzeyinin yükselmesi gerektiği, somut olayda da; markaların kapsamlarında yer alan mal ve hizmetler arasındaki benzerlik düzeyinin yüksek olmaması nedeniyle, ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesinin oluşabilmesi için markalar arasındaki benzerlik düzeyinin yüksek olması gerektiği, dava konusu markanın esas unsurunun “…” ibaresinden oluştuğu, davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markaların “… …” ibaresi etrafında şekillenmiş seri markalar ile “…” ve “…” ibarelerinden oluştukları, dava konusu marka kapsamında yer alan hizmetler bakımından “…” sözcüğünün ayırt ediciliğinin düşük olduğu, başka bir deyişle söz konusu sözcüğün zayıf karakterli bir marka olduğu, davacı markalarında yer alan “…” kelimesinin çatı marka vasfında bulunduğu, …’nun 20.12.2018 tarih … Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; lider marka yanına eklenen unsurların ayırt edici niteliğinin zayıf bulunması halinde, her halükarda lider markanın ayırt edicilik incelemesinde dikkate alınmayacağı iddiasının kabul görmeyeceği, zira önemli olanın karşılaştırılan markaların hitap ettiği ilgili tüketici kesiminin, markaların ticari kaynağı noktasında yanılgıya düşme ihtimallerinin olup olmadığı hususu olduğu, bu ilke dikkate alınmak suretiyle her somut olayda iltibas tehlikesinin değerlendirilmesi gerektiği, buna göre; davacı markalarında “…” çatı markası birlikte yer alan “…” sözcüğünün ayırt ediciliğinin düşük olduğu da dikkate alındığında makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin davacı markalarında yer alan “…” çatı markasına da markasal ayırt edici etki izafe edeceği, buna göre; daha önce davacıya ait “… …”, “…” ve …” markalarını gören, işiten, bu markalı emtialardan yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu “…” esas unsurlu markayı davaya konu hizmetler üzerinde gördüğünde veya işittiğinde, davaya konu hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, gerek karşılaştırılan mal ve hizmetler arasındaki benzerlik düzeyinin yüksek olmaması, gerek markalarda müşterek olarak bulunan “…” sözcüğünün ayırt ediciliği düşük zayıf karakterli bir ibare olması, gerekse davacı markalarında ayırt ediciliğe katkıda bulunan ek sözcük unsurları nedeniyle dava konusu markadan umumi intiba olarak farklılaşmaları nedeniyle, bu markayı davacıya ait markalardan farklı bir marka olarak algılayacağı gibi marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı da kurmayacağı, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
III-Somut olayda davacının sunduğu deliller incelenmiş olup dosyaya sunulan tanıtım harcamalarının hangi markaya ilişkin olduğunun tespit edilemediği, … … markaları ile ilgili tarihsiz görseller sunulduğu, 2019 yılına ilişkin promosyon çalışmalarına yer verildiği, … araştırma raporu ve özellikle 2018-2019 yıllarına ilişkin kullanım delilleri sunulduğu görülmüştür. Sunulan deliller; davacının “… …” ibareli markalarını 30. Sınıfta yer alan “…” malları üzerinde kullandığını gösterir deliller olmakla birlikte, markanın tüketici nezdinde refleks olarak akla geldiği kanaatini uyandıran, tanınmışlık için kanaate esas teşkil etmeye yeterli görülmesi mümkün değildir. Ayrıca dava konusu marka umumi intiba olarak davacıya ait … … markası ile … de değildir. Bu gerekçelerle SMK m.6/5 hükmü koşulunun somut olayda oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 23,00 TL vekalet harcı, 298,00 TL posta, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.982,40 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı …’nun yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/03/2023

Katip ….
E-imza

Hakim ….
E-imza