Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/288 E. 2023/18 K. 11.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/288 Esas
KARAR NO : 2023/18

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 04/08/2022
KARAR TARİHİ : 11/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/02/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 04/08/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı kurumun … kararında ”Yapılan değerlendirme sonucunda, “…” ibareli başvuru ile … sayılı “…” ibareli markanın, ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma ihtimaline neden olabilecek şekilde benzer oldukları kanaatine varılmış olduğunu, bunun yanı sıra, başvurunun eşya listesi kapsamında yer alan “SINIF 43: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri.” hizmetleri ile aynı/aynı tür hizmetlerin, … sayılı “…” ibareli markanın eşya listesi kapsamında yer aldığının belirlenmiş olduğunu, markaların benzerliği ve hizmetlerin aynı/aynı tür olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, işbu başvuru ile … sayılı “…” ibareli marka arasında, yukarıda sayılan hizmetler bakımından, 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi hükmü anlamında ilişkilendirilme/karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkabileceği kanaatine varılmış olduğunu, buna karşın, işbu başvuru ile itiraza gerekçe gösterilen marka arasında kalan hizmetler bakımından, ilişkilendirilme/karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmayacağının düşünülmüş olduğunu”, Kurumun bu kararının kabulünün mümkün olmadığını, 2019 yılında davalı … … kendisi kurmuş olup, bu şirket uhdesinde bulunan … isimli dükkanı işletmekte olduğunu, müvekkili firmanın şu an ki yetkilisi olan … …’ın ise, bu dükkan açıldığında aşçı olarak dükkanda çalışmaya başlamış olduğunu, 2020 yılının temmuz ayına gelindiğinde müvekkili firmanın yetkilisi …, … şirketine ortak olduğunu, 2021 yılının Mayıs ayında ise davalı …, bütün haklarıyla beraber … Şirketini … …’a tamamen devretmiş olduğunu, müvekkili şirketin yetkilisi … …, iş bu şirketi devralırken … markasının şirkete ait olduğunu düşünerek şirketi devralmış olduğunu, bu devir gerçekleşirken davacı taraf … markasının şahsına ait olduğunu, şirkete ait olmadığını dile getirmemiş olduğunu, söz konusu devirde bütün haklarıyla devraldığı ibaresi bulunduğundan mütevellit müvekkili şirketin yetkilisi …, davalı … tarafından kandırılmış olduğunu, müvekkili şirketin yetkilisi … …, … markasının şirkete ait olmadığını devir gerçekleştikten yaklaşık 1 ay sonra öğrenmiş olup, bunu öğrendikten hemen sonra dükkanın tabelası da dahil olmak üzere … ibaresi bulunan her öğeyi ve internetten sipariş uygulamalarındaki ismi de … … olarak değiştirmiş olduğunu, davalı … 2021’in Aralık ayında … isimli bir ev yemekleri yapan işyeri açarak müvekkilinin devralmış olduğu işyerine adeta bir komplo kurmuş olduğunu, zira müvekkili şirketi devralan … … bu işyerini müşteri potansiyeli ile devralmış olduğunu, davalı …’in bu marka hakkına itirazını kötüniyetli gerçekleştirmiş olduğunun son derece aşikar olduğunu, müvekkili markası olan … ibareli marka ile davalıya ait … ibareli markalar birbirinden görsel, biçimsel ve özellikle anlamsal olarak tamamen farklı olduğunu, ayrıca davalı tarafa ait … ibaresi yabancı kelime içerdiği, müvekkiline ait … ibaresi ise …’in halk arasındaki kısaltması olan ”…”den alındığı ve yerel bir marka imajı verdiğinin açık olduğunu, davalı şahsa ait ”…” markası ile müvekkil firmanın başvuruda bulunduğu ”…” ibaresinin farklılık gösterdiği aşikar olup, müvekkili firmanın ”…” marka başvurusunun 43. Sınıf yönünden tesciline karar verilmesi gerekmekte olduğunu beyan ederek; müvekkili firma tarafından tescil başvurusunda bulunulan “…” ibareli marka başvurusunun tescil işlemlerinin 43. sınıf bakımından da tamamlanmasını ve söz “…” ibareli marka başvurusunun 43. sınıf bakımından reddine dair davalı kurumun … sayılı … kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 01/09/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Başvurunun eşya listesi kapsamında yer alan “SINIF 43: Yiyecek ve içecek
sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon
hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama
hizmetleri.” hizmetleri ile aynı/aynı tür hizmetlerin, … sayılı “…” ibareli
markanın eşya listesi kapsamında yer aldığının belirlenmiş olduğunu, markaların benzerliği ve
hizmetlerin aynı/aynı tür olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, işbu başvuru ile
… sayılı “…” ibareli marka arasında, yukarıda sayılan hizmetler
bakımından, 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi hükmü anlamında ilişkilendirilme/karıştırılma
ihtimalinin ortaya çıkabileceği kanaatine varılmış olduğunu,
müvekkili Kurum … kararının usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, dava dilekçesi kendisine tebliğ edilmiş olmasına rağmen yasal süre içinde cevap dilekçesi sunmadığından ve davalı … vekilinin 24/10/2022 tarihli cevap dilekçesinin savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında kaldığı anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK m.128 hükmü uyarınca dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamı inkâr edilmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının davalı şahsın itirazının kabulüne ilişkin kısmının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davalı şahsa ait redde mesnet … sayılı “…” ibareli marka arasında “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri.” bakımından ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren …. Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı şirketin “…” ibaresinin 43.sınıfta yer alan hizmetler için 12.06.2021 tarihinde gerçekleştirdiği … sayılı marka başvurusunda bulunduğu, başvurunun 12.10.2021 tarih ve 382 sayılı …’nde yayımlandığı, davalı şahsın 13.10.2021 tarihinde 6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kapsamında yayına itiraz dilekçesi sunduğu, davacı tarafından 18.01.2022 tarihli karşı görüş dilekçesi ibraz edildiği, …’nca itirazın haklı bulunmayarak reddine karar verildiği, davalı şahıs tarafından 16.05.2022 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, davacının 06.06.2022 tarihli itiraza karşı görüş ibraz ettiği, itirazı değerlendiren …’nun … sayılı … kararı ile; itirazın kısmen kabulüne ve başvurunun “SINIF 43: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri.” bakımından kısmen reddine karar verildiği, redde mesnet olarak … sayılı markanın gösterildiği, bu kararın davacı marka vekiline 29.07.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet marka ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri.”, redde mesnet … sayılı marka kapsamında aynen bulunmaktadır. Bu nedenle karşılaştırılan markaların kapsamlarındaki emtialar aynıdır.
Dava konusu marka başvurusu incelendiğinde; “…” ibarelerinden oluşan kelime markası olduğu tespit edilmiştir.
Redde mesnet marka incelendiğinde; “…” ibaresinden ve üç boyutlu görünüm figüründen oluşan karma marka olduğu tespit edilmiştir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; markalarda müşterek olarak bulunan “…” ibaresinin …’de “….” anlamlarına gelen … bir sözcük olduğu, … anlamının ortalama tüketici tarafından bilindiği, dava konusu marka başvurusunun bir bütün olarak “…” anlamına geldiği, özellikle davaya konu “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” bakımından “…’de müşterilerine … servis eden işletme.” çağrışımı dolayısıyla dava konusu markanın bir bütün halinde ayırt ediciliği düşük zayıf karakterli bir marka olduğu, redde mesnet markanın üç boyutlu görünüm oluşturacak şekilde “…” ibaresinden oluştuğu, markada bulunan “…” sözcüğünde “…-” harflerinin sarımtırak bir renk tonu ile yazıldığı, “-…” harflerinin ise koyu kahverengi renk tonu ile yazıldığı, markanın genel görünümü içerisinde “…-” ve “-…” harflerinin ortalama tüketici kesimi nezdinde hemen ve ilk bakışta ayrıştırılabildiği, “…” ibaresinin …’de anlamı “…” olarak bilinen … bir sözcük olduğu, bunlara bağlı olarak; açık ve koyu olmak üzere kontrast renk kullanımından kaynaklı “…” ibaresinin ortalama tüketici kesimi nezdinde “…” nesnesine çağrışım oluşturma gücünden uzak olduğu, markalarda müşterek olarak bulunan “…” kelimesinin davaya konu hizmetler bakımından ayırt ediciliğinin bulunmadığı, buna göre; markaların görsel, işitsel ve özellikle kavramsal olarak birbirleri ile makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesimi nezdinde ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi oluşturacak derecede benzer olduklarının söylenemeyeceği, başka bir deyişle; daha önce redde mesnet “…” markasını gören, işiten, bu markalı hizmetlerden yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu “…” markasını davaya konu hizmetler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, davaya konu hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı redde mesnet markadan farklı bir marka olarak algılayacağı gibi marka sahipleri arasında idari ya da ekonomik bir bağlantı da kurmayacağı, bu nedenle dava konusu olayda SMK m.6/1 hükmü koşulunun oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı … kararının davalı şahsın itirazının kabulüne ilişkin kısmının İPTALİNE,

2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL’nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 23,50 TL vekalet harcı, 408,00 TL posta-tebligat masrafına esas olmak üzere toplam 592,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı … tarafından yapılan 11,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, Davalı Şahıs vekilinin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde …. Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/01/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza