Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/272 E. 2023/255 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/272 Esas – 2023/255
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/272 Esas
KARAR NO : 2023/255

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 27/07/2022
KARAR TARİHİ : 17/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/05/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 27/07/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin 2010 yılında Uzman Eczacı … tarafından kurulduğu ve …’de … ve nitelikli tıbbi cihaz toptan ticareti işlerini yaptığı; davacının “…” ibareli markasının 05, 10, 35, 36, 41, 42 ve 44.sınıflarda tescili için yaptığı 29/03/2021 tarihli … sayılı başvurusuna davalı … AŞ’nin “…” ve “…” ibareli markalarına ve diğer davalı … Ltd.Şti’nin “…” markasına benzediği gerekçesiyle itiraz ettiği; … tarafından haksız bir şekilde 09.02.2022 tarihli 5, 35, 36, 41 ve 42. sınıflarda kısmi ret kararı verildiği; davacının 06/04/2022 tarihli karara itirazının da …’nın 30/05/2022 tarih ve … sayılı kararı ile reddedildiği; oysa, kısmi redde gerekçe gösterilen “…”, “…”, “…” ibareli markalar ile davacı markası arasında barındırdıkları ibareler, oluşturuluş biçimleri ve görselleri olarak ayırt edici farkların mevcut olduğu; davacı markasının düz yazı siyah beyaz hepsi küçük harf olarak “…” ibaresinin yazılması ile oluşturulduğu; davalıların redde gerekçe olarak gösterilen markalarının düz yazı ve renkli olarak yazılmış “…”, “…” ve “…” ibareleri şeklinde oluşturulduğu; davacı markası biyosıtarthab şeklinde telaffuz edilirken, kısmi redde gerekçe gösterilen markaların biyosıtar, sıtartırshab şeklinde telaffuz edildiği; hem “…” ve hem de “…” ibareleri ayrı ayrı ve birlikte dünyada yaygın olarak kullanılan zayıf markalar olduğu; “…”, “…” ve …-…” kelimeleri … olarak “başlama, girişim” anlamına geldiği; “…” kelimesi ise “merkez, faaliyet merkezi” anlamını taşıdığı, bu ibarelerin birlikte ve/veya ayrı ayrı kullanımları ayırt edici bir özellik taşımamakta ve hiç kimseye ait olmayan anonim ibareler olduğu; davacı markası ile davalı markaları arasında benzerlik ilişki ve karıştırma ihtimalinin bulunmadığı; “…” kelimesi “yaşam (ile) ve canlı şeylerle ilgili”, “…” kelimesi ise “yıldız” ve “ünlü/meşhur/çok başarılı/mükemmel (kişi)” anlamına geldiği; bu ibarelerin birlikte ve/veya ayrı ayrı kullanımları ayırt edici bir özellik taşımamakta ve hiç kimseye ait olmayan anonim ibareler olduğu gerekçelerini öne sürülerek; 30/05/2022 tarih ve … sayılı ret kararının iptaline ve davacının 29/03/2021 tarih ve … başvuru numaralı “…” markasının 5, 35, 36, 41 ve 42. sınıflarda da tesciline karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 11/08/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; … sayılı “…” ibareli marka ile kısmi redde mesnet davalıların … sayılı “…”, “…”, “…” ibareli markalarının görsel, işitsel, anlamsal düzeyde benzer olduğu ve aynı/benzer hizmetleri kapsadığı için ilgili tüketici kesimi nezdinde redde konu hizmetlerde marka sahipleri arasında iktisadi yönden bir bağlantı bulunduğu yönünde bir izlenim oluşabileceği ve markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu; her marka özgünlük derecesi, tasarımı, tescile konu mallar/hizmetlerin ve bu mal ve hizmetlerin tüketici grubunun özellikleri, markanın tescil kapsamındaki mal/hizmetler üzerindeki ayırt edici niteliği gibi unsurlar açısından kendine özgü özellikler taşıdığından ve ancak tüm bu unsurların birlikte değerlendirilmesi sonunda tescil başvurusuna ilişkin karar oluşturulabildiğinden başka marka başvurularına ilişkin verilen kararların dayanak gösterilmesi de haklı olmadığı öne sürülerek; davanın reddi talep edilmiştir.
Davalı … vekili 25/08/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalı … … A.Ş.’nin, gelişme potansiyeli olan erken aşama teknoloji girişimlerine, finansman ve ürün-pazar uyumu, strateji, fiyatlama, pazarlama, yeni müşterilere erişim, ekibin geliştirilmesi, finansal planlama, satış kanalları geliştirme, globale açılma, yeni yatırımcılara erişim gibi birçok alanda destek sağlayan bir … şirketi olduğu; davalının “…” ibaresi ile sahip olduğu … alan adlı web sitesinde de bilinirliğini ispat edecek veriler paylaştığı; davalının 09, 35, 36, 41, 42. sınıflarda tescilli “…” esas unsurlu … ve … sayılı markalarını tescilli olarak yoğun ve ciddi surette kullandığı; davacının tescilini talep ettiği “…” markasının gerek kelime gerekse de şekil unsurları ile özgünlük ve ayırt edicilik nitelik taşımadığı, “…” markasıyla görsel, işitsel ve anlam bakımından ltibas oluşturduğu; davacı markasının tescilini talep ettiği mal ve hizmet sınıflarının davalı markalarının tescilli olduğu sınıflarla aynı olduğu ve karışıklık yaratacağı; “…” sözcüğü yeni başlayanlar, girişimci anlamına “…” ise merkez anlamına geldiği ve bir bütün olarak bakıldığında girişimciler merkezi, yeni başlayanlar merkezi anlamlarına geldiği; “…” sözcüğü biyo anlamına gelmekte, “…” başlangıç“, “…” ibaresinin ise merkez anlamına geldiği; “…” ibaresi “…” sözcüğü ile benzerliği sebebiyle anlama bir bütün olarak bakıldığında biyo … merkezi, biyo girişimciler merkezi anlamlarına geldiği; ve taraf markalarının markalar telaffuz, şekil ve anlam olarak ayırt edilemeyecek derecede benzerlik ihtiva ettiği; normal bir tüketicinin her iki markayı ayırt edemeyip yanılmasına veya iki farklı marka olduğunu anlamasına rağmen bu markaların aynı şirkete ait olduğunu sanmasına veya bu şirketlerin arasında idari–ekonomik bir bağ olduğunu düşünmesine sebebiyet verebileceği öne sürülerek davanın reddi talep edilmiştir.
Davalı …, dava dilekçesinin kendisine tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz etmediğinden, HMK m.128 hükmü gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davalı şirketlere ait redde mesnet markalar arasında, … tarafından başvurudan çıkartılan mal ve hizmetler bakımından, SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren …. Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 29.03.2021 tarihinde … sayılı “…” ibareli, 05, 10, 35, 36, 41, 42 ve 44.sınıflarda bulunan mal ve hizmetler için tescil başvurusunda bulunduğu, başvurunun …’nca 17.05.2021 tarih ve 372 sayılı …’nde yayınlanmasına karar verildiği, söz konusu ilana karşı davalı şirketlerin yayına itiraz ettikleri, davacının itirazlara karşı görüş dilekçeleri sunduğu, yayına yapılan itirazların …’nca SMK m.6/1 hükmü uyarınca kısmen kabul edildiği, marka tescil başvurusundan bir kısım mal ve hizmetlerin çıkarılmasına karar verildiği, bu karara karşı davacı tarafından 06.04.2022 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, itirazı değerlendiren …’nun … sayılı … kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 31.05.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; davacının başvurusundan çıkartılan ve iş bu davaya konu olan mal ve hizmetlerin tamamının, davalı şirketlerin redde mesnet markalarının kapsamında olan birebir aynı mal ve hizmetlerden oluştuğu tespit edilmiştir.
Davalı …’nin redde mesnet … sayılı “…” ibareli markasının, “…” ve “…” kelimelerinin biraraya getirilmesiyle oluşturulmuş bir bileşke/karma marka olduğu; markanın asli, baskın ve ayırt edici esas unsurunun, bir bütün olarak, aynı renk, harf karakteri ve yazı tipi ile yazılan “…” ibaresi olduğu,
Davacının “…” ibareli başvuru markasının da “…”, “…” ve “…” kelimelerinin biraraya getirilmesiyle oluşturulmuş bir bileşke/karma marka olduğu; markanın asli, baskın ve ayırt edici esas unsurunun, bir bütün olarak, aynı renk, harf karakteri ve yazı tipi ile yazılan “…” ibaresi olduğu,
Redde mesnet markanın “…”, davacı markasının da “…” olarak işitilip algılanacağı,
Redde mesnet markanın “…” ve “…” ibareleriyle, davacı markasının da “…” ve “…” ibareleriyle başlaması sebebiyle, göreceli olarak görsel ve işitsel bakımından yüksek veya en azından orta düzeyde benzerlik taşıdığı,
Taraf markalarının başlangıcında müştereken yeralan “…” ibaresinin, …’de “hayat, yaşam, yaşam (ile) ve canlı şeylerle ilgili” anlamlarına geldiği (…),
Redde mesnet markadaki “…” kelimesinin …’de “yıldız, gezegen, gök cismi, baht, talih, mukadderat, baş oyuncu, ünlü/meşhur/çok başarılı/mükemmel (kişi)” gibi anlamlarına geldiği,
Başvuru markasındaki “…” kelimesinin …’de “başlangıç, başlama noktası, yola çıkış, kalkış, harekete geçme” ve “…” kelimesinin ise “öz, esas, merkez, faaliyet merkezi, madenî para basma kalıbı, poyra” gibi muhtelif anlamlar taşıdığı (…),
Dolayısıyla, “…” ibareli redde mesnet marka “hayat yıldızı/gezegeni; yaşamsal talih” anlam ve algılarını yaratırken; “…” ibareli başvuru markasının ise “hayatın başlangıç merkezi/özü; yaşamsal harekete geçme merkezi” anlam ve algılarını doğurduğu; taraf markalarının kavramsal olarak düşük düzeyde benzerlik taşıdığı,
Markaların kullanılacağı mal ve hizmetlerin türü ne kadar yakınsa, markaların karıştırılması tehlikesi de o kadar büyük olduğu ve yeni markanın eskisinden belirgin şekilde farklı olması gerektiği, somut olayda; taraf markalarının 05. sınıfta müştereken birebir aynı malları kapsadığı,
Taraf markaları arasındaki görsel, işitsel ve kavramsal farklılıkların, ayniyet düzeyinde benzerlik taşıyan müşterek 05. sınıfa konu mallar bakımından karıştırılma ihtimalini bertaraf edemediği,
Taraf markalarının birebir aynı malları kapsaması ve taraf markalarının görsel ve işitsel bakımdan yüksek veya en azından orta düzeyde benzerlik taşıması karşısında; davaya konu markanın içerdiği diğer unsurların ve farklılıkların (kavramsal farklılığın), genel izlenimde redde mesnet marka ile çağrışımı, benzerliği ve karıştırılmayı bertaraf edecek ve davalı markasından uzaklaşmayı sağlayacak düzeyde ayırt edicilik katmadığı, gözardı edilebilir olduğu,
Davacı tarafından redde mesnet gösterilen “…” markasının zayıf marka olduğu ileri sürülmekle birlikte; redde mesnet “hayat yıldızı/gezegeni; yaşamsal talih” anlam ve algılarını yaratan “…” ibaresinin 05. sınıf mallardan herhangi birinin adı, cinsi, vasfı, türü vs. teşkil etmediği, tanımlayıcı olmadığı ve uyuşmazlığa konu mallar bakımından somut ve soyut ayırt ediciliğinin yüksek düzeyde olduğu ve yukarıdaki gerekçeler altında, SMK m.6/1-b hükmü çerçevesinde, … sayılı “…” ibareli başvuru markası ile redde gerekçe gösterilen … sayılı “…” markasının, bütünsel genel izlenim itibarıyla, görsel ve işitsel olarak benzer olduğu ve uyuşmazlığa konu 05. sınıftaki birebir aynı mallar bakımından ilişkilendirilme ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Davalı …’nin redde mesnet … sayılı “…” ibareli markasının, “…” ve “…” kelimelerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş bir bileşke/karma marka olduğu; markanın asli, baskın ve ayırt edici esas unsurunun, bir bütün olarak, aynı renk, harf karakteri ve yazı tipi ile yazılan “…” ibaresi olduğu, “…” ibareli başvuru markasının “…”, redde mesnet “…” ibareli markanın “…”, olarak işitilip algılanacağı,
Başvuru markasının “…” ve “…” kelimelerini, “…” ve “…” kelimelerini ihtiva etmesi sebebiyle, taraf markalarının göreceli olarak görsel ve işitsel bakımından yüksek veya en azından orta düzeyde benzerlik taşıdığı,
Başvuru markasındaki “…” kelimesinin “başlangıç, başlama noktası, yola çıkış, kalkış, harekete geçme”, redde mesnet markasındaki “…” kelimesinin “başlayan veya başlatan kimseler, başlayan veya başlatan şey” anlamlarına geldiği,
Taraf markalarında müşteken yeralan “…” kelimesinin ise “öz, esas, merkez, faaliyet merkezi, madenî para basma kalıbı, poyra” gibi muhtelif anlamlar taşıdığı (….),
Yukarıda da belirtildiği üzere, “…” ibareli başvuru markasının “hayatın başlangıç merkezi/özü; yaşamsal harekete geçme merkezi”, redde mesnet “…” markasının “başlangıçların merkezi/başlangıç yapanların merkezi” anlam ve algısını yarattığı ve taraf markalarının kavramsal olarak yüksek düzeyde benzerlik taşıdığı/markaların kavramsal olarak uzaklaştıklarının ileri sürülemeyeceği,
Başvuru markası için “…” ibaresi seçilirken, “…” ibareli davalı markasının arkasında yatan aynı fikrin ve marka tertip tarzının esas alındığı algısının doğduğu,
Markaların kullanılacağı mal ve hizmetlerin türü ne kadar yakınsa, markaların karıştırılması tehlikesi de o kadar büyük olduğu ve yeni markanın eskisinden belirgin şekilde farklı olması gerektiği, somut olayda; taraf markalarının 35, 36, 41 ve 42. sınıflarda birebir aynı malları kapsadığı,
Taraf markaları arasındaki görsel, işitsel ve kavramsal farklılıkların, ayniyet düzeyinde benzerlik taşıyan müşterek 35, 36, 41 ve 42. sınıflarda birebir aynı hizmetler bakımından karıştırılma ihtimalini bertaraf edemediği, taraf markalarının birebir aynı hizmetleri kapsaması ve taraf markalarının görsel ve işitsel bakımından yüksek veya en azından orta düzeyde benzerlik taşıması ve kavramsal bakımdan uzaklaşmamış markalar olması karşısında; davaya konu markanın içerdiği diğer unsurların ve farklılıkların, genel izlenimde redde mesnet marka ile çağrışımı, benzerliği ve karıştırılmayı bertaraf edecek ve davalı markasından uzaklaşmayı sağlayacak düzeyde ayırt edicilik katmadığı, gözardı edilebilir olduğu,
Davacı tarafından redde mesnet markanın zayıf marka olduğu ileri sürülmekle birlikte; “başlangıçların merkezi/başlangıç yapanların merkezi” anlam ve algılarını yaratan “…” ibareli markanın müşterek 35, 36, 41 ve 42. sınıflara konu hizmetler bakımından somut ve soyut ayırt ediciliğinin yüksek düzeyde olduğu ve yukarıdaki gerekçeler altında, SMK 6/1.b hükmü çerçevesinde, … sayılı “…” ibareli başvuru markası ile redde gerekçe gösterilen … sayılı “…” markasının, bütünsel genel izlenim itibarıyla, görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olduğu ve uyuşmazlığa konu 35, 36, 41 ve 42. sınıflara konu birebir aynı hizmetler bakımından ilişkilendirilme ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Davalı …’nin redde mesnet … sayılı markasının, … kelimesi ile bu kelimedeki “H” harfi üzerine yanlama yazılmış ve çıplak gözle zorlukla okunan … kelimelerinin biraraya getirilmesiyle oluşturulmuş bir bileşke/karma marka olduğu; markanın asli, baskın ve ayırt edici esas unsurunun “…” ibaresi olduğu;
“…” ibareli başvuru markası ile “…” ibareli davalı markasının, bilhassa markaların sonuna yerleştirilmiş müşterek … ibaresi sebebiyle görsel ve işitsel olarak orta veya en azından düşük düzeyde benzerlik taşıdığı,
“…” ibareli başvuru markasının “hayatın başlangıç merkezi/özü; yaşamsal harekete geçme merkezi” ve redde mesnet … markasının “öz, esas, merkez, faaliyet merkezi” anlamlarına geldiği; markaların kavramsal olarak yüksek veya en azından orta düzeyde benzerlik taşıdığı ve kavramsal olarak birbirinden uzaklaştığının ileri sürülemeyeceği,
Davaya konu bileşke işarette, bağımsız role sahip olan “…” ibaresinin markanın ayırt edici niteliğine katkısının olmadığının veya bu ibarenin “…” ibaresiyle birlikte kullanılmasıyla “…” ibaresinin marka kompozisyonu içerisinde markanın bütünü tarafından absorbe edildiğinin ve davacının “…” markalarından uzaklaşarak bambaşka yeni bir kavram ve marka yaratıldığının ileri sürülemeyeceği,
Markaların kullanılacağı mal ve hizmetlerin türü ne kadar yakınsa, markaların karıştırılması tehlikesi de o kadar büyük olduğu ve yeni markanın eskisinden belirgin şekilde farklı olması gerektiği, taraf markalarının 35, 36, 41 ve 42. sınıflarda birebir aynı malları kapsadığı ve bahse konu malların bir kısmı profesyonel alıcılara hitap etmekle birlikte aynı zamanda ve çoğunlukla doğrudan her cins, meslek, eğitim, sosyal ve ekonomik düzeyden gelen, dikkat, ihtimam ve özen derecesi ortalama düzeyde bulunan vasati nihai tüketiciye hitap eden mallar olduğu,
Başvuru markasında ilave farklı kelime unsurlarından kaynaklanan farklılıkların, ayniyet düzeyinde benzerlik taşıyan müşterek 35, 36, 41 ve 42. sınıflarda birebir aynı hizmetler bakımından karıştırılma ihtimalini bertaraf edemediği,
Davacı tarafından redde mesnet “…” markasının zayıf marka olduğunun ileri sürüldüğü, davalının markasının esas unsurunu oluşturan ve “öz, esas, merkez, faaliyet merkezi” anlamlarına gelen “…” ibaresinin, müşterek 35, 36, 41 ve 42. sınıflara konu hizmetlerden herhangi biri için doğrudan tanımlayıcı bir ibare olmamakla birlikte, ticarette hemen hemen her mal veya hizmet sunumunda yaygın olarak kullanılan ayırt ediciliği düşük bir ibare olduğu,
Ancak; karıştırılma ihtimali incelenirken önceden tescil edilmiş markaların geçerliliğinin sorgulanamayacağı ve tescilli ulusal markanın belirli derecede ayırt ediciliğinin bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği, …. “…” kararında da, bu markanın hükümsüz kılınmadığı sürece koruma altında olacağı ve “…” ibaresini içeren markaların benzer kabul edilmesi ve zayıf markalara da asgari bir koruma sağlanması gerektiğinin vurgulandığı,
Somut olayda, başvuru markası bitişik yazılmakla birlikte, “… … …” olarak okunup, işitilip algılanacak olan başvuru markasının kapsadığı “…” ibaresinin zaten örtüşen ortak unsur niteliği taşıdığı; ortak unsur niteliği taşımayan “…” kelimesinin davalı markasında yer almadığı ve başvuru markasındaki ortak unsur niteliği taşımayan, …’de “başlangıç, başlama noktası, yola çıkış, kalkış, harekete geçme” anlamlarına gelen “…” ibaresinin de, davalının redde mesnet markasının tali unsuru olan “başlayan şey, başlatan şey, başlayan veya başlatan kimse” anlamlarına gelen “…” ibaresiyle görsel, işitsel ve kavramsal bakımından benzerlik taşıdığı ve markalar arasında kapsadıkları birebir aynı hizmetler bakımından iltibas olasılığının bulunduğu,
Taraf markalarının birebir aynı hizmetleri kapsaması ve taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal bakımdan uzaklaşmamış markalar olması karşısında; davaya konu markanın içerdiği diğer unsurların ve farklılıkların, genel izlenimde redde mesnet marka ile çağrışımı, benzerliği ve karıştırılmayı bertaraf edecek ve davalı markasından uzaklaşmayı sağlayacak düzeyde ayırt edicilik katmadığı ve gözardı edilebilir olduğu ve yukarıdaki gerekçeler altında, SMK 6/1.b hükmü çerçevesinde, … sayılı “…” ibareli başvuru markası ile redde gerekçe gösterilen … sayılı “…” ibareli markasının, bütünsel genel izlenim itibarıyla, görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olduğu ve uyuşmazlığa konu 35, 36, 41 ve 42. sınıflara konu birebir aynı hizmetler bakımından ilişkilendirilme ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü uyarınca hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … ve …’ne verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 48,60 TL vekalet harcı, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 138,00 TL posta-tebligat, 2.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.993,42 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı …’nin yapmış olduğu 34,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’ne verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı … girişim vekilinin yüzüne karşı, davalı …’nin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde …. Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/05/2023

Katip ….
E-imza

Hakim …
E-imza