Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/263 E. 2023/240 K. 12.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/263 Esas – 2023/240
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/263 Esas
KARAR NO : 2023/240

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 21/07/2022
KARAR TARİHİ : 12/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/05/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 21/07/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait “…” ve bu ibare ile oluşturulan markaların tanınmış niteliği haiz olduğunu, bu konuda müvekkili şirketin … sayılı tanınmış marka tescil belgesi ve tanınmış marka kabul yazısı belgesi sahibi olduğunu, tanınmış markaların daha geniş bir koruma alanına sahip oldunun …’nin istikrar kazanmış içtihatları gereğince de açıkça ortada olduğunu, müvekkiline ait ‘…’ markasıyla aynı ve/veya ayırt edilmeyecek kadar benzer olan davalının tescil talebinde bulunduğu markanın müvekkili şirkete ait marka ile ilişkilendirme dahil karıştırılma ihtimali bulunmakta olduğunu, “…” ibareli markaların müvekkili şirkete özgülenmiş olduğunu, davalının “…” ibaresi üzerinde mülkiyet hakkına sahip olması halinde, müvekkili şirketin mülkiyet hakkını elinde bulundurduğu markalarına büyük zararlar vermesinin kuvvetle muhtemel olduğunu, müvekkili şirkete ait “…” ve bu ibare ile oluşturulmuş markalar ile davalının tescil talebinde bulunduğu “…” ibareli marka arasında görsel, işitsel anlamsal bakımdan benzerlik ve ayrıca iltibas tehlikesi bulunmakta olduğunu beyanla; …’nun 31.05.2022 tarih … sayılı … kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 03/08/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu … kararı ve ilgili mevzuat hükümlerine değinerek dava konusu markalar arasında SMK m.6/1 kapsamında benzerlik olmadığını, markaların ortak noktasını oluşturan ‘’…’’ ibaresinin ayırt ediciliği zayıf bir ibare olduğunu, bu sebeple ‘’…’’ ibaresinde yapılacak ufak bir değişikliğin bile iltibas tehlikesini ortadan kaldıracağı, davalı marka başvurusunda bunun ötesinde belirgin farklar olduğunu belirterek; davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili 25/08/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “…’’ markasının müvekkiline ait özgün nitelikte bir marka olduğunu, davacının, markalarını, davaya dayanak gösterilen mal ve hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğunu veya kullanılmamasını haklı bir sebebe dayandıramadığını, davacının mesnet gösterdiği markalar ile müvekkil marka başvurusu arasında görsel, işitsel, kavramsal olarak bir benzerlik bulunmadığını, kapsadığı mal ve hizmetler bakımından da aynılık yada benzerlik bulunmadığını, bu nedenle 6769 sayılı SMK m.6/1 kapsamında benzerlik olmadığını, tanınmışlık iddiasının ispatlanamadığını, davacının zayıf bir marka seçmiş olması nedeni ile markasının farklı unsurlarla kullanılmasına katlanmak zorunda olduğunu belirterek; davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … kararının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait … sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait … sayılı marka arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı yanın tanınmışlık iddiasının eldeki dava bakımından incelenip incelenemeyeceği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi raporu aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren … Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalının 26.06.2020 tarihinde … sayılı “…” ibareli, 09. ve 36.sınıflarda bulunan bir kısım mal ve hizmetler için tescil başvurusunda bulunduğu, …’nca 12.08.2020 tarih ve 354 sayılı …’nde başvurunun yayımlandığı, davacının 25.09.2020 tarihli yayıma itiraz dilekçesi ibraz ettiği, davalının 23.11.2020 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, …. sayılı markalara ilişkin olarak kullanmama def’i ileri sürdüğü, davacının 26.02.2021 tarihli kullanım ispat formu sunduğu, …’nca marka tescil başvurusunun reddine karar verildiği, redde mesnet olarak SMK m.6/1 hükmü uyarınca … sayılı markanın gösterildiği, davalının 01.11.2021 tarihinde karara itiraz dilekçesi sunduğu, davacı yanın 22.11.2021 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, itirazı değerlendiren …’nun … sayılı … kararı ile itirazın kabulüne ve başvuru hakkındaki ret kararının kaldırılmasına karar verdiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet marka ve tüm dosya kapsamına göre;
…’ nun yerleşmiş uygulamasına göre (…) … kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (…) Eldeki talep de salt … kararının iptali istemini barındırdığından … karar tarihi olan 31.05.2022 tarihindeki marka işlem dosyasında mevcut maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve salt marka işlem dosyası ile sınırlı olarak değerlendirme yapılmıştır. Buna göre; davaya konu … kararında davacı yan markalarının tanınmış olup olmadığı hususu konu edilmediğinden davacı yanın eldeki davada markalarının tanınmış olduğunu ileri sürerek … kararının iptaline karar verilmesini talep edemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Dava konusu marka başvurusuna dahil edilen ve eldeki davaya konu olan “9.SINIF:Manyetik optik okuyuculu kartlar, nakit para çekme makinaları. 36.SINIF: Finansal Parasal hizmetler.” mal ve hizmetleri, itiraza mesnet … sayılı marka kapsamında yer almaktadır.
Dava konusu marka başvurusu incelendiğinde; “…” ibaresinden oluşmaktadır. İtiraza mesnet marka incelendiğinde ise; “… …” ibaresinden oluşmaktadır.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; markaların kapsamlarında yer alan mal ve hizmetlerin aynı olduğu, karşılaştırılan mal veya hizmetler arasında benzerlik düzeyinin artmış olması halinde markalar arasındaki ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesinin bertaraf edilmesi için markaları oluşturan işaretler arasındaki farklılık derecesinin artmış olmasının gerekeceği (…), markalar arasında müşterek olarak bulunan unsurun “…” sözcüğü olduğu, bu sözcüğün; “1.Arpa, buğday, yulaf vb. ekinlerin tanelerini taşıyan kılçıklı başı. 2.Tarlalarda, bağlarda dökülmüş veya tek tük kalmış olan ürün. 3.Zodyak üzerinde Aslan ile Terazi arasında bulunan takımyıldızın adı.” anlamlarına geldiği, söz konusu anlamları itibariyle bu sözcüğün davaya konu mal ve hizmetleri veya bunların karakteristik özelliklerinden herhangi birini tanımlamadığı, bu nedenle somut ayırt edici niteliği haiz olduğu, başvuru markasında yer alan “…” sözcüğünün davaya konu mal ve hizmetler bakımından somut ayırt ediciliğinin bulunmadığı, yine başvuru markasında yer alan “…” sözcüğünün de ticari hayatta herkes tarafından kullanılabilen, tasviri nitelikte somut ayırt edici niteliği haiz olmayan başka bir ibare olduğu, buna göre; başvuru markasının esas unsurunun “…” sözcüğü olduğu, itiraza mesnet markanın iki kelimeden oluştuğu, markanın genel görünümü içinde “…” sözcüğünün markanın esaslı unsurlarından biri olduğu, buna göre, daha önce itiraza mesnet markayı gören, işiten, bu markalı mal ve hizmetlerden yararlanan ilgili tüketici kesiminin her ne kadar nispeten dikkatli ve bilinçli olduğu kabul edilse de, daha sonra başvuru markasını gördüklerinde veya işittiklerinde, davaya konu mal ve hizmetlerden faydalanmak için ayıracakları sınırlı süre içerisinde, gerek markaların kapsamlarında yer alan mal ve hizmetlerin ayniyet derecesinde benzer olması, gerekse “…” sözcüğünün her iki markanın genel görünümü içinde esaslı unsur konumunda olmaları nedeniyle, başvuru markası ile itiraza mesnet marka arasında ilişki kuracakları, her iki markanın da aynı ticari kökenden geldiği hususunda yanılsamaya düşerek tüketim tercihinde bulunacakları, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşecekleri, belirtilen nedenlerle markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın kabulü ile; … sayılı … kararının İPTALİNE karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı … kararının İPTALİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 2.600,00 TL bilirkişi ücreti, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 224,00 TL posta-tebligat masrafına esas olmak üzere toplam 3.042,32 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı … A.Ş tarafından yapılan 11,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde …. Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/05/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza