Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/248 E. 2023/70 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/248 Esas – 2023/70
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/248 Esas
KARAR NO : 2023/70

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali )
DAVA TARİHİ : 07/07/2022
KARAR TARİHİ : 15/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/04/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 07/07/2022 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacının 1988 yılında …’nin ihtiyaç duyduğu … ve füze mühimmatını tasarlamak, geliştirmek ve üretmek amacı ile … kararı uyarınca kurulan bir firma olduğunu, bugün itibariyle milli menfaatler uğruna … alanlarında faaliyet gösterdiğini, davalı … nezdinde 30.11.2020 tarihinde 12 ve 13. sınıflara giren emtialar yönünden dosyaladığı “… …” ibareli … başvuru numaralı markanın diğer davalıların itirazları üzerine …. sayılı “…” ibareli markalarla karıştırılma ihtimali bulunduğu gerekçesi nedeniyle … tarafından kısmen reddedilmesinin haksız ve hukuka aykırı bir işlem olduğunu, zira uyuşmazlık konusu olan emtiaların uzman bir alıcı kitlesine hitap etmesi nedeniyle markaların karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, söz konusu emtiaların gündelik hayatta toplumun geneli tarafından satın alınan emtialar olmadığını, davacının hiçbir ürününün doğrudan halka hitap etmediğini, bu ürünlerin halk tarafından ulaşılabilen satış ve dağıtım kanallarında kullanılmadığını, davacının ürünlerinin … ve …’nın tensipleriyle projeler özelinde geliştirilip, üretilerek silahlı kuvvetlere teslim edildiğini, zaten davacının “… …” ibareli markasının tescili sürecinde “…”lı markalara dayalı olarak yapılan itirazların haklı olmadığı yönünde … numaralı kararda bu hususların vurgulandığını ve davacının iddialarının haklı bulunduğunu, bu kararın somut uyuşmazlık açısından emsal nitelikte olduğunu ileri sürerek, … …’nın dava konusu edilen 23.05.2022 tarih ve … sayılı kısmi red kararının iptaline ve … sayılı markanın başvurusunda yer alan tüm sınıflar için kabulüne ve tescil işlemlerinin gerçekleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 02/08/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal açılardan birbirleriyle karıştırılma ihtimali doğuracak derecede benzer olduğunu, markalarda ortak olarak yer alan ve bağımsız ayırt ediciliği haiz olan “…” ibaresi nedeniyle tüketiciler açısından markaların aynı şirkete ait olduğu izleniminin uyanma ihtimalinin yüksek olduğunu, dava konusu edilen markanın kapsamından çıkartılmış olan emtialar özelinde, taraf markalarının aynı veya ilişkili emtialarda kullanılacağını, bu nedenlerle davadaki taleplerin reddinin gerektiğini savunmuştur.
Davalı … A.Ş. vekili 06/09/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Somut uyuşmazlıkta karşılaştırılan markaların görsel, işitsel ve kavramsal yönden bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer olduğunu, günlük kullanımda taraf markalarının “…” olarak kullanılacağını, zira dava konusu edilen markada geçen “…” ibaresinin davacının çatı markası olduğunu, dava konusu edilen markada asıl koruma altına alınmak istenilen unsurun “…” kelimesi olduğunu, bu ibarenin da davalının tescilli markasının esas/tek unsuru olan kelime ile birebir aynı olduğunu, davacının yeri geldiğinde ürünlerini davalı firmanın ürettiği araçlara … ederek pazarlamasını yaptığı da göz önünde bulundurulursa bu karışıklığın kaçınılmaz hale geldiğini, davalının “…” ibareli markalarını 12. sınıfta yer alan ürünlerinde etkin ve yoğun bir şekilde kullandığını, ayrıca tarafların aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, yani davalının “…” markalı ürünlerinin de … pazarına hitap ettiğini, bu durumda davacının, davalının markasının yarattığı intibadan istifade etmiş olacağını ve bu benzerliğin davalı firmaya zarar vereceğini, dava konusu edilen markanın tescili halinde taraflar arasında haksız rekabet yaratılacağını, zira davalının da en az davacı kadar başta … olmak üzere tüm dünyaya … pazarına yönelik ürün ve hizmet sağladığını, tarafların aynı projeler altında veya aynı ihale kapsamında aynı markayı kullanması durumunun dahi ortaya çıkabileceğini, dava konusu edilen markanın davalının markalarının devamı niteliğinde veya davalı ile ilişkili bir marka olarak algılanacağını, davacının basiretli bir tacir olarak davalının tescilli markasından haberdar olmamasının mümkün olmadığını, örneğin davalının “…” markalı bir ürünü olan aracın üzerine davacının …’nin entegre edilmiş halinin … 2017’de sergilendiğini, davacının da savunma sanayii projelerinde en önemli unsurun halkın ve medyanın gözünde “markanın” yarattığı önem olduğunu bilmesi gerektiğini, davacının somut uyuşmazlığa emsal nitelikte olduğunu ileri sürdüğü … sayılı ilamının henüz kesinleşmediğinden emsal nitelikte bir karar olarak nitelendirilemeyeceğini iddia ederek, davadaki taleplerinin reddinin gerektiğini savunmuştur.
Davalı …, dava dilekçesinin kendisine tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz etmediğinden, HMK m.128 hükmü gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı “… …” ibareli marka başvurusu ile redde mesnet … ve … sayılı markalar arasında “12.SINIF: Motorlu kara taşıtları (motosikletler, mobilet dahil) ve bu taşıtlar için motorlar, kavramalar ve transmisyon bağlantıları, transmisyon kayışları ve zincirleri, dişliler, frenler, fren disk ve balataları, şasiler, kaportalar, süspansiyonlar, darbe emiciler, şanzımanlar, direksiyonlar, jantlar.Taşıt kasaları, damperli kasalar, traktör römorkları, frigorifik kasalar, römork bağlantıları. 13.SINIF: …, roketatar ve füze sistemleri ile bunlara ait fırlatma ve tahrik sistemleri, … ve füze sistemlerinin yakıt, mekanik, elektronik ve plastik parçaları, harp başlıkları ve aksamları.Mühimmat ve mermiler; torpidolar; patlayıcılar; patlayıcı tozlar; patlayıcılar için tapalar; piroteknik ürünler.Ağır silahlar, havanlar, roketler.Her türlü silahlar ve … sistemleri.Kişisel kullanım için koruyucu gazlar.” emtiaları bakımından SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, özel veya teknik hususların tespiti bakımından bilirkişi raporu aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren … Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının “… …” ibareli, 12 ve 13.sınıf emtiaların tescili amacıyla 30.11.2020 tarihinde gerçekleştirdiği … sayılı marka tescil başvurusunda bulunduğu, yapılan ilk incelemeler sonrasında başvurunun 12.02.2021 tarih ve 366 sayılı …’nde yayımlandığı, söz konusu yayıma karşı davalı şahsın 31.03.2021 tarihinde … sayılı markayı mesnet göstererek SMK m.6/1 hükmü uyarınca itiraz ettiği, davalı şirketin 02.04.2021 tarihinde … sayılı markayı mesnet göstererek SMK m.6/1 hükmü uyarınca itiraz ettiği, davacı şirketin 15.06.2021 tarihli itiraza karşı görüş ibraz ettiği, …’nca SMK m.6/1 hükmü uyarınca itiraza mesnet gösterilen markalar dikkate alınarak “12.SINIF: Motorlu kara taşıtları (motosikletler, mobilet dahil) ve bu taşıtlar için motorlar, kavramalar ve transmisyon bağlantıları, transmisyon kayışları ve zincirleri, dişliler, frenler, fren disk ve balataları, şasiler, kaportalar, süspansiyonlar, darbe emiciler, şanzımanlar, direksiyonlar, jantlar.Taşıt kasaları, damperli kasalar, traktör römorkları, frigorifik kasalar, römork bağlantıları. 13.SINIF: …, roketatar ve füze sistemleri ile bunlara ait fırlatma ve tahrik sistemleri, … ve füze sistemlerinin yakıt, mekanik, elektronik ve plastik parçaları, harp başlıkları ve aksamları.Mühimmat ve mermiler; torpidolar; patlayıcılar; patlayıcı tozlar; patlayıcılar için tapalar; piroteknik ürünler.Ağır silahlar, havanlar, roketler.Her türlü silahlar ve … sistemleri.Kişisel kullanım için koruyucu gazlar.” emtialarının başvurudan çıkarılmasına karar verildiği, bu karara karşı davacının 22.09.2021 tarihinde itiraz dilekçesi sunduğu, davalı şahsın 12.10.2021 tarihinde itiraza karşı görüş sunduğu, davalı şirketin 18.10.2021 tarihli itiraza karşı görüş ibraz ettiği, itirazları değerlendiren …. sayılı … kararı ile itirazın reddine karar verdiği, verilen kararın davacı marka vekiline 27.05.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı tespit edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; davacının markasının kapsamına alınmak istenilen ve 12. sınıfa giren emtiaların tamamı, kısmi redde mesnet … sayılı markanın kapsamında birebir yer almaktadır. 13. sınıfa giren emtialar da, her ne kadar farklı bir biçimde ifade edilmişlerse de, … sayılı markanın kapsamına giren “ateşli ve havalı silahlar” ile “ağır silahlar, roketler”in açılımından ibarettir ve bunlar benzer alıcı çevresine hitap ederler, benzer ihtiyaçları giderirler, son kullanıcıları ve hedeflenen alıcı profilleri aynıdır, birbirleri yerine ikâme edilebilir, birbirlerini tamamlayıcı nitelikleri vardır, aralarında ham madde/yarı mamul ve mamul ilişkisi bulunur ve bu emtialarda benzer markaların kullanıldığını gören tüketiciler markalar ve işletmeler arasında bağlantı kurabilirler. Bu meyanda, her ne kadar davacı taraf, hiçbir ürününün doğrudan halka hitap etmediğini, bu ürünlerin halk tarafından ulaşılabilen satış ve dağıtım kanallarında kullanılmadığını, davacının ürünlerinin … ve …’nın tensipleriyle projeler özelinde geliştirilip, üretilerek silahlı kuvvetlerine teslim edildiğini ileri sürmüş ise de, bu ürünlerin halka hitap etmiyor olması, yukarıda yer verilen “emtia benzerliği/türdeşliği” kriterlerinden muaf oldukları anlamına gelmemektedir. Savunma sanayinde yer alan aktörlerin de bu sektörün alıcılarına ürünlerini sunduğu, tanıttığı ve iş geliştirme faaliyetlerini yürüttüğü, başta … olmak üzere yerli ve yabancı aktörlerin katıldığı fuarlar gözetildiğinde, bu ürünlerin de bir takım satış/tanıtım kanallarından geçtiği söylenebilecektir. Bütün bu sebeplerle, somut olayda, davacının markasının kısmen reddedildiği tüm emtialar açısından emtia ayniyeti/benzerliği/türdeşliği şartının gerçekleştiği, değerlendirilmiştir.
Taraf markaları, şekil unsurundan yoksun kelime markalarıdır. Davacının markasında “…” ve “…” ibareleri, düz yazım karakterindeki siyah renkli büyük harflerle aynı puntolarda ayrı olarak yazılmıştır. Kısmi redde mesnet markalardan bir tanesinde de, “…” ibaresi, dava konusu edilen markada olduğu gibi, düz yazım karakterindeki siyah renkli büyük harflerle, diğerinde ise karakteristik bir yazı tarzında kırmızı renkli büyük harflerle yazılmıştır. Kısmi redde mesnet markalarda “…” ibaresi işaretlerin tek unsuru olduğundan, bu ibarenin markaların esas unsuru olduğu hususunda herhangi bir tereddüt yoktur. Davacının markasında ise, aynı “…” ibaresi, şekil ve renk unsurlarından yoksun olsa bile, aynı baskınlıkta yazılmış olan ve bütünleşik olarak algılanan “…” ibaresiyle birlikte kullanıldığından, bu markadaki esaslı unsurun, yani markada esas korunması istenilen unsurun ayrıca irdelenmesi gerekmektedir. Buna göre; “…” ibaresi, davacının çatı markası, aynı zamanda ticaret unvanın ayırıcı unsuru olduğundan, bu ibarenin markaların benzerliği incelemesinde geri planda tutulması gerektiği düşünülmektedir. Zira; halk tarafından bilinen ve belirli bir firmanın ürünlerinin çoğunluğunda yer alan bir çatı markası veya bir firmanın ticaret unvanının ayırıcı unsuruyla birlikte kullanılan ikincil kelime unsurlarından oluşan markalara uygulamada sıklıkla rastlanmaktadır. Bu tip markalarda yer alan ikincil kelime unsurlarının aynısının veya benzerlerinin başka bir markada yer alması halinde, markaların benzerliği değerlendirmesinde çatı markası (veya ticaret unvanının ayırıcı unsuru) arka planda bırakılarak inceleme yapılması gerekir. Dolayısıyla somut uyuşmazlıkta, dava konusu edilen işarette markasal hüviyette esas korunma altına alınması istenilen unsurun, “…” ibaresi olduğu değerlendirilmektedir. Bunlara göre; Karşılaştırılan markalarda esas/tek unsur konumunda kullanılmış olan “…” kelimesinin ortaklığının, markaları görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzer kılıp kılmadığı, somut uyuşmazlığın özünü oluşturmaktadır. Zira; “…” kelimesi, …’de; “avlanmayı kendine iş edinen kimse” yerleşik anlamını haiz bir cins isimdir ve aynı anlamıyla sıfat hüviyetinde de, insanlar ve hayvanlar için kullanılmaktadır. Her ne kadar davaya konu emtialardan bilhassa 13. sınıfa giren ve “…” niteliği olan emtialar yönünden “…” sözcüğünün somut ayırt ediciliğinin düşük/zayıf olduğu ileri sürülebilecek ise de, örneğin bir “…”in “…” olarak nitelendirilmesi, sıklıkla yapılan bir nitelendirme olmadığından, zira “silahların avcılığından” ziyade “silahı kullananın avcılığından” bahsedilmesi, hayatın olağan akışına ve yerleşik ifade biçimine daha uygun düştüğünden, 13. sınıfa giren “…” ve “… cinsi” emtialar yönünden dahi, “…” ibaresinin markasal hüviyette ayırt ediciliğinin, başka herhangi bir kelimeden daha zayıf/düşük olduğu düşünülmemektedir. Diğer bir ifadeyle, “…” ibaresinin “…” emtialarında markasal hüviyette kullanılması durumunun, yeterli ölçüde “orijinallik/ayırt edicilik” ihtiva ettiği ve herkesin ilk anda aklına gelebilecek bir tercih olmadığı değerlendirilmektedir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; markaların esas unsurlarının müşterek olarak “…” sözcüğünden oluştuğu, kapsamlarında yer alan emtiaların da aynı/aynı tür olduğu, buna göre, daha önce redde mesnet markaları gören, işiten, bu markalı emtialardan yararlanan ilgili tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu marka başvurusunu gördüğünde veya işittiğinde, davaya konu emtialardan faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı, redde mesnet markalar ile ilişkilendireceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökenden geldiğini ayırt etmesi halinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari ya da ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşeceği, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar … ve … A.Ş. kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve … A.Ş.’ye verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 11,50 TL vekalet harcı, 271,00 TL posta-tebligat masrafı, 2.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.043,90 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … A.Ş. tarafından yapılan 23,00 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … A.Ş.’ye verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı…’nin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/02/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza