Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/245 E. 2023/214 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/245 Esas
KARAR NO : 2023/214

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 06/07/2022
KARAR TARİHİ : 05/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/06/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 06/07/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacıya ait dava konusu markanın karma nitelikte şekil markası olduğunu, … rengi olan kırmız renk bir arka planı bulunduğunu, bu arka planda yine … ambleminin yerleştirilerek ön plana çıkarıldığını, bu amblemin … nezdinde tanınmış marka olarak kayıtlı olduğunu, yine …’ın kısaltması olan “…” yazısının büyük harflerle yine … renklerinden olan … renk ile yazıldığını, davalıya ait markanın ise … zemin üzerinde … yazısının … renkli olarak küçük harf karakteri ile yazıldığını, davacı ile davalıya ait markanın yazı karakteri, yazılışı, görseli, işitsel, anlamsal, okunuş olarak birbirinden farklı olduğunu, “…” ibaresinin …’ın kısaltması olarak çok uzun yıllardır aktif olarak kullanıldığını, davacının tanınmışlığı karşısında … ibaresinin davacı ile özdeşleşen bir ibare olduğunu, taraf markalarının tüketiciler nezdinde ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimaline yol açmayacağını öne sürerek, … …’nun 12.05.2022 tarih ve … sayılı … kararının iptaline karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
CEVAP:
Davalı … vekili 02/08/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu markanın “… …” ibaresinden, başvurunun kısmen reddine … markanın ise “…” ibaresinden oluştuğunu, gerek başvuru markasında, gerekse redde … markada asıl, marka algılaması yaratan baskın unsurun “…” ibaresi olduğunu, genel görünümleri ve bir bütün olarak bakıldığında markaların görsel, işitsel açıdan ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırma ihtimaline neden olacak şekilde benzerliğe sahip olduğunu, başvuru markasında ayırt ediciliğe katkı sağlayabilecek derecede farklı/güçlü unsurların mevcut olmadığını, markaların aynı/benzer sınıfları kapsadığını, söz konusu markalar bakımından SMK md.6/1’deki karıştırma ihtimaline ilişkin koşulların gerçekleştiğini, … kararının usule ve hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 09/08/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalı markasının “…”, davacının markasının ise “… …” ibaresinden oluştuğunu, markaların esas unsurlarına bakıldığında her iki markada yer alan asli unsur olan “…” kelimesinin birebir aynı olduğunu, genel görünüm ve işitsel açıdan ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırma ihtimaline neden olacak şekilde markaların benzerlik gösterdiğini, her iki markanın da 35. Sınıfta tescil edildiği göz önünde bulundurulduğunda aynı tür mallar üzerinde ortalama dikkate sahip tüketiciler nezdinde iki markayı birbirinden yeterince ayırt etme niteliğinin bulunmadığını ve davalı ile davacının markası arasında bağlantı kurulması ihtimali dâhil, karıştırılma ihtimaline yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu öne sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı … Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı “…+…” ibareli marka başvurusu ile redde … …. sayılı marka arasında davaya konu 35.sınıfta yer alan hizmetler bakımından SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, özel veya teknik hususların tespiti bakımından bilirkişi kök ve ek raporu aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren … Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı şirketin “…+…” ibaresini 16 / 18 / 24 / 25 / 26 / 35. sınıflarda bulunan mal ve hizmetlerin tescili amacıyla 22.12.2020 tarihinde gerçekleştirdiği … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 01.03.2021 tarih ve 367 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davalı yanın 26.04.2021 tarihinde … sayılı markaları … göstererek 6769 sayılı SMK’nın m.6/1 ve m.6/9 hükmü kapsamında itirazda bulunduğu, davacı yanın 22.06.2021 tarihinde itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi sunduğu, dilekçesinde … sayılı markalara ilişkin olarak kullanmama def’i ileri sürdüğü, davalı yanın 31.08.2021 tarihli kullanım ispat formu sunduğu, yayına yapılan itirazın …’nca SMK m.6/1 hükmü uyarınca 35. Sınıf bakımından kabul edildiği, 35.sınıfta yer alan hizmetlerin başvurudan çıkartıldığı, redde … olarak …. sayılı markanın gösterildiği, bu karara karşı davacı tarafından 14.03.2022 tarihinde itirazda bulunulduğu, yapılan itirazı değerlendiren …’nun … sayılı … kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 13.05.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, …izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. …değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde … marka, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi kök ve ek raporu ile tüm dosya kapsamına göre;
Mahkememizce aldırılan ek bilirkişi raporunda izah edildiği üzere; dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan ve … kararı ile reddine karar verilen 35. sınıftaki hizmetlerin 35.01-02-03-04. alt sınıfları dışında yani; “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri” dışında tamamı, davalının önceki tarihli ve tescilli redde … markası kapsamı ile benzer/birebir aynıdır.
“Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat- ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.” bakımından yapılan incelemede ise; bu hizmetler ile redde … marka kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin yukarıda yer verilen kriterlere göre aynı veya benzer olmadığı kanaatine varılmıştır. Zira karşılaştırılan bu mal ve hizmetlerin kullanım amaçları, hitap edilen kullanıcı grubu, faaliyet gösterdikleri ticari pazar, ilgili pazardaki satış yolları gibi hususlar birbirinden farklıdır.
Hemen belirtmek gerekir ki; “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat- ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.” ile redde … marka kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin aynı ya da benzer olmadığı tespit edildiğinden, söz konusu hizmetler bakımından somut olayda SMK m.6/1 hükmü koşulunun oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Davaya konu sair hizmetler bakımından yapılan incelemede ise; sair hizmetler ile redde … marka kapsamında yer alan hizmetlerin aynı/aynı tür oldukları tespit edilmiştir. Davacı markasının marka adının “… …” olarak açıklandığı, marka görselinin ise kırmızı zemin üzerinde tamamı büyük harflerle … renkte yazılmış “…” ibaresinden ve bu ibarenin baş kısmında ise “…” ibaresine göre nispeten daha küçük şekilde boyutlandırılmış “…” harflerinden oluşan … yer aldığı görülmektedir. Dava konusu markada yer alan “…” davacı şirketin çatı markası olup olmadığı irdelenmiş olup, bu kapsamda davacı yana ait … nezdinde yer alan marka başvuruları incelendiğinde, davacı yanın … işlem numarası ile “… … üniversitesi şekil” markası ve logosunu 1998 yılında ilk kez tescil ettirdiği, bu tescilden sonra muhtelif tarihlerde “…” ibaresini ve logosunu ek unsurlarla birlikte yeni marka başvurularına konu ettiği, dolayısıyla “…” çatı marka olarak nitelendirilebileceği anlaşılmaktadır. Bu anlamda anılan ibarenin davacı adına bir üst marka olduğu değerlendirilebilir ise de çatı markaların iltibas değerlendirmesinde her koşulda ikincil planda kalmayacağı, yanına eklenen unsurun ayırt edici olup olmadığına bağlı olarak çatı markaların iltibas değerlendirmesinde öncelikli unsur olarak da algılanmaya devam etmesi mümkündür. Bu noktada, “…” ibaresinin “1. Resmî bir törenden sonra yapılan büyük ve gösterişli şölen. 2. Ön gösterim” anlamlarına geldiği, davaya konu sair hizmetler açısından ayırt edici bir ibare olduğu, bu hizmetler bakımından kavramsal ilişkisi olmadığı ve buna paralel olarak tanımlayıcı olmadığı değerlendirilmektedir. Bu açıklamalar ışığında, “…” ibaresinin logosuna göre nispeten daha ön planda olacak şekilde büyük punto ile yazıldığı, “…” ibaresinin başvuru kapsamındaki hizmetler açısından ayırt edici bir ibare olduğu, markadaki “…” çatı marka olarak algılanacağı ve ikincil planda kalacağı, bu … yanında kalan ve ön plana çıkan esas unsurun “…” ibaresi olacağı kanaatine varılmıştır.
Davalının redde … gösterilen markası incelendiğinde ise; davalı markasının … zemin üzerine tamamı küçük … renk harflerle yazılmış “…” ibarelerinden oluştuğu, bu ibarelerden “…” ibaresinin daha büyük ve kalın puntoyla yazılarak markanın esas unsuru olarak korunacak şekilde vurgulandığı ve ön plana çıkarıldığı, iş bu ibarenin hemen alt kısmında “…” ibaresinin çok daha küçük puntoyla ve geri planda olacak şekilde yazıldığı görülmektedir. Markadaki “…” ibaresi uyuşmazlık konusu emtialar bakımından ayırt edici niteliği olmayan, ticaret hayatında herkesin kullanımına açık hale gelmiş bir ibaredir ve markada tali/jenerik unsur olarak yer almaktadır. Buna göre, davalının redde … gösterilen markanın tescil kapsamında yer alan mal ve hizmet sınıfları da göz önüne alındığında, esas unsurunun yalnızca “…” ibaresi olduğu kanaatine varılmaktadır.
Bu genel tespitler ve somut olay bazında yukarıda ifade edilen görsel, fonetik ve anlamsal unsurların her biri açısından yapılan değerlendirme neticesinde taraf markalarının bütünsel anlamda yarattıkları nihai algılarda aralarında karışıklığa neden olacak düzeyde benzerlik taşıdıkları, “…” ibaresinin her bir markadaki ortak ve münhasıran esas unsur olarak kullanılan kelime olduğu, markalardaki ek sözcük ve şekil unsurlarının bu algıyı ortadan kaldırmadığı, her ne kadar ilgili tüketici kitlesinin niteliği düşük, orta ve yüksek düzeyli olsa dahi, makul ölçüde dikkatli, her iki markayı aynı anda görüp detaylarını karşılaştıramayan ve daha önce yararlandığı mal ve hizmetlerle ilgili markanın göz ve kulağında kalan izine dayanarak sonraki ürün ve hizmet tercihinde bulunan tüketicinin, markaları her zaman yan yana görme fırsatı olmayacağından işaretler arasında, “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat- ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.” HARİCİNDE kalan davaya konu sair hizmetler bakımından ilişkilendirilme ihtimali dâhil karıştırılma tehlikesinin ortaya çıkacağı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat- ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.” bakımından … sayılı … kararının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davanın kısmen reddolunması ve davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirmeleri sebebiyle AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davanın kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak kabulüne,
6-Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 80,70 TL peşin karar ve ilam harcının tamamının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 85,70 TL vekalet harcı, 2.600,000 TL bilirkişi ücreti, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 251,50 TL posta-tebligat masrafı olmak üzere toplam 3.063,32 TL yargılama giderinin 1/2’si olan 1.531,66 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 1.531,66 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … tarafından yapılan 23,00 TL vekalet harcına ilişkin yargılama giderinin 1/2’si olan 11,50 TL’nin davacıdan alınarak davalı …’ne verilmesine, bakiye 11,50 TL yargılama giderinin davalı … üzerinde bırakılmasına,

9-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iade edilmesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/05/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza