Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/22 E. 2022/242 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/22 Esas – 2022/242
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/22 Esas
KARAR NO : 2022/242

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 20/01/2022
KARAR TARİHİ : 05/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/11/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
D A V A :
Davacı vekili 20/01/2022 tarihli dava ve 11/03/2022 tarihli replik dilekçelerinde özetle; Davalı şirketin “… …” ibareli marka başvurusunun yayımına müvekkili Kurum tarafından itiraz edildiğini, davalı şirket tarafından itiraza karşı görüş bildirilerek kullanım ispatı talebinde bulunulduğunu, müvekkili Kurum tarafından sunulan kullanım ispatı evraklarının Markalar Dairesi Başkanlığınca yeterli görülmediği gerekçesiyle benzerlik incelemesi yapılmaksızın itirazın reddine karar verildiğini, müvekkili Kurum tarafından itirazın yeniden incelenmesi için yapılan itirazın YİDK tarafından da aynı gerekçelerle reddine karar verildiğini, müvekkili Kurumun Türkiye’nin kamu yayıncılığı yapmak ile görevli tek kuruluşu olduğunu ve 1964 yılında kurulduğunu, günümüzde Türkiye’de yayın kuruluşları arasında en büyük haber oluşumuna sahip olduğunu, ulusal ve uluslararası yayıncılık sektöründe tanınmış … marka haline geldiğini, müvekkili Kurum adına kayıtlı 2006/05315 numaralı “… (…)” ibareli markanın 38 ve 41. sınıflarda tescilli olduğunu, markanın 2016 yılında süre uzatımının yapıldığını ve yaklaşık 16 yıldır aktif olarak tescilin devam ettiğini, müvekkili Kurumun “…” ve “…-1” markalarının halk nezdinde tanınmış marka olduğunu, müvekkili Kuruma ait “…” markası ile davalının başvuruda bulunduğu “… …” markasının görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olduğunu, davalı markasında müvekkili marka tescilinden farklı olarak “1” ibaresinini rakam değil yazı ile gösterilmiş olduğunu, harfler ve sözcük dizilişlerinin aynı olduğunu, her iki markanın görseli, yazım tarzları, rengi, fon rengi vb. özelliklerinin ayniyet derecesinde benzer olduğunu, tarafların …-televizyon sektöründe olduğu gözetildiğinde; davalının marka başvurusunda kötü niyetli olduğunu, müvekkili markasında baskın unsurun “…” olduğunu, taraf markaları arasındaki farkın günlük konuşmada tespitinin imkansız olduğunu, markaların işitsel açıdan aynı olduklarını, markaların … için kullanıldığını, dolayısıyla daha çok işitmeye yönelik hizmet verdiğini, markaların okunuşu aynı olduğundan karıştırılma ihtimalinim bulunduğunu, davalı markasında bulunan “…” rakamının sayıyla gösterilmesinin markayı kavramsal açıdan farklılaştırmadığını, davalı marka başvurusunun 38 ve 41. sınıflarda tescilinin talep edildiğini, müvekkili Kurum markasının da aynı sınıflarda tescilli olduğunu, tüketicilerin davalı ile müvekkili Kurum arasında idari-ekonomik … bağ bulunduğu, markaların seri markalar olduğu yanılgısına kapılacağını, davalının müvekkili Kurumun tanınmışlığı sebebiyle haksız yarar sağlayabileceğini, müvekkili Kurum markalarının itibarının zarar görebileceğini ve ayırt edici karakterinin zedelenebileceğini, ayrıca davalı şirketin 2020/140510 numaralı “…” marka başvurusunun da bulunduğunu, müvekkili Kurum tarafından bu markaya da itiraz edildiğini ve incelemesinin devam ettiğini, davalının birbirine benzer marka başvuruları gerçekleştirmesinin kötü niyetini gösterdiğini, “…” markasının müvekkili Kurum tarafından uzun yıllardır kesintisiz biçimde kullanıldığını, kullanıma ilişkin belgelerin dosyaya sunulduğunu, müvekkili Kuruma ait … kanalının https://radvo…..net.tr/kanallar/radvo-l linkinden dinlenilebildiğini, … frekansının https://radvo…..net.tr/frekanslar linkinde yer aldığını, kullanımın ispat edilemediğine dair YİDK kararının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı Kurum tarafından sunulan cevap dilekçesinde benzerlik incelemesi yapılmadığı, kararın eksik incelemeye dayalı olduğu hususunun ikrar edildiğini, davalı şirket cevaplarınının aksine müvekkili Kurum tarafından sunulan belgelerde markanın yalnızca “… … 1” şeklinde olmadığını, “… 1” ibaresine dair bağımsız tüm kullanımları gösterir şekilde kullanıma ilişkin birçok evrakın dosyada mübrez olduğunu beyanla; Türk Patent ve Marka Kurumu YİDK’nın … sayılı kararının iptaline, davalıya ait … sayılı marka tescil talebinin tüm sınıflarda reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 25/05/2022 tarihli ön inceleme duruşmasında; YİDK kararının iptali ve davalı şirkete ait … sayılı markanın tescili halinde hükümsüzlüğü istemli olarak eldeki davayı açtıklarını beyan etmiştir.
C E V A P :
Davalı TÜRKPATENT vekili 31/01/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı Kurumun davalı şirkete ait marka başvurusuna itiraz ettiğini, itiraz üzerine davalı şirket tarafından itiraza mesnet markanın tescil kapsamındaki tüm mal ve hizmetler üzerinde kullanım ispatı talep edildiğini, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca yapılan incelemede itiraza mesnet 2006/05315 sayılı markanın kullanımının ispatına ilişkin sunulan delillerin yeterli bulunmadığını, davacı Kurumun karara itirazının YİDK tarafından reddedildiğini, davacı markası ile davalı başvurusu arasındaki benzerlik değerlendirmesinden önce davacıya ait 2006/05315 sayılı markanın kullanılıp kullanılmadığı hususunun ortaya konulması gerektiğini, Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı yapılan davacı Kurum itirazında kullanımın yeterli delillerle ispatlanamadığı yönündeki değerlendirmeye ilişkin herhangi … itirazda bulunulmadığını, davacı Kurumun itiraz gerekçesi 2006/05315 sayılı markanın kullanımının ispatı için yeterli delil sunulmadığından gerekçe markanın ciddi kullanımının ispatlanamadığı kanaatine varıldığını ve anılan markanın 6769 sayılı SMK’nm 6/1 maddesi incelemesinde esas alınmasının mümkün görülmediğini, YİDK kararının usul ve hukuka uygun olduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı 102 … VE TELEVİZYON YAYINCILIK A.Ş. vekili 25/02/2022 tarihli cevap ve 29/03/2022 tarihli düplik dilekçelerinde özetle; Davacının “… 1 türkiye radyolarının birinci programı” ibareli markasını kullanmadığını, tüketici algısında yer eden reklamlarında ve sözleşmelerinde “… … 1” markasını kullandığını, davacının hem kullanım ispatı için sunduğu, hem de dava dilekçesi ekinde sunduğu evraklarda markanın kullanıldığını gösteren herhangi … bilgi ve belge bulunmadığını, taraf markalarının … bütün olarak yazılış, okunuş, anlam ve işitsel olarak tamamen birbirinden farklı olduğunu, davacı markasının beş kelimeden ve … sayıdan oluştuğunu, müvekkili markasının ise iki kelimeden ibaret olduğunu, davacının markasını “… 1” olarak beyan ettiğini, ancak davacı markasının “… 1 türkiye radyolarının birinci programı” ibareli olduğunu, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin söz konusu olmadığını, davacı tarafından sunulan pek çok delilin “… …” ibareli markaya ait olduğunu, davacının bu marka başvurusunun müvekkili şirket markasından daha sonra gerçekleştirildiğini, davacı markasının TÜRKPATENT nezdinde özel olarak korunan tanınmış marka statüsüne sahip olmadığını, müvekkili şirketin davacı markasının tanınmışlığından yararlanma ve haksız kazanç elde etme amacında olduğu iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, taraf markalarında yer alan “…” ibaresinin belli … meslek grubunu ayırt etmeye yarayan veya ticaret hayatında herkes tarafından kullanılan … ibare olduğunu, “…” ibaresinin tanımlayıcı işaret olması dışında zayıf unsurlu … kelime olduğunu, koruma kapsamının da dar yorumlanması gerektiğini, TÜRKPATENT nezdinde birden çok “…+sayı” şeklinde tescilli marka bulunduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait … sayılı “… …” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet “… (Türkiye Radyoları Birinci Programı)” ibareli marka arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, gerek marka işlem dosyasında gerekse dava aşamasında davalı şirket tarafından ileri sürülen kullanmama def’inin yerinde olup olmadığı, davacının gerçek hak sahibi olup olmadığı, davacı markasının tanınmış olup olmadığı, davalı şirketin kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı şirkete ait markanın hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetlerinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin 12.11.2020 tarihinde “38.SINIF:… ve televizyon yayın hizmetleri. Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri. 41.SINIF:Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve … programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri.” hizmetleri bakımından “… …” ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğu, yapılan ilk incelemeler sonrasında başvurunun 12.01.2021 tarih 364 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde yayımlandığı, söz konusu yayıma karşı davacının 09.02.2021 tarihinde 2006/05315 sayılı markayı mesnet göstererek SMK m.6/1 ve m.6/3 hükümleri uyarınca itiraz ettiği, bu itiraza karşı davalı şirketin 29.04.2021 tarihinde karşı görüş dilekçesi sunduğu, itiraza mesnet markanın kapsamındaki tüm mal ve hizmetler bakımından kullanılmadığına ilişkin def’i ileri sürdüğü, davacının bu def’iye karşı 13.07.2021 tarihli marka kullanım ispat evrakı sunduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca itiraza mesnet markanın tescili kapsamındaki mal ve hizmetler bakımından kullanıldığının ispatlanamadığına karar verildiği ve davacı itirazlarının reddedildiği, bu karara karşı davacının 06.10.2021 tarihinde yeniden itiraz dilekçesi sunduğu, davalı şirketin bu itiraza karşı 11.11.2021 tarihinde karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, itirazları değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun söz konusu itirazların reddine karar verdiği, verilen kararın davacı marka vekiline 27.11.2021 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı tespit edilmiştir. Dava konusu marka 16.02.2022 tarihinde tescil edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan … markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında … şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, … mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu … mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka … işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş … kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde … algılama ortaya çıkıyor, yani … işletmeye ait mal veya hizmet, başka … işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde … algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her … unsura göre değil, … bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza/hükümsüzlüğe mesnet marka, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre;
SMK m.19/2 hükmüne göre; 6 ncı maddenin birinci fıkrası kapsamında yapılan itirazlarda, itiraz gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edilir. İtiraz sahibi tarafından bu hususların ispatlanamaması durumunda itiraz reddedilir. İtiraz gerekçesi markanın, tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerin sadece … kısmı için kullanıldığının ispatlanması hâlinde itiraz, sadece kullanımı ispatlanan mal veya hizmetler esas alınarak incelenir.
SMK m.25/7 hükmüne göre; 6 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19 uncu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlar.
Davalı şirket gerek marka işlem dosyasında, gerekse dava aşamasında itiraza/hükümsüzlüğe mesnet 2006/05315 sayılı markanın kullanılmadığına ilişkin def’i ileri sürdüğünden, yukarıda yer verilen kanun hükümleri uyarınca söz konusu def’i ön sorun olarak incelenmiştir.
Davacı şirketin gerekçe olarak gösterilen 2006/05315 sayılı markası 11.08.2008 tarihinde tescil edilmiş olup, davalı şirketin marka başvurusunun yapıldığı tarihte (12.11.2020) ve iş bu davanın açıldığı tarihte 5 yıldan fazla süredir tescilli olup, dolayısıyla hem YİDK karar iptali hem de hükümsüzlük davası bakımından, davacıya ait marka hakkında kullanım def’i ileri sürülebilir.
Davacı taraf, marka işlem dosyasında itiraz aşamasında marka kullanımını ispatlamak amacıyla aşağıdaki belgeleri sunmuştur:
• 11.02.2021 tarihinde yayınlanacak … oyuna ilişkin haber.
• 18.11.2020 tarihli basın bülteni (Basın bülteninin tarihi, itiraz edilen markadan sonraya ilişkindir.)
• 20.05.2021 tarihli haberler.com adresinden alınan haber görseli.
Davacı taraf, hükümsüzlük davası bakımından dosyaya aşağıdaki belgeleri sunmuştur:
• … markasının logolarına ilişkin görseller.
• …’nin aralarında … … 1 kanalının da yer aldığı … listesini gösterir belge.
• Facebook, Twitter gibi sosyal medya kanallarında yer alan “… … 1” sayfaları.
• Youtube’da yayınlanan videolara ilişkin görseller (2016-2019 tarih aralığına ilişkin).
• Sponsorluk sözleşmeleri ve faturalar.
• Flash bellek içinde tanıtım cıngılları.
Davacının gerek marka işlem dosyasında itiraz aşamasında, gerekse dava aşamasında sunduğu belgeler incelendiğinde, “… 1” markası ile … … kanalı işlettiği tespit edilmiştir. Belgelerin … kısmında, “…” ibaresi ile birlikte “… 1” ibaresini kullandığı görülmüşse de … markasının davacıya ait çatı marka niteliği taşıdığı, bu nedenle kullanımlarda esas unsurun “… 1” ibaresi olduğu değerlendirilmiştir.
Sunulan belgelerden, marka kullanımının, davacı markasında yer alan “38. sınıf: … yayın hizmetleri: …(da) yayın akışının düzenlenmesi hizmetleri… 41. sınıf: … programları yapım hizmetleri: … programları yapım hizmetleri..” hizmetlerine ilişkin olduğu değerlendirilmiştir.
Kullanımının ispatlanması talep edilen ve fakat kullanımı ispatlanamayan “38. sınıf: Televizyon yayın hizmetleri; televizyon veya diğer iletişim araçlarında yayın akışının düzenlenmesi hizmetleri… Haber ajansı hizmetleri (toplanan bilginin dağıtılması)… 41. sınıf: Film, televizyon programları yapım hizmetleri: televizyon programları yapım hizmetleri (reklam programları yapımı hariç), sinema ve video filmleri yapım hizmetleri, kayıt stüdyoları hizmetleri, film seslendirme hizmetleri, … ve televizyon alıcılarının kiralanması hizmetleri, sinema ve video filmlerinin kiralanması hizmetleri, sinema projektörleri ve aksesuarlarının kiralanması hizmetleri, ses kayıt cihazlarının kiralanması hizmetleri, video kasetlerinin kiralanması hizmetleri, video kayıt cihazlarının kiralanması hizmetleri.” hizmetleri, bilirkişi raporunda yer verilen tabloda üstü çizili olarak belirtilmiş ve sınıfsal benzerlik değerlendirmesinde, değerlendirme dışı bırakılmıştır.
Davacı taraf, dava dilekçesinde 2013 67962, 2012 15046 ve 2013 67391 sayılı “… 1” ibareli markalarını da gerekçe olarak göstermişse de “TRT1” ibareli markalar ile dava konusu marka, karşılaştırma konusu yapılamayacak derecede farklı olduğundan; söz konusu markalar ile dava konusu marka arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunmadığı peşinen söylenebilecektir.
Davacının 2006/05315 sayılı markasında yer alan ve kullanımı ispatlandığı kabul edilen “38. sınıf: … yayın hizmetleri; …(da) yayın akışının düzenlenmesi hizmetleri… 41.sınıf: … programları yapım hizmetleri: … programları yapım hizmetleri..”, dava konusu marka kapsamında yer alan “38. Sınıf: … yayın hizmetleri. 41. Sınıf: … programları yapım hizmetleri. ” ile AYNI hizmetlerdir. Dolayısıyla bu hizmetler bakımından taraf markaları arasında “ayniyet” oluşmuştur.
Davacının markasında yer alan ve kullanımı ispatlandığı kabul edilen “38. sınıf: … yayın hizmetleri; …(da) yayın akışının düzenlenmesi hizmetleri… 41.sınıf: … programları yapım hizmetleri: … programları yapım hizmetleri..”, dava konusu marka kapsamında yer alan “38. Sınıf: Televizyon yayın hizmetleri. 41. Sınıf: Film, televizyon programları yapım hizmetleri” ile AYNI TÜR hizmetlerdir.
Ayrıca, dava konusu marka kapsamında yer alan “38. Sınıf: Haber ajansı hizmetleri” de, davacının kullanımını ispatladığı hizmetler ile ilişkili olup, tüketici nezdinde aynı firmalar tarafından sunulması beklenebilir. Dolayısıyla “38. Sınıf: Haber ajansı hizmetleri” bakımından, taraf markaları arasında benzerlik oluşmuştur.
Dava konusu marka kapsamında yer alan diğer hizmetler ile davacı markasında yer alan ve kullanımı ispatlanan hizmetler; kullanım amacı ve doğası farklı, rekabet halinde olmayan hizmetler olup, aynı işletme tarafından verilmesi beklenen hizmetler değildir.
Sonuç olarak; davalıya ait dava konusu marka kapsamında yer alan “38. Sınıf: … ve televizyon yayın hizmetleri. Haber ajansı hizmetleri. 41. Sınıf: Film, televizyon ve … programları yapım hizmetleri.” ile davacı markasında yer alan ve kullanımı ispatlanan hizmetler aynı/aynı tür/benzerdir.
Dava konusu marka başvurusu; standart yazı karakteri ve siyah renk ile yazılmış, herhangi … şekil ya da renk unsuru barındırmayan, aynı satırda tamamı küçük harflerle yazılmış “… …” ibaresinden oluşan … kelime markasıdır.
Davacıya ait marka ise, standart … yazı karakteri, siyah renk ile büyük harflerle yazılmış “…” ibaresi ile bu ibarenin altında yazılmış “Türkiye Radyoları Birinci Programı” ibaresinden oluşmaktadır. “Türkiye Radyoları Birinci Programı” ibaresi, … niteleme yapmakta olup, anlam itibariyle de “…” ibaresini öne çıkarmaktadır. Dolayısıyla markanın tali unsurudur. Davacı markasında yer alan “…” ibaresi ise, markanın esaslı unsurunu oluşturmaktadır.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; “…/… …” ibaresini ortak biçimde esas unsur olarak içerdikleri, söz konusu ibarelerin görsel, işitsel ve kavramsal olarak yüksek düzeyde benzer oldukları, buna göre; daha önce davacıya ait “…” esas unsur markayı gören, bu markalı hizmetlerden yararlanan dikkatli ve bilinçli tüketici kitlesinin dahi, daha sonra davaya konu “… …” markasını önceki marka kapsamında yer alan hizmetler ile aynı veya benzer olduğu tespit edilen 38.SINIF: … ve televizyon yayın hizmetleri. Haber ajansı hizmetleri. 41.SINIF: Film, televizyon ve … programları yapım hizmetleri.” hizmetleri üzerinde görmesi veya işitmesi halinde, davaya konu bu hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı davacıya ait marka zannedebileceği, bu şekilde tüketim tercihinde bulunarak yanılsama yaşayabileceği, … kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik … bağlantı bulunduğu yönünde yanılsama yaşayabileceği, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında 38.SINIF: … ve televizyon yayın hizmetleri. Haber ajansı hizmetleri. 41.SINIF: Film, televizyon ve … programları yapım hizmetleri.” hizmetleri bakımından ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/3 hükmüne göre; Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz … marka veya ticaret sırasında kullanılan … başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
Marka başvurusunun bu sebeple reddi için marka başvurusundan önce ve markaya konu işaretin aynısı veya benzerinin yoğun ve sıkı kullanımı sonucu işarete belirli … düzeyde ayırt edicilik kazandırılması gerekir. (Y11HD; 08.10.2019 tarih, 2018/4855 E 2019/6316 K)
Somut olayda yapılan değerlendirmede; davacı tarafın dosyaya sunduğu belgeler, yukarıda “kullanım ispatı” incelemesi yaparken listelenmiştir. Davacı taraf, markasını “38. sınıf: … yayın hizmetleri; …(da) yayın akışının düzenlenmesi hizmetleri… 41.sınıf: … programları yapım hizmetleri: … programları yapım hizmetleri.” bakımından, yaygın olarak, sürekli ve uzun süredir kullanmaktadır. Fakat bu hizmetler, davacının tescilli markası kapsamında yer almakta olup, davacının tescilli markası ile hali hazırda koruma altında olup, tescilsiz … kullanım söz konusu değildir. Bahsi geçen hizmetler ile dava konusu marka başvurusu kapsamında aynı/aynı tür/benzer emtialar, 6769 sayılı SMK madde 6/1 kapsamında belirlenmiştir. Benzer olarak kabul edilmeyen hizmetler bakımından ise, davacının herhangi … gerçek hak sahipliği bulunmamaktadır.
SMK m.6/4 hükmüne göre; Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış … markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız … yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı … sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/4 hükmü bağlamında tanınmış marka koruması için; toplumun her kesimince bilinme gerekli olmayıp, toplumun ilgili kesimindeki bilinilirlik düzeyi dikkate alınacaktır. Toplumun ilgili kesimi; markanın tanındığı iddia edilen ve kaynak ülkede markanın tescilli olduğu ve kullanıldığı sektörü ifade eder. (Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, 4.Baskı, İstanbul 2018, s.344-345) … markanın Paris Sözleşmesi anlamında tanınmış marka olarak kabul edilebilmesi için, bu markanın Türkiye’de tanınmış olmasının ya da kullanılmasının gerekip gerekmediği hususu bakımından; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 13.02.2019 tarih 2017/3943 Esas 2019/1154 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, Türkiye’de tescilli olmayan markalara tanınmış marka koruması sağlanabilmesi için, söz konusu markanın, itiraza konu marka başvuru tarihinden önce Türkiye’de ilgili sektörde tanınmış marka olduğunun dosyaya sunulan objektif delillerle ispat edilmesi gerekir. (Aynı yönde Y11HD; 18.09.2019 tarih, 2018/790 E 2019/5512 K; Y11HD; 20.11.2018 tarih, 2017/1345 E 2018/7216 K)
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan … marka, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. … markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı … nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik … durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, … çok değişkene bağlı dinamik … süreci içinde barındırır. … markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global … değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; … markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global … değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu … imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında … bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız … avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı … hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış … içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle … olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; davacı tarafça gerek marka işlem dosyasında itiraz aşamasında, gerekse dava aşamasında dosyaya sunulan belgeler, kullanım ispatı değerlendirmesinin yapıldığı bölümde ayrıntılı olarak incelenmiştir. Davacı tarafça sunulan belgeler, markanın “kullanımına” ilişkin belgeler olup, “tanıtıma” ilişkin belgeler değildir. Sonuç olarak gerekçe olarak gösterilen markanın tanınmışlığının ispatına yönelik Türkiye’de gerçekleşen tanıtım faaliyetlerine ilişkin, dosyaya herhangi … belge, ilan, reklam harcaması, haber, dergi vb. tanıtım malzemesi sunulmadığı, tanınmışlığın değerlendirilebileceği herhangi … belgenin dosya kapsamında bulunmadığı, bu nedenle, iddia edilen tanmmışlığın ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin … düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi, 12.06.2019, E:2018/2285 K:2019/4361)
Somut olayda; davaya konu marka ile itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markanın … kısım hizmetler bakımından iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmalarının haricinde davalı şirketin kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiasına dayalı istemler yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; … sayılı YİDK kararının “38.SINIF: … ve televizyon yayın hizmetleri. Haber ajansı hizmetleri. 41.SINIF: Film, televizyon ve … programları yapım hizmetleri.” hizmetleri bakımından İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Dava konusu … sayılı markanın “38.SINIF: … ve televizyon yayın hizmetleri. Haber ajansı hizmetleri. 41.SINIF: Film, televizyon ve … programları yapım hizmetleri.” hizmetleri bakımından HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü gereği hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde … örneğinin re’sen TÜRKPATENT’e gönderilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından bu hususta ayrıca harç tahsiline yer olmadığına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davanın kısmen reddolunması ve davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davanın kabul ret oranının takdiren 1/4 olarak kabulüne,
8-Karar ve ilam harcının davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 80,70 TL peşin karar ve ilam harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 326,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 2.418,70 TL yargılama giderinin 1/4 ü olan 604,68 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan 1.814,02 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı 102 … VE TELEVİZYON YAYINCILIK A.Ş. tarafından yapılan 11,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin 3/4 ü olan 8,63 TL’sinin davacıdan alınarak davalı 102 … VE TELEVİZYON YAYINCILIK A.Ş.ye verilmesine, bakiye 2,87 TL yargılama giderinin davalı 102 … VE TELEVİZYON YAYINCILIK A.Ş. üzerinde bırakılmasına,
11-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iade edilmesine,
Dair, davacı vekili, davalı şirket vekili ve davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/10/2022