Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/196 E. 2023/116 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/196 Esas – 2023/116
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/196 Esas
KARAR NO : 2023/116

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 01/06/2022
KARAR TARİHİ : 08/03/2023
YAZIM TARİHİ : 14/03/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 01/06/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin …’nin 81 ilinde 8145’i aşan mağazasının bulunduğunu, “…” markalarının müvekkili adına tescilli olduğunu, … sayılı markaların müvekkiline ait olduğunu, marka işlem dosyası aşamasında yapılan itirazın 30. sınıf için kabul edilmesine karşın 35. sınıfa yönelik itirazın kabul edilmediğini, müvekkiline ait “…” markasının tanınmış olduğunu, SMK’nın 6/4 ve 6/5. maddeler kapsamında tescil engeli bulunduğunu, markaların benzer olduğunun, davalı kurum tarafından da kabul edildiğini, bir ürün üretildiğinde hemen sonrasında bu ürünlerin satışının da söz konusu olduğunu, 30. sınıftaki ürünlerin doğası gereği 35. sınıftaki hizmetler ile doğrudan bağlantılı olduğunu, markalar arasında iltibas ihtimali bulunduğunu, gıda ürünlerinin fiyatlarının düşük olması sebebiyle karıştırılma ihtimalinin fazla olduğunu, müvekkiline ait markanın davaya konu markada aynen yer aldığını, markada dikkat çeken unsurun “…” olduğunu, davaya konu markanın, müvekkiline ait marka serisinden algılanacağını, davalı Kurum’un evvelce “…” ibareli başkaca markaları reddettiğini, davalının kötü niyetli olduğunu, davalının önceden … sayılı “cezvemis” ibareli marka için başvuruda bulunduğunu ifade ederek “…’nun … sayılı kararının iptali ile … numaralı marka başvurusunun “35. Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” yönünden sicilden terkinine” karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 08/06/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; İş bu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davaya konu markada kalan hizmetler yönünden iltibas ihtimali bulunmadığını, davaya konu markanın kelime, … ve renk unsurlarından oluşan özgün bir yapıya sahip olduğunu, “…” ibaresinin en üstte yer aldığını, markada ilk okunan kısım olduğunu, davalıya ait markada yer alan bütünselliğin, davacıya ait markalarda yer almadığını, davacıya ait “…” ibaresinin ayırt edici gücünün görece düşük olduğunu, SMK 6/5. madde yönünden yeterli delil sunulmadığından maddede sayılan şartların sağlanacağının ispat edilemediğini, SMK 6/9. madde yönünden iddiaların delille ispatlanamadığını, beyan ederek “davanın reddine” karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Ltd. Şti., dava dilekçesinin kendisine tebliğine rağmen yasal süre içinde cevap dilekçesi ibraz etmediğinden, 6100 sayılı HMK m.128 hükmü uyarınca dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait … sayılı “…+…” ibareli marka başvurusu ile itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar arasında “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri bakımından 6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, SMK m.6/4 ve m.6/5 hükmü koşullarının oluşup oluşmadığı, davalı şirketin SMK m.6/9 hükmü uyarınca kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı şirkete ait markanın hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, bilirkişi raporu alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren … Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin “…+…” ibaresini 11, 30 ve 35. sınıflarda bulunan mal ve hizmetlerin tescili amacıyla 15.06.2020 tarihinde gerçekleştirdiği … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 28.09.2020 tarih ve 357 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 26.11.2020 tarihinde … sayılı markalarını mesnet göstererek SMK m.6/1, m.6/4, m.6/5 ve m.6/9 hükümleri uyarınca itiraz ettiği, yayına yapılan itirazın incelenmesi sonucunda …’nca bir kısım emtiaların başvurudan çıkarılmasına karar verildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 14.07.2021 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, başvuru kapsamında kalan 35.sınıfta yer alan 30.sınıftaki emtiaların satışı hizmetlerinin de başvurudan çıkartılmasının talep edildiği, yeniden yapılan itirazı değerlendiren …’nun … sayılı … kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 18.04.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Yargılama safahati içinde dava konusu marka başvurusu tescil edilmemiştir.
İlk olarak belirtilmesi gerekir ki; dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden, markanın hükümsüzlüğü istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
… kararının iptali istemi bakımından aşağıdaki şekilde inceleme yapılmıştır:
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Davaya konu hizmetler; “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” ile sınırlandırılmıştır.
Davaya konu hizmetler ile davacıya ait itiraza mesnet markaların kapsamlarında yer alan emtialar arasında benzerlik bulunup bulunmadığı hususunda mahkememizce oluşturulan bilirkişi heyetinde yer alan ve gıda sektöründe uzman olduğu anlaşılan …. ‘nün ayrık görüşü hükme esas alınmıştır. Müşarünileyhanın ibraz ettiği ayrık görüşte tespit ettiği özel veya teknik hususlara göre; çoğunluk görüşünde benzer/ilişkili mal-hizmet değerlendirmesi yapılırken, 30’uncu sınıf malların dışındaki mallar yönüyle de ilişkili/benzer malların bulunduğuna dair değerlendirme yapılmıştır. Ancak, 29 ve 30’uncu sınıf malların karşılaştırması açısından benzer olduğu değerlendirilen 30’uncu sınıf dışındaki malların 35’inci sınıfa dahil satış hizmetleri ile benzerlik ilişkisi aynı olan mallara göre daha düşük olacaktır. Bu nedenle, mal ve hizmetin benzerliğinde öncelikle aynı/aynı tür mallar esas alınmalıdır. Benzer/ilişkili/rekabet halinde olan mallar ise, eğer davaya konu markanın kapsamındaki mal/hizmet olarak yer alıyor ise ve itiraza konu markanın mal/hizmeti ile benzerlik/ilişkilendirme ihtimali söz konusu ise, itiraza dayanak alınan markanın ayırt edici gücü de dikkate alınarak karıştırılma ihtimali açısından değerlendirmeye konu olabileceği, yine çoğunluk görüşünde, mal ve hizmetler arasındaki benzerlik derecesinin düşük düzeyli olduğu belirtilmekte ise de, diğer taraftan, gıda emtiaları söz konusu olduğunda ve eğer itiraza mesnet marka kapsamındaki ticari sınıf mallarının aynısı dava konusu marka kapsamındaki 35’inci sınıf son alt grubundaki perakende satış hizmetlerine konu ise ilişkilendirmeye dayalı benzerlik ilişkisinin düşük düzeyli olmayacağı tespit edilmiştir. Eldeki olayda da; davaya konu markanın 35. Sınıfta 05. alt grupta yer alan 30’uncu sınıf malların perakendecilik hizmetleri, davacının ticaret sınıfındaki markalarının 30’uncu sınıf malları ile aynı/benzer/birbirini tamamlayan mallardır. Bir malın üretilmesinin doğal sonucu, o malın satışı ve pazarlanmasıdır. Dolayısıyla, bu malların ve hizmetlerin niteliği, amacı ve yöntemi aynı olmamasına rağmen, birbirlerini tamamlayıcı nitelikte olduklarından, hizmetlerin sunulduğu yer genellikle malların satışa sunulduğu yerle aynı olduğundan ve hedeflenen halk kesimi aynı olduğundan benzerlik söz konusudur.
Buna göre; dava konusu başvurunun kapsamındaki 35. Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için (30uncu sınıf) Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) ile davacının … sayılı markasının kapsamındaki 30’uncu sınıf malların benzer olduğu, işlem dosyası aşamasında itiraza gerekçe olarak sunulmuş olan markalar kapsamında yer almayan “Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar.” mallarının satış hizmetleri açısından da, davacı yan … markasının ülkemizde bilinirliğine dayalı olarak artan ayırt ediciliğinin etkisi, ayrıca sayılan malların 30’uncu sınıf mallardan olması ve davacı yan markaları kapsamındaki bazı mallarla, örneğin Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar ile rekabet halinde olmaları, aynı zamanda tamamlayıcı nitelik taşımaları, temelde gıda emtiaları olmalarına dayalı birbiri ile ilişkili olmalarına bağlı olarak; davalı yan markası kapsamında yer alan diğer mallara kıyasla düşük düzeyli bir benzerlik olmakla birlikte, davacının …’de tanınmış … markasının ayırt edici gücünün de etkisiyle işaretler arasındaki yüksek düzeyli benzerliğin mal ve hizmet arasındaki düşük düzeyli benzerliği karşılayacağı ve ilgili tüketicinin, taraf işaretleri arasında bağlantı kuracağı, belirtilen nedenlerle karıştırılma ihtimalinin bu emtiaların satışı hizmetleri bakımından da bulunacağı tespit edilmiştir.
Davaya konu marka başvurusu “…” ibaresinden oluşmaktadır. İtiraza mesnet olup, dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan hizmetlerle benzer emtialar içerdiği tespit edilen itiraza mesnet markalar ise; “…” esas unsurludur.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; davacı yanın “…” markasının … sayısı ile … siciline tanınmış marka olarak tescil edildiği, mahkememizce oluşturulan ve içinde sektörden kimsenin de yer aldığı bilirkişi heyetinin raporunda belirttiği üzere davacı yanın “…” markasının geniş perspektifte özellikle içecek ürünleri üzerinde belli bir bilinirlik düzeyine ulaştığı, bu nedenle davacı yanın “…” markalarının ayırt ediciliğinin bilinirlik yolu ile artmış olduğunun kabul edilmesi gerektiği, başvuru markasında gerek “…” gerekse “…” sözcüklerinin birbirlerinden ayrı olacak şekilde ve kavramsal bağımsızlıklarını koruyacak şekilde yazıldıkları, buna göre; daha önce “…” esas unsurlu markaları gören, işiten, bu markalı emtialardan yararlanan ve bu markalara aşina makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin, daha sonra “…” ibareli marka başvurusu ile karşılaştığında, davaya konu hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı davacıya ait “…” esas unsurlu markalar ile ilişkilendirebileceği, davacı yanın “…” markası ile imalatını yaptığı emtiaların aynı zamanda satışı hizmeti verdiği yönünde yanılsamaya düşerek tüketim tercihinde bulunabileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılaması ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı yan her ne kadar SMK m.6/4 ve m.6/5 hükmü koşulunun oluştuğunu marka işlem dosyasında ileri sürmüşse de, yukarıda izah edildiği üzere davacı yanın “…” esas unsurlu markalarının bilinirlik düzeyinin ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesini artıran bir unsur olduğu tespit edilmiştir, ayrıca SMK m.6/4 ve m.6/5 hükmü koşulunun oluşup oluşmadığı bakımından ayrıca bir değerlendirme yapılmasına gerek duyulmamıştır.
Davacı yan her ne kadar SMK m.6/9 hükmü uyarınca davalı şirketin kötü niyetli olduğunu ileri sürmüşse de, davaya konu marka başvurusu ile itiraza mesnet bir kısım markaların iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmalarının haricinde davalı şirketin kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu ileri sürülmediğinden, davacı yanın salt … sayılı “… …” ibareli marka tescil başvurusunda bulunmuş olmasının da onun iş bu davaya konu marka tescil başvurusu bakımından ticari dürüstlük kurallarına aykırı olarak hareket ettiğini göstermeyeceğinden, kötü niyet iddiasına dayalı istemler yerinde bulunmamıştır.
Sonuç olarak: SMK m.6/1 hükmü koşulunun somut olayda oluştuğu anlaşıldığından; … sayılı … kararının iptali istemine karar verilmiş, bir bütün olarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı … kararının İPTALİNE,
2-Dava konusu marka başvurusu tescilli olmadığından hükümsüzlük istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 23,00 TL vekalet harcı, 2.500,00 TL bilirkişi ücreti, 354,50 TL posta-tebligat masrafına esas olmak üzere toplam 3.038,90 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı şirketin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde …. Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/03/2023

Katip ….
E-imza

Hakim …
E-imza