Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/195 E. 2023/7 K. 04.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/195 Esas
KARAR NO : 2023/7

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 01/06/2022
KARAR TARİHİ : 04/01/2023
YAZIM TARİHİ : 04/02/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 01/06/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilİ şirket … San. Ve Tic. Ltd.Şti.’nin, 1958 yılında gazlı içecek
sektörüne girmiş olduğunu ve bu alanda kendini sürekli geliştirerek ürün kalitesi ve çeşidi
bakımından bölgesel sayılı tesisler arasında yerini almış olduğunu, müvekkili şirketin markasını 1990 yılından bu yana tescilli olarak kullanıyor olsa
dahi, markasını 1958’den bu yana fiili olarak kullanmakta olduğunu, müvekkili şirketin, harcadığı emek ve koyduğu sermaye ile markalarına ayırt
edicilik niteliği kazandırmakta olduğunu, müvekkilinin markalarını … nezdinde de tescil
ettirmekte olduğunu, müvekkili şirketin … ve
… esas unsurlu ve ibareli birçok seri markanın maliki olup, markalarını
gerek yurtiçinde gerekse de yurtdışında tescilli olarak uzun yıllardan beri
yoğun ve ciddi surette kullanmakta olduğunu, müvekkilinin … ibareli ve esas unsurlu markalar yönünden tescil ve koruma bakımından öncelik hakkına sahip olduğunu, müvekkili şirketin kurulduğu günden bu yana nizasız ve fasılasız surette
kullanarak ayırt edicilik kazandırdığı adına tescilli … ibareli markaların
huzurdaki dava dosyasına arz edilen belge ve dokümanlar incelendiğinde
görüleceği üzere, iyi bilinen tanınmış bir marka haline gelmiş olduğunu, huzurdaki
dava konusu marka da müvekkilinin uzun yıllardan bu yana sürdürdüğü
faaliyetlerinde ciddi surette kullandığı … ibareli ve esas unsurlu
markalarının serisi niteliğinde bir marka olduğunu, müvekkilinin 1994 yılından beri … ibareli ve esas unsurlu seri markaların
maliki olup, markasını uzun yıllardan beri yoğun ve ciddi surette
kullanmakta olduğunu, müvekkiline karşı ne davalı yan ne de bir başka kimse tarafından hiçbir
zaman kullanmama nedeni ile iptal davası ikame edilmemiş olduğunu, davaya konu marka başvurusunun türevlerinin … nezdinde daha önceden
tescil edilmiş olup müvekkili şirketin kazanılmış hakkının mevcut olduğunu, müvekkili şirketin işbu davaya konu markasında da esas unsurun “…” ibaresi olduğunu, müvekkilinin “…” ibareli ve esas unsurlu markalarının toplumda oldukça iyi
bilinen markalar olduğunu, dava konusu … esas unsurlu marka da müvekkilinin tanınmış markaları
kapsamında sürdürdüğü faaliyetine ek olarak tescil ettirmek istediği seri
markalarından birisi olup, bu markanın müvekkilinin tanınmışlığına ve öncelik
hakkına rağmen marka başvurusunun reddedilmesinin doğru olmadığını beyan ederek; müvekkil adına davalılardan … nezdinde 24.08.2020 tarih
ve …nolu mal ve hizmetlerin sınıflandırmasına ilişkin uluslararası 32. Sınıfta yer
alan mal ve hizmetler için usul ve yasaya uygun surette tescil başvurusu yapılan …
ibareli markanın reddine dair … 31.03.2022 tarih ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 21/06/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket vekili, dava dilekçesinde Kurumları …’ nun … sayılı
kararının 6769 sayılı Kanunun 6/9 maddesine aykırı olduğunu iddia etmekte olup bu iddiasının
haksız ve mesnetsiz olduğunu, dava konusu somut olayda; dava açılmadan önceki süreç incelendiğinde, davacı şirketin
dava konusu …sayılı başvurusundan önce diğer davalı şirketin yapmış olduğu
… sayılı “… …” ibaresinin yayınına itiraz ettiği, itirazlarının benzerlik
şartlarının olmaması, kullanım ispatı yapılamaması ve sair nedenlerle nihai olarak
Kurumları … … sayılı kararı ile reddedildiğini, davacı şirketin, … sayılı markanın kullanımını ispat
edememesi ve diğer gerekçelerle nihai olarak aleyhlerine karar verilen Kurumları …’nın
… sayılı kararının iptali için dava açmış olduğunu, bu dava devam ederken de …
başvuru sayılı marka başvurusunu yapmış olduğunu, başvuru sahibi şirket tarafından, … sayılı
markası ayırt edilemeyecek kadar benzer ve aynı malları kapsayacak şekilde yapılan
…sayılı başvuru Kurulca iyi niyetli bir başvuru olarak değerlendirilmemiş olup
Kurul kararının hukuka uygun olduğunu beyan ederek; 31/03/2022 tarih ve … sayılı … kararının iptali isteminin reddine,
davacı vekilinin aleyhlerine olan sâir istemlerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 10/11/2022 tarihli beyan dilekçesinde özetle; Davacının … nezdinde 24.08.2020 tarihinde …no ile 32. sınıfta
marka başvurusu yapmış olduğunu, birleşme öncesi unvanıyla … VE TİC.A.Ş. adına
konu başvuruya 14.12.2020 tarihinde … evrak no ile itiraz edilmiş olduğunu, söz konusu
itirazda taraflarınca yalnızca kötü niyete dayanılmış olduğunu, müvekkilinin herhangi bir
markasıyla dava konusu markanın benzerliği de dahil olmak üzere başkaca bir iddianın öne sürülmemiş olduğunu, davacının taleplerinin hukuki dayanağı olmadığı gibi, kötü niyetini gizlemeye yönelik olarak ikmal
ettiği huzurdaki davanın da açık biçimde kötü niyetli olduğunun ortada olduğunu, davacının dava konusu ile ilgisiz beyanlarının dikkate
alınmasının mümkün olmadığını, davacının dava dışı markasının
ciddi şekilde kullanılıp kullanılmadığının, bu davanın konusu olmadığını, … kararının temeli, davacının kullanmadığı markayı yedekleme amacı gütmesine dayanmakta olduğunu, bunun da somut
bir gerçek olduğunu, davacının kullanmama davası olmadığını ve
bu nedenle kararın hatalı olduğu iddiasının hakkın kötüye
kullanılması niteliğinde olduğunu ve davanın kötü niyetli biçimde
açılmış olduğunu, ezcümle, davacı, huzurdaki dosyada … kararında kötü niyet için gerekçe gösterilen somut
durum olan şeklindeki … nolu markayı kullanmadığı ve … kararına
konu marka başvurusunu markasının kullanmama nedeniyle iptali riskini
bertaraf etmek üzere, yedekleme amacıyla yaptığı, yani kötü niyetli olduğu hususunu
gizlemeye çalışarak, TMK m.2 ile düzenlenen hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı biçimde
huzurdaki davayı açmış olduğunu, davacının gösterdiği delillerin de huzurdaki dosyada öne sürdüğü
iddiaları ispatlamamakta olduğunu beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait …sayılı “…+…” ibareli marka tescil başvurusunun SMK m.6/9 hükmü uyarınca kötü niyetli olup olmadığı, davacının önceki tarihli markalarından kaynaklı müktesep hakkının bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren … Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı şirketin “…+…” ibaresinin 32.sınıfta yer alan bir kısım emtialar için 24.08.2020 tarihinde gerçekleştirdiği …sayılı marka başvurusunda bulunduğu, başvurunun 12.10.2020 tarih ve 358 sayılı … ‘nde yayımlandığı, davalı şirketin 14.12.2020 tarihinde 6769 sayılı SMK m.6/9 hükmü kapsamında yayına itiraz dilekçesi sunduğu, davacı tarafından 29.12.2020 tarihli karşı görüş dilekçesi ibraz edildiği, …’nca itirazın haklı bulunmayarak reddine karar verildiği, davalı şirket tarafından 30.05.2021 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, itirazı değerlendiren …’nun … sayılı … kararı ile; itirazın kabulüne ve başvurunun reddine karar verildiği, bu kararın davacı marka vekiline 01.04.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir. (…)
… kararında; marka tescil başvuru sahibinin adil rekabete girme amacı taşımaksızın, dürüst ticari uygulamalarla aykırılık oluşturacak şekilde başkalarının menfaatlerini baltalama ya da belirli bir başkasını hedef almaksızın markanın köken göstermeye ilişkin temel fonksiyonundan ziyade başka amaçlar için marka tescilinin sağladığı tekelci yetkileri elde etme amacı taşımasının ilgili ve tutarlı göstergelerden bariz bir şekilde anlaşılması halinde, markanın kötü niyet gerekçesi ile hükümsüz kılınabileceğini belirtmiştir. Mahkeme, marka tescil başvurusu yapan kimsenin niyetinin sübjektif bir olgu olduğunu, ancak buna rağmen, bu olgunun yetkili idari makamlar veya yargı mercilerince nesnel bir şekilde belirlenmesi gerektiğini kabul etmektedir. Dolayısıyla, herhangi bir kötü niyet iddiası, somut olaydaki tüm ilgili nesnel olguların dikkate alınması suretiyle genel bir değerlendirme yapılmasını gerektirir.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olayda yapılan değerlendirmede; davacıya ait … sayılı ” …” ibareli markanın “Gazoz, meyvalı gazozlar, kola, meyva suları.” emtiaları bakımından 31.01.1991 tarihinde Marka Sicili’ne tescil edildiği, 15.12.2020 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle yenilendiği tespit edilmiştir. Davaya konu … kararında; her ne kadar … sayılı markanın kullanmama nedeniyle iptal edilmesine ilişkin dava açıldıktan sonra başvuru sahibi tarafından iş bu ibare ile ayırt edilemeyecek kadar benzer ve aynı malları kapsayacak şekilde davaya konu marka başvurusunun yapıldığı belirtilmişse de, mahkememizce yapılan araştırmada; … kararında belirtilen … sayılı markanın kullanmama nedeniyle iptal davasına konu olduğu hususu tespit edilememiştir. … Esas sayılı dava dosyası incelendiğinde; dosyamız davacısı tarafından, dosyamız davalılarına karşı … sayılı … kararının iptali ve … sayılı markanın hükümsüzlüğü istemli dava açıldığı, mahkemenin 29.04.2021 tarih … sayılı kararı ile davanın reddine karar verdiği tespit edilmiştir. Ancak; iptale konu … sayılı … kararında … sayılı markanın tescilli olduğu emtialar bakımından kullanımın ispatlanamadığı yönünde tespitte bulunulduğu anlaşılmıştır. … Esas sayılı dava dosyası incelendiğinde; dosyamız davacısının, dosyamız davalı şirketine karşı … sayılı markanın hükümsüzlüğü istemi ile dava açtığı, açılan davanın derdest olduğu tespit edilmiştir.
Sonuç olarak; davacıya ait … sayılı markanın kullanmama nedeniyle iptali davasına konu olmadığı, davaya konu … kararının bu hususta hatalı değerlendirmede bulunduğu, söz konusu marka hakkında iptal davası varmış gibi kabul ederek davacı yanın iptal davasından sonra eldeki davaya konu marka başvurusunu kötü niyetle yapmış olduğu şeklindeki çıkarımın hatalı olduğu anlaşıldığından … sayılı … kararının iptaline karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı … kararının İPTALİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL’nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 208,00 TL posta-tebligat masrafına esas olmak üzere toplam 380,90 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı … tarafından yapılan 34,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde …. Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/01/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza