Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/180 E. 2023/8 K. 04.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/180 Esas – 2023/8
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.

5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/180 Esas
KARAR NO : 2023/8

HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : …

VEKİLLERİ : Av. …

Av. …
DAVALI : 1-…

VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2-…
VEKİLLERİ : Av. …

Av. …

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 20/05/2022
KARAR TARİHİ : 04/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/02/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 20/05/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Başvuru markasının asli unsuru karali … ibaresi olduğunu, … ibaresinin ayırt edici olmayan sıfat / niteleme konumunda olduğunu, başvuru markasının asli unsuru karali … olup … ibaresi tali unsur konumunda olduğunu, öte yandan orta düzey tüketicilerin bu malları … / … … şeklinde değil …. / … şeklinde ayırt etmekte olduğunu, … ibaresinin ayırt ediciliği bulunmayan, yaygın bir ad ve isim tamlaması nitelikleri göz önünde bulundurulduğunda tüketiciler nezdinde karışıklığın oluşma ihtimali bulunmamakta olduğunu, müvekkili firmanın markası ile gerekçe markanın bir bütün olarak yan yana okunarak kıyas yapılarak değerlendirildiğinde farklı işaretler olduğunun anlaşıldığını, markaların bütünlüğünü bozmak suretiyle kurulmaya çalışan benzerliğin asılsız olduğunu, marka başvurularının bir bütün olarak ” …” şeklinde olduğunu, bu nedenle ilgili markalar arasında hiç bir suretle benzerlik veya iltibas oluşma ihtimali olmadığını beyanla; müvekkili adına yapılmış olan …. dosya numaralı ve “… …” ibareli marka başvurusuna ilişkin tesis edilen 18.03.2022 tarih ve … sayılı … kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP:
Davalı … vekili 30/05/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Somut olayda davacının “… …” ibareli markası ile diğer
davalının itiraz konusu markalarının ortalama düzeydeki tüketiciler nezdinde karıştırılabilecek
derecede benzer olduğunu, ayrıca diğer davalının markaları kapsamında yer alan hizmetler ile
davacının marka başvurusu kapsamında yer alan hizmetlerin de aynı/aynı tür olduğunu, somut olayda; … tarafından başvuruya konu “… …” ibareli
marka ile “…” ibaresini ihtiva eden itiraz gerekçesi … sayılı “…”, “…”
ibareli markalar arasındaki görsel ve işitsel yönden benzerliğin yanı sıra, markaların kısmen
aynı/benzer mal/hizmetleri kapsaması hususu da dikkate alındığında, ilgili tüketici kesimi nezdinde
marka sahipleri arasında iktisadi yönden bir bağlantı bulunduğu yönünde bir izlenim oluşabileceği,
diğer bir ifade ile markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu sonuç ve kanaatine
varılmış olduğunu, bu sebeple markaların benzerliği ve kapsamlarında bulunan hizmetlerin de aynı/aynı tür
oluşu sebebiyle … tarafından verilmiş olan kararın usul ve yasaya uygun olarak tanzim
edilmiş olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … vekili 13/06/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili …’un, sermayesi devlete ait bir … olduğunu, müvekkili Kurumun, evveliyatında … bünyesinde faaliyet göstermiş olduğunu, 1971 yılında çıkarılan … sayılı kanunla müstakil bir Genel Müdürlüğe dönüştürülmüş olduğunu, müvekkili Kurumun, ülkemizde … tarımını ve sanayisini kurmak ve geliştirmekle görevli olarak 1984 yılına kadar tekel olarak faaliyet göstermiş olduğunu, 1984 yılında çıkarılan … sayılı … Kanunuyla çayda devlet tekelinin kaldırılmasından sonra özel sektör firmaları da … üretip pazarlama faaliyetlerine başlamış olduklarını, müvekkili Kurumun gerek tekel olduğu yıllardan ve gerekse özel sektör firmalarının … sektörüne girmesinden bu yana kullandığı birçok markasının mevcut olduğunu, müvekkili Kurumun, ….’de … sektörünü kuran geliştiren bu günlere gelmesinde esas rol oynayan kurum oluşunun kamuoyunca yakından biliniyor olması, Kurumun ürettiği ürünlere ve markalara olan güveni en üst seviyeye çıkarmış olduğunu, davacı tarafından iptali istenen … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının isabetli ve doğru bir karar olduğunu, öncelikle ve özellikle müvekkili … ve … … markaları sektöründe bilinen, tanınmış bir marka olduğunu ve daha geniş bir korumaya sahip olduğunu, söz konusu markaların … . Sınıfta “…” mallarında tescilli olduğunu, davacının … … markasını müvekkili adına tescilli … markaları ile söz konusu aynı ve benzer türden mallar için kullanmasının, tüketiciler tarafından müvekkili markası gibi algılanmaya müsait bir marka haline getirecek olduğunu, söz konusu markaların görünüm, fonetik ve zihinde bıraktıkları etki itibariyle aynı olduğunu, müvekkili markasının esas unsurunu oluşturan … ibaresi ile tescili istenen … … markası arasında iltibasa neden olacak derece de ayniyet söz konusu olduğunu, müvekkilinin tescilli … markaları ile davacının … … markalarının bu kriterler göz önünde tutularak karşılaştırılmasında; müvekkilin markaları ile dava konusu edilen markanın gerek görsel, gerek işitsel olarak benzediğini, tüketici algısında markaların bir bütün olarak aynı olduğunu, aynı ve benzer türden malları kapsadıklarını ve birbirini çağrıştırdığını ve aralarında bağlantı olduğu intibası da yarattığının çok açık olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, … sayılı … ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … kararının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı marka başvurusu ile redde mesnet … sayılı markalar arasında … m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih … sayılı … Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren … Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı şirketin 16.07.2020 tarihinde “…+… …” ibareli, … .sınıfta bulunan emtialar için tescil başvurusunda bulunduğu, … sayılı sayılı marka başvurusundan yapılan ilk incelemeler sonrasında … m.5/1-f hükmü gereği “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler.” emtialarının çıkartılmasına karar verildiği, kalan emtialar için başvurunun 27.08.2020 tarih ve … sayılı … Bülteni’nde ilan edildiği, davalı genel müdürlüğün 26.10.2020 tarihinde yayına itiraz ettiği, itirazın incelenmesi sonucunda …Başkanlığı’nca marka tescil başvurusundan … m.6/1 hükmü gereği “…” ın çıkarılmasına karar verildiği, redde mesnet olarak … sayılı markaların gösterildiği, davacının 12.12.2021 tarihli karara itiraz dilekçesi ibraz ettiği, davalı genel müdürlüğün 21.01.2022 tarihli itiraza karşı görüş ibraz ettiği, yapılan itirazı değerlendiren … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı … kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 21.03.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
… sayılı …Kanunu’nun (…) 6.maddesinin ….fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet markalar ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan “…” emtiaları ile redde mesnet markalar kapsamlarında yer alan “….” emtiaları, aynı veya aynı türdür.
Dava konusu marka başvurusu incelendiğinde; …, kelime ve renk unsurlarından oluştuğu, “…” ibaresinin aynı zamanda davacının ticaret unvanının kılavuz unsuru olduğu, “…” ibaresinin markanın genel görünümü içinde arka planda kalacak şekilde dizayn edildiği ve davaya konu emtialar bakımından tanımlayıcı nitelikte bulunduğu, “…” ve “…” ibarelerinin de markanın genel görünümü içinde arka planda kalacak şekilde dizayn edildiği ve davaya konu emtialar bakımından tanımlayıcı nitelikte bulunduğu, “…” ibaresinin ön plana çıkartılacak şekilde mizanpajının yapıldığı, markanın genel görünümü içinde söz konusu ibarenin hemen ve ilk bakışta algılanabilecek konumda olduğu, … unsurunun kelime unsuruna göre arka planda kaldığı tespit edilmiştir.
Redde mesnet markalar incelendiğinde; “…” ve “…” ibarelerinden oluştukları tespit edilmiştir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; kapsamlarındaki emtiaların aynı veya aynı tür olduğu, markaların genel görünümleri içinde ayırt ediciliği sağlayan esaslı unsurun müşterek olarak “…” sözcüğü olduğu, bu sözcüğün davaya konu emtialar bakımından tanımlayıcı olmadığının … Hukuk Dairesi’nin 06.03.2012 tarih, …. ve 19.01.2015 tarih, … sayılı kararlarda da ifade edildiği, buna göre; daha önce redde mesnet markaları gören, işiten, bu markalı emtialardan yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu marka başvurusunu davaya konu emtialar üzerinde gördüğünde veya işittiğinde, bu emtialardan faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu marka ile redde mesnet markalar arasında ilişki kurabileceği, marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu hususunda yanılsamaya düşerek tüketim tercihinde bulunabileceği, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile alınması gereken 99,20 TL bakiye karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 23,00 TL vekalet harcı, 95,00 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 279,40 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … … tarafından yapılan 48,60 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … …’a verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı … vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/01/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza