Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/168 E. 2023/10 K. 04.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/168 Esas – 2023/10
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/168 Esas
KARAR NO : 2023/10

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :….
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

DAVALI : …

VEKİLİ : Av. ….

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 13/05/2022
KARAR TARİHİ : 04/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/02/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 13/05/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın gerçekleştirdiği bankacılık faaliyetlerinin ciddi bir kısmının finansman ve kredi kartı gibi kredi ürünlerinin müşterilerine sunulması olduğunu, bu kapsamda müvekkilinin müşterilerine sunduğu ürünlerden ve hizmetlerden bir tanesinin de müşterilerin kredi kartı limitlerinin yeterli olmadığı/kredi kartlarının olmadığı durumlarda alışveriş yapmalarını sağlayan dijital bir finansman hizmeti olan “…” ürünü olduğunu, “…” markasının tescili için yaptıkları başvurunun … numarayla işleme alındığını, başvurunun “ticari kaynak belirtme, ayırt etme vasfı bulunmadığı, marka algısı yaratır nitelikte olmadığı ve bunların cinsini, çeşidini gösterir nitelikte olduğu” iddiasıyla reddedildiğini, bu kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, “…” ürününün yalnızca bir finansman hizmeti olmayıp beraberinde çeşitli indirim/kampanya/işbirlikleri avantajları da sunan, sektörden benzersiz olarak ayrışan hibrit bir dijital ürün olduğunu, dilekçe tarihi itibariyle müvekkili bankanın sunduğu “…” ürününe toplam 65.182 adet başvuru yapıldığını, salt bu rakamın dahi “…” ibaresinin müvekkili banka açısından ayırt edici durumda olduğunu ispat ettiğini iddia ederek; dava konusu … sayılı … kararının iptaline, “…” markasının müvekkili banka adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili 16/05/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Somut olayda davacıya ait başvuru markasının düz bir fontta, siyah renkte “…” sözcüklerinden oluştuğunu, oluşturulan tamlamanın … “fazladan …, sınır” anlamına geldiğini ve herkesçe anlaşılabilecek, …’ye de sirayet etmiş basit İngilizce sözcüklerden oluştuğunu, sadece iki sözcükten oluşan markada ayırt ediciliği arttıracak genel görünüm üzerinde etkili bir tamamlayıcı unsur da bulunmadığını, söz konusu işaretin reddedilen mal ve hizmetler açısından işletme ile ilgisini gösterecek bir bağlantının da bulunmadığını, markanın reddedilen … sınıflardaki mal ve hizmetler açısından tasviri nitelik taşıdığını, ortalama tüketici nezdinde marka olarak algılanmayacağını, davacının iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, marka hakkını tescil etme yetkisinin münhasıran …’e verildiğini ve bu nedenle davacının markanın tesciline ilişkin talebinin mahkemece yerine getirilmesinin mümkün olmadığını savunarak; tescil talebinin ve davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, … sayılı… ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … kararının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı “… …” ibareli marka başvurusunun kapsamındaki bir kısım mal ve hizmetler bakımından … m.5/1-b hükmü uyarınca somut ayırt edici olup olmadığı, … m.5/1-c hükmü uyarınca tasviri nitelikte olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, bilirkişi raporu aldırılmış, 06/08/2015 tarih … sayılı… Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren … Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 08.06.2021 tarihinde … sayılı “… …” ibareli, …. Ve … sınıfta bulunan mal ve hizmetler için tescil başvurusunda bulunduğu, … Başkanlığı’nca … m.5/1-b ve m.5/1-c hükümleri uyarınca marka tescil başvurusundan “Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/ optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri. Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler.”in çıkarılmasına karar verildiği, davacı tarafından 01.12.2021 tarihinde karara itirazda bulunulduğu, itirazı değerlendiren … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı … kararı ile; itirazın reddine karar verildiği, bu kararın davacı marka vekiline 15.03.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
… sayılı Kanun m.4 hükmüne göre; Marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir.
Markanın; ayırt etme, mal veya hizmetin işletmesel kökenini gösterme, mal veya hizmetin niteliklerini garanti etme, reklam, tekelleştirme ve koruma işlevleri bulunduğu kabul edilir. (…) Ayırt etme işlevi, marka kavramına dahil olan, piyasada bir mal ya da hizmeti diğerlerinden farklılaştırmaya hizmet eden, mal ya da hizmete adeta kişilik kazandıran, o mal ya da hizmete bir ad veren temel unsuru ifade eder. Köken işlevi, malın ya da hizmetin hangi işletmeye ait olduğunun marka ile gösterildiği anlamına gelip, bu işlevin bugün anlamını yitirdiği, globalleşen ekonomi ve piyasada bulunan aktörlerin ve ürünlerin çeşitliliği ile dinamizmi karşısında alıcılardan pek azının piyasadaki mal ya da hizmetlerin hangi işletmeye ait olduğunu markadan anladıkları söylenebilir. Garanti işlevi, bir marka altında pazarlanan mal ya hizmetin kalitesi ile ilgili olup, bu işlev sayesinde alıcı, piyasada bulunan ve deneyimlediği mal ya da hizmetleri nitelik olarak değerlendirme imkanına sahip olmakta, buna bağlı olarak bazı mal ya da hizmetlerin imajında değer artışı, bazılarında ise değer azalışı meydana gelebilmektedir. Reklam işlevi, markanın, ait olduğu mal ya da hizmetin ayırt ediciliğini sağlayan işaret olduğuna göre, bu işaretin mal ya da emek sarfedilerek geniş halk kitlesine ulaştırılmasını, böylece ilgili markaya konu mal ya da hizmetin pazar payının arttırılmasını ifade eder. Bununla bağlantılı olarak ilgili mal ya da hizmetin piyasada gördüğü rağbetin hakim duruma gelmesi söz konusu olabilecek, bu da markanın tekelleştirme işlevine hizmet edecektir.
Markanın en önemli fonksiyonu ayırt edici bir işaret olmasıdır. Markaya bu fonksiyonu kazandıran, soyut ayırt ediciliğidir. Soyut ayırt edicilik; bir işaretin, bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini, bir başka teşebbüsün mal ve hizmetlerinden ayırt etmeye elverişli olması halidir. Bir işaret soyut ayırt edici niteliğe sahip değilse, ayırt edicilik fonksiyonuna da sahip olmayacaktır. Marka, ayırt edicilik fonksiyonunun gereği olarak, mal ve hizmetleri ferdileştirmekte ve bunları tüketiciler için piyasada teşhis edilebilir hale getirmektedir. Bu yolla tüketiciler, almak istedikleri mal ve hizmetleri başka teşebbüslerin mal ve hizmetlerinden ayırt edebilmektedirler. Ayrıca, mal ve hizmetlerin piyasada teşhis edilebilir hale getirilmesi ile, farklı teşebbüslerin mal ve hizmetleri için piyasa şeffaflığı sağlanmaktadır. Piyasa şeffaflığının yerine getirilebilmesi, markanın iletişim fonksiyonu ile kolaylaşır. Markanın iletişim fonksiyonu, piyasada mal ve hizmet arz edenlerle talep edenlerin aralarında iletişim kurmalarını sağlamaktadır. Bu yolla marka, teşebbüslerin mal ve hizmetlerini kolayca pazarlamalarına, tüketicilerin malın imajı hakkında bilgilendirilmelerine hizmet etmektedir. Markanın çok fonksiyonluluğu, marka hukukuna ilişkin düzenlemelerin uygulama alanının tayininde ve problemlerin çözümünde büyük önem arz etmekte ve dikkate alınması gerekmektedir. Bu nedenle, bir işaretin soyut ayırt ediciliğe sahip olup olmadığının belirlenmesinde markanın belirtilen bu fonksiyonlarının göz önünde bulundurulması gerekir. (…; ;…)
Soyut ayırt ediciliğin bulunup bulunmadığının tespiti ile tescil kapsamında bulunan mal ve hizmetler bakımından ayırt ediciliğin bulunup bulunmadığının bir ilgisi yoktur; bu ayırt edicilik türünde marka olacak işaretin bütünlük arz etmesi, kolayca algılanabilir ve sınırlarının tespit edilebilir olması, ayırt edicilik fonksiyonunu haiz olması aranır.
… sayılı Kanun m.5/1-b bendinde belirtilen “Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler” somut ayırt edici güçten yoksun işaretlerdir. Bu işaretler, hiçbir ayırt ediciliğe sahip olmayan, dolayısıyla ilgili tüketici kesimi tarafından marka olarak algılanmayacak işaretler olarak madde gerekçesinde açıklanmıştır.
Somut ayırt edicilik, marka olarak tescili talep edilen işaretin, tescile konu mal veya hizmetleri diğer teşebbüslerin mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye elverişli olması halidir. Soyut ayırt edici gücü haiz bir işaretin somut ayırt edici güce sahip olup olmadığının tespitinde, işaretin tescil başvurusuna konu olan mal veya hizmetler bakımından ayırt edicilik fonksiyonuna sahip olup olmadığının dikkate alınması gerekmektedir. İşaretin, somut ayırt edici güce sahip olup olmadığı, piyasada oluşan kanaate göre tespit edilmektedir. Bu kanaatin oluşmasında değişik faktörler etkili olmaktadır. İşaretin orijinalliği, tanınmışlığı, piyasada genel olarak kullanılırlığı, kullanımın süresi ve yoğunluğu gibi kıstaslar, bu ayırt ediciliğin bulunup bulunmadığının belirlenmesinde dikkate alınmalıdır. Eğer bir işaret, piyasada oluşan kanaate göre tescili talep edilen mal veya hizmetler bakımından ayırt edicilik fonksiyonuna sahipse, kullanım sonucu ayırt edici güç kazanmasına gerek kalmaksızın marka olarak tescil edilebilecektir. O an için işaretin ayırt ediciliğinin bulunmadığı kabul ediliyorsa, işaret ancak kullanım neticesi bu gücü kazanabilir veya zaman içerisinde piyasadaki kanaatin değişmesi neticesi bu güç kazanılabilir.
… sayılı … m.5/1-c bendinde; Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceği düzenlenmiştir.
Hüküm uyarınca, ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten, üretim hizmetlerinin yapıldığı zamanı gösteren, malların ve hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini ifade eden sözcükleri münhasıran veya esas unsur olarak içeren işaretler marka olarak alınamazlar. Bu mutlak red nedeninin kabulünün birinci sebebi; marka olarak tescili istenen işaretin, ilgili mal veya hizmetin kendisini veya onun bazı karakteristik özelliklerini belirten ad veya işaretlerden oluşması halinde, sözkonusu işaretin o mal ve hizmetin karşılığı olan kavram ile özdeşleşecek olması, bu sebeple mezkûr işaretin ayırt edici nitelik unsurundan yoksun bulunmasıdır. İkinci sebep ise; malın ve hizmetin kendisini veya onun bazı karakteristik özelliklerini ifade eden bir işaretin marka olarak tescili suretiyle, herkesin kullandığı bir işareti bir şahsın inhisarına vermemek düşüncesidir.(…)
Belirtilen açıklamalar ışığında; tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
İlk olarak belirtilmelidir ki;… Hukuk Dairesi’nin ve Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşmiş uygulamasına göre (…. 19.11.2003 , . …) … kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (… HD, 21.01.2010 T, ….) Eldeki talep de … kararının iptali istemini barındırdığından … karar tarihi olan 10.03.2022 tarihindeki marka işlem dosyasında mevcut maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve salt marka işlem dosyası ile sınırlı olarak … kararının iptali istemi değerlendirilmiştir.
Dava konusu marka başvurusunun kısmen reddedildiği mal ve hizmetler; … ve …. sınıfta yer alan “Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri. Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler.”dir. Bunlar arasındaki mallar, fiyat bakımından yüksek olabileceği gibi düşük de olabilir. Ayrıca teknik alandaki fonksiyonları nedeniyle uzmanlara hitap edebileceği gibi teknoloji ile iç içe geçmiş olan günlük hayat akışında az da olsa teknoloji bilgisi olan kişilere ve hatta hiç teknoloji bilgisi olmasa da satıcılardan veya ürünler üzerindeki bilgilerden hareketle tüketim yapabilecek kişilere de hitap edebilir. Bu nedenle dava konusu marka başvurusunun reddedildiği mallar bakımından hem ortalama seviyedeki tüketicilerin hem de bilinçli tüketicilerin dikkate alınması gerekmektedir. Başvurunun kısmen reddedildiği hizmetler ise daha ziyade ticari işleyiş, yatırım süreci veya bazı risklerin güvence altına alınması ile ilgilidir. Bu nedenle de hizmet ifası sırasında olduğu gibi faydalanılacak hizmetin seçimi sırasında da oldukça yüksek dikkat gösterilerek seçim yapılması yoluna gidilmektedir. Ancak, sigorta ile finansal ve parasal hizmetler profesyonellerin yanı sıra zaman zaman profesyonel olmayan kişilere de yönelmektedir. Şöyle ki; kişilerin araçlarını, evlerini, hayatlarını vb. sigortalamaları yahut havale, eft, fatura ödemesi gibi bazı parasal işlemleri gerçekleştirmeleri mümkündür. Ancak, bu işlemlerin gerçekleştirilmesi tüketicilerin her zaman gereksinim hissettikleri konular değildir. Söz gelimi sigorta hizmetlerine konu olacak ihtiyaç, temelde bir riskle ilgili olup bu riskin belli (ekseriyetle yıllık) periyotlarda güvence altına alınması beklenmektedir. Bu nedenle de her an ihtiyaç duyulan hizmetler değildir. Fakat rizikoya ilişkin poliçe koşulları ve maliyet gibi hususlar karşısında tüketicilerin araştırma veya karşılaştırma yaparak hizmet tercihlerini belirlemeleri söz konusu olacaktır. Benzer şekilde finansal ve parasal hizmetler de netice itibariyle menkul kıymetlerle ilgili olduğu için işlem yapılırken veya hizmet tercihi belirlenirken kişilerin kendi ölçeklerinde ciddi bir seçicilik ve dikkat göstermeleri durumu bulunmaktadır. Tüm bu belirtilen hususlar ışığında çekişme konusu hizmetler bakımından dikkat seviyesi yüksek olan bilinçli tüketicilerin dikkate alınması gerektiği düşünülmektedir.
Dava konusu marka başvurusu tetkik edildiğinde; “…” sözcüğü, İngilizce olup …karşılığı; “ekstra (fazla, ilave, ek, ilave edilen)”dır. “…” ise; “sınır” anlamına gelmektedir . Sözcüğün orijini İngilizce olmakla birlikte yabancı dilden dilimize geçmiş ve telaffuzda da örtüşen bir ibare olduğu da ilgili tüketici kesiminin algılayabileceği hususlardandır. Başvuruda yer alan sözcükler bir bütün olarak dikkate alındığında “fazladan ilave edilen sınır, ek sınır” gibi anlamlara gelmektedir.
…. sınıfta yer alan “Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri.” malları için işaret-mal/hizmet bağımlılığının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi noktasında; belirtilen malların kapasitenin üzerinde kayıt içermesi, kapasitesinin … üzerinde olduğunun düşünülmesi söz konusu olabilecektir. Zira ilgili tüketici kitlesi, belirtilen malların daha fazla içeriğe sahip olduğu veya benzer bir maldan daha yüksek kapasitesinin bulunduğuna ilişkin bir algıya sahip olabilecektir. Bu durum karşısında başvuru markasının …. sınıfta yer alan “Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri.” malları için somut ayırt ediciliğinin bulunmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
Ancak, başvuru markasının …. sınıfta kısmen reddedildiği “Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri.” için bu makinelerin kendisi tüketime konu olacağı için işlevi kapsamındaki bilet temini veya para çekilmesi bakımından işaret değerlendirmesi yapılması isabetli olmayacaktır. Zira ilgili tüketicinin yöneldiği mal, sadece bir makineye ilişkindir. Çekişme konusu ibare dikkate alındığında bir makine yerine iki makine alınması/satılması gibi bir durumdan söz edilmesi halinde … üzerinde olmak söz konusu olacaktır. Belirtildiği gibi başlı başına makinenin kendisi ile tescil talebine konu olan ibare arasında bir bağımlılık ilişkisi olmaması nedeniyle başvuru markasının …. sınıfta kısmen reddedildiği “Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri.” için somut ayırt ediciliğinin bulunduğu değerlendirilmiştir.
…. sınıfta başvurunun kısmen reddine konu olan “Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler.” bakımından değerlendirme yapılacak olursa; sigorta hizmetlerinin prim ve/veya limitler üzerinden işletilmesi, finansal ve parasal hizmetler ile ilgili olarak zaten nominal değer kapsamında limitlerin söz konusu olması, limitler doğrultusunda ödeme planlarının oluşturulması, faiz verilmesi vb. işlemlere konu olan rakamların etkilenmesi dikkate alındığında da başvuruya konu işaretin somut ayırt ediciliğinin bulunmadığı kanaatine ulaşılmıştır. Nitekim davacı vekilinin iddiaları arasında ileri sürülen hususlardan birisi de “müvekkilinin müşterilerine sunduğu ürünlerden ve hizmetlerden bir tanesinin de müşterilerin kredi kartı limitlerinin yeterli olmadığı/kredi kartlarının olmadığı durumlarda alışveriş yapmalarını sağlayan dijital bir finansman hizmeti sunulduğu” yönündedir. Bu açıklama da ilgili tüketicilerin finansal kapasitelerinin üzerinde olan durumlarda elde ettikleri fazladan … ile harcama gerçekleştirebileceklerine ilişkindir.
Dava konusu işaretin, tescil talebinin kısmen reddedildiği …. sınıftaki “Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri.” malları için doğrudan ve özellikle kapasite içerik ile ilgili bir özellik algısı yaratmasının söz konusu olacağı düşünülmektedir. Aynı şekilde başvurunun kısmen reddedildiği …. sınıftaki “Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler.” için de limitin üzerinde olma veya belirlenen limitlerden fazla olma durumu ile doğrudan ilişkilendirilme söz konusu olabilecektir. Bu nedenle belirtilen mal ve hizmetler için başvuru markasının özellik belirtme işlevinin bulunduğu söylenebilecektir.
Ancak, başvurunun kısmen reddedildiği …. sınıftaki “Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri.” için makinelerin işlevinin bilet veya para alınması ile ilgili bir mekanizmanın işletilmesine ilişkin olması karşısında bu çalışma prensibinin doğrudan tescile konu işaretle ilişkilendirilerek bir özellik algısı yaratmasının söz konusu olmayacağı değerlendirilmiştir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; “Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri.” emtiaları bakımından dava konusu marka başvurusunun somut ayırt ediciliğinin bulunduğu, tanımlayıcı olmadığı, davaya konu diğer mal ve hizmetler bakımından ise dava konusu marka başvurusunun somut ayırt ediciliğinin bulunmadığı ve tanımlayıcı olduğu dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; “Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri.” emtiaları bakımından … sayılı … kararının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davanın kabul ret oranının takdiren 1/5 olarak kabulüne,
6-Karar ve ilam harcının davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 80,70 TL peşin karar ve ilam harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma ve 23,00 TL vekalet harcı, 2.500,00 TL bilirkişi ücreti, 81,50 TL tebligat-posta masrafı olmak üzere toplam 2.685,20 TL yargılama giderinin 1/5’i olan 537,04 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 2.148,16 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iade edilmesine,
Dair, Davacı vekilinin ve Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde …Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/01/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza