Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/165 E. 2022/285 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/165 Esas – 2022/285
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/165 Esas
KARAR NO : 2022/285

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 10/05/2022
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/12/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 10/05/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Kısmi redde mesnet … ibareli markanın salt düz yazı şeklinde ve siyah renk kullanılarak oluşturulmuş bir kelime markası olduğunu, esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, bu ibarenin marka kapsamında yer alan hizmetlerin özelliklerini içermeyen ve ayırt ediciliği sağlayan bir kelime olduğunu, buna karşılık müvekkiline ait “… …” ibareli marka, kelime ve şekilden oluşan, siyah bir zemin üzerine sarı ve siyah renk kullanılarak oluşturulan bir araba ve wi-fi ibaresini göstermek amaçlı bir şekil unsuru ile “… …” kelimelerini ihtiva eden karma bir marka olduğunu, müvekkili markasında logo unsuru, kelime unsuruna göre daha büyük ve dikkat çekici şekilde konumlandırılmış olduğundan markaya hakim durumda olduğunu, benzerlik değerlendirmesi yapılırken esas unsur niteliğinde kabul edilmesi gerektiğini, taraf markalarının gözde bıraktıkları izlenimin farklı olması ve müvekkili şirketin marka başvurusunda şekil unsurunun ön planda olması, bu markaları görsel olarak farklı kılmakta olduğunu, markaların bir bütün olarak bıraktıkları genel izlenimin belirleyici olduğunu ve bu doğrultuda da taraf markalarının bütünsel anlamda iltibas yaratmayacağının açık olduğunu, müvekkili şirketin başvurusundan çıkarılan 35. sınıftaki hizmetlerin ortalama tüketiciyi aşan, belirli bir eğitim ve özel mesleki bilgi düzeyine sahip kişilere hitap ettiğinin görüleceğini, müvekkili şirket başvurusu ile kısmi redde mesnet gösterilen marka arasında SMK m.6/1 kapsamında benzerlik bulunmamakla birlikte, ilgili tüketici kesiminin de belirli bir eğitim ve bilgi düzeyine sahip olduğu göz önüne alındığında, bu markalar arasında iltibas ihtimalinin mevcudiyetinden söz edilemeyeceğini beyan ederek; Türk Patent Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 09.03.2022 tarih ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 27/05/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Taraf markaları arasında kısmen kabule konu
mal ve hizmetler bakımından karıştırılma düzeyinde bir benzerlik olduğunu, davacı tarafça her ne kadar … kod numaralı markada farklıca kelime unsurlarına ve şekil
unsurlarına yer verildiği ve bu durumların da taraf markaları arasında benzerlik ihtimalini ortadan
kaldıracağı belirtilse de böyle bir durumun gerçekleşmeyeceğinin başvuru konusu markanın
asli/baskın unsuru dikkate alındığında açıkça anlaşılmakta olduğunu, zira taraf markalarında “Söz
görünümden yüksek sesle konuşur” ilkesi ve kelime unsurunun markadaki kullanımı ve
konumlandırılışı dikkate alındığında, marka algısının kelime unsuru üzerinde şekilleneceğini, bu bakımdan başvuru konusu markada yazı ibaresinin ön plana çıktığı görülmekle birlikte
davacı markasındaki “…” kelimesinin markada tanımlayıcı ve yardımcı bir ibare olarak
anlaşılmakta olduğunu, bu nedenle de başvuru konusu markada ayırt edici ve baskın tek unsurun
“…” olduğunu, söz konusu bu “…” ibareli başvurunun 35. Sınıf yönünden
reddine neden olan mesnet markada da birebir esas-asli unsur olarak kullanılmakta olduğunu, ayrıca bu
durum markaları sadece görsel olarak değil, işitsel ve anlamsal düzeyde de birbiri ile
ilişkilendirmekte olduğunu, markanın esas unsurunu
oluşturan sözcüğün, sonraki markada farklı büyüklükte olması veya farklı yazı biçimi ile ifade
edilmesi ya da başka bir renk içinde verilmesi, markalar arasındaki ayniyeti ortadan da
kaldırmayacağını, başvuru ile benzer mal ve hizmetler bakımından redde mesnet markaların
“…” olarak okunup algılanacak olması ve de ibareler arasında görsel, işitsel ve anlamsal
bir fark bulunmuyor olmasından dolayı markaların SMK madde 6/1 anlamında karıştırılmaya yol
açacak derecede benzer olduğunu
savunarak; Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptaline
karar verilmesi isteminin reddine
karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Bilişim Anonim Şirketi vekili 14/06/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket markası ile başvurusu kısmen reddedilen davacı şirket markası arasında SMK m.6/1 kapsamında benzerlik olmadığı iddiasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirketin uzun yıllardır çeşitli yazılımlar ile tüketicilere hizmet sunmakta olduğunu, “…” tüm banka kartlarından ve farklı ödeme araçlarından ….tek bir entegrasyon ve sözleşmeyle istediğiniz para birimlerinde, taksit, puan ve kampanya imkanıyla anında ödeme tahsil etmeye yarayan bir hizmet yazılımı olduğunu, davacı yanın haksız iddiaları dinlenirse müvekkili şirketin uzun yıllar yüklü emek ve sermaye harcayarak elde ettiği haklı itibarın haksız yere başkalarınca kullanılması durumunun ortaya çıkacağını ve bu durumda da müvekkili şirkete ait marka fonksiyonlarını yerine getiremeyeceğinden bu durumun açıkça hukuka aykırı sayılacağını, tescilli bir markanın etkilerini bertaraf etmek için, müvekkili şirket markasını ayırt edilemeyecek derecede benzer şekilde ihtiva etmekle ve müvekkili şirket markasının esas unsurunu ayırt edilemeyecek derecede aynı ve/veya benzer şekilde kullanmakla birlikte markanın tescil edilmesi, yasal düzenlemenin genel amacına aykırı düşeceğini, okunuş, telaffuz ve gözle görüldüğü şekli ile müvekkiline ait “…” ibareli marka ile “… …” ibareli markanın birbirine ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, bu benzerliğin fonetik, okunuş ve gözle görüldüğü şekli ile bariz şekilde mevcut olduğunu, söz konusu markaların aynı sınıfta (35. Sınıfta) kullanıldığı düşünülürse bu durumun iltibas ihtimalini daha da artıracağını, alıcı/tüketici kitlesinin “… …” markasını, 35.sınıf hizmetlerde müvekkiline ait “…” ibareli markanın devamı niteliğindeki hizmetlerden biri sanması, şirketler arasında bağlantı olduğunu düşünmesi ve bu sebeple de markaları birbirine karıştırarak birinin yerine diğerini tercih etmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu beyan ederek; davanın reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı “Şekil+… …” ibareli marka başvurusu ile davalı şirkete ait redde mesnet 2017/87748 sayılı “…” ibareli marka arasında “35.SINIF: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.” hizmetleri bakımından SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı hususuna ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı şirketin “Şekil+… …” ibaresinin 09 / 12 / 35 / 37 / 38 / 41 / 42 / 45. sınıflarda bulunan bir kısım mal ve hizmetlerin tescili amacıyla 17.07.2020 tarihinde gerçekleştirdiği … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında Markalar Dairesi Başkanlığı’nca SMK m.5/1-ç hükmü gereği bir kısım emtiaların reddine karar verildiği, kalan mal ve hizmetler için başvurunun 14.12.2020 tarih ve 362 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde ilan edildiği, davalı şirketin 15.02.2021 tarihli yayına itiraz dilekçesi ibraz ettiği, itirazına mesnet olarak 2017/87748 sayılı markayı gösterdiği, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca SMK m.6/1 hükmü gereği marka başvurusundan “35.SINIF: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.” hizmetlerinin çıkarılmasına karar verildiği, redde mesnet olarak SMK m.6/1 hükmü uyarınca 2017/87748 sayılı markanın mesnet gösterildiği, bu karara karşı davacı şirketin 13.08.2021 tarihli itiraz dilekçesi sunduğu, davalı şirketin 20.09.2021 tarihli itiraza karşı görüş ibraz ettiği, yeniden yapılan itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 10.03.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet marka ve tüm dosya kapsamına göre;
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin ve Hukuk Genel Kurulu’ nun yerleşmiş uygulamasına göre (HGK. 19.11.2003 T, E. 2003/11-578, K. 2003/703) YİDK kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (Y11HD, 21.01.2010 T, 2008/4266 E 2010/586 K) Eldeki davada da YİDK kararının iptali istemi ileri sürüldüğünden; YİDK karar tarihi olan 09.03.2022 tarihindeki marka işlem dosyasında mevcut maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve salt marka işlem dosyası ile sınırlı olarak değerlendirme yapılmıştır. Bu nedenle marka işlem dosyasına sunulmayan, ancak dava aşamasında ibraz edilen bilgi ve belgeler değerlendirme dışı bırakılmıştır.
Dava konusu … sayılı marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan “35.SINIF: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.” hizmetler, redde mesnet 2017/87748 sayılı marka kapsamında birebir yer almaktadır.
Dava konusu marka başvurusu incelendiğinde; kelime, renk ve şekil unsurlarından karma bir marka olduğu, kare şeklindeki siyah zemin üzerinde sarı renkli bir araba figürüne yer verildiği, bu araba figürünün ortasında siyah renklerle kablosuz internet bağlantısını gösteren şekil unsuruna yer verildiği, şekil unsurlarının altında sarı renk ile “kokpilot” sözcüğüne yer verildiği, bu sözcüğün hemen altında ise daha ince punto ile yine sarı renk ile “…” ibaresine yer verildiği tespit edilmiştir.
Redde mesnet marka incelendiğinde; “…” şeklinde standart yazı karakterinde oluşturulmuş kelime markası olduğu tespit edilmiştir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu edilen hizmetler ile redde mesnet marka kapsamındaki hizmetlerin aynı olduğu, emtialar arasında benzerlik düzeyinin artmış olması halinde markalar arasındaki iltibas tehlikesinin bertaraf edilmesi için markaları oluşturan işaretler arasındaki farklılık derecesinin artmış olmasının gerekeceği (Bkz; ABAD’ın CANON Kararı, 29/09/1998, C-39/97), markalarda müşterek olarak bulunan “…” sözcüğünün “Ralli sporunda pilotun aracı yaklaşan yol koşullarına hazırlaması için yol notlarıyla sözlü olarak bilgi veren ve araç içinde sağ koltukta oturan yarışmacı.” anlamına geldiği, sahip olduğu anlam itibariyle davaya konu hizmetler bakımından tanımlayıcılığının bulunmadığı, davaya konu hizmetlerin karakteristik özelliklerinden herhangi birini göstermediği, davaya konu hizmetlerin sunulduğu sektörde herkes tarafından kullanılan bir kelime olmadığı, bu nedenle söz konusu sözcüğün davaya konu hizmetler bakımından somut ayırt edici niteliği haiz olduğu, davaya konu marka başvurusunda her ne kadar yukarıda tasvir edilen renk ve şekil unsurları bulunsa da, “kelime ve şekil” unsurlarından oluşan karma markalarda “Söz görünümden yüksek sesle konuşur.” ilkesi uyarınca istisnalar saklı kalmak kaydıyla sözcük unsurunun ön planda kabul edildiği, dava konusu marka başvurusunda yer alan “…” sözcüğünün davaya konu hizmetler bakımından zayıf karakterli bir kelime olmadığı da nazara alındığında, davaya konu marka başvurusunun ilgili tüketici kesimi nezdinde şekil unsuruna göre kelime unsurunun esas unsur olduğunun söylenebileceği, dava konusu marka başvurusunda yer alan “…” kelimesinin “Belli bir amaç için bir arada bulunan araçlar.” anlamının birinci tekil şahıs iyelik eki almış hali olduğu, bu kelimenin de kavramsal olarak davaya konu hizmetler bakımından tasviri niteliğinin bulunmadığı kabul edilse bile markasal mizanpaj itibariyle “…” kelimesine göre daha ince punto ile yazılarak “…” kelimesinin altında konumlanmasından dolayı “…” kelimesine göre arka planda kaldığı, bu nedenle; dava konusu marka başvurusunun umumi intiba olarak esaslı unsurunun “…” sözcüğü olduğu, en azından bu sözcüğün markanın genel görünümü içinde bağımsız ayırt edici özelliğini koruduğu, redde mesnet markanın esaslı unsurunun da “…” kelimesi olduğu, bu nedenle markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik bulunduğu, her ne kadar davaya konu hizmetlerin hitap ettiği ilgili tüketici kesiminin dikkat ve bilinç düzeyinin vasati halk kesimine göre daha yüksek olduğu söylenebilirse de, gerek markaların kapsamlarındaki hizmetlerin birebir aynı olması, gerekse markaların esaslı unsurlarının müşterek olarak “…” kelimesinden oluşmasından mütevellit bu tüketici kesiminin dahi markaların birbirlerinden farklı olduklarını anlayamayacakları, bu tüketici kesiminin dava konusu marka başvurusunun davalı şirkete ait olduğunu düşünerek tüketim tercihinde bulunabileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılaması ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından bu hususta ayrıca harç tahsiline yer olmadığına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 116,50 TL posta-tebligat masrafı olmak üzere toplam 289,40 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … Bilişim Anonim Şirketi tarafından yapılan 23,00 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Bilişim Anonim Şirketi ‘ne verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/11/2022