Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/163 E. 2023/3 K. 04.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/163 Esas – 2023/3
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/163 Esas
KARAR NO : 2023/3

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 10/05/2022
KARAR TARİHİ : 04/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/02/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 10/05/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davaya konu markanın 05. nice sınıfında tescili talep edilmekte olduğu ve davacı şirkete ait markanın da 05. nice sınıfında tescilli olduğu, “…” markası ile davacı şirketin “…” markasının işitsel olarak benzer olduğu, davacı markasının “…” şeklinde telaffuz edilirken dava konusu marka başvurusu “…” şeklinde telaffuz edileceği, işitsel açıdan markalardaki tek farkın vurgununun en az olduğu bölgedeki “İ” ve “E” harflerinde olduğu, ilgili müşteri çevresindeki orta seviyedeki bir tüketicinin, davaya konu marka başvurusunu ilk gördüğünde sahip olduğu izlenimde, bu markayı davacı yana ait … markası sanması ya da piyasada farklı şekil ve sunum biçimleri ile kullanılan davacı yana ait … markalarının yeni bir versiyonu olduğunu düşünmesinin kuvvetli bir ihtimal olduğunu, davacının dava konusu marka üzerinde gerçek hak sahibi olduğu ve dava konusu markanın SMK m.6/3 bakımından da reddi gerektiği, davacı yana ait “…” markasının tanınmış olduğu ve davalı yanın haksız çıkar sağlamasına, davacı markasının sulanmasına ve ayırt ediciliğinin de zedelenmesine neden olacağı, davaya konu marka tescilinin iyi niyetli oluşundan söz etmenin mümkün olmadığını öne sürerek; … ‘nun 11.03.2022 tarih ve … sayılı … kararının iptaline karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
CEVAP:
Davalı … vekili 17/05/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Taraf markalarının karıştırılacak derecede benzer olmadığı, başvuru markası … şeklinde okunmakta iken, davacı markası … tire … şeklinde okunmakta olduğu, başvuru markası ile davacı markasının bilinen bir anlamı bulunmadığı, anılan markalar, görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olmadıkları gibi, taraf markalarının bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de farklı olduğu, başvuru markası ile davacı markaları kapsamlarında yer alan mal ve hizmet benzerliği incelendiğinde, anılan markalar kapsamında ortak olarak yer alan 5. Sınıfta yer alan malların tüketicilerinin bilinçli tüketici olduğu, benzerlik değerlendirmesinde markanın yöneldiği tüketici kesiminin dikkate alınması ve bilinçli bir tüketici grubuna hitap eden mal/hizmetler yönünden karıştırılma ihtimalinin tespit edilmesi gerektiği, taraf markalarının görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer olmayıp, başvuru markası kapsamında bulunan 5. Sınıfta yer alan malların tüketici kitlesinin bilinçli ve yüksek eğitimli olması sebebiyle de yine karıştırma ihtimali doğmayacağı, başvurunun kötü niyetle yapıldığı yönündeki iddianın da somut delillerle ispatlanmadığı öne sürülerek … kararının usule ve hukuka uygun olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … SAN. TİC A.Ş. vekili 23/05/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu iki markanın farklı alanlarda kullanılan, farklı şekilde depolanan, farklı kutuları olan ve farklı içerikleri bulunan ürünlere ilişkin olduğu, … Plus markalı ürünün; yemek borusunda oluşan iltihap, reflü ve hamilelik döneminde görülen mide yanması ve ekşimeyi önlemeye yardımcı olan şurup niteliğinde bir ilaç olduğu, ”…” isminin ise ”…” yani … olarak ifade edilirse ”sıvı antiasit” anlamına gelen kelimelerden türetildiği, davacı şirkete ait … markalı ürünün ise; kuvvetli uyku başlatıcı olarak kullanılan bir ilaç grubu olan benzodiazepinlerin etkilerini geri çevirmeye yarayan bir sedisyon olduğu, … markasının aynı zamanda ürünün içeriğini de oluşturan ”Sedition” kelimesinden, … markasının ise yine ürünün içeriğini oluşturan ”…” kelimesinden faydalanmak suretiyle yaratıldığı, söz konusu iki markanın tamamen farklı alanlarda ve farklı usullerle kullanılan, farklı içeriklere sahip olan ve tamamen farklı kutularda muhafaza edilen ürünlere ait olduğu, bu ilaçların hiçbir şekilde birbirlerinin alternatifi veya ikamesi olmadığı, her iki ürünün de yalnızca alanında uzman doktorlar tarafından ve/veya reçete ile satılmakta olup her tüketici tarafından rahatça satın alınabilecek alelade ürünler olmadığı, bu itibarla söz konusu iki markanın herhangi bir şekilde birbiriyle karıştırılma ihtimali de bulunmadığı, her iki markanın da, ürünlerin içeriklerinde bulunan farklı maddelerden ve bu maddelerin etkilerinden türetildiği, dolayısıyla davalı şirketin davacıya ait markayı taklit etmek, davacı şirkete zarar vermek veya herhangi bir şekilde haksız kazanç sağlamak amacı olmadığını öne sürerek, … kararının usule ve hukuka uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … kararının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait … sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza mesnet … sayılı “…” ibareli marka arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, SMK m.6/3 hükmü uyarınca davacının gerçek hak sahipliğinin bulunup bulunmadığı, davacı markasının tanınmış olup olmadığı, davaya konu marka başvurusunun, davacıya ait markanın tanınmışlığından haksız avantaj elde etme, itibarını lekeleme ya da ayırt ediciliğini zedeleme risklerinden birini taşıyıp taşımadığı, SMK m.6/9 hükmü uyarınca davalı şirketin marka tescil başvurusunda kötü niyetli olup olmadığı, hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, maddi vakıalara ilişkin hususlar bakımından bilirkişi raporu aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren …. Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin “…” ibareli, 05.sınıfta yer alan emtiaların tescili amacıyla 03.07.2020 tarihinde gerçekleştirdiği … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 28.09.2020 tarih ve 357 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 27.11.2020 tarihinde … sayılı markayı mesnet göstererek 6769 sayılı SMK’nın m.6/1, m.6/3, m.6/4, m.6/5, m.6/6 ve m.6/9 hükümleri kapsamında itirazda bulunduğu, yayına yapılan itirazın …’nca reddedildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 08.09.2021 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, yeniden yapılan itirazı değerlendiren … ‘nun … sayılı … kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 15.03.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet marka, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
İlk olarak belirtilmelidir ki; …’ nun yerleşmiş uygulamasına göre (…) … kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (…) Eldeki dava da salt … kararının iptali istemine ilişkin olarak açıldığından; … karar tarihi olan 11.03.2022 tarihindeki marka işlem dosyasında mevcut maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve salt marka işlem dosyası ile sınırlı olarak değerlendirme yapılmıştır. Bu nedenle marka işlem dosyasına sunulmayan, ancak dava aşamasında ibraz edilen bilgi ve belgeler değerlendirme dışı bırakılmıştır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu marka kapsamında yer alan “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler;insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” emtiaları, itiraza mesnet marka kapsamında yer alan “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler;insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” emtiaları ile aynı, aynı tür veya benzerdir. Zira söz konusu emtialar aynı tür tüketici kesimine hitap ederler, aynı tür ihtiyaçları giderirler, aralarında rekabet veya birbiri yerine ikame imkânı bulunur, dağıtım kanalları ortaktır, aynı tür yerlerde tüketiciye arz edilirler.
Davacıya ait itiraza mesnet markanın; “…” sözcüğü ve bu sözcüğün sonuna “-” işareti ile eklenmiş “R” harfinden oluştuğu, markanın ilk ve son harfi büyük, kalan harflerinin küçük siyah harflerle yazıldığı ve bütün olarak “…” ibaresinden oluştuğu, başkaca ilave kelime yahut görsel unsur içermediği görülmektedir. Davacı markasının genelindeki hâkim unsurun “…” ibaresi olacağı ve bu ibarenin esas unsur kabul edilebileceği düşünülmektedir.
Davaya konu markanın ise; beyaz zemin üzerine ilk harfi büyük devam harfleri küçük siyah harflerle yazılmış “…” ibaresinden oluştuğu, başkaca ilave kelime yahut şekil unsuru içermediği görülmektedir.
Davacı yana ait “…–r” ibaresinin “….” web sitesinde yer alan kullanma talimatında ve ayrıca dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan kısa ürün bilgisinde “kuvvetli uyku başlatıcı olarak kullanılan bir ilaç grubu olan benzodiazepinlerin etkilerini geri çevirmede” kullanılan bir ilaç olduğu, genel anestezinin sonlandırılmasında kullanıldığı ve etken maddesinin ise “…”, yardımcı maddenin ise “…, glasiyel asetik asit, sodyum klorür, sodyum hidroksit, enjeksiyonluk su” olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, “…” ibaresinin doğrudan bir anlamı tespit edilememiş ise de …. adlı çeviri programında … karşılığının “…” olarak tercüme edildiği görülmektedir.
Davalı yana ait “…” ibaresinin ise “…” web sitesinde yer alan bilgilendirmesinde “Yemek borusunda oluşan iltihap, reflü ve hamilelik döneminde görülen mide yanması ve ekşimeyi önlemede” kullanılan bir ilaç olduğu ve etken maddesinin ise “sodyum aljinat sodyum bikarbonat kalsiyum karbonat” olduğu tespit edilmiştir. “…” ibaresinin … ya da başta İngilizce olmak üzere yabancı dillerde bilinen bir anlamı bulunmadığı görülmekle birlikte, ilgili ibarenin ”…” yani ”sıvı antiasit” anlamına gelen kelimelerden türetildiği anlaşılmaktadır.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; 5/1 ve 5/3 alt sınıfta bulunan emtiaların doktorlar, veterinerler, eczacılar ve diş hekimlerine hitap eden emtialar oldukları, ilaç emtialarının reçeteli veya reçetesiz satılabilecekleri, reçetesiz satılma ihtimalinde, bu emtiaların Beşeri Tıbbi Ürünlerin Sınıflandırılmasına Dair Yönetmelik m.4/1-d bendi gereği eczaneden temin edilebilecekleri, dolayısıyla ancak eczacı vasıtasıyla nihai tüketiciye ulaştırılabileceği, …. sayılı kararı ile onanan … sayılı kararında; 5/1 ve 5/3 altsınıfta bulunan emtiaların genel olarak farmasötik ürünler olup, … tarafından ruhsatlandırıldıktan sonra, doktorlar tarafından reçetelendirilip eczacılar tarafından hastaya verildiği, dolayısıyla iltibas tehlikesi bakımından mesleki ihtisas sahibi doktor ve eczacıların dikkate alınmak suretiyle değerlendirme yapılması gerektiğinin kabul edildiği, 5/1 altsınıfta bulunan emtiaların doktor, veteriner ve eczacı gibi ihtisas sahibi kimselere hitap eden veya eczacı vasıtasıyla hastaya ulaştırılan emtialar oldukları, dolayısıyla söz konusu uzman kimselerin bilinç düzeyi dikkate alınarak iltibas değerlendirmesi yapılması gerektiği, yine 5/3 altsınıfta yer alan diş hekimliği için ürünlerin de ihtisas sahibi diş hekimlerine hitap ettikleri, doğrudan hastaya hitap eden emtialar olmadıkları, bu nedenle bu emtialar bakımından da konusunun uzmanı diş hekiminin dikkat düzeyi gözetilerek iltibas değerlendirmesinin yapılması gerektiği, 5/1 ve 5/3 alt sınıf haricinde kalan davaya konu 5.sınıfta bulunan diğer emtiaların; salt ihtisas sahibi bilinç düzeyi yüksek kimselere hitap etmedikleri, bunun haricinde içerisinde farklı sosyo-ekonomik toplumsal kesimlerden gelen bireylerin oluşturduğu halk kesimine de hitap ettikleri, … sayılı kararı ile onanan … sayılı kararında da bu emtiaların hitap ettiği tüketici kesiminin ortalama tüketici kesimi olduğunun kabul edildiği, belirtilen açıklamalara göre; somut olayda 5/1 ve 5/3 alt sınıfta yer alan emtiaların hitap ettiği dikkatli ve bilinçli tüketici kesimi nezdinde “…” ve “…” markalarının iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olduklarının söylenemeyeceği, zira; söz konusu emtiaların hitap ettiği ihtisas sahibi, dikkatli ve bilinçli tüketici kesimi nezdinde “…” ibaresinin “…” yani “sıvı antiasit” anlamına gelen kelimelerden türetilmiş bir marka algısı yaratacağı, yine “…” ibaresinin de bu tüketici kesimince “…” anlamına geldiğinin bilineceği, dolayısıyla söz konusu tüketici kesimi bakımından markaların kavramsal olarak farklılaştıkları, markalar arasında müşterek olarak bulunan harf ortaklığından kaynaklı görsel ve işitsel benzerliğin, kavramsal farlılık nedeniyle bertaraf edildiği, buna göre; daha önce davacıya ait “…” markasını davaya konu 5/1 ve 5/3 alt sınıfta yer alan emtialar üzerinde gören, işiten, bu markalı emtialardan faydalanan ihtisas sahibi, dikkatli ve bilinçli tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu “…” markasını aynı emtialar üzerinde gördüğünde veya işittiğinde, bu emtialardan faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, markaların kavramsal olarak farklılaştıklarını anlayabileceği, bu nedenle markalar arasında ilişki kurmayacağı gibi marka sahipleri arasında idari ya ada ekonomik bir bağlantı da kurmayacağı, dolayısıyla söz konusu emtialar bakımından markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davaya konu 5/2, 5/4, 5/5, 5/6 ve 5/7 alt sınıfta yer alan emtiaların ortalama tüketici kesiminin ihtisas sahibi kimseler olmadıkları, bu emtiaların makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama halk kesimine de hitap eden ürünlerden oldukları, dolayısıyla bu tüketici kesiminin yukarıda teknik olarak ifade edilen markaların çağrıştırdığı kavramsal anlamları bilmelerinin kendilerinden beklenemeyeceği, zira salt sağlık sektöründe bulunmayan, bu alanda çalışmayan veya ihtisas sahibi olmayan kimselerin “…” ibaresinin “…” yani “sıvı antiasit” anlamına gelen kelimelerden türetilmiş bir marka algısı yarattığını, yine “…” ibaresinin de bu tüketici kesimince “…” anlamına geldiğini bilmelerinin kendilerinden beklenemeyeceği, bu tüketici kesiminin her iki markayı da anlamsız sözcükler olarak algılayacağı, bu nedenle markalar arasında kavramsal olarak farklılaşmaya gitmeyecekleri, markaların aynı harflerle başladıkları ve sonlandıkları, davacı markasında yer alan “-R” harfinin markanın genel görünümü içinde “…” ibaresinin markanın esaslı unsur olma olgusunu bertaraf etmediği, “…” markasının “…” şeklinde, “…” markasının ise “…” şeklinde telaffuz edileceği, görüldüğü üzere markalarda bulunan “s” ve “c” harflerinin de aynı şekilde telaffuz edildiği, markalar arasında işitsel benzerlik bulunduğu hususunun da kuşkusuz olduğu, buna göre; daha önce davacıya ait “…” markasını gören, işiten, bu markalı 5/2, 5/4, 5/5, 5/6 ve 5/7 alt sınıfta yer alan emtialardan yararlanan ortalama tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu “…” markasını aynı emtialar üzerinde gördüğünde veya işittiğinde, bu emtialardan faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı davacıya ait marka ile ilişkilendirebileceği, her iki markanın da aynı ticari kökenden geldiği hususunda yanılsamaya düşerek tüketim tercihinde bulunabileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında belirtilen bu emtialar bakımından ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
…. sayılı kararı uyarınca; iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan, bu yönden dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporunun aksi yöndeki hukuki kanaatlerine itibar edilmemiştir.
SMK m.6/3 hükmüne göre; Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
Marka başvurusunun bu sebeple reddi için marka başvurusundan önce ve markaya konu işaretin aynısı veya benzerinin yoğun ve sıkı kullanımı sonucu işarete belirli bir düzeyde ayırt edicilik kazandırılması gerekir. (…)
Somut olayda yapılan değerlendirmede; Dosya kapsamındaki delillerin yalnızca kısa ürün bilgisi ve tanıtım broşürü şeklindeki deliller olduğu görülmektedir. Davacının “…” markasını tescilsiz olarak başvuru kapsamında yer alan 05. Sınıfta yer alan çekişme konusu emtialarda ciddi ticari etki yaratacak düzeyde kullanıldığına yönelik delile rastlanılmadığı, sunulan az sayıda bir kısım delillerin tescilli markası olan “…” markasını taşıdığı tespit edilmiştir. Netice itibariyle davacının tescilli markası haricinde, dava konusu marka ile aynı veya benzer tescilsiz bir işareti, dava konusu emtialarla aynı veya benzer emtialar üzerinde, dava konusu marka başvuru tarihinden önceki dönemde yoğun ve sıkı bir şekilde kullandığını gösterir, gerçek hak sahipliğini ispata yarayan delil ibrazında bulunamadığı, dolayısıyla davacının SMK m.6/3 hükmü uyarınca üstün hakkı bulunduğu hususunun ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/4 hükmüne göre; … Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/4 hükmü bağlamında tanınmış marka koruması için; toplumun her kesimince bilinme gerekli olmayıp, toplumun ilgili kesimindeki bilinilirlik düzeyi dikkate alınacaktır. Toplumun ilgili kesimi; markanın tanındığı iddia edilen ve kaynak ülkede markanın tescilli olduğu ve kullanıldığı sektörü ifade eder. (…) Bir markanın … Sözleşmesi anlamında tanınmış marka olarak kabul edilebilmesi için, bu markanın …’de tanınmış olmasının ya da kullanılmasının gerekip gerekmediği hususu bakımından; … sayılı kararında belirtildiği üzere, …’de tescilli olmayan markalara tanınmış marka koruması sağlanabilmesi için, söz konusu markanın, itiraza konu marka başvuru tarihinden önce …’de ilgili sektörde tanınmış marka olduğunun dosyaya sunulan objektif delillerle ispat edilmesi gerekir. (Aynı yönde …)
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda yapılan incelemede; Davacı yanca kısa ürün bilgisi ve tanıtım broşürü sunulduğu, sunulan bu delillerin tanınmışlığı ispat bakımından yeterli deliller olarak değerlendirilemeyeceği, bu nedenle SMK m.6/4 ve m.6/5 hükmü koşullarının somut olayda oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir. (…)
Somut olayda; davaya konu marka ile itiraza mesnet markanın bir kısım emtialar bakımından iltibas tehlikesi oluşturmalarının haricinde davalı şirketin kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiasına dayalı istemler yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; “Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler;insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” emtiaları bakımından … sayılı … kararının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,

2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL’nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davanın kabul ret oranının takdiren 4/5 olarak kabulüne,
6-Karar ve ilam harcının davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 80,70 TL peşin karar ve ilam harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma ve 23,00 TL vekalet harcı, 2.200,00 TL bilirkişi ücreti, 98,50 TL tebligat-posta masrafı olmak üzere toplam 2.402,20 TL yargılama giderinin 4/5 i olan 1.921,76 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 480,44 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … San. Tic A.Ş. tarafından yapılan 11,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin 1/5 i olan 2,30 TL’sinin davacıdan alınarak davalı … San. Tic A.Ş.’ye verilmesine, bakiye 9,20 TL yargılama giderinin davalı … San. Tic A.Ş. üzerinde bırakılmasına,
9-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa …’sen iade edilmesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/01/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza