Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/161 E. 2023/83 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/161 Esas – 2023/83
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/161 Esas
KARAR NO : 2023/83

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 09/05/2022
KARAR TARİHİ : 22/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 09/05/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; “…” kavramının davalı … ve müvekkili şirketin faaliyette
bulunduğu … bölgesinde şarap ürünü ve şarapçılıkla özdeşleşmiş bir kavram ve
ürün çeşidi olduğunun birçok kaynakta kabul edilmiş olduğunu, …’nin resmi internet
sitesinde bir … köyü ile ilgili yaptığı açıklamada … ve şarap üretiminin
birbiri ile bağlantılı olduğuna değinilmiş olduğunu, dava konusu … kararının gerekçesinin dahi, müvekkili başvurusunun reddine dair kararın emsal nitelikteki kararlarla tamamen çelişir, diğer
davalı … lehine çifte standart oluşturan bir durumun ortaya çıkmasına
sebebiyet vermiş olduğunu, dini sembol ve mekân adlarının kullanımının tek başına
kimsenin inhisarına bırakılamayacak ibareler olduklarını, o vakit davalı …
markalarının esas unsurunun “…” ibaresi olduğu ve bu nedenle müvekkili ve davalı markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu şeklindeki değerlendirmenin
yanlış olduğunu, dava konusu … kararının öncelikle bu nedenle iptali gerektiğini,
nitekim davalı … nezdinde 33. Sınıfta tescil edilmiş olup …
ibaresini içeren başka markalar da bulunması … kelimesi bakımından da
… uygulama ve kabulünün aynı olduğunu, bu ibarenin tek başına bir marka
olamamakla birlikte bir marka içinde yer alabilecek, herkesin kullanımına açık, genel
ve ilave unsurlardan biri olabileceğini gözler önüne sermekte olduğunu, müvekkili başvurusunun
reddine mesnet olarak gösterilen markalarından daha önce tescil edilmiş bu markalar
da, davalılardan …’ya … ibaresi üzerinde münhasır bir hak
bahşedilmediğini göstermesi bakımından oldukça önemli olduğunu, zira bu markalar 33. ürün sınıfında … ibareli diğer markaların varlığına rağmen, müvekkili bakımından çifte standarda sebebiyet verecek eksik ve hatalı değerlendirmeler
neticesinde, başvurularının reddine karar verildiğini göstermekte olduğunu, dava konusu … kararında benzerlik yönünden yapılan
değerlendirmelerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili başvurusuna yapılan itirazın kötü niyetli olduğunu beyanla; … ve ….
tarafından verilen ve 03.03.2022 tarih ve … sayılı kararın iptaline,
müvekkiline ait … sayılı “… … …
Şarabı” markasının tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 11/05/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Somut olayda Kurum tarafından esas alınan sınıflandırma listesine göre markalar arasında
sınıf benzerliği incelemesinde; davaya konu markanın kapsadığı sınıftaki mal ve hizmetler ile
diğer davalının itiraza mesnet markalarının aynı tür mal ve hizmetleri kapsadığını, markaların 33’üncü sınıfta yer alan “Alkollü içecekler (biralar hariç): Rakılar, viskiler, likörler,
alkol içeren kokteyller.Şaraplar.” ürünlerini kapsamakta ve söz konusu ürünlerin satış
mağazalarında, marketlerde ve benzeri yerlerde aynı raflarda yer almakta olduğunu, ortalama tüketici
nezdinde markalar arasındaki en küçük benzerliğin iltibasa yol açmakta olduğunu, bu bağlamda
markalar arasında benzerlik oluştuğunu, ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali doğacağı
ve markaların birbirleriyle ilişkilendirilebilir olduklarının açık olduğunu, ilgili tüketici kesiminin markaların
kaynaklarının aynı olduğu algısına kapılabileceğini ve markaların birbirlerinin serisi olduğu
yanılgısına düşebileceğini, markalar arasında sınıf benzerliği bulunmasının, markaları birbirine
yakınlaştırmakta ve iltibas tehlikesi oluşturmakta olduğunu, yapılan değerlendirme sonucunda; markalar arasında benzerlik ve iltibas şartlarının
oluştuğunu, markaların işitsel, görsel ve genel görünümleri itibariyle benzer olmaları sebebiyle ilgili tüketici kitlesi nezdinde karıştırılacak derecede benzer olduklarını, birbirleriyle
ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma olasılığının bulunduğunu, …
kararının hukuka uygun olduğunu beyan ederek; …’nun … başvuru numaralı marka hakkında verilen
… sayılı kararın iptali isteminin reddine, davacının, aleyhlerine olan sâir taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … Şirketi, davaya cevap dilekçesi ibraz etmediğinden 6100 sayılı HMK m.128 hükmü gereği, dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı “… … …” isimli marka başvurusu ile redde mesnet … sayılı “…+… …” ibareli marka arasında 6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren …. Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı şirketin “… … …” ibaresinin 33-1.sınıfta bulunan emtialar bakımından tescili amacıyla 13.06.2020 tarihinde gerçekleştirdiği … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında …’nca 6769 sayılı SMK m.5/1-f hükmü uyarınca kısmen reddine karar verildiği, kalan emtialar için 13.07.2020 tarih ve 352 sayılı …’nde başvurunun ilan edildiği, davacının 14.09.2020 tarihli dilekçe ile SMK m.6/1 hükmü uyarınca bu yayına itiraz ettiği, itirazına mesnet olarak … sayılı markaları gösterdiği, davacının 15.10.2020 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi sunduğu, …’nca marka tescil başvurusunun reddine karar verildiği, redde mesnet olarak … sayılı markanın gösterildiği, davacının 10.05.2021 tarihli dilekçesi ile karara itiraz ettiği, söz konusu itirazın … sayılı … kararı ile reddedildiği, bu kararın davacı marka vekiline 07.03.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet marka ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan “Şaraplar.” emtiaları, redde mesnet … sayılı marka kapsamında aynen bulunmaktadır.
Dava konusu marka başvurusu incelendiğinde; “… … …” ibaresinden oluştuğu tespit edilmiştir.
Redde mesnet marka incelendiğinde; ” …” ibaresinden oluştuğu tespit edilmiştir.
Markalarda müşterek olan unsur “…” sözcüğüdür. …; din görevlilerinin ve kendini dine adayan kimselerin bir arada yaşadığı dinî yapıdır…. ‘de önemli bir yer tutar. Genelde şehirden ve uygarlıktan uzakta, ulaşılması zor alanlara kurulurlar. Bunun amacı, inzivaya çekilen kişilerin beşerî sorunlardan olabilecek en az düzeyde etkilenmesi ve şehirlere yapılacak olası askerî saldırıları en az zararla atlatmaktır. … binaları genellikle kilise, yemekhane, yatakhane, kütüphane, revir ve bahçelerden oluşur. …. bulunduğu yere, … düzenine ve içinde yaşayanların mesleklerine göre manastırda kendi kendine yeterlilik ve topluma hizmet etmek için bir takım binalar vardır. Bunlar okul ve darülaceze gibi hizmet binaları ve demirci, bira imalathanesi, ahır, ambar vb imalat ve tarımsal binalardır (…).
…; aynı zamanda …’nde yer alan tarihi bir şehir adıdır. …’a ilk … akını …’in 732’deki (1332) seferiyle gerçekleşti. Ancak şehir … döneminde 784-785’te (1382-1383), bazı rivayetlere göre ise 787’de (1385) fethedildi ve … adıyla anılmaya başlandı (…). … kıyıları ile …’nin iç bölgeleri arasındaki güzergâh üzerinde olduğundan … ’daki önemli ekonomik merkezlerinden biri haline geldi. … altında şehrin etnik yapısı değişti ve dış görünümünde …’ya has unsurlar yer almaya başladı. … ve … devirlerinde burası …’dan ve özellikle …’dan getirilen … aşiretleriyle iskân edildi. Yapılan sayımlara göre 1468’de 295 müslüman hâneye karşılık sadece 160 … hâne bulunmaktaydı (…). Bu rakamlar şehirde 2500 civarında nüfus olduğunu gösterir. Zamanla gelişmeye paralel olarak nüfusta artışlar oldu. 1519’da 756 müslüman aileye karşılık … aile sayısı 300 civarındaydı (toplam 5000 kişi). XVI ve XVII. yüzyıl seyyahları buranın nüfusça daha da kalabalıklaştığına işaret eder. Özellikle … ortalarında burayı yirmi bir mahalle, 3000 ev, 900 dükkân ve yetmiş cami ve mescidden ibaret büyük bir şehir olarak tanımlar. Şehirde ayrıca büyük bir bedesten mevcuttu (…). XIX. yüzyılın sonlarına doğru şehirde 31.347 kişinin yaşadığı, yirmi dört cami, beş kilise, dokuz havra, dokuz medresenin bulunduğu, ayrıca mülkî ve askerî mekteplerin açılmış olduğu, on dört han, 2482 dükkân, yedi hamam, altı un fabrikasının yer aldığı tesbit edilmektedir (…). … kararlarıyla … ve … ıslahat alanı içinde yer aldı. 1906’da …’daki malî ıslahatın kontrolü yabancı devletlere bırakıldı. Mayıs 1908’de … … büyük bir protestoya girişti ve 5 Temmuz 1908’de hürriyetin ilânı için muhtıra verildi. …’nın başlaması üzerine muhtelif yerlerdeki yenilgiler neticesinde … 14-18 Kasım 1912’de …tarafından işgal edildi ve şehirdeki 430 yıllık … sona erdi (Ayrıntılı bilgi için bkz; …).
… yukarıda yer verilen anlamları itibariyle; dini yapı adı ve günümüzde … topraklarında bulunan, ancak … Tarihi bakımından önemli ve bilinen bir yerleşim yeri adıdır. Söz konusu yerleşim yeri ülkemiz ortalama tüketici kesimi tarafından bilinen maruf bir mahaldir. Öyle ki; … sözcüğü …’ne dahi konu olmuştur (Örneğin Bkz; …).
Dava konusu marka başvurusu ile redde mesnet marka karşılaştırıldığında; markalarda müşterek olarak bulunan unsurun “…” sözcüğü, söz konusu sözcüğün gerek dini bir yapı adı, gerekse maruf mahal adı olması hasebiyle tek başına marka olarak kimsenin tekeline verilemeyecek sözcüklerden olduğu, kaldı ki gerek dava konusu marka başvurusunun, gerekse redde mesnet markanın salt “…” sözcüğünden oluşmadığı, başvuru markasında yer alan “…” sözcüğünün ayırt ediciliğinin bulunmadığı, ancak “…” sözcüğünün “… …” şeklinde bütünlük oluşturacak şekilde dizayn edildiği, redde mesnet markanın ise “yıkık bir …” şekli ile “….” ibaresinden oluştuğu, ortalama tüketici kesiminin “…” ibaresinin ne anlama geldiğini bilemeyeceği, bu nedenle söz konusu sözcüğü anlamsız bir sözcük olarak algılayacağı, davalı şirketin “…” ibareli seri markaları bulunduğunun marka işlem dosyası içeriğinden anlaşıldığı, ancak; gerek 6769 sayılı SMK m.5/1-h hükmü uyarınca dini değer anlamı itibariyle, gerekse … sayılı kararı uyarınca maruf mahal adı itibariyle markalarda müşterek olarak bulunan “…” sözcüğünden kaynaklı olarak markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi doğuracak derecede benzerlik bulunduğundan söz edilemeyeceği, markalarda yer alan ve yukarıda belirtilen diğer kelime ve … unsurlarının markaları bir bütün olarak birbirinden farklılaştırdığı, buna göre; daha önce redde mesnet markayı gören, işiten, bu markalı emtialardan yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu marka başvurusunu, davaya konu emtialar üzerinde gördüğünde veya işittiğinde, davaya konu emtialardan faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı redde mesnet markadan farklı bir marka olarak algılayacağı gibi marka sahipleri arasında idari ya da ekonomik bir bağlantı da kurmayacağı, bu nedenle karşılaştırılan markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın kabulü ile; … sayılı … kararının iptaline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı … kararının İPTALİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL’nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 23,00 TL vekalet harcı, 88,00 TL posta-tebligat ücreti olmak üzere toplam 272,40 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı şirketin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/02/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza