Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/152 E. 2023/340 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/152 Esas – 2023/340
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/152 Esas
KARAR NO : 2023/340

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 29/04/2022
KARAR TARİHİ : 05/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/07/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 29/04/2022 tarihli dava, 06/06/2022 ve 22/06/2022 tarihli replik dilekçelerinde özetle; Müvekkili şirketin 1999 yılında kurulduğunu, … genelinde 51 ilde 152 mağaza ile hizmet verdiğini, dünya genelinde 37 farklı ülkede mağazaları bulunduğunu, müvekkili şirketin markalarını ciddi ve yoğun bir şekilde kullanarak ayırt edicilik kazandırdığını, müvekkili şirkete ait “…” esas unsurlu seri markalar bulunduğunu, bu markalar altında uzun yıllardır parfüm ürünlerinin üretimini ve satışını yaptığını, devam eden süreçte müvekkili şirketin kolonya, deodorant, oda spreyi, bambu kokular ve araç kokuları gibi çeşitli alanlarda da “…” markası ile ürünler ürettiğini, müvekkili şirketin markasını tescilli olduğu tüm mal ve hizmetlerde kullandığını, müvekkili firma markalarının her kesimden tüketiciye hitap eden ürünlerde kullanıldığını, markaların müvekkili ile özdeşleştiğini, müvekkili şirketin “…” esas unsurlu ve ibareli markaları nizasız ve fasılasız kullanarak tanınmış marka haline getirdiğini, müvekkili şirketin marka üzerinde öncelikli ve üstün hak sahibi olduğunu, davalı şirketin … numaralı “… …” ibareli marka başvurusunun müvekkili şirket markaları ile aynı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzeri olduğunu, dava konusu markanın yayımına müvekkili şirket tarafından yapılan itirazın reddine dair … …’nın … sayılı kararının iptali gerektiğini, “…” ibaresinin 1999 yılından bu yana müvekkili şirketin ticaret unvanı olduğunu, dava konusu markanın müvekkili şirketin ticaret unvanı ile de iltibas yarattığını ve haksız rekabete neden olduğunu, müvekkili şirketin dava konusu markanın yayımına itirazı sonrasında davalı şirketin kullanım ispatı talebinde bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından markaların tescilli olduğu tüm mal ve hizmetler açısından ciddi biçimde kullanıldığının ispat edilmesine rağmen … hatalı olarak sadece 03. Sınıfta yer alan “Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç)” emtiası için markanın kullanıldığına ilişkin değerlendirmede bulunarak itirazın kısmen kabulüne karar verdiğini, kötü niyet ve tanınmışlığa ilişkin açıklamaların da değerlendirilmediğini, dava konusu marka kapsamında yer alan birçok mal ve hizmetin 03. sınıftaki emtia ile ayniyet derecesinde benzer olduğunu, bu hususun da davalı Kurum kararında dikkate alınmadığını, müvekkili şirket markalarının esas unsuru olan “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin son derece yüksek olan ve tanımlayıcılığı bulunmayan bir ibare olduğunu, bu sebeple ibarenin birtakım mal ve hizmetler için benzer, birtakım mal ve hizmetler için ise benzer olmadığı şeklindeki değerlendirmenin çelişkili olduğunu ve herhangi bir gerekçeye dayandırılmadığını, taraf markalarının birbiri ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, tüketiciler nezdinde markalar arasında bağlantı kurulabileceğini, her iki markanın birbirinin devamı algısı oluşabileceğini, markaların aynı sınıfta yer alması ve tüketiciye aynı satış/hizmet kanallarında hitap etmesi sebebiyle iltibas oluşmasının kaçınılmaz olduğunu, davalı şirketin onlarca seçeneğe sahip olmasına rağmen müvekkili markalarının bilinirliğinden haksız yararlanma çabası ile benzer bir markanın seçilmesinin kötü niyetin açık göstergesi olduğunu, dava konusu markanın esas unsurunun müvekkili markalarının esas unsuru ile aynı olduğunu, davalı şirket markasında “…” kelimesinin olduğu gibi kullanıldığını, sair unsurların ise tanımlayıcı tali unsurlar olduğunu, markaların farklılaşmadığını, seri marka olarak algılanmaya müsait olduğunu, dava konusu markada yer alan “…” ibaresinin “günlük mükemmellik” anlamına geldiğini, markanın tescilli olduğu mal ve hizmetlerde tanımlayıcı bir ibare olduğunu, bu ibarenin dava konusu markada tali unsur olarak küçük bir yazı şeklinde yer aldığını, markaların tümüyle aynı okunduğunu, “de pe” şeklinde seslendirildiklerini, markaların anlamsal olarak da farklılaşmadığını, müvekkili markalarının 2000 yılından beri tescilli olduğunu ve sektöründe tanınan bir marka olduğunu, … ve … tarafından marka işaretlerinin benzer olduğunun kabul edildiğini, bu konudaki davalı şirket itirazlarının … tarafından reddedildiğini, davalı markasının müvekkili markasının taklidi/serisi mahiyetinde olduğunu, markaların karıştırılma olasılığının son derece yüksek ve hatta kesin olduğunu, müvekkili markalarının tescilli olduğu 03, 05, 21 ve 35. sınıfta yer alan mal ve hizmetler ile dava konusu markanın tescilli olduğu 03, 11, 16, 35 ve 44. sınıf mal ve hizmetlerin aynı/ilintili olduğunu, dava konusu markanın tescil edilmek istendiği sınıflardaki emtianın belli bir teknik bilgi gerektirmeyen, her düzeyde kişiye hitap eden günlük tüketim malları olduğunu, bu malların hitap etiiği tüketici çevresinin dikkat düzeyinin düşük olduğunu, malı satın almak için harcanan zaman diliminin kısıtlı olduğunu, müvekkili markalarının tüketiciler nezdinde tanınmış markalardan olması sebebiyle diğer markalara oranla daha geniş koruma alanı bulması gerektiğini, müvekkili şirketin ağırlık olarak faaliyet gösterdiği alanın kozmetik eşyalara ilişkin olduğunu, davalı şirketin markasını esasen şampuan emtiasında kullandığını, müvekkili faaliyeti ile doğrudan ilgili olan emtianın müvekkili ürünleri ile karıştırılmasının kesin olduğunu, bu durumdan müvekkili şirket markasının tanınırlığının zarar görebileceğini, davalı şirketin marka başvurusunda kötü niyetli olduğunu, davalı tarafın daha evvel de müvekkili markası ile aynı mal ve hizmetlerde başvuruda bulunduğunu, müvekkili şirket itirazı üzerine başvurunun reddedildiğini, marka başvurusunun reddi üzerine seri olarak kötü niyetli marka başvurularında bulunmaya başladığını, davalı tarafın müvekkilinin bilinirliğinden yararlanmak ve marka depolamak amacı ile başvuru yaptığını, … kararına karşı itiraz dilekçelerinde her yönü bakımından itiraz edildiğini, davalı adına tescilli birçok markada şampuan emtiası dışında onlarca farklı mal ve hizmet tesclili olmasına ve bu markaların tescili üzerinden beş yıldan fazla zaman geçmesine rağmen davalı tarafından bu markaların kullanılmadığını, bu duruma rağmen davalının şampuan emtiası dışında seri bir şekilde hala marka başvurusunda bulunulmasının davalı iddialarının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini beyanla … …’nın … sayılı kararının iptaline, davalıya ait … sayılı markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 20/05/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin yayıma itirazı üzerine davalı şirket tarafından itiraza mesnet …. tescil sayılı markaların tüm mal ve hizmetler yönünden kullanıldığının ispatlanması talebinde bulunulduğunu, davacı tarafça sunulan deliller sonucu … tarafından markaların “Sınıf 03: Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç).” malları yönünden kullanımın ispatlandığı sonucuna varıldığını, bu kararın davacı tarafa bildirildiğini ve davacının kullanım ispatına yönelik bir itirazda bulunmadığını, davacı tarafın Kurul nezdinde ileri sürmediği iddialarının bu aşamada ispatlanmasının mümkün olmadığını, başvuru kapsamından çıkarılmayan mal ve hizmetler yönünden davacı markaları ile iltibas ihtimalinin bulunmadığını, davacıya ait itiraza mesnet markanın tanınmış marka olduğunun somut delillerle ispat edilemediğini, tanınmış markaya dayalı ret koşullarının oluşmadığını, davacının kötü niyet iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, … kararının yasaya uygun olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 02/06/2022 tarihli cevap ve 18/07/2022 tarihli düplik dilekçelerinde özetle; Müvekkili şirketin 1999 yılında faaliyetlerine başladığını, sabun ile başlayan üretim ağına zaman içerisinde gliserin, kozmetik ve hijyen kategorisini de eklediğini, müvekkili şirketin dünya genelinde 5 kıtaya ihracat yapan ve yaygın yurt içi satış yapılanması olan bir şirket olduğunu, “…” ve dava konusu “… …” markalı ürünlerini yurt içinde 70 ilde 36 bayi ile tüketicilerle buluşturduğunu, müvekkili şirketin dava konusu marka başvurusuna davacı şirket tarafından itiraz edildiğini, müvekkili şirket tarafından itiraza karşı görüş sunularak davacıya ait ….. numaralı markalar için kullanım ispatı talebinde bulunulduğunu, davacı itirazı üzerine müvekkili şirket markası kapsamından bir kısım mal ve hizmetlerin çıkarılmasına karar verildiğini, marka başvurusu kapsamında kalan mal ve hizmetler yönünden davacı itirazının reddedildiğini, davacı markasının “…” ibaresi olmadığını, davacının … nezdinde dosyaladığı marka başvurularında marka adının “…” olarak bildirildiğini, davacı markalarının sarı bir elips içine kahverengi, büyük harflerle yazılmış “…” harflerinden müteşekkil karma markalar olduğunu, davacı markalarındaki şekil unsurunun baskın niteliğinin göz ardı edilemeyeceğini, davacının “…” harfleri üzerinde bir tekel hakkı bulunmadığını, davacının “…” harflerinin birlikte kullanımının ilk yaratıcısı olduğu iddiasının gerçeklikle bağdaşmadığını, Kurumun internet sayfasında yapılan sorgulamada “…” harflerinin bir arada kullanımına ilişkin en eski başvurununun 1982 yılında yapıldığının görüldüğünü, dava konusu markalar arasında ayniyet/ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunmadığını, markalarda “…” ve “…” harfleri ortak ise de marka işaretlerinde yer alan ilave şekil, kelime, sözcük ve renk unsurları ile markaların özgün tasarımları bir bütün olarak değerlendirildiğinde markalar arasında benzerliğin varlığının iddia ve kabul edilemeyeceğini, müvekkili markasının farklı şekilde stilize edildiğini ve davacı markalarından farklılaştığını, davacının gerçeğe aykırı bir beyan ile “markaların ayırt edilemez ölçüde benzer bulunduğu konusunda tartışma olmayıp bu durum … kararı ile de sabittir” ifadelerine yer verdiğini, oysa … kararında böyle bir ifade geçmediğini, aksine (kabul etmemekle birlikte) markalar arasında belli düzeyde benzerlik olduğu ve fakat bu benzerliğin karıştırılmaya sebep olmayacağının tespit edildiğini, davacı markasının “de end pe” olarak telaffuz edildiğini, müvekkili markasının ise “di pi” olarak telaffuz edildiğini, markalar arasında işitsel benzerlik bulunmadığını, markaların bir kelime anlamı bulunmadığından kavramsal benzerlik de bulunmadığını, davacının “… & …” işaretini elips şekli ve renkleri ile bütün arz edecek şekilde tüm ticari ürünlerinde kullandığını, davacının doldurma parfüm işi ile iştigal etmesi sebebiyle “…” yani “parfüm” sözcüğünün marka işaretinde bulunduğunu, müvekkili markasında kullanılan “…” ve “…” harflerinin özgün bir şekilde bir araya getirildiğini, oldukça yuvarlak, biri diğerinin izdüşümü şeklinde tasarlanmış, zarif bir ince çizgi ile birleştirilmiş ve hemen altına “…” kelimeleri getirilmiş olduğunu, müvekkili şirketin markasını bir bütün olarak kullandığını, müvekkili markasında kalan emtianın davacı markaları kapsamındaki mal/hizmetlerden farklı olduğunu, davacının SMK’nın 6/3 ve 6/6 maddeleri kapsamında hak sahipliği bulunmadığını, davacının markasının tanınmış olmadığını, davacı tarafından SMK 6/5 maddesinde aranan koşulların gerçekleştiğinin ispat edilemediğini, davacının kötü niyet iddialarının mesnetsiz olduğunu, kullanım ispatı kararına karşı itiraz hakkını kullanmayarak kesinleşmesine sebebiyet veren davacının huzurdaki davada ileri sürdüğü kullanım ispatı ve delillerinin reddi gerektiğini, aksi halde kullanımın ispatı def’inin uyuşmazlıkta dikkate alınmasını talep ettiklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … kararının iptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait … sayılı “… …” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davalı şirketin gerek marka işlem dosyasında gerekse dava aşamasında ileri sürdüğü kullanmama def’inin yerinde olup olmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davacıya ait ticaret unvanı ile davalı markası arasında iltibas tehlikesi olup olmadığı, davalı şirketin kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı şirkete ait markanın hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi raporları aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren …. Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Dava konusu … başvuru numaralı marka başvurusu, 03 / 11 / 16 / 35 / 44. sınıflar için tescil edilmek üzere 13.10.2020 tarihinde yapılmıştır. Marka başvurusu 12.01.2021 tarih ve 364 sayılı …’nde yayımlanmıştır. Davacı şirket tarafından dava konusu markanın yayımına “benzerlik/karıştırılma ihtimali”, “eskiye dayalı kullanım”, “… Sözleşmesi kapsamında tanınmışlık”, “tanınmışlık”, “diğer fikri haklar veya kişi hakları” ve “kötü niyet” gerekçeleri ile itiraz edilmiş olup, dayanak gösterilen markalar; …. sayılı markalardır. Davalı şirket tarafından itiraza karşı görüş bildirilmiş olup, itiraza mesnet …. sayılı markaların kapsamında bulunan tüm mal ve hizmet yönünden kullanımının ispatı talep edilmiştir. Davacı şirket tarafından kullanım ispatı olarak bir kısım bilgi/belge dosyaya sunulmuştur. Davacı şirket itirazı, … 22.09.2021 tarih ve …sayılı kararı ile kısmen kabul edilmiş olup, marka başvuru kapsamından 03 ve 35. Sınıfta yer alan bir kısım mal ve hizmetler çıkarılmıştır. Kararda; benzerlik/karıştırılma ihtimaline dayalı itiraz kabul edilmiş olup, kullanım ispatına tabi olan itiraz gerekçesi markaların “Sınıf 03: Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç)” mallarında kullanıldığının ispatlandığı tespit edilmiştir. Davacı şirket, … kararına itiraz etmiş ve yayıma itirazın yeniden incelenmesini talep etmiştir. Davalı şirket tarafından itiraza karşı görüş bildirilmiştir. İtiraz üzerine verilen ve dava konusu yapılan 10.03.2022 tarihli … sayılı … kararı ile davacı muterizin itiraz sebepleri yerinde bulunmamıştır. İki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki dava açılmıştır. Dava konusu marka başvurusu 27.05.2022 tarihinde tescil edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre;
… kararının iptali ve hükümsüzlük istemleri bakımından, davalı başvuru sahibi tarafından itiraz ve dava aşamasında, itiraza/davaya gerekçe gösterilen … sayılı markaların kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetler bakımından kullanım ispatı talep edilmiştir. Kullanımının ispatlanması talep edilen markalar, itiraza konu markanın başvuru tarihinde (13.10.2020) ve dava tarihinde (29.04.2020) en az 5 yıldır tescilli olup, kullanımının ispatlanması gerekmektedir. Davacı taraf, marka işlem dosyasına aşağıdaki belgeleri ibraz etmiştir.
• Ticaret sicil gazetesi
• … nezdinde yapılan marka başvuruları
• Davacı şirketin internet sitesinden alınan görüntüler
• Yurtdışı mağaza bilgileri görseli
• Ürün görselleri
• Faturalar
Yukarıda listelenen belgeler incelendiğinde, davacının “…” ibaresini, (Sınıf 03:) Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç)” emtiaları bakımından kullandığı tespit edilmiştir.
Davacının dava dilekçesinde ek olarak gösterdiği “…” ibareli markalar dava konusu markanın başvuru tarihinden sonraki tarihli markalar olduğundan incelemeye dahil edilmemiştir. İtiraza mesnet markalardan … başvuru numaralı markanın ise geçersiz olduğu tespit edildiğinden karşılaştırmada dikkate alınmamıştır.
Dava konusu marka başvurusu; 03, 11, 16, 35 ve 44. Sınıf mal ve hizmetler bakımından tescile konu edilmiş olup, itiraz aşamasında, dava konusu marka başvurusu kapsamından 03. Sınıf ve 35. Sınıfta yer alan bir kısım mal ve hizmetler çıkarılmıştır. Davacıya ait kullanım ispatına tabi markalar ile kullanım ispatına tabi olmayan markaların kapsamında, 03, 05, 21. Sınıf emtialar bulunmaktadır. Taraf markaları kapsamında yer alan mal ve hizmetler, ayniyet taşımamakla birlikte, 16/12/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda yer verilen tabloda kırmızı renk ile gösterilen emtialar, benzerlik taşımaktadır. Ayrıntılı olarak ifade etmek gerekirse, davacıya ait markalar 05 ve 21. Sınıfta tescilli olup, dava konusu marka başvurusu kapsamında ise 05 ve 21. sınıf emtiaların satışına yönelik 35. Sınıf hizmetler yer almaktadır. Bu mal ve hizmetler, birbiri ile ilişkilidir. Zira bir malın üretilmesinin doğal sonucu, o malın pazarlanmasıdır. Dolayısıyla bahsi geçen emtialar ile bunların perakendeciliği hizmetleri arasında tamamlayıcılık ilişkisi söz konusu olup, bu mal ve hizmetler tüketici nezdinde benzerdir.
Dava konusu marka kapsamında yer alan “44. Sınıf: Güzellik bakımı hizmetleri” ile davacıya ait markalar kapsamında yer alan “03. Sınıf: Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç) 05. Sınıf: İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler; kötü kokuları giderici oda spreyleri.” emtialarının benzer olduğu tespit edilmiştir. “Kuaförler, güzellik bakım salonları” gibi işyerlerinin dahil olduğu “44. Sınıf: Güzellik bakımı hizmetleri” kapsamında, bu işyerlerinde parfümeri ürünleri kullanılmakta ve günümüzde yaygınlaşan bir uygulama ile bu ürünler, güzellik hizmeti alan tüketicilere, aynı dükkanda satışa sunulmaktadır. Dolayısıyla, bu mal ve hizmetler, markalar arasındaki yüksek seviyeli işaretsel benzerlik de gözetildiğinde, ilişkili olarak değerlendirilebilecek hizmetlerdir.
Dava konusu marka kapsamında yer alan; 03. sınıf “Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç)” malları ile davacının 2020/23122 sayılı markasının kapsadığı 03. sınıf “Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç), kolonyalar” ve 2019/50486 sayılı markasının kapsadığı 05.sınıf “İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler; kötü kokuları giderici oda spreyleri” malları aynı sektöre dahil, birarada kullanılan, birbirini tamamlayan, aynı/benzer hammaddelerle aynı kişilerce üretilebilen, üretim/tedarik/dağıtım kanalları müşterek olabilen, aynı satış noktalarında aynı reyon ve raflarda birarada satılabilen benzer mal niteliğindedir.
Dava konusu marka kapsamında yer alan sair mal ve hizmetler, davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markaların kapsamlarında yer alan emtialar (kullanmama def’ine tabi olanlar bakımından kullanımı ispatlanan emtialar nazara alınmış, kullanmama def’ine tabi olmayan markalar bakımından markaların kapsamlarında yer alan tüm emtialar dikkate alınmıştır) ile benzer değildir.
Sonuç olarak; dava konusu marka kapsamında yer alan “03. Sınıf: Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). 35.Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler.Parfüm bekleri (yandığında koku yayan bekler), parfüm spreyleri ve vaporizatörleri (püskürteç), elektrikli-elektriksiz makyaj temizleme aletleri, pudra ponponları, tuvalet eşyaları için kutular. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.). 44. Sınıf: Güzellik bakımı hizmetleri.” mal ve hizmetler bakımından “emtiaların aynı veya benzer olması” şartının somut olayda sağlandığı kanaatine varılmıştır.
Davaya konu marka başvurusu; “… …” ibaresinden oluşmaktadır. “…” ibaresi küçük harflerle yazılmasına karşın, “…” ibaresine nazaran çok daha büyük punto ile yazılmıştır. “…” ibaresi, … kelimelerden oluşmakta olup, kelimelerin ayrı ayrı anlamlarından yola çıkılarak “günlük mükemmellik” şeklinde çevirisi yapılabilir. Fakat markadaki kapladığı alanın oldukça küçük olması nedeniyle, markanın tali unsuru niteliğindedir. Markada yer alan “…” ibaresi, ön planda olup, markanın esas unsurudur. “…” ibaresi anlamlı bir kelime olmayıp, “…” ya da “…” şeklinde telaffuz edilmesi muhtemeldir.
Davacıya ait markalardan biri sarı bir daire içinde “… …” ibaresinden oluşmaktadır. Davacıya ait bir diğer marka ise, davacının “… …” ibareli markasını da içeren bir ambalaj görseli olup, marka kapsamında ayrıca “…” ibaresi yer almaktadır. Fakat davacıya ait markaların esas unsuru, marka algısı yaratan kısmı “…” ibaresidir. Bu ibare, anlamlı bir ibare olmaması nedeniyle ayırt edici niteliği yüksektir. Davacı markasında yer alan “…” ibaresinin “…” şeklinde okunması muhtemeldir. Zira “…” ve “…” harfleri arasında yer alan “&” işareti, “ve işareti” olarak kullanılan bir ibare olup, … “ve” anlamına gelen “…” kelimesi gibi okunmaktadır.
Taraf markaları, esas unsur bakımından, yüksek seviyede benzerlik içermektedir. Zira aralarındaki tek fark “&” işareti olup, bu ibarenin ayırt ediciliğinin bulunmadığı değerlendirildiğinde, markalar arasında ayniyete yakın seviyede benzerlik olduğu değerlendirilmiştir.
Taraf markaları, sadece şekil konusunda farklılık taşımakta olup, davalı markasından farklı olarak, davacı markası şekil unsuru içermektedir. Fakat taraf markaları, kelime olarak aynı ibareden oluşmaktadır. Markaların kelime unsurunun ayniyet taşıdığı gözetildiğinde, markalar arasında yüksek seviyede görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik bulunduğu değerlendirilmiştir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; dava konusu marka kapsamında yer alan “03. Sınıf: Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). 35.Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler.Parfüm bekleri (yandığında koku yayan bekler), parfüm spreyleri ve vaporizatörleri (püskürteç), elektrikli-elektriksiz makyaj temizleme aletleri, pudra ponponları, tuvalet eşyaları için kutular. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.). 44. Sınıf: Güzellik bakımı hizmetleri.” mal ve hizmetlerin, davacıya ait markaların kapsamlarında yer alan emtialar ile benzer olduğu, gerek dava konusu markanın, gerekse davacı markalarının esas unsurlarının müşterek olarak “…” ibaresinden oluşması nedeniyle, yukarıda belirtilen mal ve hizmetler bakımından SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, …)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; davacı tarafça dava ve itiraz dosyasına sunulan belgelerin “…” ibareli markanın kullanımını gösterir belgeler olduğu, sunulan belgelerin tanınmışlığın ispatı için yeterli olmadığı, tanınmışlığın değerlendirilebileceği yeterli belgenin dosya kapsamında bulunmadığı, bu nedenle iddia edilen tanınmışlığın ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
SMK’nın 6/6 maddesine göre; “tescil için başvurusu yapılmış markanın, başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi halinde, hak sahibinin itirazı üzerine tescil başvurusu reddedilir.”
Bu hüküm kapsamına, kişilik haklarından isim hakkı ile fotoğraf üzerindeki hak, FSEK kapsamında telif hakları ve sınaî haklar olan marka, tasarım, patent, faydalı model, coğrafi işaret, ticaret unvanı, işletme adı ve alan adı girer. Bir alan adının SMK m. 6/6 hükmü uyarınca korunmasının istenebilmesi için, o alan adının fiilen kullanıldığı faaliyet konuları kapsamı ile aynı/benzer konularda bir marka kullanımının söz konusu olması gerekir.
Ticaret unvanı, bir tacirin ticari işletmesine ilişkin işlemlerinde kullandığı addır. Markalar, eşya ile işletme arasındaki ilişkiyi kurar ve farklı işletmelerin ürettiği benzer emtiayı birbirinden ayırt etmeye yarar. Buna karşılık, ticaret unvanları ise işletmenin kendisini tanımlar. Şirketlerin ticaret unvanları tescil edilirken, faaliyet alanına her türlü mal ve hizmetin yazılması mümkün olduğundan ve ticaret unvanının bu alanların hepsinde kullanma gibi bir yükümlülük bulunmadığından, ticaret unvanının fiilen kullanıldığı mal ve hizmetler bakımından, 6769 sayılı SMK’nin 6/6 maddesi anlamında sahibine öncelik hakkı sağladığının kabulü gerekmektedir. …. sayılı kararında da, önceki tarihli ticaret unvanı nedeniyle sonraki tarihli aynı/benzer markanın başvurusunun engellenebilmesi için, salt ticaret unvanına ilişkin ticari sicil kayıtlarında yer alan iştigal alanlarına bakılmaması gerektiği, ticaret unvanının fiili olarak kullanıldığı mal ve hizmetler dikkate alınmak suretiyle iltibas değerlendirmesi yapılması gerektiği kabul edilmiştir.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; davacının dosyaya sunduğu belgelerden, ticaret unvanını “Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç)” emtiası bakımından kullandığı tespit edilmiştir. Fakat bu emtialar, hali hazırda dava konusu marka kapsamından, itiraz aşamasında çıkarılmıştır. Dolayısıyla davacının ticaret unvanını kullandığı emtialar ile dava konusu markanın emtiaları arasında herhangi bir benzerlik bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, davalı markası ile davacı ticaret unvanı arasında görsel ve işitsel olarak benzerlik bulunmakla birlikte, davacının ticaret unvanını kullandığı emtialar ile dava konusu marka başvurusunun emtiaları arasında benzerlik olmadığı, dolayısıyla dava konusu markanın davacıya ait ticaret unvanı sebebi ile reddi için gerekli koşulların oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir. (….)
Somut olayda; davaya konu marka ile itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markaların bir kısım mal ve hizmetler bakımından iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmalarının haricinde davalı şirketin kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiasına dayalı istemler yerinde bulunmamıştır.
Her ne kadar davacıya ait …. sayılı markaların kullanılmama nedeniyle iptali istemlerine ilişkin olarak mahkememizin … Esas sayılı dosyasında açılan davanın iş bu dava bakımından bekletici mesele yapılması davalı şirket vekillerince talep edilmişse de; … kararının iptali istemi bakımından, … kararının alındığı tarihteki mevcut maddi ve hukuki olgular nazara alınması gerektiğinden, … kararının iptali istemi bakımından bu sebeple; markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından ise; hükümsüzlük iddiasına mesnet ….. sayılı markaların kapsamlarında yer alan emtialar ile “03. Sınıf: Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). 35.Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler.Parfüm bekleri (yandığında koku yayan bekler), parfüm spreyleri ve vaporizatörleri (püskürteç), elektrikli-elektriksiz makyaj temizleme aletleri, pudra ponponları, tuvalet eşyaları için kutular. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.). 44. Sınıf: Güzellik bakımı hizmetleri.” mal ve hizmetlerinin benzer olduğu, yine bu markaların asli unsurlarının da “…” ibarelerinden oluştuğu, bir an için; …. sayılı markaların geçmişe etkili olarak iptallerine karar verilse bile, …. sayılı markaların tahtında, yine de yukarıda belirtilen mal ve hizmetler bakımından somut olayda ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi oluşacağına kanaat getirildiğinden, usul ekonomisi ilkesi uyarınca markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından da bekletici mesele isteminin reddine karar verilerek yargılama sonuçlandırılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; somut olayda, davaya konu bir kısım mal ve hizmetler bakımından SMK m.6/1 hükmü koşulu gerçekleştiğinden, davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; … sayılı … kararının “03. Sınıf: Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). 35.Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler.Parfüm bekleri (yandığında koku yayan bekler), parfüm spreyleri ve vaporizatörleri (püskürteç), elektrikli-elektriksiz makyaj temizleme aletleri, pudra ponponları, tuvalet eşyaları için kutular. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.). 44. Sınıf: Güzellik bakımı hizmetleri.” mal ve hizmetleri bakımından İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Dava konusu … sayılı markanın “03. Sınıf: Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). 35.Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler.Parfüm bekleri (yandığında koku yayan bekler), parfüm spreyleri ve vaporizatörleri (püskürteç), elektrikli-elektriksiz makyaj temizleme aletleri, pudra ponponları, tuvalet eşyaları için kutular. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.). 44. Sınıf: Güzellik bakımı hizmetleri.” mal ve hizmetleri bakımından HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü uyarınca hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re’sen …’e gönderilmesine,

4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile alınması gereken 99,20 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davanın kısmen reddolunması ve davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirmeleri sebebiyle AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davanın kabul ret oranının takdiren 1/4 olarak kabulüne,
8-Karar ve ilam harcının davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 80,70 TL peşin karar ve ilam harcının tamamının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 6.000,00 TL bilirkişi ücreti, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 207,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 6.344,62 TL yargılama giderinin 1/4 ‘ü olan 1.586,16 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan 4.758,46 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı … tarafından yapılan 48,60 TL vekalet harcına ilişkin yargılama giderinin 3/4 ‘ü olan 36,45 TL’nin davacıdan alınarak davalı …’ne verilmesine, bakiye 12,15 TL yargılama giderinin davalı … üzerinde bırakılmasına,
11-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iade edilmesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekillerinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde …. Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/07/2023

Katip …
E-imza

Hakim ….
E-imza