Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/15 E. 2022/223 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/15 Esas – 2022/223
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/15 Esas
KARAR NO : 2022/223

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 14/01/2022
KARAR TARİHİ : 28/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/10/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
D A V A :
Davacı vekili 14/01/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; …’nun, 2014 yılında … Grubu’nun veri odaklı sadakat ve pazarlama platformu ve Türkiye’nin ilk yaşam tarzı mobil uygulaması olarak … Müşteri Sistemleri (…) çatısı altında kurulduğunu, Ağustos 2020′ de …’nun stratejik iş hedefleri ve amaçları doğrultusunda hem ortaklık yapısı hem de şirket ismi yenilenerek … Bilişim Hizmetleri A.Ş. olarak … Teknoloji ve Dgpays ortaklık yapısıyla faaliyetlerini sürdürmeye başladığını, huzurdaki davanın dayanağını oluşturan markaların müvekkiline devredildiğini, dava konusu marka başvurusunun, müvekkiline ait markalar ile iltibas doğurmakta olduğunu, müvekkilinin sektöründe tanınmış, öncü bir kuruluş olduğunu ve müvekkiline ait “…” ve “…” ibareli markaların son derece tanınmış olduğunu, davaya konu marka başvurusu ile müvekkilinin markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlanacağını, böyle bir durumda müvekkilinin ileride telafisi imkansız zararlara maruz kalacağını, ticari itibarının ve tüketiciler nezdindeki imajının zedelenebileceğini, ürün ve hizmetlerinin ayırt ediciliğinin ortadan kalkacağını ve dolayısıyla marka tescili ile amaçlanan korumanın da ortadan kalkacağının açık olduğunu beyan ederek; Türk Patent ve Marka Kurumu’nun 17.11.2021 tarih ve … sayılı YİDK kararının iptaline, davalı … Fashion İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti. adına, TPMK nezdinde 15.03.2020 tarih ve 2020/32522 başvuru sayısı ile gerçekleştirilen “… …” ibareli marka tescil başvurusunun tüm sınıflar ve alt sınıflar yönünden reddine, tescili halinde hükümsüz sayılmasına ve markalar sicilinden terkinine, dava konusu 15.03.2020 tarih ve 2020/32522 sayılı marka başvurusu henüz tescil edilmemiş ise huzurdaki davanın sonuçlanmasına kadar tüm tescil işlemlerinin durdurulmasına, eğer tescil edilmiş ise markanın huzurdaki dava sonuçlanıncaya kadar üçüncü kişilere devrinin önlenmesine ve kullanımının önlenmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
C E V A P :
Davalı TÜRKPATENT vekili 15/02/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu markanın, bütün itibarıyla bırakılan izlenim açısından dikkate alındığında davacı markası ile benzerlik teşkil etmediğini, başvuru konusu marka, davacı markalarına benzer olmadığından, tanınmışlığın davaya etkili olmadığını, markaların benzer olduklarını ve davacı markalarının tanınmış olduklarını kesinlikle kabul etmediklerini ileri sürerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … FASHİON İÇ VE DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ, dava dilekçesinin kendisine tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz etmediğinden HMK m.128 hükmü gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait 2020/32522 sayılı “… …” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, tescili halinde davalı şirkete ait markanın hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin 15.03.2020 tarihinde “… …” ibareli 35.sınıfta yer alan bir kısım hizmetlerin tescili amacıyla marka tescil başvurusunda bulunduğu, 2020/32522 sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 27.03.2020 tarih ve 345 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 18.05.2020 tarihinde 2015/103318 sayılı markayı mesnet göstererek SMK m.6/1 ve m.6/9 hükümleri bağlamında itirazda bulunduğu, yayıma yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı’nca reddedildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 15.03.2021 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, yeniden yapılan itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile itirazın reddine karar verildiği, bu kararın davacı marka vekiline 18.11.2021 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu yargılama safahati içinde tescil edilmemiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet marka ve tüm dosya kapsamına göre;
İlk olarak belirtilmelidir ki; dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden; markanın hükümsüzlüğü istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin ve Hukuk Genel Kurulu’ nun yerleşmiş uygulamasına göre (HGK. 19.11.2003 T, E. 2003/11-578, K. 2003/703) YİDK kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (Y11HD, 21.01.2010 T, 2008/4266 E 2010/586 K) Eldeki davada YİDK kararının iptali istemi bakımından YİDK karar tarihi olan 17.11.2021 tarihindeki marka işlem dosyasında mevcut maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve salt marka işlem dosyası ile sınırlı olarak değerlendirme yapılmıştır. Bu nedenle marka işlem dosyasına sunulmayan, ancak dava aşamasında ibraz edilen bilgi ve belgeler değerlendirme dışı bırakılmıştır.
Mahkememizin 11/05/2022 tarihli duruşmasında verilen 6 nolu ara karar; “Dosyanın resen seçilecek 3 kişilik bilirkişi heyetine (1 marka uzmanı – 1 elektronik sektörü – 1 pazarlama sektörü) tevdii ile;
Marka uzmanı bilirkişiye HMK m.278/4 hükmü uyarınca davalı TÜRKPATENT nezdinde tutulan T/03239 sayılı tanınmış marka dosyası üzerinde yerinde inceleme yapması yetkisi verilerek,
YİDK Kararının İptali İstemi Bakımından Salt Marka İşlem Dosyası ve bu işlem dosyasında itiraza mesnet gösterilen markalar, diğer iddia ve deliller değerlendirilerek,
Hükümsüzlük İstemi Bakımından Marka İşlem Dosyası’nın yanısıra dava, cevap, replik ve düplik dilekçeleri ile ileri sürülen itiraza mesnet markalar, diğer tüm iddia, savunma ve deliller birlikte değerlendirilerek,
Davacıya ait markalar ile davalıya ait marka başvurusu karşılaştırılarak;
a)Marka ve işaretlerin görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olup olmadığı,
b)Emtiaların aynı veya benzer olup olmadığı,
(Karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler dikkate alınarak, sektör bilirkişilerin mesleki deneyim ve tecrübelerinin somut verilere dayalı olarak benzerse neden benzer oldukları, benzer değilse neden benzer olmadıkları, taraf ve mahkeme denetimine elverişli olarak açıklanmak kaydıyla),
c)Davaya konu mal ve hizmetlerin hitap ettiği ilgili tüketici kesiminin bilinç düzeylerinin ne olduğu,
d)Aralarında 6769 Sayılı Kanun m.6/1 anlamında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı,
e)Davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalının başvuruya konu markasının davacının tescilli markasından haksız yararlanma sağlayıp sağlamadığı, davacı markasının itibarına zarar verip veremeyeceği, ayırt ediciliğini zedeleyip zedelemeyeceği,
Hususlarında mütalaa alınmasına,
Marka Uzmanı bilirkişi için 1.000,00 TL, sektör bilirkişileri için 550,00’şer TL ücret takdirine,
Bilirkişi ücreti için eksik 2.100,00 TL’yi mahkeme veznesine yatırmak üzere davacı vekiline HMK m.324/2 hükmü gereği iki hafta kesin süre verilmesine, bu süre içerisinde eksik avansın ikmal edilmemesi, davalıların da bu eksikliği ikmal etmek istememesi halinde davacı tarafın bilirkişi incelemesinden vazgeçmiş sayılacağı hususunun ihtarına, (İHTARAT YAPILDI)” şeklindedir.
Mahkememizin 11/05/2022 tarihli duruşmasında verilen 6 nolu ara karar uyarınca bilirkişi incelemesi için eksik 2.100,00 TL delil avansını mahkeme veznesine yatırmak üzere duruşmada hazır davacı vekiline iki hafta kesin süre verildiği, kesin süreye uyulmamasının yaptırımının davacı vekiline ihtar edildiği, davacı tarafın kendisine verilen iki haftalık kesin süre içinde eksik delil avansını mahkeme veznesine yatırmadığı, kesin süre sona erdikten sonra 23/09/2022 tarih MSR2022 Seri No 39861 Sıra No’lu tahsilat makbuzu ile eksik delil avansının mahkeme veznesine yatırıldığı, davalı TÜRKPATENT vekilinin, davacı yanın yasal süre sona erdikten sonra ikmal ettiği delil avansına muvafakatinin bulunmadığı anlaşıldığından davacı yanın HMK m.324/2 hükmü uyarınca bilirkişi incelemesinden vazgeçmiş sayıldığının tespitine, karar verilmiştir.
HMK m.324/1 ve 2 hükmüne göre; taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.
Delil avansının süresi içerisinde yatırılmamasının yaptırımı, tarafın dayandığı delilden vazgeçmiş sayılması, yani o delil incelenmeden karar verilmesidir. (Pekcanıtez H., Pekcanıtez Usûl Medeni Usûl Hukuku, 15.Bası, İstanbul 2017, s.936) Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07/02/2018 tarih 2017/15-422 Esas 2018/114 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; Delil avansının yatırılmaması hâlinde, bu yükümlülüğün üzerine düştüğü tarafın o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı kabul edilerek, yargılamaya devam edilir ve o delille ispatlanacağı düşünülen vakıa ispatlanamamış sayılır. Böyle bir durumda hâkim, mevcut delil durumuna göre karar verir.
Somut olayda bilirkişi ücreti olarak belirlenen eksik 2.100,00 TL delil avansını ikmal etmek üzere davacı vekiline iki hafta kesin süre verildiği, belirtilen süre içerisinde eksik delil avansının ikmal edilmemesi halinde uygulanacak yaptırımın davacı vekilinin yüzüne açıkça ihtar edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz tarafından HMK hükümlerine uygun bir usul işlemi yapılmış olup delil avansının, davacı vekiline verilen kesin süre içerisinde mahkeme veznesine yatırılmadığı, bu durumda HMK 324/2 hükmü açık olup davacının bilirkişi incelemesi delilinden vazgeçmiş sayılacağının Kanunun amir hükmü olduğu, yorumla ya da başka bir yolla bu hükmün değiştirilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, HMK m.324/2 açık hükmü gereğince davacının süresinden sonra yatırdığı delil avansı dolayısıyla bilirkişi incelemesi talebinin reddine karar verilmiştir. Yargılama dosya içerisinde mevcut bilgi ve belgeler ışığında incelenerek sonuçlandırılmıştır.
Dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks. Bilim, denizcilik, topoğrafya, meteoroloji, sanayide ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil ölçme aletleri, cihazları: tıbbi amaçlı olmayan termometreler, barometreler, ampermetreler, voltmetreler, nem ölçerler, test cihazları, teleskoplar, periskoplar, pusulalar; taşıt göstergeleri; laboratuvarlarda kullanılan malzemeler: mikroskoplar, büyüteçler, dürbünler, deney malzeme ve cihazları. Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları. Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri. Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (çipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler). Birim zamandaki tüketim miktarını ölçen sayaçlar ve zaman ayarlayıcıları. Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar. Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları. Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri. Ana fonksiyonu uyarı ve alarm olan cihazlar (taşıt alarmları hariç), elektrikli ziller. Trafikte kullanım amaçlı sinyalizasyon, işaretle bildirme cihazları ve araçları. Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil). Radarlar, denizaltı radarları (sonarlar), gece görüşü sağlayıcı veya arttırıcı aletler ve cihazlar. Dekoratif mıknatıslar. Metronomlar. Kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil); altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar ve bunlardan mamul takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri ve heykeller, biblolar. Saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil). Değerli metalden mamul müsabakalarda verilen kupalar. Tespihler. İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cü zdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar. Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları. Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetlerinin bir kısmı, itiraza mesnet 2015/103318 sayılı marka kapsamında yer alan mal ve hizmetlerle aynı, aynı tür veya benzerdir. Ancak; dava konusu marka başvurusunu oluşturan “… …” ibareli marka ile itiraza mesnet 2015/103318 sayılı “…” ibareli marka görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olmadığından markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Şöyle ki; dava konusu marka başvurusu iki kelimeden oluşan ikileme mahiyetinde iken, itiraza mesnet marka ise “Bİ” harflerinin üstte, “ZU” harflerinin ise altta olacak şekilde mizanpajı yapılan bir marka olduğu, markaların yazım şekli ve markalarda bulunan renk seçimlerinin birbirinden oldukça farklı olduğu, itiraza mesnet markanın ilgili tüketici kesimi nezdinde “…” şeklinde değil, “…” şeklinde algılandığı, bu nedenle genel görünüm itibariyle; daha önce itiraza mesnet markayı gören, işiten, bu markalı mal ve hizmetlerden yararlanan ilgili tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu marka başvurusunu gördüğünde ya da işittiğinde, davaya konu hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı itiraza mesnet markadan farklı bir marka olarak algılayacağı gibi marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı da kurmayacağı, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak; dava konusu YİDK kararının iptalini gerektirir hukuka aykırı bir yön tespit edilemediğinden YİDK kararının iptali isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-YİDK kararının iptali isteminin REDDİNE,
2-Dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden markanın hükümsüzlüğü istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından bu hususta ayrıca harç tahsiline yer olmadığına,
4-Davalı TÜRKPATENT kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı TÜRKPATENT’e verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 34,50 TL vekalet harcı, 81,50 TL posta-tebligat ücreti olmak üzere toplam 277,40 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, Davalı Şirketin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/09/2022