Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/145 E. 2023/46 K. 27.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/145 Esas – 2023/46
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.

5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/145 Esas
KARAR NO : 2023/46

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
….
VEKİLLERİ : Av. …

Av. ….

DAVALI : 1- ….

VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 25/04/2022
KARAR TARİHİ : 27/01/2023
YAZIM TARİHİ : 27/02/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 25/04/2022 tarihli dava, 23/05/2022 ve 27/06/2022 tarihli replik dilekçelerinde özetle; Müvekkili şirket tarafından yapılan … başvuru numaralı “… … … … …” ibareli marka başvurusuna davalı şirket tarafından itiraz edildiğini, davalı şirket itirazının … Başkanlığı tarafından reddedildiğini, ret kararına karşı davalı şirket itirazı üzerine … …’nın … sayılı kararı ile itirazın kabulüne ve marka başvurusunun reddine karar verildiğini, davalı şirketin dayanak markaları ile müvekkili şirket markasının görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olmadıklarını, müvekkili şirket markasının ayırt ediciliğe sahip olduğunu, markaların ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimallerinin bulunmadığını, müvekkili şirket markasında baskın unsurun müvekkili şirketin tescilli markası olan “…” ibaresi olduğunu, seri markalarının yan unsuru niteliğindeki “…” ibaresinin genel izlenim itibariyle ayırt ediciliği zedelemediğini ve iltibas ihtimaline yol açmadığını, dava konusu markanın müvekkili şirkete ait tanınmış “…” markasının seri markalarından biri olduğunu, bu seri marka ailesinin ortalama tüketici nezdinde bilinirliğinin açıkça ortada olduğunu, müvekkili şirketin tanınmış “…” markasına dayanan 100’ü aşkın markası bulunduğunu, “…” ibaresinin müvekkili şirket markasında kelime anlamı ile yan unsur olarak kullanılan bir ibare olduğunu, “…” ibaresinin dünyanın her ülkesinde kullanılabilen, hemen akla gelebilen, gündelik yaşamda sıkça kullanılan bir sözcük olması itibariyle zayıf bir marka olduğunu, “…” ibaresinin yan unsur olarak kullanıldığını ve müvekkili şirketin “…” ibareli markası ile davalı şirketin itirazına mesnet markaları arasında iltibas ihtimalinin bulunmadığını gösterir nitelikte … … sayılı emsal kararının bulunduğunu, “…” ibaresinin ticaret hayatında davalı tarafından yaratılmadığını, ibarenin vasıf belirtir nitelikte olduğunu ve bu itibarla kimsenin tekeline bırakılamayacağını, müvekkili şirket markasının parçalara bölünmeden bir bütün olarak incelenmesi gerektiğini, ortalama tüketici kitlesinin dikkat derecesinin düşük olması halinde dahi müvekkili şirket markası ile davalı markasının karıştırılması ihtimali olmadığını, müvekkili şirket markasının kavramsal olarak ele alınması halinde … ürününün diyet versiyonuna ilişkin bir marka olduğunun anlaşılacağını ve hedef kitlesinin çocuklar olmadığının açık olduğunu beyanla; … sayılı … kararının iptaline, müvekkili şirketin … başvuru numaralı markasının tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 05/05/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Taraf markalarında “…” ibaresinin bağımsız ayırt edici unsur olarak kullanıldığını, markalar arasında görsel, işitsel ve bütünsel açılardan benzerlik bulunduğunu, başvuru markasının kapsamında bulunan malların itiraza gerekçe markalarda aynen yer aldığını, markaların aynı/aynı tür emtiada kullanılması halinde tüketicinin ihtilaf konusu markaları karıştırma ihtimalinin ortaya çıkabileceğini, davacının marka başvurusunun tesciline karar verilmesini talep etmesinin hatalı olduğunu, mahkemece idari işlem niteliğinde karar verilemeyeceğinden dava şartı olarak hukuki yarar yokluğundan davanın bu yönden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili Kurum tarafından tesis edilen iş ve işlemlerin hukuka uygun olduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … GIDA SAN. VE TİC. A.Ş. vekili 06/06/2022 tarihli cevap ve 07/07/2022 tarihli düplik dilekçelerinde özetle; Müvekkili şirketin 1961 yılından bugüne özellikle bisküviler, krakerler, gofretler, pastalar, tartlar, kekler vs. ürünlerin imali, ithali, ihracı ve ticareti alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkiline ait “…” markasının … nezdinde tanınmış marka olarak kabul edildiğini, yine bu markanın … nezdinde 23.02.2000 tarih ve … no ile tescil edildiğini, davacıya ait … başvuru numaralı “… … … … …” ibareli marka tescil başvurusunun yayınına müvekkili şirkete ait “…” ibareli markaları ve “…” ibaresini ihtiva eden tasarımlarına dayanılarak itiraz edildiğini, itirazın … Başkanlığınca reddedildiğini, kararın yeniden incelenmesi için yapılan başvurunun … tarafından kabul edildiğini, müvekkili şirketin “…” ibaresini ilk olarak 1990 yılında tescil ettirdiğini, müvekkili şirkete ait “…” ibaresini esas unsur olarak ihtiva eden bir çok marka bulunduğunu, müvekkili şirkete ait “…” ibaresini içerir nitelikte endüstriyel tasarımlar bulunduğunu, müvekkili şirketin “…” ibareli … nezdinde tescilli markalarının bulunduğunu, çeşitli şekillerde marka başvuruları yaparak seri marka oluşturmak amacıyla hareket ettiğini, müvekkili şirketin marka üzerine yaptığı yatırımlar sonucu “…” markasının tanınmış marka statüsüne kavuştuğunu, müvekkili şirketin “…” markasını taşıyan ürünleri yedi kıtaya ihraç ettiğini, markalara trilyonlarca lira yatırım yapıldığını, “…” ibaresinin hangi ticari işletmeyi çağrıştırdığına ilişkin yapılan kamuoyu araştırmalarında tüketicilerin 2/3’ünün markanın müvekkili şirkete ait olduğunu ifade ettiklerini, müvekkili şirket markasının tanınmış olduğunun pek çok yargı kararında belirtildiğini, dava konusu marka ile müvekkili şirket markaları arasındaki sınıfsal benzerliğin ayniyet boyutunda olduğunu, ortalama gıda tüketicisinin markaları benzer olarak algılayacağını, ortalama gıda tüketicilerinin tercih haklarını çok kısa bir süre içerisinde kullandıklarını, çok büyük bir kısmının çocuklardan oluştuğunu, bu durumun iltibas ihtimalini güçlendirdiğini, müvekkili şirket markasının hiçbir değişikliğe uğramadan dava konusu markada yer aldığını, dava konusu markanın asli unsurunun “…” ibaresi olduğunu, markaların aynı tüketici kitlesine yöneldiğini, taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik taşıdıklarını, dava konusu markada yer alan “…” ibaresinin davacının ticari unvanı olduğundan inceleme dışında bırakılacağını, “…” ibaresinin anlamsal karşılığı bir … türü olduğundan ayırt ediciliği zayıf bir ibare olduğunu, dava konusu markada yer alan ibarelerden “…” ibaresinin bağımsız ayırt edici role sahip olduğunu, “…” ibaresinin ilgili ürünün üretim yerini işaret ettiğini ve ayırt edici niteliği düşük bir ibare olduğundan iltibas incelemesinde göz ardı edileceğini, davalının marka başvurusunda kötü niyetli olduğunu, davacı markasının tescili halinde müvekkili şirkete ait tanınmış markaların ayırt edici karakterine zarar verileceğini ve davacının haksız yarar sağlayacağını, müvekkili şirkete ait “…” ibareli markaların ayırt ediciliğinin düşük olmadığını beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, .. sayılı … Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … kararının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı “…+… … …” ibareli marka başvurusu ile davalı şirkete ait redde mesnet … sayılı markalar arasında … m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, maddi vakıalara ilişkin bilirkişi raporu aldırılmış, 06/08/2015 tarih … sayılı … Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren .. Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 13.07.2020 tarihinde … sayılı “…+… … …” ibareli, ….sınıfta bulunan emtiaları için tescil başvurusunda bulunduğu, başvurunun 28.09.2020 tarih ve … sayılı …Bülteninde yayımlandığı, davalı şirketin 19.11.2020 tarihinde … sayılı markaları mesnet göstererek 6769 sayılı … m.6/1, m.6/4, m.6/5 ve m.6/9 hükümleri kapsamında yayına itiraz dilekçesi sunduğu, davacı şirketin 20.01.2021 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, … Başkanlığı’nca ileri sürülen itirazların haklı bulunmayarak reddine karar verildiği, davacı şirket tarafından 13.04.2021 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, davalı şirket tarafından 10.05.2021 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi bildirildiği, itirazı değerlendiren … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı … kararı ile itirazın ve başvurunun reddine karar verdiği, redde mesnet olarak … m.6/1 hükmü uyarınca … sayılı markaları mesnet gösterdiği, bu kararın davacı marka vekiline 07.03.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
… sayılı… Kanunu’nun (…) 6.maddesinin … .fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri.” emtiaları ile redde mesnet … sayılı markaların kapsamlarında yer alan ….sınıftaki emtialar aynı/aynı türdür.
Dava konusu marka başvurusu; “…”, “…”, “…” ve “…” ibareleri ile çeşitli renk ve … unsurlarından oluşan karma nitelikte bir markadır. Markanın kompozisyonu, mavi bir çember içerisinde konumlandırılmış bir doğa … ile bu resmin etrafında konumlandırılmış kelime unsurlarından oluşmaktadır. Davacının dava konusu marka başvurusunda yer alan kelimelerin tamamı, markanın farklı yerlerinde, farklı renklerle ve farklı yazı karakteri ile yazılmıştır. “…” kelimesi yeşil bir daire içerisinde beyaz renk ile, “…” ibaresi, markanın ortasında beyaz zemin üzerine kırmızı renk ile yazılmıştır. “…” ibaresi ise küçük harflerle, markanın sol alt tarafında mavi zemin üzerine beyaz renk ile yazılmıştır. “…” ibaresi ise, markanın sağ alt kısmında bir daire içerisinde yer almaktadır. “…” ibaresi, başvuru sahibi davacı firmanın ticaret unvanının ayırt edici unsurunu ve aynı zamanda tanınmış markasını ifade etmektedir. Davacının önceki tarihli markaları incelendiğinde; çok sayıda markanın, dava konusu markada olduğu gibi “…” ibaresine, farklı kelimeler eklenerek oluşturulduğu, “…” ibaresinin, çatı marka niteliği taşıdığı tespit edilmiştir. Dava konusu markada yer alan “…” ibaresi ise, dava konusu marka kapsamında yer alan “süt ürünleri” içerisinde yer alan “…” emtiası için tanımlayıcıdır, ürünün cinsini ifade etmektedir. … online sözlüğünde de “Koyun, keçi, inek veya manda sütünden mayalanarak yapılan, besleyici gücü fazla bir … türü.” olduğu belirtilmektedir. Dolayısıyla “…” ifadesi, “…” emtiası için tanımlayıcı bir ibaredir. Dava konusu marka kapsamında yer alan diğer emtialar bakımından ise, tanımlayıcı olmamakla birlikte, ürün üzerinde yer alan “…” ibaresinin, ürün içerisinde “…” olabileceği algısına sebep olacağı, bu nedenle, diğer ürün grupları bakımından da ayırt edici niteliğinin bulunmadığı değerlendirilmiştir. Dava konusu marka kapsamında yer alan “…” ibaresi ise, gıda sektöründe tüm yiyecek-içecek grubu için kullanılabilecek genel bir tabir olup, marka vasfı yoktur. “…” ibaresi, … nezdinde “Biçim, …. Bir şeyin istenilen ve olması gereken durumu. İstenilen şeylerin yazılması, doldurulması için hazırlanmış basılı belge.” anlamlarını haizdir. Dava konusu marka başvurusunda yer alan “…” ibaresinin çatı marka, “…” ibaresinin marka vasfı bulunmayan tali unsur, “…” ibaresinin ise özellikle “…” emtiası bakımından marka vasfı bulunmadığı gözetildiğinde, tüketicilerin “…” ibaresini marka olarak algılayacağı değerlendirilmiştir.
Davalının redde mesnet markaları ise; “…+”, “… …”, “… …” ve “… …” ibarelerinden oluşan birer kelime markasıdır. Markalar, standart bir yazı karakteri, siyah renk ve büyük harflerle yazılmış, herhangi bir renk ya da … unsuru içermeyen markalardır. Davacı markalarının ortak unsuru olan “…” ibaresi, … nezdinde “Biçim, …. Bir şeyin istenilen ve olması gereken durumu. İstenilen şeylerin yazılması, doldurulması için hazırlanmış basılı belge.” anlamlarını haizdir. “…” ibaresi, gıda sektöründe “diyet” grubu ürünleri akla getirmekle birlikte, jenerik olarak kullanılan bir ibare değildir. Buna karşın, “…” ibaresi anlamı herkes tarafından bilinen bir kelime olması, gündelik hayatta sıklıkla kullanılan bir ibare olması sebebiyle, ayırt ediciliğinin, orijinal bir ibare gibi yüksek olarak değerlendirilemeyeceği, standart düzeyde bir ayırt ediciliğinin bulunduğu kanaatine varılmıştır. “…” markası, davacı adına … sayı ile kayıtlı tanınmış marka olduğu tespit edilmiştir. Davalının hem ticaret unvanının hem de çok sayıda (yaklaşık 1000 adet) önceki tarihli markalarının “…” ibaresini barındırdığı gözetildiğinde, “…” ibaresinin çatı markası niteliği taşıdığı, davalının “… …” ibaresinde yer alan “…” ibaresinin esas ve baskın unsur olduğu, tüketicilerce marka olarak algılanacak kısmın “…” ibaresi olduğu değerlendirilmektedir. Zira davacının “…+, … …, … …” ibarelerinde yer alan “+, …, …” ibareleri, marka vasfı taşımayan unsurlardır.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; taraf markalarının emtia sınıfları arasında ayniyet bulunduğu, ortak olarak “…” ibaresini içermeleri nedeniyle görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik bulunduğu, taraf markaları kapsamında bulunan “…” ve “…” ibarelerinin çatı marka niteliği taşıdığı ve benzerlik değerlendirmesinde değerlendirme dışı bırakılması gerektiği, dava konusu markada yer alan “…” ve “…” ibarelerinin tanımlayıcı unsurlar olduğu, davalının redde mesnet markalarında yer alan “+, …, …” ibarelerinin ise, marka vasfı taşımayan, herkesin kullanımına açık tali unsurlar olduğu, “…” ibaresinin dava konusu markada bağımsız varlığını korumaya devam ettiği, diğer unsurlar ile kaynaşmadığı, “…” ibaresi anlamlı bir kelime olmakla birlikte, davanın konusunu oluşturan emtialar bakımından ayırt edici niteliğinin bulunduğu, davalının redde mesnet markalarının esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, esas unsurlarda ayniyet bulunduğu, bu nedenle markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesinin bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile alınması gereken 99,20 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 48,60 TL vekalet harcı, 2.300,00 TL bilirkişi ücreti, 213,00 TL posta-tebligat ücreti olmak üzere toplam 2.723,00 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … GIDA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ tarafından yapılan 23,00 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … GIDA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’ne verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/01/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza