Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/142 E. 2023/226 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/142 Esas – 2023/226
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/142 Esas
KARAR NO : 2023/226

HAKİM :…
KATİP :…

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : 2- …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 22/04/2022
KARAR TARİHİ : 09/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/05/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 22/04/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Merkezi…’da olan ve 1926 yılında kurulan …, başlıca…ülkeleri ve
…’de operasyonları bulunan uluslararası bir ilaç grubu olduğunu, müvekkili,
harcadığı emek ve koyduğu sermaye ile markalarına ayırt edicilik niteliği
kazandırmakta olduğunu, emek ve koyduğu sermaye ile markalarına ayırt edicilik kazandırmakta olduğunu, müvekkili şirket adına tescilli … esas
unsurlu ve ibareli markasını nizasız ve fasılasız surette kullanarak ayırt
edicilik kazandırmış olduğunu, iyi bilinen tanınmış bir marka haline getirmiş olduğunu, müvekkili markasının ayırt ediciliği son derece yüksek, sektörde tanımlayıcı olmayan ve hatta doğrudan bir anlamı dahi olmayan ve müvekkili tarafından oluşturulmuş “yaratıcı bir kelime” olması karşısında davalı markası yalnızca müvekkili markasının “…” “…” mahiyetinde olduğunu, müvekkilinin uzun yıllardan beri “…” ibaresi ile sürdürdüğü faaliyeti dikkate alındığında
açıkça davalı yanın markasının müvekkili markaları ile karıştırılma olasılığının son derece yüksek ve hatta kesin olduğunun açık olduğunu, taraf markalarının aynı sınıflarda, aynı mal ve hizmetlerde tescilli oluşu da bu ihtimali
kuvvetlendirmekte olduğunu, karşı yan markası müvekkili “…” esas unsuru markalarının adeta bir uzantısı,
… niteliğinde olup tüketici nezdinde iltibas ve karıştırılma tehlikesi yaratacağını, karşı yan markasını gören tüketici müvekkili markasının bir devamı zannedecek yahut markalar arasında ekonomik/ticari/idari bir ilişki olduğu kanaatine varacağını, her iki markanın da aynı sınıflarda yer alması ve tüketiciye aynı satış/hizmet kanallarında hitap etmesinden dolayı
aralarında iltibas oluşmasının kuvvetle kaçınılmaz olduğunu, davalı tarafça “…” markası için yapılmış tescil başvurusunun kötüniyetli olduğunu belirterek; müvekkili … A.Ş.’nin uzun yıllardan beri nizasız ve
fasılasız surette kullanmakla ayırt edicilik kazandırdığı “…” esas unsurlu ve ibareli
markalarının aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzeri olan davalı adına diğer
davalı … nezdinde 15.07.2020 tarih ve … no ile
usul ve yasaya aykırı surette tescil başvurusu yapılan “…” ibareli markaya yönelik itirazların reddine dair … … Kurulunun 22.02.2022 tarih ve … karar sayılı kararının
iptaline,
davalı adına diğer davalı … nezdinde 15.07.2020 tarih ve
… no ile usul ve yasaya aykırı surette tescil başvurusu yapılan … ibareli
marka karar tarihinde tescil edilmiş ise hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, ikame edilen işbu davaya konu olan … nezdinde 15.07.2020 tarih ve … no ile usul ve yasaya aykırı
surette tescil başvurusu yapılan “…” esas unsurlu ve ibareli markanın, 3. Kişilere devir
ve temlikinin takdiren teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı ile önlenmesine ve tedbir
kararının HMK 397/2 maddesi gereğince mahkemenizce verilecek karar kesinleşinceye
kadar devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 06/05/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Çekişme konusu malların niteliği ile bu malların hitap ettiği tüketici
kesiminin dikkat düzeyi göz önüne alındığında, markalar arasında
6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma ihtimali
bulunmadığını, dava konusu marka ile itiraz konusu markaların ortalama
alıcı kitlesinin doktor ve eczacılar olduğu, davalı markasının toplu olarak bıraktığı
intiba dikkate alındığında, markaların görsel ve işitsel olarak belirgin biçimde
farklılaşması, markalar arasında kavramsal bir benzerlik bulunmaması, ilaç
markalarının orijinal niteliği az olan, ayrım gücü zayıf markalar olması karşısında
ve karıştırılma ihtimalini ortadan kaldıracak küçük ilave veya değişikliklerle iltibas
ihtimalinin bertaraf edilebileceği hususları gözetildiğinde; müvekkili Kurum
… tarafından alınan kararın usule ve
yasaya uygun olduğu ortada olup, açılan davanın reddine karar verilmesi
gerektiğini, davacı vekilinin, davalı başvurusunun, 6769 sayılı SMK’nın 6/9 maddesi anlamında kötü niyetli bir başvuru olduğu yönündeki iddialarının da hukuka uygun olmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesinin talep etmiştir.
Davalı… Şirketi vekili 25/05/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, 2001 yılından itibaren ana iştigal konusu olan kozmetik sektöründe faaliyet göstermekte olup …’nin öncü kozmetik şirketlerinin başında yer almakta olduğunu, davacı şirket ile müvekkili şirketin faaliyet alanlarının birbirinden farklı olduğunu, bu nedenle davacının itırazlarının SMK m.6/1 kapsamında herhangi bir anlamının bulunmamakta olduğunu, müvekkili şirket tarafından tescil edilen … marka tescil numaralı “…” markası ile davacının iş bu davaya konu ettiği markalar 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 6/1 maddesi uyarınca benzerlik taşımamakta olduğunu, karıştırılma ihtimali değerlendirilmesinde mal/hizmet alanları ve tüketici kitlesinin de dikkate alınması gerekmekte olduğunu, müvekkili şirketin yaptığı reklam-pazar araştırması neticesinde tescil edilen markayı kullanma fikrinden vazgeçtiği için tescil başvurusunu geri çekmiş olup bu sebeple davacının iş bu davasının konusuz kalmış olduğunu, davacı, müvekkilince yapılan tescil talebinin kötüniyetli olduğunu iddia etse de bu iddianın hukuki dayanaktan yoksun ve haksız bır iddia olduğunu belirterek; iş bu haksız ve mesnetsiz davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı … Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan …Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı …kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait … sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı markalarının SMK m.6/5 hükmü uyarınca tanınmış olup olmadığı, SMK m.6/9 hükmü uyarınca davalı şirketin kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı şirkete ait markanın hükümsüz kılınmasının gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
G E R E K Ç E :
6100 sayılı HMK m.150/1 hükmü uyarınca; tahkikat aşamasında, 08/02/2023 tarihinde dava dosyası işlemden kaldırılmıştır.
Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren üç ay içerisinde yenilenme talebinde bulunulmaması nedeniyle 08/05/2023 tarihi itibariyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
HMK m.331/3 hükmü gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-HMK m.150/5 hükmü gereği 08/05/2023 tarihi itibari ile DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 ve m.7/1 hükümleri uyarınca hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 11,50 TL vekalet harcı, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 160,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 378,82 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı… Şirketi tarafından yapılan 23,00 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Şirketi’ne verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nun 341 ile 345 maddelerine göre kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde… Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere evrak üzerinde yapılan inceleme neticesinde karar verildi.09/05/2023

Katip ….
E-imza

Hakim …
E-imza