Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/122 E. 2023/4 K. 04.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/122 Esas – 2023/4
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 08/04/2022
KARAR TARİHİ : 04/01/2023
YAZIM TARİHİ : 05/01/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 08/04/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili şirket ile itiraz eden şirket ortaklarının, kardeş olduğunu, 28.09.2011 tarihli devir sözleşmesi ile ”…
…” markasını kullanma hakkının itiraz eden
tarafından müvekkil şirket ortaklarına verilmiş olduğunu, müvekkili şirketin marka başvurusuna itiraz eden …
Kilit ve Kalıp Sanayi A.Ş., 10 yıldan beri sessiz kalarak
itiraz hakkını yitirmiş olduğunu, somut olayda karıştırılma ihtimalinin söz konusu olmadığını, markalar arasında ayırt edilemeyecek derecede
benzerlik söz konusu olmadığını, emsal nitelikteki 2020/113165 başvuru numarası ile
kayıtlı olan “…. …” ibareli marka
tescil başvurularına davalı tarafından yapılan itirazın
incelenmiş olduğunu ve haklı bulunmayarak reddedilmiş olduğunu, müvekkiline ait 2019/118832 sayılı marka başvurusunun itiraz üzerine reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin müktesep hakkının olduğunu beyanla; ”… …” ibareli marka başvurusunun reddine dair
04.02.2022 tarihli ve … sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
C E V A P :
Davalı TÜRKPATENT vekili 15/04/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Başvuru konusu marka ve redde mesnet markalarda ön plana çıkan
esas unsur, birbirinin tıpatıp aynısı olan “…” kelimesi olup, fonetik, biçimsel
ve anlamsal benzerlik nedeniyle, markaların umumi intibalarının da aynı
olduğundan şüphe bulunmadığını, davacı vekili, her ne kadar davalı şirket ile 2011 yılında yapılan anlaşma
gereği “….” markasının kullanma hakkının müvekkiline verildiğini,
davacının dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiğini iddia etmekte ise de, sözleşmeye
aykırı olduğu iddia edilen işbu hareketlerin, borçlar hukuku ve ticaret hukuku
hükümleri kapsamına girmekte, ayrı bir davanın konusunu oluşturmakta olup, ne
dava konusu YİDK kararında ne de huzurdaki davada bu durumun tartışılmasının mümkün olmadığını beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Kilit ve Kalıp Sanayi Anonim Şirketi vekili 16/05/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … KİLİT gibi birçok sektörde faaliyet göstermek olduğunu, geniş ürün ve hizmet gamına sahip olduğunu, özellikle de 1988 yılında tüm “…” şirketlerini holding çatısı altında toplayarak büyüme odaklı strateji yürüten müvekkilinin, sadece Türkiye’de değil, dünya pazarında da söz sahibi bir global marka olarak dev yatırımlara imza atmakta olduğunu, fikri ve sınai hakların korunması ve ülkemize değer kazandırması konusunda da son derece duyarlı bir firma olduğunu, müvekkili ve grup şirketlerinin TPMK nezdinde kayıtlı ve yoğunlukla 06/07/19/35 sınıfları da kapsayan toplam 421 markasının mevcut olduğunu, bunlardan 352 adetinin yalnızca müvekkili şirkete ait olduğunu, markaların 288 adedinin “…” markasını tek/esas unsur olarak içermekte olduğunu, mevcut durumda, davacı markasının başında herhangi bir “35,5” ibaresi yer almadığı gibi davacının kullanım hakkının ötesinde doğrudan sözleşmede yasaklanan şekilde … ibaresini esas unsur olarak içermek suretiyle oluşturduğu marka ibaresini tescil ettirmeye çalıştığının açık olduğunu, dava konusu markanın SMK’nın 6/1 uyarınca reddine dair verilen kararın yerinde olduğunu, işbu davaya konu başvurunun tescilinin, davacının kötü niyeti nedeni ile de mümkün olmadığını, davacı markasının SMK madde 6/5 uyarınca da reddi gerekmekte olduğunu, müvekkilinin “…” markasının tek ve gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkili ticaret unvanının çekirdek unsurunun bir üçüncü kişi adına marka olarak tescil edilemez olduğunu, davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybı nedeniyle itiraz hakkının yitirildiği iddiasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, davacının kötüniyetin varlığını ileri sürmesinin hukuken somut davayı etkileyen bir husus olmayıp diğer yandan haksız ve mesnetsiz olduğunu beyanla; davacı tarafından 2019/118832 sayılı “…” marka başvurusunun reddine dair 04.02.2022 tarih ve … sayılı YİDK kararının iptali talebiyle açılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait 2019/118832 sayılı “… …” ibareli marka başvurusu ile davalı şirkete ait redde mesnet markalar arasında 6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacının müktesep hakkının bulunup bulunmadığı, davacı ve davalı şirket pay sahipleri arasında akdedildiği belirtilen sözleşme şartlarının ve davacı yanın kötü niyetli olduğu iddiasının nispi tescil engelini bertaraf etme kabiliyetinin olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

GEREKÇE
5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanunun 15/C maddesine göre; Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesinin kararları Kurumun nihai kararlarıdır. Bu kararlara karşı, kararın bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde dava açılabilir.
Kanunda belirtilen bu süre hak düşürücü süre olup, taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece re’sen gözetilmesi gereken, hukuki niteliği itibari ile def’i olmayıp itiraz mahiyetindedir.
Somut olayda; davaya konu … sayılı YİDK kararının, davacı marka vekiline 07/02/2022 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın 08/04/2022 tarihinde açıldığı tespit edilmiştir. Buna göre; iki aylık hak düşürücü sürenin son gününün 07/04/2022 gününe tekabül ettiği anlaşıldığından, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunması nedeni ile işin esasına geçilmeksizin davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:
1-Hak düşürücü süre noksanlığı nedeniyle DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 11,50 TL vekalet harcı, 110,00 TL tebligat-posta masrafı olmak üzere toplam 282,90 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … Kilit ve Kalıp Sanayi Anonim Şirketi tarafından sarfedilen 11,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Kilit ve Kalıp Sanayi Anonim Şirketi’ne verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı kurum vekili, davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m. 341 hükmü gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk Dairesi nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/01/2023