Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/121 E. 2022/281 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/121 Esas
KARAR NO : 2022/281
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 08/04/2022
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
YAZIM TARİHİ : 02/12/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 08/04/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalılardan … tarafından … başvuru numaralı “…” markasının 09. sınıfta tescili talebinde bulunulmuş olduğunu, tescili talep edilen “…” ibareli marka ile müvekkili firmaya ait esas unsuru “…” ve “…” ibareleri olan markaların görsel ve işitsel açılardan benzer olduğunu, “…”, ‘’…’’, “…” ve ‘’Makrocenter’’ markaları müvekkili firmanın herkes tarafından bilinen markaları olup, “…” ibareli markanın iltibas oluşturacak ve müvekkili firmanın tanınmışlığından yararlanacak ve haksız rekabet oluşturacak olması iddialarının Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından reddedilmesinin kabul edilebilir olmadığını, “…” ibareli bir markanın müvekkili şirketin seri markalarından biri olarak ortalama tüketici nezdinde algılanması ve karıştırılmasının kaçınılmaz olduğunu, itiraz konusu marka başvurusunun tescilinin talep edildiği 09. sınıfta müvekkiline ait itiraza mesnet markaların da hali hazırda tescilli olarak koruma altında olduğunu, bu nedenlerle, taraf markaları arasında var olan görsel ve işitsel benzerliğe ek olarak sınıfsal benzerliğin de mevcut olduğunu, itiraza konu dava konusu markanın, müvekkiline ait www…com.tr ibareli alan adı ile benzer olup dava konusu marka başvurusunun SMK m.6/6 kapsamında reddedilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin …/… ibareli seri markaları yoğun kullanım sonucunda tüketici nezdinde ayırt edici nitelik kazanmış tanınmış markalar olduğunu, marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığını ifade ederek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararının iptaline, davalı şahsa ait … başvuru numarası ile kayıtlı “…” ibareli marka başvurusunun tüm tescil sınıfları dahil olmak üzere iptali ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 15/04/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markalar arasında benzerlik ve iltibas ihtimalinin bulunmadığını, ilgili tüketicilerin başvuruya konu “…-net” ibareli marka ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaları bütüncül algı çerçevesinde farklı ticari kaynaklardan gelen birbirinden farklı markalar olarak algılayabileceğini, başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markalar bütünüyle bıraktıkları izlenim itibarıyla ilişkilendirilme ihtimali dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer olmadıklarını, itiraz dilekçesinde öne sürüldüğü gibi itiraza gerekçe markanın itiraz dilekçesinde belirtilen 6769 sayılı SMK’nın 6/3 kapsamındaki eskiye dayalı kullanım iddiasının incelenmesi neticesinde, bu iddianın, yeterli bilgi, belge, delil ile desteklemediği anlaşılmış ve bu nedenle eskiye dayalı kullanım gerekçeli itirazın haklı bulunmamış olduğunu, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6/5. Maddesindeki şartların oluşmadığını, itiraz sahibinin, markaların benzer olduğu iddiasının ötesinde, kötü niyet hususunu ispatlar nitelikte herhangi bir kanıt sunmaması dikkate alındığında kötü niyet gerekçeli itirazın haklı bulunmamış olduğunu ifade ederek; Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararının iptali isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, dava dilekçesinin kendisine tebliğine rağmen yasal süre içinde cevap dilekçesi sunmadığından, 6100 sayılı HMK m.128 hükmü uyarınca dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şahsa ait … sayılı “Şekil+…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davacıya ait alan adı ile davalı markası arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davalı şahsın marka başvurusunda kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şahsın “Şekil+…” ibareli, 09. sınıfta bulunan bir kısım emtiaların tescili amacıyla 27.11.2020 tarihinde gerçekleştirdiği … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 12.01.2021 tarih ve 364 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 11.03.2021 tarihinde 2018/83521 sayılı markasını mesnet göstererek 6769 sayılı SMK’nın m.6/1, m.6/5 ve m.6/9 hükümleri kapsamında itirazda bulunduğu, davalı şahsın 30.04.2021 tarihli itiraza karşı görüş ibraz ettiği, yayına yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı’nca reddedildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 22.10.2021 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, yeniden yapılan itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 11.02.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu 11.06.2022 tarihinde tescil edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu marka kapsamında yer alan “9.SINIF: Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, asansör kumanda panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri. Bilim, denizcilik, topoğrafya, meteoroloji, sanayide ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil ölçme aletleri, cihazları: tıbbi amaçlı olmayan termometreler, barometreler, ampermetreler, voltmetreler, nem ölçerler, test cihazları, teleskoplar, periskoplar, pusulalar; taşıt göstergeleri; laboratuvarlarda kullanılan malzemeler: mikroskoplar, büyüteçler, dürbünler, deney malzeme ve cihazları. Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları. Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri. Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (çipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler). Birim zamandaki tüketim miktarını ölçen sayaçlar ve zaman ayarlayıcıları. Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar. Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları. Ana fonksiyonu uyarı ve alarm olan cihazlar (taşıt alarmları hariç), elektrikli ziller. Trafikte kullanım amaçlı sinyalizasyon, işaretle bildirme cihazları ve araçları. Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil). Radarlar, denizaltı radarları (sonarlar), gece görüşü sağlayıcı veya arttırıcı aletler ve cihazlar. Dekoratif mıknatıslar.” emtiaları davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet 2016/22627, 2016/18427, 2016/18267, 2018/83521 sayılı markaların kapsamlarında yer alan ve bilirkişi raporunda kırmızı ile renklendirilen 9.sınıftaki emtialar ile aynı/aynı türdür.
Dava konusu marka kapsamında yer alan emtialar, davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet 2015/09794, 2016/103493, 2016/53278, 2016/22627, 2016/18427, 2016/18267, 2018/83521, 2018/83525, 2012/06560, 2013/13864, 2020/131214, 2018/44367 sayılı markaların kapsamlarında yer alan ve bilirkişi raporunda mavi ile renklendirilen hizmetler benzerdir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; davacıya ait 2018/83521 sayılı “… center” ibareli marka kapsamındaki 9.sınıf emtialar ile dava konusu “Şekil+…” ibareli marka kapsamındaki emtiaların aynılık düzeyinde benzer oldukları, emtialar arasında benzerlik düzeyinin artmış olması halinde markalar arasındaki iltibas tehlikesinin bertaraf edilmesi için markaları oluşturan işaretler arasındaki farklılık derecesinin artmış olmasının gerekeceği (Bkz; ABAD’ın CANON Kararı, 29/09/1998, C-39/97), dava konusu marka başvurusunda “…” kelimesinin vurgulu bir renk olan kırmızı ile yazıldığı, bu kelimeden hemen sonra “-” işaretine yer verilerek siyah renk ile yazılı “net” kelimesi ile bağlantısının sağlandığı, yine kesikli bir “elips” figürüne yer verildiği, markanın genel görünümü dikkate alındığında; “elips” şeklinin kelime unsurlarına göre arka planda kaldığı, “net” kelimesinin; bir üst alan adı (Top Level Domain) olduğu (Bkz; Şenocak, Kemal (2009) ‘Tescilli Markanın Aynısının veya Benzerinin Alan Adı (Domain Name) Olarak Kullanılması Suretiyle Marka Hakkının İhlâli’ BATİDER, 25(3), s.93.), üst alan adı fonksiyonu icra ettiği dikkate alındığında “net” sözcüğünün davaya konu emtialar bakımından ayırt ediciliğinin güçlü olmadığı, başka bir deyişle; markanın genel görünümünde “…” sözcüğünün etkinliğini ortadan kaldıracak ayırt edici etkisinin bulunmadığı, davacıya ait 2018/83521 sayılı markanın da “…”, “center” ve her iki kelime arasında bulunan içi dolu “üçgen” figüründen meydana geldiği, markanın genel görünümü dikkate alındığında; “üçgen” şeklinin kelime unsurlarına göre arka planda kaldığı, “center” kelimesinin İngilizce bir sözcük olup Türkçe “merkez” anlamına geldiği, davaya konu emtialar bakımından ayırt ediciliğinin güçlü olmadığı, başka bir deyişle; markanın genel görünümünde “…” sözcüğünün etkinliğini ortadan kaldıracak ayırt edici etkisinin bulunmadığı, bu hale göre; daha önce davacıya ait “… center” markasını gören, işiten, bu markalı 9.sınıfta yer alan emtialardan yararlanan ilgili tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu “Şekil+…” markasını davaya konu emtialar üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, davaya konu emtialardan faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, gerek markaların kapsamlarında yer alan emtiaların ayniyet düzeyinde benzer olması, gerekse markaları oluşturan işaretlerin “…” ve “…” sözcükleri dışında kalan sair kelime ve şekil unsurlarının markaları birbirinden yeteri derecede farklılaştırmaması, bu nedenle salt “…” veya “…” kelimelerinin anlamları itibariyle Türkçe’de büyük, geniş anlamlarına geldiğinden ayırt ediciliklerinin düşük olmasının iş bu markalar arasındaki ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesini bertaraf etmemesi, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 18.09.2012 tarih 2010/15124 E 2012/13533 K sayılı kararında da belirtildiği üzere; zayıf karakterli de olsa, hükümsüz kılınmadığı sürece tescilli bir markanın hukuken koruma altında olduğunun göz önünde tutulmasının gerekmesi unsurları dikkate alındığında, söz konusu tüketici kesiminin dava konusu markayı, davacıya ait önceki tarihli marka ile ilişkilendirebileceği, dava konusu marka ile davacının emtia sunumunda bulunduğu hususunda yanılsamaya düşebileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılaması ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır. Nitekim Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin başka uyuşmazlıklara ilişkin olarak 02.06.2022 tarih 2021/459 Esas 2022/4356 Karar, 10.03.2022 tarih 2020/7041 Esas 2022/1774 Karar sayılı kararlarda da; “…” kelimesinin müşterekliğinden kaynaklı olarak markalar arasında iltibas tehlikesi oluşabileceği yönünde kararlar ihdas edildiği müşahede edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08/06/2016 tarih 2014/11-696 Esas 2016/778 Karar sayılı kararı uyarınca; iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan, bu yönden dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporunun aksi yöndeki hukuki kanaatlerine itibar edilmemiştir.
Yukarıda yer verilen davacı markası haricinde kalan sair hükümsüzlüğe mesnet markalar ile dava konusu marka arasında ise ilgili tüketici kesimi nezdinde ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi doğuracak derecede bir benzerlik bulunmadığı, zira markalarda müşterek olarak bulunan “…” ve “…” kelimelerinin haricinde kalan sair kelime ve şekil unsurlarının bir bütün olarak markaları birbirinden uzaklaştırdığı, müşterek olarak bulunan “…” ve “…” kelimelerinin ayırt ediciliklerinin düşük olması da dikkate alındığında davacıya ait sair markalarda yer alan ek sözcüklerin davaya konu emtiaların hitap ettiği ilgili tüketici kesimi nezdinde markaların birbirinden farklı teşebbüslerden geldiğini sağlamaya elverişli olduğu kanaatine varılmıştır.
Davaya konu marka kapsamında bulunan tüm emtialar bakımından dava konusu marka ile davacıya ait 2018/83521 sayılı marka arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varıldığından, davacı yanın tanınmışlık, alan adından kaynaklı iltibas ve davalı şahsın kötü niyetli olduğu iddialarının değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.
Davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
2-Dava konusu … sayılı markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
3-6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü gereği hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re’sen TÜRKPATENT’e gönderilmesine,

4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından bu hususta ayrıca harç tahsiline yer olmadığına,

5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 356,00 TL posta, tebligat masrafı olmak üzere toplam 2.528,90 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı …’ın yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/11/2022
Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza