Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/115 E. 2022/272 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/115 Esas
KARAR NO : 2022/272

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 04/04/2022
KARAR TARİHİ : 26/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/11/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 04/04/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davaya konu markanın 05. nice sınıfında tescili talep edilmekte olduğu ve davacı şirkete ait markanın da 05. nice sınıfında tescilli olduğu, “…” markası ile davacı şirketin “…” markası fonetik (işitsel) olarak neredeyse aynı olup karıştırılma ihtimali olduğu, işitsel benzerliğin yanı sıra markaların görsel olarak da benzer olduğu, zira tek harf dışında tamamen aynı şekilde teşkil eden aynı harflerden oluşmakta olduğu, markaların ilk harfleri dışında telaffuza ve görünümlerine etki eden bir farklılık bulunmadığı, bu tek harf farklılığı karşılaştırması yapılan markaları bu haliyle birbirlerinden ayırt etmek için yeterli olmadığı, 05. nice sınıfında, hijyen ürünleri de dahil olmak üzere ortalama tüketicinin doğrudan erişebilecek ürünler de bulunmakta olduğu, ortalama tüketici nezdinde yapılacak değerlendirmede, markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, ayırt edilmesi halinde de ilişkilendirilebileceği, işitsel olarak yalnızca tek harfi değişen ve görsel olarak da aynı sayıda harf içeren ve tek harf dışında aynı harf dizilimine sahip dava konusu marka ile davacı adına tescilli marka arasının önceden bilgilenmiş kesim tarafından dahi ilk bakışta doğru olarak ayırt edilmesinin mümkün olmayacağı, … ve … ibareleri herhangi bir hastalığa atıf yapmadıkları gibi, ilacın etken maddesinin ismi de olmadığı, dolayısıyla cins ismi olmayan ilaç markaları arasında karıştırılma ihtimalinin çok daha yüksek olduğu, davacı şirketin neredeyse 100 yıldır ilaç sektöründe faaliyet göstermekte olduğu ve tüketici nezdinde tanınırlığı ve güvenilirliği olduğu, dava konusu “…” ibareli markanın tescili halinde, bu markanın davacıya ait bir diğer marka olduğu veya davalı ile davacı arasında ticari bir ilişki olduğu yönünde bir yanılgıya meydan vereceği, çok sayıda ortak harf içeren ve hem teşkil hem de telaffuz açısından birbirlerinden ayırt edilemeyecek derecede benzer olan her iki markanın da aynı rahatsızlıkların tedavisine yönelik olarak kullanılması halinde birbirlerinin piyasalarını etkileme risklerinin yüksek olacağı, davacının yıllardır elde ettiği güven ve bilinirliliğin, tüketici nezdinde oluşacak iltibas nedeniyle davalının haksız yere kazanç elde edeceği ve piyasasının etkileneceği, davalının davacıya ait markadan haberdar olmadığını ileri sürmesi ve davaya konu marka tescilinin iyi niyetli oluşundan söz etmenin mümkün olmadığını öne sürerek, TÜRKPATENT Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 01.02.2022 tarih ve … sayılı YİDK kararının iptali ile tescil halinde … sayılı marka başvurusunun hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 22/04/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu markalar arasındaki benzerlik değerlendirilmesi yapılırken markaların kapsadığı mal ve hizmetlerin niteliksel yönlerinin de incelenmesi gerektiği, dava konusu olayda; tescili istenen 05. sınıftaki malların niteliği, satış koşulları ve nihai tüketicisi de dikkate alınarak yapılan değerlendirme sonucu, dava konusu markalar arasında görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dâhil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığı, dava konusu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6(1) maddesi anlamında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, başvurunun kötü niyetle yapıldığı yönündeki iddianın da somut delillerle ispatlanmadığı, sadece markalar arasındaki benzerlik ve iltibas iddiasına dayandırıldığından ve markalar arasındaki benzerlik, diğer başkaca koşulların varlığı aranmaksızın, tek başına, kötü niyet iddiasının kabulü için bir kanıt teşkil etmediğinden YİDK kararının usule ve hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, dava dilekçesine karşı yasal süre içerisinde cevap dilekçesi ibraz etmediğinden, HMK m.128 hükmü gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şahsa ait … nolu “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet marka arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davalı şahsın kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı şahıs markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şahsın “…” ibaresinin 05.sınıfta bulunan emtiaların tescili amacıyla 21.08.2020 tarihinde gerçekleştirdiği … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 14.12.2020 tarih ve 362 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 10.02.2021 tarihinde 2018/77749 sayılı markayı mesnet göstererek 6769 sayılı SMK’nın m.6/1 hükmü kapsamında itirazda bulunduğu, yayıma yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı’nca reddedildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 18.10.2021 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, yeniden yapılan itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 04.02.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu yargılama safahati içinde tescil edilmemiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet marka, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
İlk olarak belirtilmelidir ki; dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden markanın hükümsüzlüğü istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin ve Hukuk Genel Kurulu’ nun yerleşmiş uygulamasına göre (HGK. 19.11.2003 T, E. 2003/11-578, K. 2003/703) YİDK kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (Y11HD, 21.01.2010 T, 2008/4266 E 2010/586 K) Eldeki davada da YİDK kararının iptali istemi bakımından; YİDK karar tarihi olan 01.02.2022 tarihindeki marka işlem dosyasında mevcut maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve salt marka işlem dosyası ile sınırlı olarak değerlendirme yapılmıştır. Bu nedenle marka işlem dosyasına sunulmayan, ancak dava aşamasında ibraz edilen bilgi ve belgeler değerlendirme dışı bırakılmıştır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu marka kapsamında yer alan “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.
” emtiaları, itiraza mesnet 2018/77749 sayılı marka kapsamında yer alan emtialarla aynı/aynı türdür.
Dava konusu marka başvurusu incelendiğinde; mavi renk ile ve hafif italik şekilde yazılı “…” ibaresinden oluşmaktadır. İtiraza mesnet marka incelendiğinde ise; siyah renk ile yazılı “…” ibaresinden oluşmaktadır.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; “…” ve “…” kelimelerinin davaya konu emtialar bakımından tasviri nitelikte olmadıkları, bu kelimelerin ilaç etken maddesi veya jenerik unsur ihtiva etmedikleri, bu nedenle davaya konu emtialar bakımından zayıf karakterli markalar olmadıkları, davaya konu emtiaların bir kısmının (ilaç emtiaları, diş hekimliği ürünleri gibi) dikkatli ve bilinçli tüketici kesimine, diğer bir kısmının ise (pedler, tamponlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler gibi) makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı tüketici kesimine hitap ettikleri, her iki markanın da yedi harften oluştuğu, markaların sadece ilk harflerinin farklı olduğu, diğer altı harfin ise birebir aynı olduğu, markaların ilk harflerinin farklı olmasının markaların aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olmalarını engellediği, ancak markaları birbirine benzer olmaktan kurtarmadığı, dava konusu markanın “…” şeklinde, itiraza mesnet markanın “…” şeklinde telaffuz edildiği, davayı konu emtiaların hitap ettiği gerek dikkatli ve bilinçli tüketici kesiminin, gerekse makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin, markalar arasındaki müşterek harf ortaklığının çokluğu, markaların kapsamlarındaki emtiaların ayniyete varan benzerlik düzeyi, markaların davaya konu emtialar bakımından zayıf karakterli olmamaları gibi etmenler nedeniyle dava konusu marka ile itiraza mesnet marka arasında ilişki kurma tehlikesinin kaçınılmaz olduğu, başka bir deyişle; daha önce itiraza mesnet markayı gören, işiten, bu markalı emtialardan yararlanan ilgili tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu marka başvurusunu davaya konu emtialar üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, davaya konu emtialardan faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı davacıya ait markanın serisi zannederek tüketim tercihinde bulunabileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılaması ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Nitekim eldeki uyuşmazlığa emsal teşkil edebilecek başka bir uyuşmazlıkta; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 30.09.2013 tarih 2013/908 Esas 2013/17105 Karar sayılı kararında; 5.sınıfta yer alan emtialar bakımından “…” markalarının başında bulunan tek harf farklılığının 556 sayılı KHK m.8/1-b hükmü uyarınca markalar arasındaki benzerliği engellemediği, bu nedenle aynı sınıflar için sonraki tarihli marka başvurusunun tescil edilemeyeceğine karar verilmiştir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın kabulü ile; … sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden markanın hükümsüzlüğü istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
2-Dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden markanın hükümsüzlüğü istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından bu hususta ayrıca harç tahsiline yer olmadığına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 23,00 TL vekalet harcı, 411,00 TL posta-tebligat, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.595,40 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı … tarafından yapılan 11,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı şahıs vekili ve davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/10/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza