Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/90 E. 2022/39 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/90 Esas – 2022/39
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/90 Esas
KARAR NO : 2022/39

DAVA : Marka Hakkının İhlali / Haksız Rekabet
DAVA TARİHİ : 26/03/2021
KARAR TARİHİ : 02/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/03/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkının İhlali / Haksız Rekabet davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 26/03/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın, “…” markasını Türkiye’de kullanmaya yetkili tek şirket olduğunu, … markalı ürünlerin üretimi, dağıtımı ve bunların toptan ve perakende olarak pazarlanması konularında Türkiye çapında yetkili olduğunu, müvekkili firmanın markası olan … ismi ve logosunun Türk Patent ve Marka Kurumu 2017/105590 marka numarası ile tescilli bir marka olduğunu, Sağlık Bakanlığı Tıbbi Cihaz ve İlaç Kurumu Ürün Takip sistemine (ÜTS) numarası: 7290006645104 ile kayıtlı bulunduğunu, …’nin, alerjik rinit (saman nezlesi) semptomlarının giderilmesine yardımcı olan tıbbi bir cihaz olduğunu, davalının sahip olduğu “www…..com” isimli sitenin çalışma prensibinin gerçek ve tüzel kişiler (şirketler) olarak iki şekilde olduğunu, gerçek kişilerin sadece telefon onayı ile basit bir şekilde üye olabilirken, kurumsal firmaların üyeliği için sitenin kurumsal üyelik adı altında para talep ettiğini, kurumsal üyelik ücreti ödedikten sonra yıllık aboneliğin devreye girmesi ile yorumlara kurumsal firma olarak cevap verebilme hakkına sahip olunduğunu, uygulamada tüketicilerin bu hakkı bazen kötüye kullandığını, yorum yapan kişilerin gerçekten o ürünü kullanıp kullanmadıkları, gerçek kişi olup olmadıkları, rakip firmaların adamları olup olmadığı gibi bilgilerin soru işareti oluşturduğunu, şirketi zor durumda bırakacak yalan beyanların uzun süre sistemde bilerek bırakıldığını, bahse konu olan sitede, kurumsal firmalara 1’den 4’e kadar puanlama sisteminin de uygulandığını, yapılan olumsuz yorumlar ile çözümlenen yorumların değerlendirilmesi sonucu, kurumsal firmalara puan verildiğini, müvekkili firmaya 1.3 puan verildiğini, cevap hakkının kısıtlanması ve ücret karşılığında cevap hakkı tanındığını, ayrıca bu durumun haksız rekabeti de ortaya çıkardığını, olumsuz yorumların yanında diğer başka şirketlerin reklamlarının gösterildiğini, ….com sitesi izah edilen açıklamalar karşısında sitede yapılan yorumların kendisine ait olmadığını, tüketicilerin şikayetlerini dile getirdikleri bir platform olduğundan bahsederek sorumluluktan ve özen yükümlülüğünden kaçınmakta olduğunu, davalı yanın kurmuş olduğu sistem üzerinden reklam ve üyelik ücreti olarak ciddi anlamda para kazandığını, sadece vatandaşların üye olup yorum yazmasından ibaret bir sistem olmadığını, davalı yanın bu sistemi para kazanmak amacı ile yaptığını, 26.12.2019 tarihinde … isimli kullanıcı tarafından yorum yapıldığını, müvekkili şirketin yoruma karşı cevap hakkını kullanmak istese de cevabının yayınlanmadığını, davalı yanın cevap hakkı olarak mevcut yorumun altına yazmasını istediklerini, davalı sitede yorum yapanların gerçek şahıs olup olmadıkları ve şikayet ettikleri ürünleri satın alıp kullanıp kullanmadıklarının belli olmadığını, 17.10.2020 tarihli kullanıcı adı … olan şahıs “… … İnternet Gidip Gelmesi” başlıklı şikayetini yayınlayarak davalı yanın müvekkili firmanın internet sağlayıcısı gibi işlem yaptırdığını göstererek şikayeti paylaşmasını kötü niyetli olduğunu, davalı firma kullanıcılarının gerçekten şikayet ettiği ürünü kullanıp kullanmadığı, metni yazan kişilerin gerçek kişi olup olmadıklarını tespit etmediğini ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini, şikayet konusu firmanın adını logosunu izinsiz kullanılması, kullanırken başka firmaların isim ve logolarının reklamlarının aynı anda sayfada yer almasının markayı itibarsızlaştırdığını, bu firmalarla ilgili asılsız veya aslı olan tüm yorum şikayetler denetlenmeksizin izin alınmaksızın yayınladıklarını, müvekkili şirketten kurumsal üyelik adı alında para talep edildiğini ve bu hususta müvekkil şirkete elektronik posta yolu ile ve telefon yoluyla ulaşılarak sürekli rahatsızlık verildiğini, müvekkili şirketin bu hususta ayrıca T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Bilgi İşlem Daire Başkanlığı’na şikayette bulunduğunu ifade ederek; müvekkili şirketin satmış olduğu sağlık ürünleri ile ilgili yalan yanlış, denetimsiz ve kontrol edilmeden ücret alınmadan yayınlanan şikayetlere karşın, kurumsal üyelik bedeli adı altında para talep edilerek cevap hakkının kısıtlanması, kurumsal üye olan firmalar ile olmayan firmaların arasında haksız rekabet oluşturacağından; bu haksız rekabetin tespiti, davalı tarafın, müvekkil logosuna yönelik markanın itibarsızlaştırılmasının ve tecavüzün önlenmesi, davalı tarafın müvekkilinin ticaret unvanına haksız rekabet teşkil eder eylemlerinin tespiti, durdurulması ve önlenmesi, davalı tarafın, müvekkil şirkete ait “…” markasının, müvekkil şirket markasına yapılan kullanıcı yorumlarının “www…..com” adresinden kaldırılması, davalı tarafın, hizmet veren arama motorlarında “…” markasının davalı tarafından anahtar kelime olarak kullanımının ve arama motorlarında davalının internet sitelerine yönlendirme ve sponsor bağlantıları verilmesinin önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 12/04/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının kurumsal firma olarak cevap verebilme hakkına sahip olunabilmesi için müvekkili firmaya ücretli üye olunması gerektiği iftirasını atmış olduğunu, halbuki …’da haklarında şikayet yazılan her firmanın ücretsiz cevap verme hakkı bulunduğunu, davacı tarafın, haklarında yazılmış herhangi bir şikayete cevap vermek istediklerini, müvekkili firmaya bu konuda talepte bulunduklarını, ancak bu taleplerinin ücret ödenmediği gerekçesiyle reddedildiğini ispat etmesi gerektiğini, ….com isimli sitede, ürün ya da hizmet alımı esnasında sorun yaşadığına inanan tüketicilerin bu mağduriyetlerini dile getirebildikleri, yazdıkları şikayetleri barındıran, yer sağlayıcı pozisyonunda bir tüketici şikayet platformu olduğunu, bünyesinde çalıştırdığı onlarca çalışanı için bir gelir modeline ihtiyaç duyduğu da gizlenen bir sır olmadığını, yürüttüğü faaliyetler kapsamında, dileyen bazı firmalar için bir takım ek hizmetler yürüttüğü ve kurumsal üye olan ve ücret ödeyen firmalar için; belli bir dönemde kaç şikayet alındığı, bu şikayetlerin kaç tanesinin ne kadar sürede yanıtlandığı, harita üzerinde görülecek şekilde hangi bölgelerden şikayet alındığı, zaman serisi analizi kullanılarak zamana bağlı memnuniyetsizlikler arasındaki ilişkinin gösterilmesi, hangi kategori/etiket başlıklarından ne kadar şikayet alındığı, müşteri memnuniyetsizliğinin oluştuğu tüm etiket başlıkları, müşteri memnuniyetsizliğinin nedenlerinin grafik üzerinde gösterilmesi, memnuniyet trend analizinin zamansal olarak gösterimi, Kurumsal Üye’nin NPS (Net Promoter Score) analizi sonuçlarının zamansal olarak nasıl değiştiğinin gösterilmesi, bu sayede şirketin müşterilerinin şirketi başkalarına tavsiye edip etmeyeceklerinin zamansal olarak değişiminin görüntülenmesi, zamansal olarak ve ilişkili markalarla Churn (Kayıp) analizi gösterimi, bu sayede şirketin hangi dönemlerde müşteri kaybettiğinin ve hangi markalardan müşteri kazanıp hangi markalara müşteri verdiğinin görüntülenmesi, … platformundaki kullanım davranışlarının analizi ile şirketin muhtemel müşteri kaybının gösterilmesi, zamansal ve tüm şikayetlere oransal olarak müşterilerin ne miktarda teşekkür mesajı ilettiğinin görüntülenmesi, şikayet ileten müşterilerin demografik durumlarının görüntülenmesi (eğitim, yaş, gelir, cinsiyet vs.) gibi hizmetlerden yararlandığını, bu hizmetlerin içinde; cevap hakkının satılması, cevap hakkının parayla kullandırılması, şikayetin önceden bildirilmesi, para ödeyenin şikayetinin, firma isminin ve logosunun kaldırılması gibi haksız rekabete yol açacak uygulamalar yer almadığını, davacı taraf zaten temel haklar bakımından, üye olan firmalarla aynı haklara sahip olduğunu, tıpkı üye firmalar gibi şikayetlere cevap verebilir, müşterilerinin iletişim bilgilerini talep edebilir ya da asılsız olduğunu düşündüğü şikayetler için itiraz edebilir olduğunu, şikayet sahiplerinin şikayet yazabilmeleri için sisteme üye olmaları ve telefonlarına gönderilen doğrulama kodunu girmeleri gerektiğini, böylece şikayet yazanların bilinebilir ve belirlenebilir olmasının amaçlandığını, şikayet sahibi hakkında bir yargı süreci başlatılması durumunda, başta IP bilgisi olmak üzere müvekkili sisteminde kayıtlı her türlü bilgi ve belgenin yargı makamları ile paylaşılarak, şikayet yazan şahsın adres ve kimlik bilgilerinin kolaylıkla tespit edilebilebildiğini, müvekkili şirkete ait platformun, davacı firmanın iddia ettiğinin aksine hiç bir firmanın kötü niyetli kimseler tarafından karalanmasına müsaade ve aracılık etmeyeceklerini ve yazılan şikayetler incelendiğinde pek çok şikayetin müvekkili firmanın müdahalesi sonucu yayından kaldırıldığının tespit edileceğini, tüm bunların yanında sürecin davacı firma tarafından çözüme kavuşturulması ve tüketicinin duyduğu memnuniyet nedeniyle müşterileri tarafından kaldırılan veyahut içeriği silinerek yerine teşekkür mesajı yazılan şikayetlerin de mevcut olduğunu, davacının, şikayet sahiplerinin ürünü alıp almadıklarının muamma olduğu iddiasında olduğunu, oysa üye olsun ya da olmasın, “müşterisi olmadığı” iddiasında bulunan her firma için mutlaka müşteri teyidi yapılmakta ve şikayetçiden aradaki ilişkiyi belgelemesinin istenmekte olduğunu, bu ilişkiyi belgeleyemeyen şikayetçilere ait şikayetlerin de derhal yayından kaldırıldığını, yer sağlayıcı sitelerin böyle bir yükümlülükleri de bulunmadığını, bu tür değerlendirmelerin ancak itiraz üzerine gerçekleştirilebilir olduğunu, müvekkili şirketin kayıtları incelendiğinde, davacı tarafın bu güne kadar müşteri teyidine ilişkin bir itirazının tespit edilemediğini, buna rağmen davacının örnek olarak gösterdiği … isimli şahsın yazdığı şikayetin, iş bu dava nedeniyle farkedilir farkedilmez müvekkili … tarafından re’sen kaldırıldığını, söz konusu şikayetin http://www.bionetbilisim.com/ isimli internet hizmetleri sunan bir firma hakkında yazılmak istenirken tüketici tarafından sehven davacı firmanın seçilmesi nedeniyle olduğunu, davacının, bu tür bir durumu yapacakları basit bir itiraz ile kolayca düzeltebilecekken, davalarına bir bahane olarak göstermelerinin kötü niyetlerini ortaya koyduğunu, davacının marka hakkına tecavüz olarak nitelendirdiği firma adı ve logosunun izinsiz kullanıldığı iddiasının müvekkili yer sağlayıcı pozisyonunda olan bir sitenin böyle bir izne ihtiyacı olmadığından yersiz olduğunu, şikayet yazılan firmaya ait isim ve logonun platformda yer almasında hukuka herhangi bir aykırılık bulunmadığını, davalı yanın marka ve logo kullanımdaki amacının, ilgili markanın ticari itibarından yararlanmak olmadığı gibi ilgili markaya yönelik bir kaynak gösterme niyeti de bulunmadığını, yalnızca şikayetin kategorize edilmesini sağladığını, davalı web sitesindeki, markasal kullanımların SMK m.7 ve m.29 kapsamında değerlendirilmesi mümkün mahiyette olmadığını, müvekkili şirket hakkında dava konusu olay ile alakalı olarak açılmış ve müvekkili lehine sonuçlanmış pek çok dava ve emsal karar bulunduğunu, davalının kendilerine ait marka hakkında yazılan şikayetlerin yayınlandığı sayfalarda rakip firmaların reklamlarının yayınlandığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını ve bu hususun da daha önce bilirkişi incelemesine tabi olduğunu ve konunun aydınlığa kavuşturulduğunu ifade ederek; müvekkil şirketin, davanın açıldığı tarih itibariyle haksız rekabete yol açabilecek herhangi bir uygulaması bulunmadığı, üye olsun ya da olmasın her firmaya temel haklar bakımından eşit muamelede bulunduğu, davacıyı herhangi bir puanlamaya tabi tutmadığı, internet sayfasında herhangi bir anahtar kelime kullanmadığı, marka hakkına tecavüz etmediği açıkça görüleceğinden, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 6769 sayılı SMK m.29, m.149 ile 6102 sayılı TTK 54 vd hükümlere göre açılan marka hakkının ihlâli ve haksız rekabet iddialarından kaynaklı hukuki korunma istemlerine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalının, davacıya ait marka hakkı ihlali ve haksız rekabet oluşturan eylemlerinin bulunup bulunmadığı, varsa bu eylemlerin tespiti, önlenmesi, ortadan kaldırılması, anahtar kelime olarak kullanımın önlenmesi istemlerinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dilekçe teatisi tamamlanmış, davacının sunduğu deliller alınmış, davacıya ait marka tescil belgesi celp edilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, teknik konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Marka hakkına tecavüz, 6769 sayılı SMK m.29’da düzenlenmiştir.
6769 sayılı SMK m.29/1 hükmüne göre; Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
SMK m.29/1-a bendinin yollamada bulunduğu m.7 hükmüne göre;
(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c) Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.
Haksız rekabet; rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar olarak tanımlanmıştır. (TTK m.54)
TTK m.55/1-a hükmüne göre; Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar haksız rekabet olarak düzenlenmiştir.
TTK m.56/1hükmü uyarınca; haksız rekabet nedeniyle menfaatleri zarar gören veya zarar görme tehlikesi ile karşılaşabilecek kimsenin, fiilin haksız olduğunun tespiti, haksız rekabetin men’i, haksız rekabetin oluşturduğu maddi durumun ortadan kaldırılmasını isteme hakkı bulunmaktadır.
Belirtilen açıklamalar ışığında tarafların iddia ve savunmaları, ibraz edilen deliller, davacıya ait marka tescil belgesi, mahkememizce aldırılan bilirkişi kök ve ek raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacının 2017/105590 sayılı ve “…” ibareli markanın 35. sınıfta yer alan bir kısım hizmetler bakımından tescilli olduğu, bu tescil kapsamında başvuru tarihinden itibaren hukuki koruma altında olduğu ve koruma süresinin devam ettiği tespit edilmiştir.
Davalının, eldeki davaya konu marka hakkı ihlali ve haksız rekabet eylemlerinin gerçekleştirildiği iddia edilen “www…..com” isimli internet sitesinin tüketicilerin almış oldukları mal ve hizmetlerle ilgili olumlu ya da olumsuz düşüncelerini belirttikleri bir platform olduğu, bu yönü ile davalının, tüketicilere yer sağlama faaliyetinde bulunduğu, bu nedenle hukuki mahiyeti itibariyle “yer sağlayıcısı” sıfatını haiz olduğu tespit edilmiştir.
İnternet, modern demokrasilerde başta ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin kullanılması bakımından önemli bir değere sahiptir. İnternet, bilgi ve düşünceleri açıklama ve kamusal sorunlara ilişkin tartışma ve eylemlere katılım açısından kişilerin ifade özgürlüğünü rahatlıkla ve kolayca kullanmalarının en etkin araçlarından biri olarak kamusal bir foruma dönüşmüştür.
İfade özgürlüğüne ilişkin 6769 sayılı SMK’de herhangi bir düzenleme bulunmasa dahi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa’da ifadesini bulan ifade özgürlüğü hakkının marka hukukunda göz önünde tutulması gerekir. Bu bakımdan, ticari ve dürüstlük kurallarına aykırı olmamak şartıyla, markanın örneğinin, markanın temel fonksiyonlarına zarar vermeyecek şekilde ifade özgürlüğü kapsamına girecek biçimde kullanılması mümkündür. (Yasaman, Zeynep (2020) Türk ve Avrupa Birliği Hukukunda İnternette Marka Hakkının İhlâli, İstanbul, Onikilevha, s.512-513).
Buna göre mahkememize ibraz edilen 31/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda davaya konu “….com” isimli internet sitesi teknik bakımdan incelenmiş olup aşağıda belirtilen bulgulara ulaşılmıştır:
“….com” internet sitesinde genel olarak tüketicilerin şikayetlerini yazdığı ve ilgili markaların da bu şikayetleri çözüme ulaştırdığı bir platform olduğu tespit edilmiştir.
“….com” internet sitesi üzerinde şikayet yaz bölümünde bu konu hakkında yardımcı video yayınlandığı ve bu videoda da şikayet yazan kişiyi doğrulamak için “sms doğrulaması” yapıldığı anlatıldığı tespit edilmiştir.
“….com” internet sitesi üzerinde yayınlanmış şikayeti cevapla diye bir seçeneğin mevcut olmadığı, ancak şikayetin altında yer alan “destekle, yorum yap, kaydet” seçeneklerinin yer aldığı, “yorum yap” seçeneği seçildiği zaman bilirkişi raporunda yer verilen ekran görüntüsünde yer aldığı üzere siteye şikayet yazan kullanıcının giriş yaptığı ekrana yönlendirdiği ve yorum yazıldığı zaman da yorumun hemen yayınlandığı tespit edilmiştir.
“….com” internet sitesinde davacı hakkında 4 şikayetin yer aldığı görüntülenmektedir. Şikayetler incelendiğinde; yayınlanmış 3 adet şikayetin yer aldığı ve şikayet içeriklerinde “… ürününü alıp kullandıkları ve memnun kalmadıklarına” yönelik içeriklerin yer aldığı görselleri yer almaktadır. Davacı vekilin dilekçesinde ifade ettiği “…” adlı kullanıcıya ait şikayetin site üzerinde yayında olmadığı tespit edilmiştir. Yine davacı vekilin dilekçesinde ve eklerinde sunmuş olduğu “…” adlı kullanıcının şikayetinin yayında olmadığı tespit edilmiştir. Ancak dava dilekçesi ekinde yer verilen görseller incelendiğinde; “…” isimli kullanıcının şikayetine ilişkin olarak; “… Com-tr” isimli kullanıcı tarafından “Ziyaretçi Yorumları” kısmında cevap verildiği, “Antalya’da … isimli bir müşterimiz veya bize ulaşmış bir şikayeti bulunmamaktadır. Tarafımıza izinsiz bildirim gönderen ….com sitenizden Ticaret Bakanlığına ve Cumhuriyet baş savcılığına, ayrıca … Antalya koduyla asılsız yorum yazan şahıs hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına 06.01.2020 tarihi ile başvuru yapılmıştır.” şeklindeki cevabın “Ziyaretçi Yorumu” olarak yayınlandığı anlaşılmaktadır.
Davacı şirkete ait şikayetlerin listelendiği sayfada “https://www…..com/…” 1 adet “…” isimli kullanıcıya 16 Mart 2019 yılına ait çözümlenmiş ve kullanıcı tarafından yayımdan kaldırılmış bir şikayetin olduğu tespit edilmiştir. Aynı kullanıcının 23 Mayıs 2020 tarihli bir şikayetinin mevcut olduğu içeriğinde 2019’da aldığı üründen bahsettiği görülmektedir.
“….com” sitesinin çalışma prensibi; kullanıcılar şikayetlerini yazdıkları ve kaydetmek istedikleri zaman telefon ile doğrulama yapılarak kullanıcının şikayeti alınmaktadır. Şikayet alındıktan sonra hakkında şikayet yazılan şirkete e-posta ile şikayet iletilmektedir. Davacı vekilinin de dosyasında ifade ettiği “…” isimli kullanıcının “bionetbilisim.com” isimli internet hizmetleri sunan firmaya yazılmak isterken yanlış seçimi sonrası “…” markası altında şikâyetin yayınlandığı dosya içerisinde yer alan delillerden anlaşılmaktadır.
Davacı vekili dilekçesinde davalı tarafın, hizmet veren arama motorlarında “…” markasının davalı tarafından anahtar kelime olarak kullanımının ve arama motorlarında davalının internet sitelerine yönlendirme ve sponsor bağlantıları verilmesinin önlenmesini talep ettiğinden, bu hususta yapılan teknik değerlendirmeye göre; Google üzerinde yapılan aramada anahtar kelime olarak “…” aranmış ancak reklamlarda “….com” sitesine ait bir gösterim yapılmadığı tespit edilmiştir.
Davacı tarafın dilekçesinde, davalının, müvekkili şirkete ait “…” markasını paylaşarak ve yanında 5 puan üzerinden 1,3 puan vererek markanın itibarsızlaştırmasını sağladıklarını ifade etmiştir. “….com” sitesi üzerinde yapılan incelemede böyle bir puanlamanın olmadığı tespit edilmiştir. Kaldı ki yukarıda izah edildiği üzere böyle bir puanlama varsa bile bu puanlamayı davalının doğrudan değil, davalının oluşturduğu platformda şikayetlerini ifade eden tüketicilerin yaptığı, yukarıda yer verilen çalışma prensibinden anlaşılmaktadır.
Mahkememize ibraz edilen 29/11/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda tespit edilen teknik bulgular ise aşağıdaki gibidir:
“https://www…..com/hakkimizda” linkinde “… markalara ne sağlar?” başlığı altında kurumsal üyelere sağlanan hizmetlere ait bilgilendirmelerin yer aldığının tespit edildiği,
“https://www…..com/kurumsal-uyelik” sayfasında kurumsal üyelere sağlanan hizmetlere ait bilgilendirmelerin yer aldığının tespit edildiği,
“https://www…..com/yardim” linkinde “markalar” başlığı altında “… markalara ne fayda sağlıyor? sorusuna yapılan açıklamada; “Firmalar, …’ın kurumsal üyelikle sunduğu ücretli özelliklerini isteğe bağlı olarak satın alabilir. Ücretli özellikler arasında memnuniyet ve rekabet analizi, tanıtım araçları gibi profesyonel kullanıma yönelik ürünler bulunur.” ifadesi ile ücretli özelliklere değinildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda yer verilen teknik incelemeler sonucunda somut olay irdelendiğinde; davalının “….com” isimli internet sitesinin tüketicilerin almış oldukları mal veya hizmetlerle ilgili olumlu ya da olumsuz düşüncelerini belirttikleri bir platform olduğu, söz konusu platformun yapısı gereği şikayet edilen veya hakkında olumlu görüş bildirilen şirketlerin markalarının belirtilmesinin zorunluluk arz ettiği, söz konusu markalar kullanılmadan anılan sitenin fonksiyonunu icra etmesinin mümkün olmadığı, davalının, davacıya ait markayı bu şekilde oluşturduğu platformda kullanması eyleminin 6769 sayılı SMK m.7/5 hükmü uyarınca; dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içerisinde kalan bir kullanım olduğu, dolayısıyla davalı eyleminin davacıya ait marka hakkının ihlali olarak nitelenemeyeceği, ayrıca, davalının, davacıya ait markayı anahtar kelime olarak kullandığı hususunun da ispat edilemediği, yine bununla birlikte, davalı eylemlerinin, davacı aleyhine haksız rekabet de oluşturmadığı, zira, davalının, davacı markası hakkında yapılan şikayetlere karşı, davacıya veya üçüncü kişilere “Ziyaretçi Yorumları” başlığı altında “ücretsiz” olacak şekilde cevap verme hakkı tanıdığı ve verilen cevabı da yayınladığının dava dilekçesi ekinde yer alan “…” isimli kullanıcının şikayeti altında yer verilen yorum üzerinde de görüleceği, davalının, “ücretli üyelik” altında kurumsal üyelere ekstra özellikler sağladığı tespit edilse bile, bu hususun, davalı yanın “ücretsiz cevap verme” hakkını ortadan kaldırmadığı hususu da gözetildiğinde, haksız rekabetin bir türü olarak nitelendirilemeyeceği, zira, davalının ticari faaliyetleri uyarınca bir kısım ekstra özellikleri ücreti mukabilinde üyelerine sunuyor olmasının ticari dürüstlük kurallarına aykırı olmadığı kanaatine varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle; marka hakkı ihlali ve haksız rekabet iddialarının sübut bulmadığı anlaşıldığından açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 21,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 17,00 TL vekalet harcı, 750,00 TL bilirkişi ücreti, 66,00 TL posta-tebligat gideri olmak üzere toplam 951,60 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 17,00 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/02/2022