Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/87 E. 2022/5 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/87 Esas
KARAR NO : 2022/5
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/03/2021
KARAR TARİHİ : 12/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/01/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 26/03/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 1995 yılında kurulduğunu ve İstanbul ilinde … Alışveriş Merkezi şubeleriyle ticari faaliyetine devam ettiğini, müvekkiline ait “…” markasının sık sık benzer ve kötü niyetli marka tescillerine konu yapıldığını, müvekkilinin, “…” markasını ilk defa 2001 yılında 25. sınıfta tescil ettirdiğini, “… BLACK” ve “… …” markalarıyla da çeşitli segmentlerde faaliyette bulunduğunu, müvekkilinin yurtiçinde ve yurtdışında çok talep gördüğünü, halihazırda altı ilde satış mağazasının bulunduğunu, yurtdışında Chelsea ve Maylebone bölgelerinde iki tane, Katar’da iki tane ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde de bir mağazasının bulunduğunu, müvekkiline ait 2015/66946, 2014/46882, 2014/46851, 2011/103563, 2007/57522 ve 2001/28183 sayılı markaların bulunduğunu, davaya konu “… STYLE” ibareli markanın müvekkiline ait markalarla iltibas yarattığını, “…” ibaresinin İtalyancada “güzel-hoş” anlamına geldiğini ve tekstil sektöründe yaygın olarak kullanıldığını, markanın asıl ve ayırt edici unsurunun “…” olduğunu, davaya konu markada bulunan “…” ibaresinin müvekkiline ait markalarda bulunan tipografi ile yazıldığını, müvekkiline ait “…” markasının sektörde tanınmış marka olduğunu, müvekkiline ait ürünlerin kendine has tasarımlarının bulunduğunu ve sektörde “… stili” olarak tanımlandığını, müvekkiline ait ürünlerin dünyaca ünlü sanatçılar tarafından tercih edildiğini, müvekkilinin 1995 yılından bu yana aralıksız ve fasılasız ticari faaliyette bulunduğunu, dolayısıyla davalının, müvekkilinden haberdar olmamasının mümkün olmadığını, davalının basiretli bir tacir olarak davranmadığını, kötü niyetli olduğunu, tarafların ticari faaliyet alanlarının aynı olduğunu, markaların ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu ifade ederek; “Türk Patent ve Marka Kurumu’nun … sayılı kararının iptaline, marka tescil talebinin reddine, marka tescil edildi ise hükümsüzlüğüne” karar verilmesini talep etmiştir.
C E V A P :
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili 10/06/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; İşbu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davaya konu markanın bir bütün olarak “…” şeklinde algılanacağını, markalar arasında ilişkilendirme ihtimalinin bulunmadığını, markaların görsel, işitsel ve kavramsal olarak farklı olduğunu, iltibas ihtimalinin bulunmadığını, 6769 sayılı SMK’nın 6/5. maddesinde sayılan şartların gerçekleşeceğinin ispatlanamadığını, davacı tarafından, marka işlem dosyası sırasında kötü niyete ilişkin delil sunulmadığını beyan ederek; “davanın reddine” karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 17/05/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Ülkemizde İtalyanca bilen kişi sayısının yok denecek kadar az olduğunu, “…” kelimesinin bilmediğimiz dillerde bilmediğimiz anlamlarının olabileceğini, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, harfler, kelimeler ve cümlelerin kimsenin tekeline bırakılamayacağını, kelimeler içinde harflerin benzeşebileceğini, davacının, müvekkilinin haksız yarar ve kazanç sağladığına ilişkin iddiasının gerçek olmadığını, bu iddiasını ispatlamasının gerektiğini beyan ederek; “davanın reddine” karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.25 hükmüne göre açılan markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şahsa ait 2019/128639 nolu “Şekil+… STYLE” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…” ibareli markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacıya ait “…” markalarının tanınmış olup olmadığı, SMK m.6/5 koşullarının somut olayda oluşup oluşmadığı, davalı şahsın marka başvurusunda kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şahsın 18.12.2019 tarihinde 2019/128639 sayılı “Şekil+… STYLE” ibareli 25 ve 35.sınıflarda bulunan “25. Sınıf: Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. 35. Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri.Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç).Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç).Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları.Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar.Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks.Kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil); altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar ve bunlardan mamul takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri ve heykeller, biblolar.Saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil).Değerli metalden mamul müsabakalarda verilen kupalar.Tespihler.İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler.Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler.Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar.Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları.Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler.Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.).” mal ve hizmetleri bakımından marka başvurusunda bulunduğu, başvurunun 27.02.2020 tarih ve 343 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde yayımlandığı, davacının 03.04.2020 tarihinde 2015/66946, 2014/46882, 2014/46851, 2011/103563, 2007/57522, 2001/28183 sayılı markaları mesnet göstererek 6769 sayılı SMK m.6/1, m.6/5 ve m.6/9 hükümleri kapsamında yayına itiraz dilekçesi sunduğu, davalı şahıs tarafından 06.05.2020 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz edildiği, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca ileri sürülen itirazların haklı bulunmayarak reddine karar verildiği, bu karara karşı davacının 08.12.2020 tarihli itirazın yeniden incelenmesine ilişkin itiraz dilekçesi sunduğu, davalı şahıs tarafından 04.01.2021 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz edildiği, itirazı inceleyen Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararı ile davacı itirazının reddine karar verildiği, verilen kararın davacı marka vekiline 02.02.2021 tarihinde tebliğ edildiği, yasal iki aylık hak düşürücü süre içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu 10/06/2021 tarihinde tescil edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu 2019/128639 sayılı marka kapsamında yer alan “25. Sınıf:Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. 35. Sınıf:Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler.derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler.Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar.Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları.Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler.Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) mal ve hizmetleri, davacıya ait 2015/66946, 2014/46882, 2014/46851, 2011/103563, 2007/57522, 2001/28183 sayılı markaların tescil sınıflarında yer alan ve bilirkişi raporunda kırmızı ve turkuaz ile renklendirilen mal ve hizmetlerle aynı, aynı tür veya benzerdir. Zira bunlar; benzer tüketici kesimine hitap ederler, benzer ihtiyaçları giderirler, dağıtım kanalları ortaktır, birbirleri yerine ikame edilebilirler, aralarında rekabet ilişkisi bulunur, bir kısmı arasında birbirini tamamlayıcı işlev bulunur.
Dava konusu 2019/128639 sayılı marka; beyaz zemin üzerine, sağda turkuaz renkle “…” harflerinin iç içe kompoze edilmesiyle oluşturulan “Ν” şekli ile yanında büyük puntoyla yazılmış “…” ibaresi ve altında küçük puntoyla yazılmış “STYLE” ibaresinden oluşan kompleks bir marka olduğu görülmüştür. Markada bulunan “STYLE” ibaresi, başvuru sınıfları göz önüne alındığında yaygın olarak kullanılan bir ibare olmakla markanın esaslı unsurunun “…” ibaresi olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının dayanak markalarının herhangi bir şekil yahut renk unsuru içermeyen markalar oldukları, beyaz zemin üzerine “…” ve “… + kelime” şeklinde oluşturulan markalar olduğu görülmüştür. Davacıya ait markaların tamamında “…” ibaresi korunmakta olup markaların “…” ibaresi çerçevesinde oluşturulan seri markalar olduğu ve markaların esaslı unsurunun “…” ibaresi olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında; Markaların ortak “…” ibaresini içermesi, taraf markalarında bulunan “…” ibaresinin davacının 2001 18183 sayılı markası hariç “… ” şeklinde özel bir yazı fontuyla kompoze edilmiş olması, anılan yazı şeklinin yaygın olarak kullanılan bir yazı şekli olmaması, markada bulunan şekil unsurunun banal ve ayırt edici özelliği olmayan bir şekil olması durumunda sözcük unsurunun ön plana çıkacağının kabul edilmesi, “…” ibaresinin, taraf markalarında aynı yazı fontu/biçimi ile kompoze edilmesi, anılan ibarenin tüketici tarafından fark edilebilecek olması, bir başka deyişle, davaya konu markada bağımsız varlığını koruması karşısında markalar arasında görsel benzerlik bulunduğu, “…” ibaresinin taraf markalarında aynen yer alması, markalar arasındaki sesçil benzerliğin markanın ilk hecesinde gerçekleşmesi karşısında taraf markaları arasında işitsel benzerlik bulunduğu, taraf markaları bu kez kavramsal açıdan incelendiğinde, bilirkişi heyetince yapılan araştırmada “…” kelimesinin Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü’nde yahut başka bir dilde herhangi bir anlamı tespit edilemediği, bununla birlikte davaya konu marka başvurusunda bulunan “…” ibaresinin İtalyancada “güzel” anlamına geldiği, bu doğrultuda “…” kelimesinin başvuru/tescil sınıfları bakımından ayırt edici gücü ele alındığında; anılan ibarenin çekişme konusu emtialar bakımından tanımlayıcı herhangi bir yönü olduğunu söylemenin mümkün olmamakla ayırt ediciliğin görece yüksek olduğu, bilirkişi heyetince yapılan araştırmada, davaya konu marka başvurusunda bulunan “…” ve “STYLE” ibarelerinin, çekişme konusu emtialar bakımından yaygın olarak kullanılan, başkaca teşebbüslerce çok sayıda marka tesciline konu olduğu, bu nedenle davaya konu emtialar bakımından “…” ibaresine göre ayırt ediciliğinin daha düşük olduğu, tüm bu kapsamda, “…” ibaresinin taraf markalarında aynı yazı fontuyla yazılmış olması, anılan kompoze şeklin ortalama tüketici bakımından ilk bakışta fark edilebilecek olması, markaların aynı seriden algılanabilecek olması karşısında, davaya konu marka başvurusunda bulunan ve davacı markaları kapsamındaki mal ve hizmetlerle benzerliği tespit edilen “25. Sınıf:Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. 35. Sınıf:Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması içiniçin İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler.Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar.Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları.Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler.Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetleri bakımından karşılaştırılan markalar arasında işaret benzerliği de bulunduğu, bu hale göre; daha önce davacıya ait “…” esas unsurlu markaları gören, işiten, bu markalı mal veya hizmetlerden yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı, markaları bir arada görme ve karşılaştırma imkanından yoksun, markaların detaylarını analiz etmeyen, gözünde ve kulağında kalan izi ile hareket eden ortalama tüketici kesiminin, daha sonra dava konusu markayı yukarıda belirtilen mal ve hizmetler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, bu mal ve hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı davacıya ait markaların serisi niteliğinde bir marka zannedebileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılaması ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, belirtilen nedenlerle karşılaştırılan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu, dava konusu marka başvurusunda bulunan, ancak davacı markaları kapsamındaki emtialarla benzer olmayan sair emtialar bakımından ise ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda yapılan incelemede; Davacı, “…” ibareli markalarının tanınmış marka olduğunu beyan etmiştir. Bu doğrultuda bilirkişi heyetince Türk Patent Markalar Sicili’nde yapılan araştırmada, “…” ibaresinin tanınmışlığına dair herhangi bir kayda rastlanılmamıştır. Bununla birlikte, dosyada mübrez belgelerden, davacıya ait “…” markasının her ne kadar tanınmış kişilerce tercih edildiği görülmekteyse de bu hususun tek başına “…” ibareli markaların tanınmışlık mertebesine ulaştığına delil olamayacağı kanaatine varılmıştır. Zira; “…” ibareli markaların yaygın kullanım ağına sahip olduğu, tanıtımı için yoğun reklam ve propaganda yapıldığı, ülkenin önemli bir bölümüne sirayet edecek şekilde tanıtıldığına ilişkin yeterli belgenin dosya kapsamında mevcut olmadığı müşahede edilmiştir. Bu nedenle davacının “…” ibareli markalarının, 6769 sayılı SMK’nın 6/5. maddesi anlamında tanınmış marka olarak kabul edilmesi şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmış, SMK m.6/5 hükmü koşullarından herhangi birinin somut olayda oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi, 12.06.2019, E:2018/2285 K:2019/4361)

Somut olayda; davaya konu marka ile itiraza mesnet markaların, bir kısım mal ve hizmet bakımından iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmalarının haricinde davalı şahsın kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiası yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen nedenlerle davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; “25.SINIF: Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. 35.SINIF: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler.Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler.Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar.Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları.Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler.Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetleri bakımından … sayılı YİDK kararının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Dava konusu 2019/128639 sayılı markanın “25.SINIF: Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. 35.SINIF: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler.Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler.Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar.Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları.Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler.Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetleri bakımından HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü gereği hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re’sen TÜRKPATENT’e gönderilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 21,40 TL’nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davanın kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak kabulüne,
8-Karar ve ilam harcının davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 59,30 TL peşin karar ve ilam harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı ve 17,00 TL vekalet harcı, 1.750,00 TL bilirkişi ücreti, 138,00 TL tebligat, posta masrafı olmak üzere toplam 1.964,30 TL yargılama giderinin 1/2’si olan 982,15 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 982,15 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı … tarafından yapılan 20,00 TL vekalet harcına ilişkin yargılama giderinin 1/2’si olan 10,00 TL’sinin davacıdan alınarak davalı …’na verilmesine, bakiye 10,00 TL yargılama giderinin davalı … üzerinde bırakılmasına,
11-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şahıs vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/01/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza