Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/86 E. 2021/440 K. 06.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/86 Esas
KARAR NO : 2021/440

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/03/2021
KARAR TARİHİ : 06/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/12/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 25/03/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket İngiltere menşeli olup 1982’den bu yana zemin üreticileri arasında lider konuma geldiğini, müvekkili şirketin bağlı şirketi … ve davalı şirketin bağlı olduğu … Kimya Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından 2017 yılında … … Yapı Kimyasalları A.Ş. isimli bir şirket kurulmuş ancak 2019 da müvekkiline bağlı şirket hisselerini davalıya satarak ortaklıktan çekildiğini, taraflarca ortak olarak kurulan şirket, “…” markalı ürünlerin ticaretini de üstlenmiş olduğunu, müvekkili şirket, internet sitesinden alınan dökümlerden de görüleceği üzere ABD menşeli … …’nin bağlı şirketi olduğunu, nitekim her iki şirketin de … Grup bünyesinde faaliyet göstermekte olduğunu, davalı şirket ise … Kimya Sanayi Ve Ticaret A.ş.’ye bağlı olduğunu, bu hususu tevsik eden şirketlerin adres ve yönetim kurullarının aynı olduğunu, bu kapsamda tarafların bağlı olduğu bu şirketler tarafından … … Yapı Kimyasalları Sanayi Ticaret A.ş. nin kurulmuş olduğunu ve 2019’a kadar faaliyet gösterdiğini, 2019’da müvekkiline bağlı şirketin otaklıktan çekilmesi üzerine davalı şirketin adı … Yapı Kimyasalları Anonim Şirketi olarak değiştirilmiş olduğunu, müvekkili şirket “…” ve türevi markaların gerçek hak sahibi olduğunu, davaya konu YİDK kararında belirtilenin aksine, müvekkiline ait “…” markası ile davalıya ait “…” markası arasında karıştırılma ihtimali bulunduğunu, markalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde iltibas tehlikesinin oluşacağının çok açık olduğunu, davalılardan …, müvekkili şirketin eski ortağı olup müvekkili markasından haberdar olduğunu, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetle yapılmış olduğunu, müvekkili şirketin “…” markasının SMK’nın 6/4 ve 6/5 maddeleri kapsamında tanınmış marka olduğu göz önünde bulundurulmadan verilen YİDK kararının iptali gerekmekte olduğunu, davaya konu marka başvurusunun tescil edilmesi halinde müvekkili şirketin ticaret unvanından ve www…com alan adı tescilinden kaynaklanan haklarının da zarar görme tehlikesi bulunduğunu beyan ederek; 6100 Sayılı HMK’nın 77. maddesi uyarınca usulüne uygun düzenlenmiş apostilli vekaletnamemizin Türkçe tercümesinin huzurdaki dosyaya sunulabilmesi için taraflarına bir aydan kısa olmamak üzere uygun bir süre verilmesine, mevcut durumun muhafazası ve davanın etkinliğini sağlamak amacı ile duruşmasız ve tebligatsız olarak … başvuru no.lu “…” markasının 3. kişilere olası devrinin ve devrin sicile kaydının hüküm kesinleşinceye dek önlenmesi için SMK’nın 159. maddesi ile HMK 389 vd. maddeleri uyarınca, ilgili markanın sicil kaydına İHTİYATİ TEDBİR konulmasına ve bu hususun Türk Patent ve Marka Kurumu’na bildirilmesine, TÜRKPATENT nezdinde 02.10.2019 tarihinde, …. no. ile 19. sınıfta yapılan “…” ibareli marka başvurusuna karşı müvekkilce yapılan itirazın reddine ilişkin 23.01.2021 tarih ve … sayılı YİDK kararının iptaline, bu süreçte, … no.lu “…” markasının tescil edilmesi halinde SMK’nın 6/1, 6/3, 6/4, 6/5, 6/6, 6/9 ve 25. Maddeleri uyarınca markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 09/04/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle;
Somut olayda, yayına itiraz sahibi davacı, itiraz edilen “…” ibareli
markanın başvuru konusu mal/hizmetler için kullanımının, önceki markanın
tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını veya markanın ayırt edici karakterine veya
itibarına zarar vereceği sonucuna ulaştıracak herhangi bir haklı sebep ortaya koyamamış
olmasının yanı sıra, markalar arasında iltibasa yol açabilecek düzeyde benzerlik
bulunmaması ve başvuru kapsamındaki mal/hizmetlerin yayına itiraz sahibine ait
markanın tanınmış olduğu sektöre yönelik mallar olmaması gibi hususlar karşısında,
başvuru konusu “…” ibareli markanın, davacıya ait markanın ayırt ediciliğini
zedeleme ve/veya ondan haksız yarar sağlama ihtimali bulunduğu yönünde yeterli kanaat
oluşmadığından, davacı vekilinin aksi yöndeki iddialarının kabulü mümkün değildir.
bulunmamış olup, davacı, davalının başvurusunun 6769 sayılı SMK’nın 6/9 maddesi
anlamında kötü niyetli bir başvuru olduğunu ispat edemediğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 14/06/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça ileri sürülmüş olan iddiaların mesnetsiz ve haksız olduğunu, davacı taraf, dilekçesinde tescilin gerçekleşmemesini ve terkinini talep etmiş olduğunu, bu talebine gerekçe olarak da davacı şirkete ait olan … markası ile müvekkili şirkete ait … markası arasında iltibas ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, dava konusu marka başvurusunun müvekkili şirket tarafından kötüniyetle yapıldığını, … markasının SMK madde 6/4 ve 6/5 gereğince tanınmış marka olduğunun ileri sürüldüğünü, ayrıca müvekkili şirketin ticari unvanının … Yapı Kimyasalları A.Ş. olması dolayısıyla, müvekkili şirket, piyasada ürün ve marka yapılandırması işlemlerine başladığı sırada, dava konusu olan marka ile birlikte toplam 16 adet markanın da tescilini talep etmiş olduğunu, müvekkili şirketin tüm markaları, “…” kelimesi ile başladığını ve bu şekilde bir marka bütünlüğü oluşturulduğunu, davacı yanca bu markaların hiçbirine itiraz edilmediğini ve fakat sadece dava konusu markaya itiraz edilmiş olması, bilakis davacı yanın işbu dava ve dava konusu itirazlarında kötüniyetli bir tutum içerisinde olduğunu ortaya koymakta olduğunu, ancak davacı tarafça bu hususu ortaya koyan soyut ifadeler haricinde somut delillerin dosyasına sunulmadığını, hiçbir şeyi kabul anlamına gelmemek üzere, zarar durumunun iddia edilebilmesi için, tanınmış bir markanın farklı mal veya hizmetlerde kullanılmasının, markanın itibarına zarar verip vermediğini ve haksız avantaj sağlayıp sağlamadığını somut bir şekilde davacı tarafça ortaya konması gerektiğini, fakat davacının bu konuda herhangi bir delil dosyaya sunamadığını, müvekkili şirketin “…” markasının tescili için başvurusunun kötüniyetli olduğunu, bu başvurunun kötüniyetle davacı şirketin adına tescilli markaya zarar verme kastı ile yapıldığını, davacı yanın dilekçesinde de belirttiği üzere, müvekkili şirket, 1955 yılından beri Türkiye ekonomisinin ve ihracatının öncü güçlerinden biri olan … Kimya Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin ortaklığı dahilindeki bir şirket olduğunu, davacı Şirketin grup şirketi olan … … şirketi de Türkiye’deki en saygın kimya kuruluşu olan … Kimya Sanayi ve Ticaret A.Ş.’yi seçmiş ve daha sonra grup politikası nedeniyle … …’ın Türkiye pazarından çıkma karar alarak hisselerini … Kimya’ya satmasından sonra taraflar arasındaki ortaklık sona ermiş olsa da … Kimya ve … arasında halen süregelen ticari anlaşmalar ve işbirliği varlıklarını devam ettirmekte olduklarını, hal böyle iken uzun süre birlikte ortaklık sürdürmüş iki köklü şirketin birbirlerine karşı kötüniyetli tutum içerisinde olabileceklerini değil öne sürmek düşünmek dahi mümkün olmadığını, müvekkili şirketin davacının dilekçesinde belirtmiş olduğu hususların aksine kötüniyetli olduğundan, taklit bir marka yaratma girişiminde olduğundan bahsedebilmesinin mümkün olmadığını beyan ederek; davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Mahkememizce tahkikat işlemleri yürütülürken davacı vekili 03/12/2021 tarihli dilekçesi ile; davalı … ile yapılan görüşmeler sonucu, karşılıklı anlaşmaya varılmış olduğunu, taraflar arasında sözleşme imzalandığını, sözleşme uyarınca taraflar; müvekkili şirket tarafından davadan feragat edilmesi ve davalı … tarafından dava konusu markadan vazgeçilmesi hususunda anlaşmaya varıldığını, tarafların sözleşmede belirtildiği üzere bugüne kadar yapılan masraflara katlanmayı ve dava kapsamında birbirlerinden herhangi bir masraf, gider veya vekalet ücreti talep etmeyeceklerini kabul ettiklerini, taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında ve HMK m.307 uyarınca davadan feragat ettiklerini bildirdiklerini, dava kapsamında … no.lu “…” markasına ilişkin verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, feragat ettikleri davanın tüm sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılmasını, müvekkili şirket ve … lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin sunmuş olduğu vekaletnamede açıkça feragate yetkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. (HMK m.307) Feragatin hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ya da mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (HMK m.309/2) Somut olayda davacı dilekçe ile feragat beyanında bulunduğundan feragat nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı ile davalı şirket arasında akdedilen 18/11/2021 tarihli sulh sözleşmesi uyarınca; davalı şirket tarafından yapılan yargılama giderleri kendi üzerinde bırakılmış, feragat nedeniyle davalı şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Davanın; YİDK kararının iptali istemini içerisinde barındırdığı ve davalı TÜRKPATENT’in bu istem bakımından davalı sıfatı bulunup kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 09.12.2019 tarih 2019/1123 E 2019/7997 K sayılı kararında da belirtildiği üzere ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra feragat gerçekleştiğinden davalı kurum lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir.
HÜKÜM:
1- DAVANIN FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE,
2-Mahkememizin 25/03/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının KALDIRILMASINA, bu hususta TÜRKPATENT’e derhal müzekkere yazılmasına,
3-Harçlar Kanunu m.22 hükmü gereği, peşin alınan 59,30 TL’den alınması gereken 59,30/3*2=39,54 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile arta kalan 19,76 TL’nin talep halinde davacıya iadesine, aksi halde hazineye irad kaydına,
3-Davalı TÜRKPATENT kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı TÜRKPATENT’e verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 39,54 TL karar ve ilam harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 148,00 TL posta-tebligat masrafı olmak üzere toplam 255,34 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflar arasında yapılan protokol gereği, davalı … lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, davalı şirket tarafından yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, HMK m. 341 ve m.345 hükmü gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 06/12/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza