Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/82 E. 2021/134 K. 22.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/82 Esas
KARAR NO : 2021/134

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ : 22/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili mahkememizin 2019/472 Esas sayılı dava dosyasına ibraz ettiği 30/12/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı …’in 27/12/2018 tarih 315 sayılı Resmi Marka Bülteninde ilan edilen … kodlu ”…” ibareli marka tescil başvurusuna müvekkil şirketin markalarına benzer olması ve karıştırılma ihtimali gerekçesiyle TPE Markalar Dairesi Başkanlığı’na tescil başvurunun reddi için … sayı 27/04/2018 tarihli dilekçe ile itiraz edildiğini, red kararına karşı davalılardan TPE YİDK’ya 14/06/2019 tarih … sayılı dilekçe ile müvekkili tarafından itirazda bulunulduğunu, TPE YİDK’ca 01/11/2019 tarih … sayılı karar ile itirazın reddine karar verildiğini verilen kararın haksız, mesnetsiz ve kanuna aykırı olduğunu, müvekkilinin firma adına tescilli olan markaları 2007-2019 yılından beridir koruma altında olduğunu ”…” markasının ise … başvuru numaralı olduğunu müvekkili markalarının 30.,35.,43. Sınıflar için tescilini talep ettiğini, müvekkilinin … markasını 12 yıldır kullanmakta olduğunu ve nihai tüketiciye sunduğunu, 30.,35.,43. Sınıftaki başvuru ile ilgili olarak ortalama zekadaki tüketici halkın aklına davalı …’e ait olan ürün değil direkt müvekkil şirkete ait olan markalı ürünlerin geleceğini, halkın markaları karıştırma ihtimalinin olduğunu, benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin kabulü için tüketicilerin başvuru ve müvekkiline ait markayı aynı zannetmesi gerekmediğini, aralarında bağlantı kurulması , birinin diğerini çağrıştırması, seri marka olarak algılanabilmesinin de karıştırılma ihtimali kapsamında değerlendirildiğini, markanın farklı unsurlardan oluşmasına rağmen bütünü itibariyle bıraktığını etkisinin tescilli markalarını çağrıştırdığını, bir başkasının aynı sınıfta aynı tür ürünler için yine ”…” markalı esas unsurlu bir markayı almak istemesinin seri içerisine girmek suretiyle bu seri markanın çekici gücünden yararlanması ve bu meyanda sunulan ürünlerin müvekkiline ait işletmenin ürünü olduğu biçimde bir intiba yarattığını, davalı markasındaki esas unsurun cook ibaresi olduğunu ve bilinirliği ve güvenirliği kanıtlanmış bir markayı seçerek fazla zaman ayıramamaktan doğan bir takım olumsuzluklardan kurtulmak suretiyle markanın sağladığı garanti fonksiyonundan yararlandığını düşünün ortama dikkat ve özendeki tüketici yahut yararlanıcı kitlesinin tamamına yakınının müvekkiline ait markayı hatırlayacaklarının çok açık olduğunu, müvekkili şirkete ait … işletmesine satışa sunulan 30.,35.,43. Sınıfla belli bir müşteri çevresi kazanan davacıya ait işletmenin faaliyet alanını genişlettiğini ve yine içecek sektöründe bulunun diğer yiyecek ürünlerinin üretim ve satışına da girdiğinin düşünülebileceğini müvekkili ile davalının markasının benzer/aynı aynı yapılış ve tüketiciye sunumu yapılmak istenen ürünlerin aynı işyerleri tarafından sunulmasının benzer türde ürünler oldukları yanılgısına sebebiyet verdiğini, davalıya ait … numaralı ”…” ibareli başvurunun müvekkiline ait itiraza konu olan markalar ile görsel, sesçil, kavramsal olarak bütüncül aynı olduğunu, orta seviyedeki tüketici halkta genel izlenim olarak emtianın aynı olduğu etkisi yarattığını, müvekkili şirketin ve tescilli markalarının kazanmış olduğu tanınmışlıktan haksız bir biçimde faydalanmakta olduğunu bu nedenle davalılardan …’İN 30.,35.,43.sınıftaki 12/12/2018 tarih, … sayılı marka başvurusunun reddine ve davalı YİDK kararının … sayılı kararının iptali ile , şayet tescili sağlanmış ise davalı şirketin TPE nezdindeki 30.,35.,43. Sınıftaki 12/12/2018 tarih ,… numaralı ”…” ibareli markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini’ talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili Av. …’in mahkememizin 2019/472 Esas sayılı dava dosyasına ibraz ettiği 03/03/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı … İNŞAAT TURİZM VE SAN. A.Ş. Vekili tarafından TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali istemiyle Kurum ve müvekkil aleyhine müvekkilin tescil ettirdiği “…” markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi için dava ikame edildiğini, iş bu davanın haksız ve mesnetsiz olup, reddine karar verilmesi gerektiğini, hükümsüzlük davasında davalının ancak marka sahibi veya onun hukuki halefleri olabileceğini, markanın birden fazla kişinin adına kayıtlı olması durumunda davanın bunların hepsine birden yöneltilmesi gerektiğini, “Zarar gören kişiler” ifadesinin belirsiz olmakla birlikte zarara uğrayan veya uğrama tehlikesi altında bulunan ya da söz konusu işareti kullanabilme olanağı haksız biçimde kısıtlanan yahut kısıtlanma tehlikesi altında olan herhangi bir gerçek veya tüzel kişisi olduğunu, lisans alana ve rehin alacaklısına karşı hükümsüzlük iddiasında bulunulamayacağını, TPE’nin markanın hükümsüzlüğü davasında davalı olarak gösterilemeyeceğini, ancak mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde TPE tarafından marka sicilden terkin edilebileceğini, marka hükümsüzlük davasının dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılabileceğini, Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilemeyeceğini, bu sebeple öncelikle Türk Patent ve Marka Kurumu aleyhine açılan davanın husumetten reddedilmesi gerektiğini, davalı müvekkil …İSTANBUL adresinde ikamet ettiğini, davanın yetkisizlik sebebiyle yetkili ve görevli Bakırköy Mahkemelerine gönderilmesini gerektiğini, müvekkili markasının 315. Resmi Markalar Bülteni’nde yayına çıkmasını takiben marka aleyhine ilk itirazını gerçekleştirdiğini, itiraz gerekçesinin yerinde görülmeyerek reddedildiğini, muhatabın ilk itirazında gerekçe gösterdiği tescilli markalarının kapsamlarında olmamasına rağmen müvekkili markasının tümden reddi için ikinci itiraz işlemini gerçekleştirildiğini, bu itirazında Türk Patent ve Marka Kurumu YİDK tarafından reddedildiğini, müvekkilin markası ile markanın hükümsüzlüğü ve terkini davası açan şirketin markalarının birbirinden tamamen farklılık gösterip en ufak bir benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin tescilini gerçekleştirdiği marka olan “…”; davacı şirketin markasından hem kelime anlamında hem de logo düzeyinde farklılık göstermediğini, müvekkilin markasının … markası olduğunu, markasının üst kısmında özellikle CC ibaresine yer verdiğini, müvekkilin isminin baş harfi olan C harfinin özellikle tercih edildiğini, bu CC harflarinin altında olacak şekilde “cooks caffee” kelimesine yer verilerek davacı markasından farklı bir şekilde tüketiciye sunularak müvekkil markasının ayırt ediciliğinin sağlandığını, davacı markasında kullanılan, “COOKS” ibaresinin günlük dilde yaygın kullanımı olan, davacı tarafından yaratılmamış bir ibare olduğunu, Türkçe karşılığı “PİŞİRMEK” kelimesinden oluşan bir ibare olduğunu, YİDK kararı hukuka uygun olduğunu ve davacının davasının reddin gerektiğini, davacı markanın tanınmış marka iddiasını kabul etmediklerini, söz konusu markanın ülke çapında herkes tarafından tanınmadığı gibi, gıda ve yemek sektörü müşterilerinin ve hatta sektördeki bütün şirketler tarafından bile tanınmadığını, bu sebeple davacı markanın SMK md. 6/5 kapsamındaki itirazlarını da kabul etmediklerini, davacı firmanın davasının hukuki dayanaktan yoksun olup, müvekkil firmanın ticari faaliyetini sekteye uğratmayı amaçlayan kötüniyetli bir dava olduğunu haksız ve mesnetsiz olan davanın öncelikle yetkisizlik sebebiyle reddine, dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy mahkemelerine gönderilmesine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Mahkememizin 2019/472 Esas sayılı dava dosyasının 23/09/2020 tarihli duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlık; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şahsa ait … sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…” ibareli markalar arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacıya ait markaların tanınmış olup olmadığı, davalı şahsın marka başvurusunda kötüniyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği, davalı şahıs vekilinin yasal süre içerisinde ileri sürdüğü yetki ilk itirazının yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edildi.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizin 2019/472 Esas sayılı dava dosyasında davacı hem … sayılı YİDK kararının iptalini hem de davalı şahsa ait … sayılı markanın hükümsüzlüğünü talep etmiştir.
Davalı şahıs cevap dilekçesi ile birlikte yetki ilk itirazında bulunarak dosyanın yetkili Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etmiştir.
Davalı şahıs tarafından ileri sürülen yetki ilk itirazı ön inceleme duruşmasında ön sorun olarak incelenmiş, davalının nüfusa kayıtlı yerleşim yeri adresi incelenmiş, kayıtlı adresinin İstanbul ili, Başakşehir ilçesi olduğu, bu ilçenin yargı yeri bakımından Bakırköy Adliyesi’ne bağlı olduğu, bu nedenle davayı görmeye Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin yetkili olduğu anlaşıldığından, davacının davalı şahsa yönelttiği … sayılı markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkin dava mahkememizin 2019/472 Esas sayılı dava dosyasından tefrik edilerek iş bu esasa kaydedilmiştir. Başvuru harcı ve peşin maktu harç tamamlattırılmıştır. İleri sürülen yetki ilk itirazının yerinde olduğu tespit edilerek; davalı şahsın yetki itirazının kabulü ile SMK 156/5 maddesi uyarınca mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE karar verilmiştir.
Davacı vekili mahkememiz tarafından verilen kararı istinaf etmiş ve mahkememizin 2019/472 esasında açılan davanın terditli açıldığını, asıl talebin YİDK kararının iptali istemine ilişkin olduğunu, mahkemenin asil talebi karara bağlanmadıkça feri talebi inceleyemeyeceğini, mahkemece dava konusu marka başvurusunun tescil edilip edilmediğinin TPMK’dan sormadığını, ortada tescil edilmiş bir marka olmadığından hükümsüzlük talebi yönünden davanın tefrikine karar verilmesinin hatalı bulunduğu, YİDK kararlarına karşı açılacak iptal davalarında TPMK ve dava konusu markayı tescil ettiren kişinin zorunlu dava arkadaşı olduğunu, mahkemece hükümsüzlük talebi yönünden davanın tefrik edilerek yetkisizlik kararı verilmesinin usule aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesinin kaldırılmasını talep etmiştir.
BAM. 20. Hukuk Dairesi 2021/178 Esas 2021/177 Karar sayılı ilamında; 6769 Sayılı SMK’nın 156. maddesinin 2. fıkrası gereğince Türk Patent ve Marka Kurumu’nun bu Kanun hükümlerine göre aldığı bütün kararlara karşı açılacak davalarda görevli ve yetkili mahkeme Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacı tarafından Mahkemenin 2019/472 esasında açılan davanın davalının, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde yaptığı marka başvurusuna yaptıkları itirazın nihai olarak YİDK tarafından reddedilmesi üzerine YİDK kararının iptali ile davalının marka başvurusunun yargılama sırasında tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemine ilişkin olup dava tarihi olan 30/12/2019 tarihinde dava konusu marka başvurusunun tescilli olmadığını, YİDK kararının iptali istemi ile açılan davanın yargılamanın devamı süresince Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescil işlemi durdurulmadığından, davacının YİDK kararının iptali ile birlikte hükümsüzlük davası açmasına bir engel bulunmadığın, davacı tarafın dava konusu markanın hükümsüzlüğü talebinin ilk talebin kabulü halinde ve yargılama sırasında davalı şirket markasının tescil edilmesi halinde kabul edilecek bir talep olacağını, YİDK kararının iptali istemiyle açılan davaya bağlı bulunduğundan ve davacı ile Türk Patent ve Marka Kurumu arasında görülecek böyle bir davada verilecek karar, davalı şirket markasını da etkileyeceğinden Türk Patent Marka Kurumu ve dava konusu marka başvuru sahibine açılan davanın birlikte görülmesinin zorunlu olduğunu, bu itibarla, YİDK kararının iptali ile birlikte açılan hükümsüzlük davasında davaya bakmakla yetkili ve görevli mahkemenin mahkememiz olduğunu belirtmiştir.
Dosya incelenmiş ve davaya bakmakla yetkili ve görevli mahkemenin mahkememiz olduğu anlaşılmış ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkememizin 2019/472 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
1-Mahkememizin iş bu dosyasının Mahkememizin 2019/472 Esas sayılı dosyasıyla BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Mahkememizin 2021/82 Esas sayılı dosyasının bu şekilde kapatılmasına, bundan sonraki tüm işlemlerin birleştirilen dosya üzerinden yürütülmesine,
3-Yargılama giderlerinin asıl dosya içinde ele alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK m.168 hükmü gereği esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.22/03/2021

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır