Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/77 E. 2021/146 K. 29.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/77 Esas
KARAR NO : 2021/146

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 31/08/2020
KARAR TARİHİ : 29/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/03/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili mahkememizin 2020/226 Esas sayısına kaydedilen 31/08/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin ilaç sektöründe faaliyet gösteren uluslararası alanda oldukça iyi bilinen saygın bir firma olduğunu, müvekkili şirketin ilk olarak bitkisel çayla başladığını, bunun akabinde bitkisel kökenli ilaçlar ile ilgili çalışmalarını sürdürdüğünü, 1970 ve 1980 yılları arasında firmanın giderek büyüdüğünü, … ibareli markalarını çok uzun süredir tescilli ve kullanmakta olduklarını, … markalı ürünü baş ağrısını rahatlatmakta ve nefes almaya kolaylaştırmakta, mukus oluşumunu azaltmakta, paranazal sinüziti zayıflatmakta olduğunu, gelişen süreç içerisinde içeriğinin geliştirildiğini, … … gibi türleri de piyasaya sürüldüğünü, … numaralı … markası 05. Sınıftaki ilaç emtiasında uzun yıllardır koruma altında olduğunu, bunun yanı sıra … numarası ile 05. Sınıftaki ilaç emtiasında marka tescilinin mevcut olduğunu, davalının müvekkili markasını kötüniyetli olarak aynı mal ve hizmetler için birden fazla şekilde tescil etmeye çalışmakta ve müvekkilinin pazardaki itibarını zedelemekte olduğunu, … sayılı … ibareli marka başvurusu ve işbu davanın konusu olmayan … sayılı … … markası açıkça müvekkili tescilli ve dünya çapında bilinen markası ile aynı ve ayırt edilemeyecek derecede benzer olmalarının yanı sıra müvekkilinin tescilleri kapsamında kalan mal ve hizmetleri de kapsadığını, dava sürecinde davaya konu markaların devrini engelleyecek şekilde 3. Kişilere devredilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, … başvuru numaralı “as sinopret” ibareli markasına yapılan kısmi itirazın reddine dair “…” numaralı kararının kaldırılarak ilgili markanın kısmen kabul edilen emtialarının reddini, dava konusu markanın hükümsüz kılınarak sicilden terkinini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
C E V A P :
Davalı … vekili mahkememizin 2020/226 Esas sayısına kaydedilen 16/09/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın ikame edildiğini, 5000 sayılı Patent ve Marka vekilliği ile Bazı düzenlemeler Hakkında Kanunun 15/C m. yer alan hüküm gereği Türkpatent’in nihai kararı niteliğindeki YİDK kararına karşı ikame edilecek iptal davalarında iki aylık hak düşürücü süre öngörüldüğünü, … sayılı YİDK kararının 14/03/2019 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiğini, anılan kararın iptali istemli davanın 31/08/2020 tarihinde ikame edildiğini, 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında son günün 17/08/2020 tarihi olduğunu, davaya konu YİDK kararının 556 s. KHK hükümlerine uygun tesis edildiğini, öncelikle hak düşürücü süre yönünden davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili mahkememizin 2020/226 Esas sayısına kaydedilen 09/12/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin Antalya/Türkiye’de faaliyet göstermekte olduğunu, belli bir müşteri kitlesine sahip olduğunu, itiraz sahibi Neumarkt Almanya’da faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin itiraz eden şirket ürünlerinden farklı olarak tıbbi ve veterinerlik amaçlı ilaç ve ilaç ihtiva eden ürünler olmadığını, iştigal konularının farklı olduğunu, davacı markanın sahibi markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlandığının fiili ve mevcut zararı göstermek zorunda olup bu konuda soyut beyanlardan öteye gidemediğini, davacı tarafın ilgili iddiaları tamamen kötüniyetli olup müvekkili firmayı sektörden ekarte ederek haksız kazanç sağlamaya yönelik olduğunu, marka işaretleri görsel algısal ve işitsel olarak birbirinden farklı olduğunu, müvekkili markası “…” olup itiraz edenin markası “…” olduğunu, insanların markaları parçalayarak değil bir bütün olarak değerlendirip algıladıklarını, iltibasın söz konusu olmayacağını, müvekkili markasının başına gelen AS eki ortasına gelen O harfi markaları birbirinden ayırt edilebilir kıldığını, okunuş ve yazış itibariyle de farklı olduğunu, bu nedenlerler müvekkili markasının tescilini engellemeye ilişkin olarak açılan haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2020/226 Esas sayılı dava dosyasında taraflar arasındaki uyuşmazlık; Davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı, davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait … nolu marka başvurusu ile davacıya ait itiraza mesnet markalar arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacının gerçek hak sahipliğinin bulunup bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalı şirketin kötüniyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği, hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanunun 15/C maddesine göre; Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesinin kararları Kurumun nihai kararlarıdır. Bu kararlara karşı, kararın bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde dava açılabilir.
Kanunda belirtilen bu süre hak düşürücü süre olup, taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece re’sen gözetilmesi gereken, hukuki niteliği itibari ile def’i olmayıp itiraz mahiyetindedir.
Somut olayda; iptali istenen … sayılı YİDK kararının davacı … vekiline 14/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 31/08/2020 tarihinde harçlandırılarak davanın açıldığı tespit edilmiştir. Buna göre; iki aylık hak düşürücü sürenin son gününün, 7226 sayılı Kanun Geçici 1.madde ve bu maddeye dayalı olarak yürürlüğe giren 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın 1.maddesine göre 17/08/2020 gününe tekabül ettiği, bu tarihin 6100 sayılı HMK m.102 hükmüne göre adli tatil gününe denk geldiği anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 104. maddesi “Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.” hükmünü içermektedir. HMK’nın 104. maddesine göre bitmesi adli tatile rastlayan sürelerin bir hafta daha uzatılmış sayılması, sadece, adli tatilde bakılamayacak olan iş ve davalara ilişkin olup, HMK’nın tayin ettiği süreler içindir. Başka kanunların, özellikle maddi hukuka ilişkin kanunların tayin ettikleri hak düşürücü süreler ile zamanaşımı sürelerinin bitmesi adli tatile rastlarsa, bunların adli tatilin bitmesinden itibaren bir hafta daha uzatılmış sayılmasına imkân yoktur.(Bkz. Prof.Dr. Baki Kuru, “Hukuk Muhakemeleri Usulü” 6. Baskı Cilt: 5, sh. 5508 vd.) Bu durumda davacının YİDK kararının kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren iki aylık hak düşürücü süre içerisinde söz konusu kararın iptali davasını açması gerekirdi. Hak düşürücü süre bakımından dava açma süresinin son gününün adli tatile denk gelmesi, davanın açılması bakımından davacı tarafa adli tatilin sona ermesinden itibaren bir haftalık ek süre verilmesini gerektirmez. Davacı vekilinin 2 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra 31/08/2020 tarihinde söz konusu davayı açtığı anlaşıldığından, YİDK kararının iptali istemi mahkememizin 2020/226 Esas sayılı dosyasından tefrik edilerek yukarıda yazılı esasa kaydedilmiştir. Markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından; davaya konu … sayılı markanın dava tarihinden önce 24/04/2020 tarihinde tescil edildiği anlaşıldığından mahkememizin 2020/226 Esas sayılı dosyası üzerinden markanın hükümsüzlüğü istemli davanın yürütülmesine devam edilmiştir. Tefrik edilen YİDK kararının iptali istemli iş bu dava bakımından başvurma harcı ve peşin maktu harç ikmal ettirilmiş, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunması nedeni ile işin esasına geçilmeksizin davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:
1-Hak düşürücü süre noksanlığı nedeniyle DAVANIN REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı peşin alındığından, bu hususta harç ikmaline yer olmadığına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 118,60 TL harç yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda, tarafların yokluğunda HMK m. 341 hükmü gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.29/03/2021

Katip …
E imza

Hakim …
E imza