Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/74 E. 2022/162 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/74 Esas – 2022/162
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/74 Esas
KARAR NO : 2022/162

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 17/03/2021
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
YAZIM TARİHİ : 21/06/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
D A V A :
Davacı vekili 17/03/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin kurulduğu 1961 yılından bugüne kadar özellikle bisküviler, krakerler, gofretler, pastalar, kekler ve sair ürünlerin imali, ithali, ihracı ve ticari alanında faaliyet gösterdiğini ve tanınmış marka olarak kabul edildiğini, müvekkili şirketin “…” markasının WIPO nezdinde 23.02.2000 tarih ve 738993 no ile tescil edildiğini, müvekkiline ait “…” markalarının yoğun kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazandığını ve tanınmış marka haline geldiğini, söz konusu tanınmışlığın TÜRKPATENT nezdinde kayıt altına alındığını ve 09.11.2006 başvuru tarihli ozel/01977 numaralı tanınmış marka kaydının bulunduğunu, davalı markasındaki 35.sınıfta yer alan mal ve hizmetlerin, müvekkili şirket markasının bulunduğu mal ve hizmetlerle yakından ilişkili olduğunu, bu durumun tüketiciler açısından iltibasa neden olacağını, dava konusu markada geçen hizmetlerden özellikle 35.sınıfın içinde 29., 30., 32.sınıflarda mallarda sektörel kısıtlamaya gidilen hizmetlerin, müvekkilinin iştigal alanı olan ve tescilli markasında yer alan ve aynı şekilde 29. 30 ve 32.sınıf gıda ürünleri ile aynı, benzer ve çok yakından ilişkili olduğunu, dünya genelindeki mahkemeler tarafından 30.sınıf ile 35.sınıf arasındaki benzerliğin değerlendirildiği uyuşmazlıklara dair verilen kararlara bakıldığında %70 gibi yüksek bir oranda 30.sınıftaki mallar ile 35.sınıftaki hizmetlerin benzer olduğuna karar verildiğini, davalıya ait markada geçen 43.sınıfta yer alan “Yiyecek ve içeceklerin sağlanması hizmetleri”nin, müvekkili şirket markasının bulunduğu mal ve hizmetlerle yakından ilişkili olduğunu, müvekkilinin “…” ibareli markaları ile dava konusu markanın esas unsuru olan “…” ibaresinin hiçbir anlam ihtiva etmeyen “…” eki dışında birebir aynı olduğunu, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerliğin bulunduğunu, davalıya ait markanın tesciline izin verilmesi halinde bu durumun müvekkiline ait “…” ibareli tanınmış markaların ayırt edici karakterine zarar vereceğini ve davalının müvekkili markalarından haksız yarar sağlamasına sebep olabileceğini, davalı marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu, davalı yanın marka olarak seçebileceği milyonlarca seçenek varken müvekkiline ait markaların ayırt edilemeyecek kadar benzerini adına tescil ettirmesinin tesadüf eseri olamayacağını, söz konusu başvurunun, müvekkili markalarının tanınmışlığından haksız kazanç sağlama amacı taşıdığını iddia ederek; davalı Türk Patent ve Marka Kurumu’nun 22.01.2021 tarih ve … sayılı YİDK kararının aşağıda belirtilen mal ve hizmetler bakımından kısmen iptalini, diğer davalı adına TÜRKPATENT nezdinde 10.02.2020 tarih ve … sayı ile tescil başvurusu yapılan “…” ibareli markanın 30.sınıfın tamamı, 35.sınıfın 5.sınıfın 2’inci alt sınıfı, 29., 30 ve 32.sınıflara ilişkin emtiaları yönünden ve 43.sınıfın “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” emtiaları yönünden iptalini, tescili halinde bu mal ve hizmetler bakımından hükümsüz sayılmasını ve markalar sicilinden terkinini, dava konusu 10.02.2020 tarih ve … sayılı markanın huzurdaki dava sonuçlanıncaya kadar üçüncü kişilere devrinin önlenmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
C E V A P :
Davalı TÜRKPATENT vekili 02/04/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin “…” ibareli başvurusu ile davacı şirkete ait itiraz konusu markanın, kavramsal, görsel bakımdan ve bıraktıkları toplu intiba yönünden birbirlerinden farklı markalar olduğunu, başvuru konusu markanın “…” ibaresinden ve şekil unsurundan oluştuğunu, davacı markalarının ise “…” esas unsurlu markalar olduğunu, söz konusu markaların aynı firmanın markası gibi algılanabilecek nitelikte olmadığını ve karıştırılma olasılıklarının bulunmadığını, markalar arasındaki farklılıkların benzerliklere göre daha belirleyici rol oynadığını ve söz konusu farklılıkların markalar arasındaki karıştırılma ihtimalini bertaraf edecek nitelikte olduğunu, davacı yanın, davalı başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olduğunu ispat edemediğini, YİDK tarafından alınan kararın usule ve hukuka uygun olduğunu ileri sürerek; davanın reddedilmesini talep etmiştir.
Davalı … Et ve Unlu Gıda Anonim Şirketi, dava dilekçesinin kendisine tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz etmediğinden HMK m.128 hükmü gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının 30, 35/5(5/2, 29, 30, 32.sınıf emtiaların mağazacılığı), 43/1. sınıf ve alt sınıflarda yer alan mal ve hizmetler bakımından hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait … nolu “Şekil+…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…” ibareli markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalının marka başvurusunda kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı markasının 30, 35/5(5/2, 29, 30, 32.sınıf emtiaların mağazacılığı), 43/1. sınıf ve alt sınıflarda yer alan mal ve hizmetler bakımından hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin 10.02.2020 tarihinde “Şekil+…” ibareli 30, 35 ve 43.sınıfta yer alan bir kısım mal ve hizmetlerin tescili amacıyla marka tescil başvurusunda bulunduğu, … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 13.04.2020 tarih ve 346 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 04.06.2020 tarihinde 2016 38509, 2016 38515, 2018 104315, 2018 21386, 2018 59305, 2018 72700, 2019/54025, T/01977 sayılı markaları mesnet göstererek SMK m.6/1, m.6/4 ve m.6/5 hükümleri bağlamında itirazda bulunduğu, yayıma yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı’nca reddedildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 14.12.2020 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, yeniden yapılan itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 25.01.2021 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu tescil edilmemiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki çıkarımları hariç maddi tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
İlk olarak belirtilmelidir ki; dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden dava konusu markanın kısmen hükümsüz kılınması istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. YİDK kararının kısmen iptali istemi bakımından aşağıdaki şekilde değerlendirme yapılmıştır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu yapılan mal ve hizmetler; “30.sınıf: 30/01 Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. 30/02 Makarnalar, mantılar, erişteler. 30/03 Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. 30/04 Bal, arı sütü, propolis. 30/05 Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. 30/06 Mayalar, kabartma tozları. 30/07 Her türlü un, irmikler, nişastalar. 30/08 Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. 30/09 Çaylar, buzlu çaylar. 30/10 Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. 30/11 Sakızlar. 30/12Dondurmalar, yenilebilir buzlar. 30/13 Tuz. 30/14 Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. 30/15 Pekmez 35. Sınıf: 35/05 Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için (05. sınıf) Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler;insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler(29. sınıf) Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. (30. sınıf) Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez (32. sınıf) Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. malların bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) 43.sınıf: 43/01 Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” şeklindedir.
Dava konusu mal ve hizmetlerle davacıya ait itiraza mesnet gösterilen markaların kapsamlarında bulunan ve bilirkişi raporunda koyu ve altı çizgili olarak gösterilen emtiaların; aynı, aynı tür veya benzer olduğu tespit edilmiştir. Zira karşılaştırılan bu mal ve hizmetler; benzer tüketici kesimine hitap ederler, benzer ihtiyaçları giderirler, aralarında rekabet veya birbiri yerine ikame imkânı bulunur, bir kısmı birbirini tamamlayıcılık ilişkisi içindedir.
Dava konusu … sayılı marka başvurusu incelendiğinde; pembe renkte yazılmış … ibaresi ile bu ibarenin üstünde yer alan karakterize bulut figüründen oluşmaktadır. Markadaki “…” ibaresi İspanyolca’da “kabarık” anlamına gelmekle birlikte, ülkemizdeki ortalama tüketici tarafından kelimenin bu anlamı kuvvetle muhtemel bilinmeyeceğinden, … ibaresi fantezi bir sözcük gibi algılanmaktadır.
Davacıya ait itiraza mesnet markalar incelendiğinde; … ve PUFİ kelimeleri etrafında türetilmiş seri markalardır. … kelimesinin, Türk Dil Kurumu Sözlüklerinde tek başına sözlük anlamı bağlamında, doğrudan gıda emtiası ile bir ilişkisi olmamakla birlikte; ‘… böreği’ şeklinde yazıldığında bir çeşit gıda ürünüdür ve sozluk.gov.tr de yer aldığı şekliyle “Mayalı hamurdan elde edilen yufkanın arasına peynir veya kıyma konularak yapılan ve tavada kızartılan bir tür börek” anlamındadır. Belki de bu böreğin şişkin, kabarık olmasına bağlı olarak … ibaresi, günlük dilde “şişkin, kabarık” formdaki unlu mamulleri tarif etmek için de kullanılır hale gelmiştir. Ancak ibarenin telmih edici bu etkisi, ayırt edici olmadığı anlamına gelmez. Zira … ibareli davacı markaları tescili oldukları sürece asgari korumayı haizdir.
Taraf markaları bütün olarak karşılaştırıldığında; Taraf markaları arasında görsel, işitsel ve anlamsal açıdan ortalama tüketici kesimi nezdinde ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi kapsamında benzerlik bulunduğu, davalının “…” markasını gören bir tüketicinin, bu markayı, davacının “…” ve “PUFİ” esas unsurlu/ibareli markalarının serisi, alt markası yahut yeni bir versiyonu sanabileceği, davaya konu mal ve hizmetlerin niteliği gereği makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı, markaları bir arada görüp karşılaştırma imkanından yoksun, markaların detaylarını analiz etmeyen, markaların başlangıç kısımlarını diğer kısımlarına nazaran daha çok hatırında tutan ortalama tüketici kesiminin daha önce davacıya ait “…” esas unsurlu markalara, bu markalı emtialara aşina olduğu da dikkate alındığında, bu tüketici kesiminin daha sonra davaya konu “…” markasını davaya konu mal ve hizmetler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, davaya konu bu mal ve hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı davacıya ait markalar ile ilişkilendirebileceği, zira karşılaştırılan markaların başlangıç kısımlarının aynı şekilde “…” ibaresi ile başladığı, bu durumun söz konusu markaları ortalama tüketici kesimi nezdinde benzer kıldığı, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, bu nedenle dava konusu mal ve hizmetler bakımından karşılaştırılan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/4 hükmüne göre; Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/4 hükmü bağlamında tanınmış marka koruması için; toplumun her kesimince bilinme gerekli olmayıp, toplumun ilgili kesimindeki bilinilirlik düzeyi dikkate alınacaktır. Toplumun ilgili kesimi; markanın tanındığı iddia edilen ve kaynak ülkede markanın tescilli olduğu ve kullanıldığı sektörü ifade eder. (Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, 4.Baskı, İstanbul 2018, s.344-345) Bir markanın Paris Sözleşmesi anlamında tanınmış marka olarak kabul edilebilmesi için, bu markanın Türkiye’de tanınmış olmasının ya da kullanılmasının gerekip gerekmediği hususu bakımından; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 13.02.2019 tarih 2017/3943 Esas 2019/1154 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, Türkiye’de tescilli olmayan markalara tanınmış marka koruması sağlanabilmesi için, söz konusu markanın, itiraza konu marka başvuru tarihinden önce Türkiye’de ilgili sektörde tanınmış marka olduğunun dosyaya sunulan objektif delillerle ispat edilmesi gerekir. (Aynı yönde Y11HD; 18.09.2019 tarih, 2018/790 E 2019/5512 K; Y11HD; 20.11.2018 tarih, 2017/1345 E 2018/7216 K)
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; Davacının TÜRKPATENT nezdinde sunduğu itiraz ve ekleri incelenmekle; davacının … … markasının tanınmışlığını yönelik herhangi bir delil sunmadığı, sadece 09.11.2006 tarihli, T/01977 sayılı Tanınmış Marka tesciline dayandığı görülmektedir. Ancak Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin güncel kararları uyarınca, bir markanın tanınmış marka olarak tescil edilmiş olması, 6769 sayılı Kanunun sağladığı korumadan yararlanması için yeterli değildir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 05.02.2020 tarihli, 2019/2980 E. ve 2020/991 K. sayılı kararında; “Her ne kadar davalı Kurum tarafından Tanınmış Marka Sicili oluşturularak kendisine başvuru halinde başvuru konusu markanın tanınmışlık niteliğine haiz olup olmadığı konusunda inceleme yaparak bu nitelikte gördükleri markalar için sicil oluşturulmuş ise de; davalı Kurumun kanunen böyle bir sicil oluşturma yetkisi olmadığı gibi, tanınmışlık özelliği sabit bir olgu olmadığından, Dairemizin yerleşik kabullerine göre de, herhangi bir davada dayanılan markanın tanınmış olduğunun ileri sürülmesi halinde, her bir somut olayda o markanın tanınmış olup olmadığı ve tanınmışlığını sürdürüp sürdürmediğinin münferiden ispatlanması gerektiği kabul edilmektedir. Herhangi bir delil sunmadığı, dolayısıyla da davacının tanınmış marka iddiasının ispatlanamadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.” denilerek tanınmışlığın sabit ve değişmez bir durum olmaması sebebiyle her somut olayda ayrı ayrı ispatlanması gerektiği vurgulanmıştır.
Bu güncel içtihat uyarınca da, TÜRPKATENT nezdinde sunulan delillerle sınırlı yapılan incelemede; 2006 tarihli tanınmışlık kararının tek başına tanınmışlık iddiasını ispata yeterli ve elverişli olmadığı gerekçesiyle, davacının tanınmış marka iddiasının YİDK karar iptali istemi bakımından ispatlanamadığı, bu nedenle tanınmışlık iddiasından kaynaklı nispi tescil engelinin somut olayda mevcut olmadığı kanaatine varılmıştır.
Marka işlem dosyasında kötü niyet iddiasının itiraza mesnet gösterilmediği, dava aşamasında bu hususun markanın hükümsüzlüğü sebebine mesnet gösterildiği, dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığı kararı verildiği, dolayısıyla markanın hükümsüzlüğü istemi konusuz kaldığından davacı tarafın hükümsüzlük iddiasına mesnet kötü niyet iddiasının irdelenmesinin yargılamanın sonucunu etkilemediğinden bu hususta ayrıca değerlendirmede bulunulmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; SMK m.6/1 hükmü koşullarının somut olayda gerçekleştiği anlaşıldığından, davanın kabulü ile; … sayılı YİDK kararının “30.SINIF: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. 35.SINIF: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler;insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) 43. SINIF: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” mal ve hizmetleri bakımından iptaline, dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M :
1-Davanın KABULÜ ile; Dava konusu … sayılı YİDK kararının “30.SINIF: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. 35.SINIF: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler;insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) 43. SINIF: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” mal ve hizmetleri bakımından İPTALİNE,
2-Dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile alınması gereken 21,40 TL harcın müteselsilen davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 31,50 TL vekalet harcı, 1.750,00 TL bilirkişi ücreti, 227,10 TL posta-tebligat masrafına esas olmak üzere toplam 2.127,20 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı şirketin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/06/2022