Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/61 E. 2021/371 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/88 Esas – 2021/379
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/88 Esas
KARAR NO : 2021/379
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 26/03/2021
KARAR TARİHİ : 22/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/11/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 26/03/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, 1948 yılının Ocak ayında Adana’da, bölgedeki pamuk üreticilerine finansman sağlamak
amacıyla kurulmuş olduğunu, müvekkili …, temel bankacılık hizmetlerinin yanı sıra,
bireysel, ticari, kurumsal, özel bankacılık ve uluslararası ticaretin finansmanı hizmetlerini sunduğunu, davacı … T.A.Ş. Türkiye’nin her bir yöresinde 7’den
70’e her bir tüketici grubuna Türkiye geneline yayılmış 680’i aşkın şubesi vasıtasıyla erişmekte olduğunu, müvekkili şirketin ticari başarısı ve tüketicide yarattığı güven neticesinde hem müvekkilin kendisi
hem de kendisi ile özdeşleşmiş tescilli markalarının “tanınmış” hale gelmiş olduğunu, müvekkilinin kalite ve itibar sembolü haline gelmiş olduğunu, … çatısı altında sunulan hizmetlerin
tüketicilerin zihninde yer etmiş olduğunu ve ilk görüldüğünde müvekkili ile hatta doğrudan sunulan hizmet
ile özdeşleşir hale geldiğini, davalı markasında yer alan “kuruyemiş” ibaresinin de markalar arasındaki karıştırılma ihtimali
incelemesinde dikkate alınmaması gerektiğini, kuruyemiş ibaresi tescil edilmek istenen
sınıflar için tanımlayıcı bir ibare olduğundan markalar arasında karşılaştırma yapılırken dikkate
alınmayacağını, müvekkili şirkete ait ak esas unsurlu markaların ve ak logolu markaların 6769
sayılı SMK’nın 6/5’nci maddesi anlamında tanınmış marka olduğunu, müvekkili şirketin Türkiye’nin en eski, en büyük ve en iyi
bilinen bankalarından olduğunu, kullanmakta olduğu markaların pek çok kesimden pek çok tüketiciye
ulaşmakta olduğunu, yine, müvekkili tarafından markalarına yapılan yatırımların, tüm ulusal kanallarda
yoğun şekilde yayınlanan reklam filmleri vb pazarlama teknikleri de müvekkili markalarını
tanınmış hale getirmiş olduğunu, davalı yana ait marka başvurusunun Türk Ticaret Kanunu
anlamında haksız rekabet oluşturmakta olduğunu beyan ederek; Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme
Kurulu’nun 29.01.2021 tarih ve … sayılı itirazın reddi kararının iptali ve
… sayılı marka başvurusunun tescile uygun olmadığının tespiti
ile işlemden kaldırılması veya tescil işlemleri tamamlanmış ise hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine
karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 31/03/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu edilen marka başvurusu ile davacıya ait markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, dava konusu marka başvurusu ile davaya mesnet gösterilen markalar arasında karıştırılma ihtimali dahi bulunmadığı gibi SMK 6/5 kapsamında bir tescil engelinin varlığından bahsedilmesinin de mümkün olmadığını, davacı markaları ile benzerlik taşımayan bir marka başvurusunun kötü niyetli olduğundan söz etmenin mümkün olmadığını beyan ederek; davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …, dava dilekçesinin kendisine tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz etmediğinden, HMK m.128 hükmü gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
G E R E K Ç E :
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan davalı şahsa ait markanın tescili halinde hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Mahkememizce ön inceleme duruşma günü verilmesini müteakip;
Davacı vekili 21/10/2021 tarihli dilekçesi ile; taraflarca karşılıklı olarak ekteki sulh sözleşmesi imzalanmış olduğunu, huzurdaki davanın işbu sulh protokolü uyarınca karara bağlanmasını talep ettiğini beyan etmiştir.
Davalı … 21/10/2021 havale tarihli dilekçesi ile; davacı tarafın sunduğu sulh sözleşmesindeki imzanın tarafına ait olduğunu ikrar ettiğini ve davanın işbu sulh protokolü uyarınca karara bağlanmasını talep etmiştir.
Davacı vekili mahkememizin 22/10/2021 tarihli duruşmasında; YİDK kararının iptali davası bakımından davadan feragat ettiklerini, markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından davalı … ile yaptıkları sulh sözleşmesinin 14. maddesi uyarınca markanın hükümsüzlüğü istemlerinin geri alındığını, bu istem bakımından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde; sulh ve feragat hususunda açık yetkisinin bulunduğu tespit edilmiştir.
YİDK kararının iptali istemi bakımından feragat nedeniyle davanın reddine, markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından davacı ile davalı … arasında akdedilen sulh sözleşmesinin 14. maddesi uyarınca uygulanması gereken 22/07/2020 tarih 7251 sayılı Kanunun 10. maddesi ile ek cümle eklenen HMK m.123 hükmü uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-YİDK kararının iptali istemi bakımından feragat nedeniyle DAVANIN REDDİNE,
2-Markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından davacı ile davalı … arasında akdedilen sulh sözleşmesinin 14. maddesi uyarınca uygulanması gereken 22/07/2020 tarih 7251 sayılı Kanunun 10. maddesi ile ek cümle eklenen HMK m.123 hükmü uyarınca davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından bu hususta ayrıca harç tahsiline yer olmadığına,
4-Davalı TÜRKPATENT kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 ve m.7 hükümleri uyarınca hesaplanan 2.950,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı TÜRKPATENT’e verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 126,00 TL posta, tebligat masrafı olmak üzere toplam 253,10 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, Davalı …’ün yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
22/10/2021