Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/51 E. 2022/110 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/51 Esas – 2022/110
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/51 Esas
KARAR NO : 2022/110

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 24/02/2021
KARAR TARİHİ : 06/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/04/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 24/02/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait 2019/67722 sayılı “… tekstil + şekil” ibareli marka başvurusunun davalı şirket itirazı üzerine reddedildiğini, redde mesnet markalar ile müvekkili şirket marka başvurusunun yazım şekli ve anlam itibariyle birbirinden farklı olduğunu, “…” ibaresinin herkes tarafından bilinen ve farklı sektörlerde de kullanılan bir kelime olduğunu, ibarenin İtalyanca “çocuk” anlamına geldiğini, ayrıca yavru geyikleri nitelendirmede sıklıkla kullanılan bir isim olduğunu, ibarenin birçok firma tarafından ekler getirilerek yaygın olarak kullanıldığını ve ayırt edicilik gücünün zayıf olduğunu, YİDK tarafından itiraza mesnet gösterilen markalar arasından 2015 06791 sayılı “… Group” ibareli markanın ret gerekçeleri arasından çıkartıldığını, bu hususta YİDK kararının çelişkili olduğunu, müvekkili şirket markasının özgün olarak ortaya çıkarıldığını, “…” kelimesinin marka başvurusundaki şekli (yavru geyik) ifade ettiğini, ilaveten müvekkili şirketin kurucularının isimlerinin kısaltması olan “NA” harfleri ile “tekstil” ibaresi eklenerek markanın oluşturulduğunu, müvekkili şirketin “… tekstil + şekil” markasıyla 2011 yılından beri faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirket markasının ayırt ediciliğinin yüksek olduğunu, müvekkili şirketin faaliyet alanının tekstil ağırlıklı olduğunu, davalı şirketin faaliyet alanının “ayakkabı, çanta, terlik” olduğunu, davalı şirketin bireysel müşterilere, müvekkili şirketin ise daha çok kurumsal müşterilere hitap ettiğini, tarafların hitap ettiği kitlelerin ciddi farklılık gösterdiğini, markalar arasında ilişkilendirme/karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, redde mesnet markalar ile müvekkili şirket marka başvurusunun asli unsurları arasında bir benzerlik bulunmadığını, müvekkili şirket markasının renk, şekil ve sözcük unsurlarından oluşan karma bir marka olduğunu, “…” markasının ise yalnızca sözcükten ve kendine özgü yazı stilinden oluştuğunu, itiraza gerekçe markaların davalı şirket tarafından türetilmediğini, davalının üstün hak sahipliği olamayacağını, içerisinde “…” ibareli geçen yüzlerce markanın yaygın kullanılıp tescilli olduğunu beyanla; Türk Patent ve Marka Kurumu YİDK’nın … sayılı kararının kısmen iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
C E V A P :
Davalı TÜRKPATENT vekili 09/03/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Başvuru sahibinin yayına itiraza cevaben sunduğu karşı görüş dilekçesinde itiraza gerekçe markalardan 2015 06791, 2013 108894, 2013 108378, 2013 08573, 2000 17243 sayılı markaların, “medikal üniforma, okul giyim eşyaları, iş elbiseleri, iş güvenliği ve iş ekipmanları” bakımından kullanıldıklarının ispatlanmasını talep ettiğini, 2013 08573, 2000 17243 sayılı markaların itiraz konusu başvurunun yapıldığı tarih itibariyle beş yıldan uzun süredir tescilli durumda olduğunu, 2015 06791, 2013 108894, 2013 108378 sayılı markaların başvuru tarihi itibariyle beş yıldan uzun süredir tescilli olmamaları nedeniyle henüz kullanım ispatı yükümlülüğü altında bulunmadıklarını, itiraz sahibi tarafından 2013 08573, 2000 17243 sayılı markaların kullanımının ispatına ilişkin herhangi bir delil sunulmadığını, bu markalar yönünden incelemenin kullanım ispatı talep edilen “medikal üniforma, okul giyim eşyaları, iş elbiseleri, iş güvenliği ve iş ekipmanları” malları dışında kalan mallar ve hizmetler dikkate alınarak yapıldığını, başvuru markası ile 2013 108894, 2013 108378, 2013 08573, 2000 17243 sayılı markaların ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma ihtimaline neden olabilecek şekilde benzer olduklarını, 2013 08573, 2000 17243 sayılı markaların eşya listesi kapsamında yer alıp kullanım ispatı talep edilen mallar dışında kalan mallar/hizmetler ve 2013 108894, 2013 108378 sayılı markaların eşya listesi kapsamında yer alan mallar/hizmetler ile başvurunun eşya listesi kapsamında yer alan mallar/hizmetlerin aynı/aynı tür/benzer olduğunu, başvuru ile 2015 06791 sayılı marka arasında ilişkilendirilme/karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmayacağı düşünüldüğünden söz konusu markanın red gerekçeleri arasından çıkartıldığını, ancak bu durumun kararda herhangi bir değişikliğe yol açmadığını, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Deri Mamulleri Limited Şirketi vekili 26/03/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin uzun yıllardır ayakkabı, deri, çanta, terlik sektöründe faaliyet gösteren, sektörün öncülerinden ve yüksek tanınırlık sahibi bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin TÜRKPATENT nezdinde 18, 25, 35. sınıflarda tescilli “…”, “…” ve “… group” markalarının bulunduğunu, müvekkili şirket markalarının tanınmış olduğunu, davacı şirketin marka başvurusunun marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, davacı tarafın müvekkili şirket markalarının bilinirliğinden ve tanınmışlığından faydalanarak aynı ve benzer sektörlerde faaliyet göstermek istediğini, davacı şirket markasında yer alan “tekstil” ibaresinin hiçbir ayırt ediciliğinin bulunmadığını, başvuru markasının esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, “…” ibaresi ile “…” ibaresi arasında çağrışım ve yakın telaffuz nedeniyle benzerlik bulunduğunun tartışmasız olduğunu, davacı şirketin müvekkili şirket markası ile çok benzer olan markayı seçmesinin kötü niyetini ortaya koyduğunu, davacı şirket markasına eklenen “-na” ekinin markaya hiçbir ayırt edicilik sağlamadığını, markaların baskın unsurlarının ortalama tüketici nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak karışıklığa yol açacak kadar benzer olduğunu, davacı şirket yetkilisi Nagihan AKDEMİR’in daha önceki “… TEKSTİL NAGİHAN AKDEMİR” ibareli marka için tescil başvurusunda bulunduğunu, sözü edilen marka ile ilgili “…” ibaresinin ayırt edici unsur olduğu ve “…” markası ile iltibas teşkil ettiğine dair Yargıtay ilamı bulunduğunu, davacı şirket yetkilisinin kötü niyetli olarak yetkilisi olduğu şirket aracılığıyla müvekkili şirket markaları ile iltibaslı marka tescil başvurusunda bulunduğunu, Yargıtay ilamında da bahsedildiği gibi markaların benzer olduğunu, markalar arasında mal ve hizmetler yönünden de benzerlik bulunduğunu, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının davacının itirazlarının reddi yönünden hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait 2019/67722 sayılı “Şekil+… tekstil” ibareli marka başvurusu ile redde mesnet alınan 2013/108894, 2013/108378, 2013/08573 ve 2000/17243 sayılı markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı tarafın ileri sürdüğü kullanmama def’inin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 17.07.2019 tarihinde “Şekil+… tekstil” ibareli 2019/67722 sayılı başvuru ile 25 ve 35.sınıfta yer alan bir kısım mal ve hizmetlerin tescili amacıyla başvuruda bulunduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca SMK m.5/1-ç hükmü uyarınca bir kısım hizmetlerin başvuruda çıkartıldığı, kalan mal ve hizmetler bakımından, başvurunun 12.11.2019 tarih ve 336 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde yayımlandığı, davalı şirketin 23.12.2019 tarihinde SMK m.6/1, m.6/4, m.6/5, m.6/6, m.6/9 hükümleri uyarınca T/02544, 2015/06791, 2013/108894, 2013/108378, 2013/08573, 2012/12593, 2000/17243 sayılı markaları mesnet göstererek yayına itiraz ettiği, davacının bu itiraza karşı 12.02.2020 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi sunduğu, dilekçesinde T/02544, 2015/06791, 2013/108894, 2013/108378, 2013/08573, 2012/12593, 2000/17243 sayılı markalara ilişkin olarak “Medikal Üniforma, Okul Giyim Eşyaları, İş Elbiseleri, İş Güvenliği ve İş Ekipmanları” emtiaları bakımından kullanmama def’i ileri sürdüğü, yayına yapılan itiraz sonucu Markalar Dairesi Başkanlığı’nca marka tescil başvurusunun SMK m.6/1 hükmü uyarınca reddedildiği, redde mesnet olarak; 2015/06791, 2013/108894, 2013/108378, 2013/08573 ve 2000/17243 sayılı markaların gösterildiği, bu karara karşı davacı tarafından 10.08.2020 tarihinde itirazda bulunulduğu, davalı şirketin bu itiraza karşı 18.09.2020 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi sunduğu, itirazları değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile; itirazın ve başvurunun reddine karar verdiği, ancak Markalar Dairesi Başkanlığı’nca redde mesnet gösterilen 2015/06791 sayılı markayı red gerekçesi olmaktan çıkardığı, bu kararın davacı marka vekiline 29.12.2020 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
İlk olarak belirtilmelidir ki; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin ve Hukuk Genel Kurulu’ nun yerleşmiş uygulamasına göre (HGK. 19.11.2003 T, E. 2003/11-578, K. 2003/703) YİDK kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (Y11HD, 21.01.2010 T, 2008/4266 E 2010/586 K) Eldeki talep de YİDK kararının iptali istemini barındırdığından YİDK karar tarihi olan 24.12.2020 tarihindeki marka işlem dosyasında mevcut maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve salt marka işlem dosyası ile sınırlı olarak YİDK kararının iptali istemi değerlendirilmiştir.
Öncelikle; davacı tarafın marka işlem dosyasında ileri sürdüğü kullanmama def’i, ön sorun olarak incelenmiştir. Her şeyden önce, davacının dava konusu marka başvurusunun işlem dosyasına davalının sunduğu itirazlara karşı ileri sürdüğü kullanmama def’inin dinlenebilmesi için, SMK m.19/2 hükmüne göre, davalının itirazlarına mesnet aldığı markalarının davacının dava konusu edilen markasının başvuru tarihinde en az 5 yıl süreyle tescilli olmaları gerekir. Buna göre yapılan incelemede; davacı şirket, karşı görüş dilekçesi sunarak, “medikal üniforma, okul giyim eşyaları, iş elbiseleri, iş güvenliği ve iş ekipmanları” emtiaları bakımından davalı markalarının kullanıldığına dair “kullanım ispatı” talebinde bulunmuştur. Davacıya ait markanın başvuru tarihi 17.07.2019 olup, davalıya ait (redde mesnet kabul edilen) 2000 17243 ve 2013 08573 sayılı markalar, davacıya ait markanın başvuru tarihinde, 5 yıldan daha uzun süredir tescilli olup, kullanım ispatına tabidir. Buna karşın, davacıya ait (redde mesnet kabul edilen) 2013 108378 ve 2013 108894 sayılı markalar, dava konusu markanın başvuru tarihinde 5 yıldır tescilli olmadığından, kullanım ispatına tabi değildir.
Davalı itiraz sahibi şirket, dosyaya kullanıma ilişkin herhangi bir bilgi/belge sunmamıştır. Dolayısıyla, davalı markalarında yer alan “medikal üniforma, okul giyim eşyaları, iş elbiseleri, iş güvenliği ve iş ekipmanları” emtiaları hariç tutularak, emtia benzerliği değerlendirmesi yapılmalıdır. Kullanım ispatı talep edilen ve fakat kullanımı ispatlanamayan emtialar, bilirkişi raporunda üstü çizili olarak gösterilmiştir.
Ayrıntılı olarak ifade edildiğinde ise;
• Davacının kullanımını talep ettiği “medikal üniforma”, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yayınlanan 2017 Sınıflandırma Listesinde, 10. Sınıfta yer alan “Ameliyathane giysileri” kapsamında yer almaktadır. Bu emtialar, davalıya ait 2000 17243 sayılı marka kapsamında bulunmakta olup, 2013 08573 sayılı marka kapsamında bulunmamaktadır.
• Davacının kullanımını talep ettiği “okul giyim eşyaları, iş elbiseleri”, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yayınlanan 2017 Sınıflandırma Listesinde, 25. Sınıfta yer alan “her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler” kapsamında yer almaktadır. Bahsi geçen emtialar, davalıya ait kullanım ispatına tabi 2013 08573 ve 2000 17243 sayılı markalarda yer almakta olup, bilirkişi raporunda yer verilen tabloda davalıya ait markaların sınıf listesi, ilgili emtialar hariç tutularak gösterilmiştir.
• Davacının kullanımını talep ettiği “iş güvenliği ve iş ekipmanları”, 9. Sınıfta yer almaktadır. Bu emtialar, davalıya ait 2013 08573 sayılı marka kapsamında bulunmamakla birlikte, davalıya ait 2000 17243 sayılı markada üstü çizili olarak belirtilmiştir.
“Kullanmama def’i”ne tabi olan ve fakat kullanımı ispatlanamayan emtialar “hariç” tutularak yapılan karşılaştırma neticesinde;
Dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan 25. sınıftaki emtialar tamamının, davalı şirkete ait 2013 108378, 2013 08573, 2000 17243 sayılı markalarda aynen yer aldığı,
Dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan 35/1-3 alt sınıfa dahil hizmetlerin, davalı şirkete ait 2013 108378 ve 2000 17243 sayılı markalarda aynen yer aldığı,
Dava konusu marka kapsamında yer alan 35/4 alt sınıfa dahil “Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi” hizmetinin, davalı şirkete ait 2013 108378, 2013 108894 ve 2000 17243 sayılı markalarda aynen yer aldığı,
Dava konusu marka kapsamında yer alan “35. Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış içdış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” hizmetinin, davalı şirkete ait 2013 108378 sayılı markada aynen yer aldığı, tespit edilmiştir.
Dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan “35. Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları. Halatlar, ipler, ip merdivenler, hamaklar, balık ağları. Çadırlar, tenteler, brandalar, yelkenler, araç örtüleri (araç şeklini almamış olanlar). Tekstilden mamul ambalaj torbaları. Kauçuk ve sentetik olmayan döşeme doldurma malzemeleri (yün, pamuk dahil). Tekstil amaçlı sentetik elyaflar, işlenmemiş büküm elyafları, cam elyaflar. Tekstil amaçlı büküm iplikleri; dikiş, nakış ve örgü iplikleri, tireler, esnek iplikler. Bebekler için kundak örtüleri. Kampçılar için uyku tulumları. Danteller ve nakışlar (aplikeler), güpürler, fistolar, dar dokumalar, şeritler ve kurdeleler, ekstraforlar, fitiller, giysiler için kumaştan yapılmış hazır harfler ve rakamlar, armalar, rütbe işaretleri, vatkalar. Giysiler için düğmeler, kopçalar, halkalar, fermuarlar, ayakkabı ve kemer tokaları, perçinler, yapışkan bantlar, bağlar, toplu iğneler, iğneler, dikiş iğneleri, dikiş makinesi iğneleri, tığlar ve örgü şişleri, iğne kutuları ve iğnelikler. Yapma çiçekler, yapma meyveler. Saç tokaları, saçı bağlamak için halkalar, taçlar, değerli metalden olmayan saç süsleri, takma saçlar, postişler, elektrikli veya elektriksiz bigudiler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” hizmetinin, davalı şirkete ait 2000 17243 sayılı markada yer alan 22, 23, 25 ve 26. Sınıf emtialar ile benzer/ilişkili olduğu, davalı markasında ilgili emtia sınıfı yer almakta iken davacı markasında bu malların perakendeciliği hizmetinin yer aldığı, bir malın üretiminin doğal sonucunun pazarlanması olduğu hususu gözetildiğinde, bahsi geçen mal ve hizmetlerin benzer olduğu,
Dava konusu marka kapsamında yer alan “35. Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri: perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular. Tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” hizmetinin, davalı şirkete ait 2000 17243 sayılı markada yer alan 22, 23, 25 ve 26. Sınıf emtialar ile benzer/ilişkili olduğu, örneğin; “dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar” ile “Tekstil amaçlı büküm iplikleri; iplikler; dikiş, nakış ve örgü iplikleri, tireler, esnek iplikler…” arasında mamul hammadde ilişkisi bulunduğu, aynı işletme tarafından üretilebildikleri ve tüketicisinin aynı olduğu, bahsi geçen tüm emtiaların tekstil ürünü olduğu, davalıya ait markalar kapsamında yer alan ürünler ile aynı mağazalarda birlikte satışa sunulduğu tespit edilmiştir.
Sonuç olarak, dava konusu edilen mal ve hizmetlerin tamamı yönünden “emtiaların aynı/aynı tür, benzer ve/veya ilişkili olması” şartının sağlandığı kanaatine varılmıştır.
Dava konusu 2019/67722 sayılı marka başvurusu incelendiğinde; hem şekil hem kelime unsurlarını birlikte içeren karma nitelikte bir marka olduğu tespit edilmiştir. Dava konusu markanın “şekil” unsurunu, hareket halinde ve siluet şeklinde çizilmiş bir geyik resmi oluşturmaktadır. Dava konusu markanın kelime unsurunu ise “…” ve “tekstil” ibareleri oluşturmaktadır. Marka başvurusu, üstte “geyik” şekli, altta “…” kelimesi ve en alt satırda “tekstil” ibaresinden oluşmaktadır. “geyik” şekli sarı renk ile çizilmiş, “…” ibaresi kımızı renk ile “tekstil” ibaresi ise gri renk ile yazılmıştır. “…” ibaresi, İtalyanca “kız çocuğu” anlamı taşımakta olup, ancak ülkemiz ortalama tüketici kesimi nezdinde İtalya anlamının bilinemeyeceği kanaatine varılmıştır. “Tekstil” ibaresi ise, “dokuma, dokumacılık” anlamını haizdir. “Tekstil” ibaresi, anlamı itibariyle, dava konusu markanın kapsamında yer alan tekstil ürünleri ile bu ürünlerin perakendeciliği hizmetlerini içeren 25 ve 35. Sınıf mal ve hizmetler bakımından, ayırt edici niteliği bulunmayan bir ibare olup, bahsi geçen mal ve hizmetler bakımından tanımlayıcı niteliktedir. Dolayısıyla markanın tali unsurudur. “…” ibaresi, dava konusu marka kapsamında yer alan mal ve hizmetler bakımından, herhangi bir anlamı bulunmayan ve ülkemizde anlamı bilinen bir kelime olmaması nedeniyle esas unsur niteliğindedir. “…” ibaresinin kırmızı renk ile yazılması, şekil unsurunun daha silik bir renk ile yazılmış olması da şekil unsuruna nazaran ön plana çıkmasını sağlamıştır. Sonuç olarak dava konusu marka başvurusunun esaslı unsuru “…” ibaresidir.
Davalı itiraz sahibine ait markaların ikisi, salt “…” ibaresini içeren, kapsamında farklı bir unsur barındırmayan kelime markalarıdır. “…” markalarının ikisi de beyaz arka plan üzerine siyah renk ile standart yazı karakteri kullanılarak yazılmıştır. Markalardan biri tamamen küçük harflerle, diğeri tamamen büyük harflerle yazılmıştır. Davalıya ait diğer iki markanın ise kelime unsurunu “…” kelimesi oluşturmaktadır. “…” kelimesinden oluşan markalardan birinde, kelimenin önünde yer alan pembe renkli bir kalp bulunmakta iken, diğer markada “…” kelimesi bir çember içine yazılmıştır. “…” kelimeleri, siyah renk ile yazılmış fakat yazımında özel bir yazı karakteri kullanılmıştır. “…” kelimesinden oluşan markalarda “…”, “…” kelimesinden oluşan markalarda “…” kelimesi, markaların esas unsuru niteliğindedir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunduğu, taraf markaları arasında bir ya da iki harf farklılığı bulunduğu, farklılık taşıyan harfin/harflerin, dava konusu markanın son harfinden/harflerinden kaynaklandığı, Türkçe’nin soldan sağa okunan bir dil olması nedeniyle sonda yer alan farklılığın, kelimenin başında oluşacak farklılığa göre daha az dikkat çekeceği, yedi harften oluşan dava konusu markanın uzun kelime markası niteliğinde olduğu, davalının “…” markalarına göre iki harf, “…” markalarınae göre tek harf farklılığı taşıyan dava konusu markanın, yedi harften oluşan uzun bir kelime markası olduğu gözetildiğinde, tek/iki harften oluşan farklılığın, ayırt edicilik için yeterli katkıyı sunamadığı, dava konusu markada yer alan “tekstil” ibaresinin tali nitelikte bir ibare olup, dava konusu emtialar bakımından tanımlayıcı olduğu, dava konusu markada yer alan “geyik” şeklinin ise kavramsal olarak davalının “…” markalarına atıf yaptığı, zira “…” ibaresinin… tarafından üretilen ve Avusturyalı yazar ‘in …, …tabından uyarlanan 1942 yapımı Amerikan animasyon filmi olduğu, bu animasyon filminde “…”nin bir geyik karakteri olarak kullanıldığı, bu animasyon filminin ülkemizde de ulusal kanallarda gösterim alanı bulduğu, dolayısıyla bu kelimenin ülkemizde animasyon karakteri olarak da bilinen kelimelerden olduğu, bu nedenle taraf markaları arasında görsel, işitsel benzerliğe ek olarak kavramsal benzerlik de bulunduğu, bu hale göre; daha önce davalı şirkete ait “…, …, Şekil+…, Şekil+…” markalarını gören veya işiten makul derecede bilgili dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesimi ile nispeten daha dikkatli ve bilinçli tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu “Şekil+… tekstil” markasını gördüğünde ya da işittiğinde, davaya konu mal ve hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı redde mesnet markaların serisi niteliğinde bir marka zannederek tüketim tercihinde bulunabileceği gibi bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, bu nedenle karşılaştırılan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 21,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç, 28,50 TL vekalet harcı, 1.750,00 TL bilirkişi ücreti, 204,00 TL posta-tebligat ücreti olmak üzere toplam 2.101,10 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … Deri Mamulleri Limited Şirketi’nin yapmış olduğu 25,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Deri Mamulleri Limited Şirketi’ne verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin (e duruşma yolu ile katıldı.), davalı kurum vekilinin ve davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/04/2022