Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/321 E. 2022/176 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/321 Esas
KARAR NO : 2022/176

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 13/12/2021
KARAR TARİHİ : 29/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/07/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 13/12/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, 1972 yılında faaliyete geçmiş bir giyim ve ayakkabı üreticisi olduğunu, 18, 25 ve 35. sınıf başta olmak üzere muhtelif sınıflarda, dünya çapında çeşitli ülkelerde … ibareli ticari marka tescillerinin sahibi olduğunu, müvekkili şirkete ait “…” markasının, tanınmış bir marka olduğunu ve müvekkilinin söz konusu ibare üzerinde öncelik hakkına sahip olduğunu, müvekkili markası ile davalı markasının aynı ve ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olduğunu, markaların aynı tür ve benzer malları kapsamakta olduğunu, davalının basiretli bir tacir gibi davranmadığını ve kötü niyetli olduğunu beyanla; davalı Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının 18 ve 25. sınıfta yer alan bütün mallar yönünden ve 35. sınıfta yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için işlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler; derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler; şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar; kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları; koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler; ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler; baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, keplerin bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)” hizmetleri için kısmen iptali ile davalı markasının tescili halinde 2020/79700 sayılı markanın 18 ve 25. sınıfta yer alan bütün mallar yönünden ve 35. sınıfta yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için işlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler; derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler; şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar; kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları; koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler; ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler; baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, keplerin bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)” hizmetleri bakımından kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 16/12/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından başka ülkelerde tescilli markalar ileri sürülerek başvuruya konu
marka açısından SMK 6/1 kapsamında tescil engeli bulunduğunun ileri sürülmüş olduğunu, ancak marka
hukukunda ülkesellik esas olup başka ülkelerde tescilli markaların Türkiye’de SMK 6/1
kapsamında yapılacak benzerlik incelemesine esas olmak üzere marka korumasından yararlanmasının mümkün olmadığını, davacı şirket tarafından “…” markasının tanınmış marka olduğunun ileri sürüldüğünü, ancak davacının Türkiye’de tescilli olmayan markasının Türk tüketicisi nezdinde ne şekilde
bir tanınmışlığa sahip olduğu konusunda herhangi bir delil sunulmamış olup markanın uluslararası
tanınmışlığına atıf yapılmış olduğunu, davacı tarafından davalı şirketin kötü niyetli olduğu iddiasında bulunulduğunu, ancak
bir tescil engeli olarak “kötü niyet” iddiasının dikkate alınabilmesi için kötü niyet tanımının iyi
yapılması gerektiğini ve ispatı hususunda da gerekli ispat vesikalarının ortaya konularak kötü niyetin
varlığının şüpheye mahal vermeyecek şekilde kanıtlanması gerektiğini beyan ederek; öncelikle davanın süresi içinde
açılıp açılmadığının tespiti ile süre aşımı halinde usulden reddine esasa ilişkin olarak ise
davacı tarafın tüm talepleri ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 21/01/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; YİDK’nin kesinleşen kararlarına karşı, bildirim tarihinden itibaren 2 ay içerisinde dava açılacağı ve bu durumun hak düşürücü süre niteliğinde olduğunu, taraflarınca davacı şirkete söz konusu kurul kararının ne zaman tebliğ edildiğinin bilinmediğini, mahkemece kurul kararının davacıya ne zaman bildirildiğinin tespit edilmesini ve hak düşürücü sürenin re’sen gözetilmesini, şayet süresinde açılmadıysa davanın reddinine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı yabancı menşeli olduğundan dava açılırken teminat yatırılıp yatırılmadığı hususunun re’sen gözetilmesi gerektiğini, “…” markasının korunma tarihinin “…” markasından daha önce olduğunu, “…” markasının “…” markası ile iltibası olmadığını, “…” markasının ülkemizde tanınmış marka kapsamına girmemekte olduğunu, kötü niyetli tescil iddiasının dayanaksız olduğunu, YİDK kararı müvekkili markası “…” lehine olduğunu beyan ederek; davanın reddine karar verilmesine talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının Kısmen İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan tescili halinde markanın kısmen hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davacının dava açarken teminat yatırma yükümlülüğü altında olup olmadığı, davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının “18.SINIF: İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar. Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları. 25.SINIF: Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. 35.SINIF: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar. Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları. Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetleri bakımından hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait 2020/79700 sayılı “…” ibareli marka başvurusuna ilişkin olarak, davacının yukarıda belirtilen mal ve hizmetler bakımından SMK m.6/3 hükmü uyarınca gerçek hak sahipliğinin bulunup bulunmadığı, davacının ülke dışında tescilli markalarının SMK m.6/4 hükmü uyarınca tanınmış markalar olup olmadıkları, davalı şirketin marka tescil başvurusunda SMK m.6/9 hükmü uyarınca kötü niyetli olup olmadığı, davacının ülke dışında tescilli markalarından kaynaklı olarak SMK m.6/1 hükmüne dayanıp dayanamayacağı, tescili halinde davalı şirkete ait markanın yukarıda belirtilen mal ve hizmetler bakımından hükümsüz kılınmasının gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin “…” ibaresinin 09, 18, 24, 25, 35, 37, 39 ve 43. sınıflarda bulunan mal ve hizmetlerin tescili amacıyla 14.07.2020 tarihinde gerçekleştirdiği 2020/79700 sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 28.09.2020 tarih ve 357 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde ilan edildiği, dava konusu marka başvurusunun ilanına karşı, davacının SMK m.6/3, m.6/4, m.6/6 ve m.6/9 hükümleri uyarınca 27.11.2020 tarihli dilekçesi ile yayıma itiraz ettiği, davalı şirketin 08.01.2021 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz ettiği, yayıma yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı’nca reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 26.07.2021 tarihinde yeniden itiraz formu sunulduğu, davalı şirketin 27.08.2021 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz ettiği, yeniden yapılan itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 12.10.2021 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu 22.03.2022 tarihinde tescil edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar ve tüm dosya kapsamına göre;
İlk olarak belirtilmelidir ki; Davacı tüzel kişiliğin tabiiyetinde bulunduğu Amerika Birleşik Devletleri’nin, Türkiye’nin taraf olduğu Sınai Mülkiyetin Korunmasına ilişkin Paris Sözleşmesi’ni imzalamış olduğu, bu sözleşmenin 2. maddesinde sınai mülkiyetin korunmasıyla ilgili olarak birlik ülke vatandaşları arasında eşit işlem ilkesinin kabul edilmiş bulunduğu, bu durumda sınai mülkiyet hakkına dayalı olarak açılan iş bu davada yabancı tabiiyetinde olan davacının teminat yatırması gerekmediğinden davalı şirket vekilinin ileri sürdüğü teminata ilişkin dava şartı noksanlığı itirazının reddine karar verilerek yargılama yürütülmüştür.
Davacıya ait 2020/82216 sayılı marka, dava konusu 2020/79700 sayılı markadan daha sonraki bir tarihte tescil başvurusuna konu edildiğinden, davacıya ait bu markanın 6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü bağlamında hükümsüzlüğe mesnet olamayacağı tespit edilmiştir. Bununla birlikte; marka hukukunda geçerli olan “ülkesellik” ilkesi uyarınca, davacı yanın yurt dışında tescil başvurusuna konu olan markalarından kaynaklı olarak SMK m.6/1 hükmü uyarınca dava konusu marka başvurusuna itiraz edemeyeceği, hükümsüzlüğünü isteyemeyeceği kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/3 hükmüne göre; Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
Marka başvurusunun bu sebeple reddi için marka başvurusundan önce ve markaya konu işaretin aynısı veya benzerinin yoğun ve sıkı kullanımı sonucu işarete belirli bir düzeyde ayırt edicilik kazandırılması gerekir. (Y11HD; 08.10.2019 tarih, 2018/4855 E 2019/6316 K)
Somut olayda yapılan değerlendirmede; davacı yanın gerek marka işlem dosyasına, gerekse dava dosyasına ibraz ettiği delil niteliğindeki evrak incelendiğinde; davacının, dava konusu marka tescil başvuru tarihinden önce, dava konusu marka ile aynı veya benzer tescilsiz bir işareti, davaya konu mal ve hizmetlerle aynı ya da benzer mal ve hizmetler üzerinde Türkiye’de yoğun ve sıkı bir şekilde kullandığı hususunu ispatlayamadığı, davacı tarafından sunulan delillerin büyük çoğunluğunun yabancı dilde ve ülkemiz ilgili tüketici kesimine ilişkin olmayan deliller olduğu, www.sasshoes.com internet sitesinden alınan ekran görüntülerinin de “…” markasının Türkiye’de fiili olarak kullanıldığını ispatlamaktan uzak olduğu, zira söz konusu görsellerin sadece web sitesinde satışa sunulan ürünlerin görsellerinden ve fiyatlarından oluştuğu, her ne kadar söz konusu web sitesine Türkiye’den erişim imkânının teknik olarak mümkün olduğu düşünülse bile Türkiye’de mukim kaç tüketicinin söz konusu web sitesi aracılığıyla davacıya ait “…” esas unsurlu mal veya hizmet talebinde bulunduğuna ilişkin dosya kapsamında yeterli nitelik ve nicelikte delil bulunmadığı, izah edilen gerekçelerle; dava konusu marka başvurusu bakımından davacı yanın 6769 sayılı SMK m.6/3 hükmü uyarınca gerçek hak sahipliği bulunduğu hususunun ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/4 hükmüne göre; Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
SMK m.6/4 hükmü bağlamında tanınmış marka koruması için; toplumun her kesimince bilinme gerekli olmayıp, toplumun ilgili kesimindeki bilinilirlik düzeyi dikkate alınacaktır. Toplumun ilgili kesimi; markanın tanındığı iddia edilen ve kaynak ülkede markanın tescilli olduğu ve kullanıldığı sektörü ifade eder. (Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, 4.Baskı, İstanbul 2018, s.344-345) Bir markanın Paris Sözleşmesi anlamında tanınmış marka olarak kabul edilebilmesi için, bu markanın Türkiye’de tanınmış olmasının ya da kullanılmasının gerekip gerekmediği hususu bakımından; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 13.02.2019 tarih 2017/3943 Esas 2019/1154 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, Türkiye’de tescilli olmayan markalara tanınmış marka koruması sağlanabilmesi için, söz konusu markanın, itiraza konu marka başvuru tarihinden önce Türkiye’de ilgili sektörde tanınmış marka olduğunun dosyaya sunulan objektif delillerle ispat edilmesi gerekir. (Aynı yönde Y11HD; 18.09.2019 tarih, 2018/790 E 2019/5512 K; Y11HD; 20.11.2018 tarih, 2017/1345 E 2018/7216 K)
Somut olayda yapılan değerlendirmede; davaya konu marka başvuru tarihinden önce, davacının “…” unsurlu markalarının Türkiye’de ilgili sektörde tanınmış marka olduğuna ilişkin yeterli nitelik ve nicelikte delilin dosya kapsamında bulunmadığı, davacı yan tarafından marka işlem dosyasına sunulan dokümanlardan, davacının “…” markalarının Türkiye’de ilgili sektörde tanınmış olduğunun objektif olarak söylenemeyeceği, bu nedenle SMK m.6/4 hükmü koşulunun somut olayda oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi, 12.06.2019, E:2018/2285 K:2019/4361)
Somut olayda; davalı şirketin engelleme, spekülasyon, tuzak, şantaj vb gibi ticari dürüstlük kuralları ile bağdaşmayan bir saik ve kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu dosya kapsamında mevcut olmadığından ve 4721 sayılı TMK m.3 hükmü uyarınca asıl olanın iyi niyetin varlığı olduğundan, SMK m.6/9 hükmü koşulunun somut olayda gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 21,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı, 118,00 TL posta, tebligat masrafı olmak üzere toplam 245,10 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … tarafından yapılan 11,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’ne verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı Şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/06/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza