Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/288 E. 2022/232 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/288 Esas
KARAR NO : 2022/232

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 15/11/2021
KARAR TARİHİ : 30/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/10/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 15/11/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin petshop sektöründe 2015 yılından beri faal olduğunu, daha evvel … Pet isimli firmada 3 yıl boyunca sigortalı olarak çalıştığını, 2017 yılında ise kendi işyerini açarak “…” markasını oluşturduğunu, müvekkilinin … sayısı ile gerçekleştirdiği başvurunun, davalı yanın “… pet” markasından kaynaklı ileri sürülen itiraz nedeniyle reddedildiğini, ayrıca yine dava dışı 3. bir firma tarafından daha itiraz edildiğini, müvekkili markası ile davalı taraf markası arasında bir benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin kendisinin üretici olduğunu, davalının ise 3. kişilere ait ürünlerin perakende satışını yaptığını, davalı markasının “e … pet” şeklinde algılanacak olduğunu, “pet” ibaresinin İngilizce evcil hayvan anlamına geldiğini, sektörel olarak yaygın kullanıldığını, bu nedenle tüketici nezdinde ayırt edici bir vasfı haiz olmadığını, “…” kelimesinin ise hayvanların tükettiği gıdalara yönelik kullanıldığını, “e” ibaresinin ise “elektronik” kavramını kısaltması olarak kullanıldığını, davalının elektronik ortamda evcil hayvanlar için gıda satışı yaptığını, müvekkili markası ile bu anlamda farklı olduğunu, müvekkili markasının davalı markası gibi bir anlamı olmadığını, çocuklarının isimlerinin baş harfleri ve müvekkilinin adından oluşturulduğunu, davalı markası ile müvekkili markasının fonetik açıdan farklı olduklarını, davalı yanın faaliyetleri ile müvekkilinin faaliyetlerinin farklı olduğunu, kaldı ki markaların görsel olarak da birbirlerinden somut olarak farklı olduklarını iddia ederek; … sayılı YİDK kararının iptalini 05 ve 31. Sınıf emtialar bakımından talep ettiği görülmektedir.  
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 23/11/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı markasının esas unsuru olan “…” ibaresinin, davalı markasının esas unsuru olan “…” ibaresi içerisinden alındığının görüldüğünü, davacı tarafından seçilen ibarenin; davalı markasının bir hece eksiğidir ki o hecede esasen tekrardan ibaret olup, markanın esas unsuru içerisinde halen yer almakta olduğunu, davacı markasında kullanılan harfler ve harflerin sıralamasının davalı markasındakiyle birebir aynı olduğunu, bu durum markaların sadece görsel olarak değil, işitsel ve anlamsal düzeyde de aynı algılanmasına sebep olmakta olduğunu, zira markalarda kullanılan dört hecenin üçü aynı olup, aynı hecelerle başlayıp bitmekte olduğunu, redde mesnet markaların esas unsuru olan … ibaresinin davacı markasında da aynen ve esas unsur olarak yer almakta olduğunu, esas unsurlar arasındaki bu üst düzey benzerliğin markalar arasında görsel, işitsel ve anlamsal düzeyde benzerlik kurulmasına neden olduğunun ortada olduğunu, tüm bu değerlendirmeler kapsamında, markaların benzer oldukları ve davacıya benzer emtialarda söz konusu ibarenin verilmesinin iltibasa neden olacağının açık olduğunu, davacı markasının bu haliyle, davalının markasına yakınlaşma çabası içerisinde olduğunu, bu haliyle markanın, iltibas ve haksız yararlanmaya neden olmasının kaçınılmaz olduğunu, davacı markasının, redde mesnet markanın serisi ve devamı olarak algılanacağını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 14/12/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin .. sayılı “…” markasının sahibi olduğunu, müvekkili markasının kullanım ile ayırt edicilik kazandığını, müvekkilinin …. gibi sitelerde satış yaptığını, tüketicilerin “…” ismiyle yaptırdıkları aramalarda müvekkili markalarının çıktığını, tüketicinin bu nedenle yanılgı yaşadığını, bunun üzerine …. yevmiye sayılı ihtarnamesi aracılığıyla davacı yana ihtarda bulunulduğunu, davacının yaptığı başvuruya yönelik itirazlarının Markalar Dairesi tarafından reddedilmiş olunmasına rağmen YİDK aşamaısnda kabul edildiğini, davacı aleyhine ayrıca Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’na … sayılı dosya üzerinden şikayette bulunulduğunu, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, bu durumun tüketiciler nezdinde de karşılık bulduğunu, davacı yanın tercih ettiği ismin başlı başına müvekkili markalarının tanınırlığından yararlanma amacı taşıdığını, taraf markalarının benzer olduklarını, markaların başı ve sonunun aynı olduğunu, kapsamlarında yer alan mal ve hizmetlerin benzer olduklarını, davacı yanın “…” markası ile sadece hayvan yemi sektöründe faaliyet gösterdiği iddiasının doğru olmadığını, bunun dışında da satışlarının bulunduğunu, markaların birbirlerinin serisi gibi algılanacaklarını, kaldı ki “…” markası üzerinde müvekkilinin gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkilinin 2016 yılından beri “…+şekil” markasını kullandığını, buna dair satışlarının e-ticaret üzerinden yapıldığını, davacının kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddini talep ettiği görülmektedir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının davalı şahsın itirazının kabulüne ilişkin kısmının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı “Şekil+…” ibareli marka başvurusu ile davalı şahsa ait 2016/34940 sayılı “Şekil+… pet kaliteli ürün, iyi fiyat, iyi hizmet” ibareli marka arasında 5 ve 31.sınıfta yer alan emtialar bakımından SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı şahsın 06.02.2020 tarihinde … sayılı “Şekil+…” ibareli, 05, 31 ve 35.sınıfta bulunan mal ve hizmetler için tescil başvurusunda bulunduğu, başvurunun 13.04.2020 tarih ve 346 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde yayımlandığı, davalı şahsın 06.07.2020 tarihinde 2016/34940 sayılı markayı mesnet göstererek 6769 sayılı SMK m.6/1, m.6/3 ve m.6/9 hükümleri kapsamında yayına itiraz dilekçesi sunduğu, davacı şahıs tarafından 31.08.2020 tarihli karşı görüş dilekçesi ibraz edildiği, dava dışı 3. bir firma tarafından daha yayına itirazda bulunulduğu, davalı yanın itirazlarının reddine karar verildiği, ancak Markalar Dairesi Başkanlığı’nca dava dışı 3. firmanın itirazları sonucunda başvuru kapsamından 35. sınıfın son alt grubunun çıkartıldığı, davalı şahıs tarafından 18.02.2021 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, davacı şahıs tarafından itiraza karşı görüş bildirildiği, itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile; itirazın 2021-OE-48491 sayılı Markalar Dairesi Başkanlığı kararı ile reddedilmiş ve haklarındaki ret kararı kesinleşmiş 35. sınıf hizmetler bakımından konusuz kaldığının tespitine ve söz konusu hizmetler bakımından esas hakkında karar vermeye yer olmadığın, kısmi ret kararı sonrası başvuru kapsamında kalan mal/ hizmetler bakımından itizarın kabulüne karar verildiği, bu kararın davacı marka vekiline 22/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet marka, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu edilen “5.SINIF: İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler;insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları. 31.SINIF: İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar. Ormancılık ürünleri. Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil). Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar. Hayvan yemleri. Malt (insan tüketimi için olmayan). Evcil hayvanlar için alta serilen maddeler; kedi kumu.” emtiaları ile redde mesnet marka kapsamında yer alan “35.SINIF: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal reaktif maddeler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuk bezleri. Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar. Ormancılık ürünleri. Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil). Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar. Hayvan yemleri. Malt (insan tüketimi için olmayan). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri BENZERDİR.
Dava konusu marka başvurusu incelendiğinde; “Şekil+…” şeklindeki markanın “…” ve “pet” ibarelerinden oluştuğu, “…” ibaresinin herhangi bir anlamının bulunmadığı, üç harften oluşan ve “… şeklinde telaffuz edilen bir ibare olduğu, “pet” kelimesinin bu ibarenin yanında ancak daha küçük harf karakterleri ile yazıldığı, markanın bütününe hakim dairesel şekilde oluşturulmuş kırmızı/gri renklerde bir logonun kullanıldığı görülmektedir. Bu haliyle dava konusu markanın “… PET” şeklinde algılanacak olduğu düşünülmektedir.
Davalı şahsa ait redde mesnet markanın; turuncu, yeşil ve mavi renklerde oluşturulmuş bir marka olup markadaki hakim unsurun “…” ibaresi olduğu, bu ibarenin sağ kısmına ve aşağı yönlü dikey konumda “pet” ibaresinin yazıldığı, markanın sol kısmında bir köpek kafası, sağ kısmında “pet” ibaresinin altında ise pati görseline yer verildiği, alt kısımda ise tali nitelikte “kaliteli ürün, iyi fiyat, iyi hizmet” şeklinde bir slogana yer verildiği görülmektedir. Ülkemizde elektronik ticaret alanında faaliyet gösteren işletmeler ve hatta elektronik ortama taşınmış devlet kurumları tarafından tercih edilmiş “ebebek, eyemek, edevlet, earşiv, esınav, eokul, ekampüs” gibi örneklerden de sıkça raslanıldığı üzere mal veya hizmetlerin elektronik ortamda tüketiciye ulaştırıldığının tüketiciye ifade edilmesi için “e+sözcük“ şeklindeki ibarelerin yaygın bir kullanım biçimi bulunmaktadır. Başka bir ifadeyle işaretin başına “e-” ibaresi getirilmesi, marka ile ilgili sunulan hizmetin elektronik ortamda da verilebildiği/satışının yapılabildiği yönünde bir algının oluştuğu, davalı markasında da esasen “…” sözcüğünün önüne “e” harfi getirilerek elektronik ortamda … ürünlerinin satışının yapıldığı yönünde bir algı yaratıldığı, markadaki “pet” ibaresinin ve hayvan figürlerinin bu ürünlerin “evcil hayvan mamaları” olduğu izlenimi ortaya çıkaracağı, bu haliyle davalı markasının esasen “…” ibaresini esas unsur olarak taşıdığı görülmektedir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; taraf markalarında yer alan ve “…” ile “…” ibarelerinden sonra gelen “pet” kelimesinin İngilizce “evcil hayvan” anlamına gelen bir kelime olduğu, bu haliyle uyuşmazlık konusu emtialardan özellikle 31. sınıftaki hayvancılık ile ilgili emtialar bakımından anılan ibarenin herkesin kullanımına açık olması gereken bir işaret olduğu, keza yine 05. Sınıftaki “veterinerlik” ile ilgili ilaç ve kimyasal ürünler açısından da bu ibarenin kavramsal bir ilişki içerisinde bulunduğu gibi ayrıca “pet” ibaresinin insan tedavisinde kullanılan bir “tetkik/tarama yöntemi”nin adı olmasından ötürü bu ibareyi içerir şekildeki ilaç isimlerinin de ilgili tarama yöntemi ile ilişkilendirilebileceği, keza yine “petrol” sözcüğünün kısaltması olarak da kullanılan bir anlamının bulunduğu değerlendirilmektedir. Bunun dışında “pet” ibaresinin doğrudan bir ilaç etken maddesi olduğu yönünde taraf iddiası mevcut olmadığı gibi bu hususta da doğrudan bir tespit yapılamamıştır. “…” ibaresi, anlamsız ve üç harften oluşan bir kavramdır. “…” ibaresi ise yine yukarıda değinildiği üzere ortalama düzeyde bir zeka seviyesindeki herhangi bir tüketici tarafından “…” olarak algılanacak ve tüketicinin internet üzerinden … satın alabileceği bir işletme adı algısını tüketiciye verecektir. Bu bağlamda her ne kadar taraf markaları “…” sesini ortak olarak taşımakta iseler de davalı yanın markasının bütünsel algısı itibariyle tüketici nezdinde bıraktığı izlenim ile dava konusu markanın bütünsel algısı itibariyle tüketici nezdinde bıraktığı izleniminin esasen birbirinden somut olarak farklılaştığı, ortalama zeka ve dikkat düzeyinde sahip herhangi bir tüketicinin,bu iki işaret arasında, marka tesciline konu marka örnekleri gözetilerek yapılan bir değerlendirmede, herhangi bir benzerlik kurmayacakları, işaretleri birbirinden farklı iki ayrı marka olarak algılayacakları, kaldı ki görsel anlamda da yine markaların genel mizanpajlarının birbiri ile ilişkilendirilebilir olmadıkları düşünülmektedir. Bununla birlikte; tarafların fiili kullanım biçimlerinden kaynaklı davalı yanca ileri sürülen iddiaların, SMK m.6/1 kapsamında sicile konu marka görselleri üzerinden yapılması gereken değerlendirme açısından doğrudan etkileyici bir faktör olarak dikkate alınması da mümkün değildir.
Sonuç olarak; daha önce redde mesnet markayı gören, işiten, bu markalı hizmetlerden faydalanan ilgili tüketici kesiminin daha sonra davaya konu markayı davaya konu 5 ve 31.sınıfta yer alan emtialar üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, davaya konu emtialardan faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde bu markayı redde mesnet markadan farklı bir marka olarak algılayacağı gibi marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı da kurmayacağı, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın kabulü ile; … sayılı YİDK kararının davalı şahsın itirazının kabulüne ilişkin kısmının iptaline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı YİDK kararının davalı şahsın itirazının kabulüne ilişkin kısmının İPTALİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 21,40 TL’nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 20,00 TL vekalet harcı, 1.950,00 TL bilirkişi ücreti, 149,50 TL posta-tebligat masrafına esas olmak üzere toplam 2.238,10 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı … tarafından yapılan 11,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı Şahıs vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/09/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza