Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/267 E. 2022/166 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/267 Esas – 2022/166
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/267 Esas
KARAR NO : 2022/166

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 27/10/2021
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
YAZIM TARİHİ : 24/06/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 27/10/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilen yayına itirazın konusunun “…” ibaresini esas unsur olarak ihtiva eden müvekkili şirket markasının işbu dava konusu marka ile iltibas oluşturacağı, ortalama tüketicinin işbu dava konusu marka ile müvekkili şirket markalarını karıştıracağı veya davalı yan ile müvekkili şirketin idari/ekonomik bağ içerisinde olduğu yanılgısına düşeceği şeklinde olduğunu, davaya konu “… ….COM” ibaresi ile müvekkiline ait “…” markaları arasında “iltibas ihtimalinin” bulunduğunun aşikar olduğu, her iki markanın da benzer sınıflarda tescil edilmiş olduğu, davalıya ait markanın, müvekkiline ait markayı içerisinde bir bütün olarak ayırt edici unsuru şeklinde barındıran bir bileşke/kompozit marka statüsünde olduğunu, davalıya ait “… ….COM” ibareli marka incelendiğinde öncelikle markanın sonuna eklenen “.com” ibaresinin; “commercial” ibaresinin kısaltılmasıyla oluşturulmuş, başlangıçta yalnızca tacirlerce kullanılması öngörülmüşken zaman içerisinde tacir olsun olmasın yaygın olarak her kesimden insan tarafından kullanılmaya başlanılan adeta yediden yetmişe toplumun her kesimince bilinen bir “alan adı” olduğunun görüleceği, herkes tarafından aynı amaçla kullanılacak ibareler olmaları sebebiyle ayırt edici/ esas unsur olarak kabul edilemeyecekleri ve davalı markasında da ayırt edicilik yönünden dikkate alınmamaları gerektiği, davalı markasının alan adı içermeyen diğer kısmının da “… …” ibaresinden müteşekkil olduğu, ilgili ibarenin müvekkiline ait “…” ibareli markadan pek farkının bulunmadığı, kavramsal olarak tüketiciye aktarılmak istenen marka imajının “…” ibaresi etrafında toplandığı, ilgili markaların sade görsel tasarımlara ve yazı biçimine sahip olarak benzer olduğu ve sesçil anlamda da benzerliğin bulunduğunun aşikar olduğu, davalı markasıyla davacıya ait marka arasında minor farklılıklar bulunduğu ve iki markayla karşılaşan tüketicinin, bunların arasında bir ayrım olacağını düşünmeyeceği veya iki markanın farklı olduğunu anlasa dahi bir şekilde aynı işletme ile bağlantılı olacaklarını düşüneceklerini, davalı markasıyla davacı markasının asli unsurları bakımından ortak olduğu ve tüketici nezdinde aynı markaymış izlenimine sahip olacakları, farklı marka oldukları kavransa dahi işletmesel bağlantı içerisinde olduklarının düşünüleceğini, müvekkili şirket markası 30. sınıfta tescil edilmiş olduğundan davalının 35. sınıfın 30. sınıfa ilişkin mal ve hizmetleri yönünden bir ayniyetin söz konusu olduğu, davalının 35. sınıfın 05, 29 ve 32. sınıfa ilişkin mal ve hizmetleri yönünden ise davacı müvekkilinin markasının tescil edildiği sınıflar yönünden benzerlikler bulunduğu, sayılan kategorilerin hepsinin gıda ürünlerine ilişkin olduğu, alıcı gruplarını gıda tüketicilerinin oluşturmakta olduğu ve dolayısı ile benzer kanallarda çoğu zaman yan yana satışa sunulmakta olduğunu belirterek; YİDK’nın 13.09.2021 tarih ve 2021-M-7026 sayılı kararının 35. sınıfta yer alan ilgili alt sınıf içerisinde mevcut olan 05, 29, 30 ve 32. sınıflara dair emtialara ilişkin mal ve/veya hizmetler yönünden iptaline ve 2020/68822 başvuru no ile kayıtlı “… ….COM” ibareli marka başvurusunun 35. sınıfta yer alan ilgili alt sınıf içerisinde mevcut olan 05, 29, 30 ve 32. sınıflara ilişkin emtialar yönünden iptaline, bahse konu markanın ifade edilen sınıflar yönünden tescil edilmesi halinde hükümsüz sayılmasına ve markalar sicilinden terkinine, dava sonuçlanıncaya kadar üçüncü kişilere devrinin önlenmesine dair ihtiyati tedbir konulmasına talep etmektedir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 02/11/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalının markası ile davacının itiraza mesnet markası karşılaştırıldığında ortalama tüketici nezdinde markalar arasında görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dâhil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığı, davalı markasını okuyan veya gören ortalama dikkate sahip ve işaretleri yan yana karşılaştırma imkanı olmayan kişinin zihnindeki intibaın, davacıya ait markanın bıraktığı intiba ile aynı olmadığı, markaların karıştırılma ihtimallerinin bulunmadığını, başvuruda ve itiraz gerekçesi markalarda ortak olan “…” ibaresinin anlamı itibariyle ayırt edici niteliğinin görece düşük olması, başvuru konusu işaretin “…” ibaresi dışında ihtiva ettikleri diğer unsurların varlığından kaynaklı olarak oluşan farklılıklar, başvuruya konu işaretin içerdiği şekli ve renk unsurları göz önüne alındığında, başvuru ile itiraz gerekçesi markaların karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer olmadığı, bu nedenle markalar arasında ilişkilendirilme/karıştırılma ihtimalinin ve dolayısıyla haksız rekabet koşullarının ortaya çıkmayacağı, her markanın özgünlük derecesi, tasarımı, tescile konu mallar/hizmetlerin ve bu mal ve hizmetlerin tüketici grubunun özellikleri, markanın tescil kapsamındaki mal/hizmetler üzerindeki ayırt edici niteliği gibi unsurlar açısından kendine özgü özellikler taşıdığından ve ancak tüm bu unsurların birlikte değerlendirilmesi sonunda tescil başvurusuna ilişkin karar oluşturulabildiğinden dilekçede başka marka başvurularına ilişkin verilen kararların dayanak gösterilmesinin haklı bulunmadığı, her somut olayın kendi özellikleri ve somut koşulları çerçevesinde, ayrı olarak incelenmesi gerekliliğinin marka hukukunun temel prensiplerinden birisi olduğu, bu genel ilke çerçevesinde, özellikle de marka örnekleri ve/veya eşya listeleri iş bu başvurudan farklı olan başvurular için verilmiş olan kararların iş bu başvuru için emsal karar teşkil etmesinin mümkün görülmediği hususlarını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, davaya cevap dilekçesi ibraz etmediğinden 6100 sayılı HMK m.128 hükmü gereği, dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği 2021-M-7026 sayılı YİDK kararının “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler;insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kur utulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri bakımından hukuka uygun olup olmadığı, davalı şahsa ait 2020/68822 sayılı “Şekil+… ….COM” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait 2018/78401 sayılı “…” ibareli marka arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, yukarıda yer verilen hizmetler bakımından davalıya ait markanın tescili halinde hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şahsın “Şekil+… ….COM” ibaresinin 35.sınıfta bulunan hizmetlerin tescili amacıyla 24.06.2020 tarihinde gerçekleştirdiği 2020/68822 sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 27.10.2020 tarih ve 359 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 18.12.2020 tarihinde 2018/78401 sayılı markayı mesnet göstererek 6769 sayılı SMK’nın 6/1 hükmü kapsamında itirazda bulunduğu, yayına yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı’nca reddedildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 13.07.2021 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, yeniden yapılan itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 2021-M-7026 sayılı YİDK kararı ile itirazı reddettiği, bu kararın davacı marka vekiline 14.09.2021 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu tescil edilmemiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet marka, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden markanın hükümsüzlüğü istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
YİDK kararının iptali istemi bakımından ise aşağıdaki şekilde değerlendirme yapılmıştır:
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; Davaya konu markanın başvuru kapsamında 35. Sınıfta 05. alt grupta yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için… Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez…. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri, davacı şirkete ait markanın tescil kapsamında 30. sınıfta yer alan mallar ile benzerdir. Zira; bir malın üretilmesinin doğal sonucu o malın satışı/pazarlanmasıdır.
Dava konusu 2020/68822 sayılı marka başvurusu incelendiğinde; lacivert zemin üzerinde sol üst köşesinden yukarı doğru devam eden küçük sarı renkte dairelerin yer aldığı sarı renkte daire içerisinde siyah renkte “…” harfi, bahsedilen dairenin sağ kısmında beyaz renkte harflerle yazılmış “…” ibaresi ve devamında sarı renkte yatay dikdörtgen içinde “.com” ibaresinden oluşmaktadır. Söz konusu marka, kelime ve şekil kombinasyonundan oluşan karma bir marka olmakla birlikte markadaki “…” kelime unsurunun daha ön planda yer aldığı ve markanın esas ve baskın unsuru olduğu görülmektedir. Markada yer alan “.com” ibaresinin ise alan adı uzantısı olması ve herkesin kullanımına açık bir ibare olması nedeniyle ayırt ediciliği bulunmamaktadır.
Davacıya ait itiraza mesnet marka incelendiğinde; tek başına “…” ibaresinden meydana gelmektedir. “…” ibaresi Türk Dil Kurumu’na göre “Herhangi bir şey için en uygun zaman, uygun durum veya şart, vesile, okazyon” anlamına gelmektedir. Bu ibare başvurusu yapılan ve tescilli bulunan taraf markaları kapsamındaki mal/hizmetler bakımından doğrudan cins, vasıf, kalite vs. bildirmemekle birlikte gerek gıda gerekse perakendecilik sektöründe, farklı sahipler tarafından sıklıkla kullanılan ve başvuruya konu edilen, ortalama düzeyde tüketicinin hem marka unsuru hem de reklam ve tanıtım unsuru olarak yoğun olarak karşılaştığı bir ibare olması nedeniyle ayırt ediciliğinin düşük olduğu düşünülmektedir.
Taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında; markalarda müşterek olarak bulunan “…” ibaresinin markasal ayırt ediciliğinin düşük olduğu, bu nedenle zayıf karakterli marka vasfının bulunduğu, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 12.10.2020 tarih 2020/92 E 2020/3984 K sayılı kararında belirtildiği üzere; zayıf markaların koruma kapsamı değerlendirilirken iltibas tehlikesinin yapılacak küçük bir değişiklik ile dahi bertaraf edilebileceğinin göz önüne alınması gerektiği, buna göre; dava konusu markada yer alan “çoğul iyelik eki” ve şekil unsurları ile birlikte dava konusu markanın genel görünüm itibariyle davacıya ait markadan farklılaştığı, başka bir deyişle; daha önce davacıya ait “…” esas unsurlu markayı gören, işiten, bu markalı emtialardan yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin daha sonra davaya konu “Şekil+… ….COM” ibareli markayı davacı markası kapsamındaki emtialarla benzer olduğu tespit edilen hizmetler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, davaya konu hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, gerek karşılaştırılan mal ve hizmetler arasında yüksek düzeyli benzerlik bulunmaması, gerek “…” ibaresinin ayırt ediciliği düşük zayıf karakterli bir marka olması nedeniyle davaya konu markayı davacı markasından farklı bir marka olarak algılayacağı gibi marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı da kurmayacağı, bu nedenle karşılaştırılan markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle YİDK kararının iptali isteminin reddine, dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-YİDK kararının iptali isteminin REDDİNE,
2-Dava konusu marka başvurusu tescilli olmadığından markanın hükümsüzlüğü istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 21,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı TÜRKPATENT kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı TÜRKPATENT’e verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 31,50 TL vekalet harcı, 270,00 TL posta-tebligat, 1.950,00 TL bilirkişi ücreti, olmak üzere toplam 2.370,10 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı …’nin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/06/2022