Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/258 E. 2022/184 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/258 Esas – 2022/184
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/258 Esas
KARAR NO : 2022/184

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 19/10/2021
KARAR TARİHİ : 29/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/07/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 19/10/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 2020/03121 sayısı ile gerçekleştirdiği marka başvurusunun davalı yanın itirazı sonucunda reddedildiğini, verilen kararın hatalı olduğunu, müvekkilinin markasının esas unsurunun “…” sözcüğü olduğunu, “…” ibaresinin ise çaya ilişkin standart sözcükler olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin bu sattığı ürünün kodunun … olduğunu ve bu kodun herkes tarafından kullanıldığını, davalı yanın 2019/07261 sayılı tasarımının redde mesnet olduğunu, davalının tasarım korumasının ürünün şekline ilişkin olduğunu, müvekkilinin ise marka koruması almaya çalıştığını, davalının tasarımının ürünün genel özelliği koruma altına alınırken davalının müvekkilinin marka hakkına saldırdığını, davalı tasarımında “camolan brand” ibaresinin marka olarak yer aldığını, müvekkilinin bir tasarımı olmadığını, … ibaresi herkesin kullanımına açık olduğundan ve yine kullanılan yeşil rengin çayın rengi olması ve figürün de çay figürü olmasından dolayı kullanılan bu unsurların hepsinin herkesin kullanımına açık olduğunu, müvekkili markasının asli unsuru ile davalı şirket tasarımının benzerliği bulunmadığından marka ile tasarım arasında bir karıştırılma halinin de mevcut olmayacağını iddia ederek; … sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 03/11/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu somut olayda başvuruya konu marka ile iddialara mesnet tasarım arasında ayniyet ya da ayırt edilemeyecek derecede benzerlik söz konusu olduğunu, bu doğrultuda dava konusu markanın görsel, işitsel, anlamsal ve biçimsel yönden tüketici
gözünde bütünü itibariyle bıraktığı etkinin davalı mesnet tasarımı ile benzemesi nedeniyle
ibareler arasında iltibas (karıştırılma)
durumu söz konusu olduğunu belirterek; davadaki taleplerin reddini talep etmiştir.
Davalı … Lojistik Gıda İnşaat Petrol Temizlik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekili 04/11/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin tescil ettirdiği ambalaj desenini yoğun ve ciddi olarak faaliyet alanında kullandığını, davacı marka başvurusunda, müvekkilinin tescilli tasarımının aynı renk, aynı şekil, aynı figür ve aynı kelime unsurlarını bir arada kullanıldığını, müvekkilinin, davacıdan önce 2019/7261 tescil numaralı tasarımının tescilini yaptırmış olup halen bu tasarımı ürettiği ürünlerin ambalajlarında aktif olarak kullanmakta olduğunu, müvekkilinin tasarlayarak oluşturduğu, yoğun uğraş ve emeklerle sektörde maruf hale getirdiği ambalaj tasarımı ile tanındığı aşikar olup, davacının 2020/03121 başvuru numaralı marka başvurusunun müvekkilinin tescilli tasarımı ile bire bir aynı ve ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, davacı ve davalı müvekkilin, Diyarbakır ilinde, aynı ilçede, aynı toptancılar sitesinde ve aynı sektörde faaliyet göstermekte olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu, müvekkili ile aynı ilde aynı işi yapan davacının, müvekkiline ait tescilli tasarımı aynen kullanarak marka başvurusu yapmasının asla tesadüfle açıklanamayacak bir durum olduğunu, belirterek; davanın reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait 2020/03121 sayılı “Şekil+… …” sayılı marka başvurusu ile davalı şirkete ait 2019/07261 sayılı tescilli tasarım arasında SMK m.6/6 hükmü uyarınca iltibas bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Dava konusu “Şekil+… …” şeklindeki ibarenin 30.sınıfta yer alan “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez.” emtiaları bakımından tescili amacıyla 10.01.2020 tarihinde ve 2020/03121 sayısı ile gerçekleştirildiği görülen başvurunun, yapılan ilk incelemeler sonrasında 12.02.2020 tarih ve 342 sayılı bültende ilan olunduğu görülmektedir. Anılan ilana karşı işbu dosya davalısı şirket tarafından önceki tarihli tasarıma dayalı olarak itiraz edildiği, Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 27.11.2020 tarihli kararı sonucunda itirazın reddine karar verildiği görülmektedir. Söz konusu ret kararına karşı davalı yanca yeniden itiraz edildiği, davalı itirazlarını değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 24/09/2021 tarih ve … sayılı kararı neticesinde davalı yanın 2019/07261 sayılı tasarım tescilinin renk, şekil, kelime unsurunun başvuruda aynen yer aldığı gerekçesiyle muterizin tescillli tasarımından doğan hakları ihlal eder nitelikteki başvurunun reddine karar verildiği görülmüştür. YİDK kararı davacıya 25.09.2021 tarihinde tebliğ edilmiş olup iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki dava ikame edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/6 hükmüne göre; Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
Bir endüstriyel tasarımı olan kişi, tasarımın ürünleri ayırt edici niteliği varsa, bu tasarımı marka olarak da tescil ettirebilir. Buna karşılık, bir başkasına ait tasarımın marka olarak tescil ettirilebilmesi, tasarım sahibinden izin alınmasına bağlıdır. Aksi takdirde, tasarım sahibi markanın tescilini önlemek, tescil edilmişse terkinini talep etmek hakkına sahiptir (Pierre Greffe/François Greffe, Traite des Dessins et des Modeles, Litec 2003, s.84; naklen Yasaman, Marka Hukuku, Cilt I, s.421-422).
Tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet tasarım, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
İlk olarak belirtilmelidir ki; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin ve Hukuk Genel Kurulu’ nun yerleşmiş uygulamasına göre (HGK. 19.11.2003 T, E. 2003/11-578, K. 2003/703) YİDK kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (Y11HD, 21.01.2010 T, 2008/4266 E 2010/586 K) Eldeki talep de YİDK kararının iptali istemini barındırdığından YİDK karar tarihi olan 24.09.2021 tarihindeki marka işlem dosyasında mevcut maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve salt marka işlem dosyası ile sınırlı olarak YİDK kararının iptali istemi değerlendirilmiştir.
Redde mesnet 2019/07261 sayılı tasarım incelendiğinde; anılan tasarımın bir çay paketi ambalaj tasarımı olduğu, tasarımın ürün üzerine uygulamasında ön planda yer alacak bölümlerinden birinin “… Şekil+…” şeklindeki bölüm olduğu, nitekim uyuşmazlığın temelini de bu kısımdaki “Şekil+…” görselinin dava konusu markada kullanıldığı iddiasından kaynaklı olduğu, gerçekten de yapılan incelemede dava konusu marka başvurusunda önceki tarihli davalı ambalaj tasarımında yer alan bu görselin, son kullanıcı nezdinde, kapsamlı bir karşılaştırmaya ihtiyaç duymayacak mahiyette neredeyse birebir aynı şekilde kullanıldığı, “…” ve “…” harf ve sayıları her iki görselde de birebir ve yeşil renk ile yer alırken bu iki ibare arasında yine “çay yaprağı” görselinin kullanıldığı, dava konusu markadaki görseldeki şekli unsur ile önceki tarihli tasarımdaki şekil unsurunun birebir aynı olmamakla birlikte oldukça benzer ve ilk anda birbirinden ayırt edilemeyebilecek şekildeki figürleri taşıdıkları görülmüştür. Yine dava konusu markada “…” markasal unsuru bu görselin üst kısmında kırmızı renk ile yer alırken, önceki tarihli tasarımda “…” şeklinde bir markasal unsurun logonun üst kısmında ve yine kırmızı renk ile konumlandırıldığı tespit edilmiştir.
Bu haliyle taraf marka ve tasarımları karşılaştırıldığında, her ne kadar “… – …” unsurları itibariyle birbiri ile ilişkilendirilebilir ortak bir unsurları bulunmamakta ise de, dava konusu markadaki “…, … ve Şekil” unsurları ile bu unsurlarda kullanılan renk ve bu unsurların biraya getirilmesi ile yaratılan görsel algı neredeyse birebirdir. Dolayısıyla; somut olayda karşılaştırılan marka ve tasarımda kavramsal olarak tüketicide oluşan algı; yeşil renkte çay yaprağı ve … ibarelerini içerir logolara yönelik aynı doğrultuda bir algıdır.
Bu noktada benzerliğe yol açan unsurlardan “…” ibaresinin “çay” emtiaları yönünden tasviri – tanımlayıcı bir niteliğinin mevcut olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir. “…” anahtar kelimeleri ile Google arama motoru üzerinden yapılan araştırmada gerçekten de “… çay” olarak bilinen ve Sri Lanka çaylarından içimi çay tiryakilerine özel en sert çay olduğu bilgisine ulaşılan ürünlere yönelik bilgilerin çıktığı görülmektedir.
Ancak; bilirkişi raporunda görsel olarak örneklendirildiği üzere, “…” ibaresinin çoğu zaman markasal bir nitelik arz etmeksizin ambalajların küçük bir bölümünde herhangi bir şekli unsur taşımaksızın kullanıldığı görülmüştür. Halbuki somut uyuşmazlıkta dava konusu markadaki kullanım biçimi, anılan ibarenin logo ile birlikte bir kompozisyona dahil edilmesinden ötürü markasal bir uyarıcılık taşır mahiyettedir.
Çay ürünlerinin hemen her yaş, gelir, eğitim, meslek grubundan tüketiciye hitap eden, kolay erişilebilir, görece ucuz ve tüketicinin satın alım esnasında çoğu kez anlık kararlar, çok dikkatli incelemelerde bulunmaksızın satın aldığı ürünler olup gıda ürünlerinin genel anlamdaki ilgili tüketicilerinin ortalama dikkat ve özen seviyesine sahip kimseler oldukları kabul edilmektedir. Bu anlamda ortalama bir tüketicinin “…” ibaresinin kavramsal olarak hangi amaçla kullanıldığını bilmesi mümkün olmayacağı düşünülmekte olup tüketicinin büyük bir bölümünün dava konusu markadaki gibi bir kullanımda ya da davalı ambalajındaki gibi bir kullanımda bu ibareye markasal bir anlam yüklemesi mümkündür. Ancak bu ibarenin evrensel mahiyette resmi bir standart verisi olduğunun kabulü halinde, başka bir ifadeyle … Çayını işaret eden bir standart ismi olması durumunda, anılan ibarenin sektörde faaliyet gösteren aktörlerin tamamınca eş oranlı kullanım hakkı mevcut olacaktır. Lakin bu durumda dahi dava konusu marka ve redde mesnet tasarımda yer alan “…” şeklindeki kullanım “Şekil” unsuru ile birlikte birbirlerine oldukça benzer olup markasal fonksiyon izafe edecek niteliktedir. Dolayısıyla salt “…” ibaresinin markasal fonksiyon icra etmediğine yönelik iddia, somut olayda dava konusu marka başvurusu ile redde mesnet tasarım arasında şekil unsuru ile birlikte umumi intiba olarak markasal algı oluşturacak kullanım biçimi nedeniyle ortalama tüketici nezdinde iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmaları durumunu etkilemeyecektir.
Davalı yanın ambalaj görselinin çay ürününe yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Bu anlamda “çay ürünü” ile dava konusu marka kapsamında yer alan “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Çaylar, buzlu çaylar.” emtiaları arasında doğrudan doğruya ayniyet ya da yüksek düzeyli bir benzerlik ilişkisi bulunduğu düşünülmektedir. Zira; özellikle çay ve kahve ürünleri aynı satış noktalarında, aynı raflarda tüketiciye benzer şekilde ambalajlı olarak sunulan ürünler olup tüketicinin benzer görsel ambalajlara sahip bu ürünlerin her birinin iktisadi kaynağı noktasında bir ilişki kurması olağan bir tüketici yaklaşımı olacaktır. Dolayısıyla bahsi geçen ürünlerin birbiri yerine tercih edilebilir, birbiri ile rekabet ilişkisi içerisinde bulunan, hitap ettiği tüketici grubu benzer nitelikteki, satış, sunum ve dağıtım kanalları, üreticileri, pazarlama teknikleri birbirine benzeşen emtialardır. Bununla birlikte dava konusu markada yer alan sair gıda emtiaları bakımından ise çay ürünü ile aralarında salt gıda ürünü olmalarından kaynaklı doğrudan bir ilişki kurulması makul bir tüketici yaklaşımı olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Dava konusu marka başvurusu ile redde mesnet tasarım global olarak karşılaştırıldığında; Davalı yanın 2019/07261 sayısı ile tescil ettirdiği ambalaj tasarımında yer alan “Şekil+…” şeklindeki bölümün, dava konusu “… Şekil+…” şeklindeki marka başvurusunda neredeyse ayniyet düzeyinde benzer bir kompozisyon içerisinde kullanıldığı, ibareler arasında ancak detaylı bir inceleme halinde fark edilebilecek olan yaprak sayılarındaki farklılık hali dışında hiçbir farkın mevcut olmadığı, dava konusu markanın “…” ayırt edici sözcük unsurunu içermesinin, bu sözcük unsuru altında 3. bir kişiye ait logonun/logonun bir bölümünün, özgürce kullanılabilmesi sonucunu kendiliğinden doğurmayacağı, logoda yer alan “… …” ibaresinin kullanımının, sektör kullanımına açık olduğunun kabulü halinde dahi davalı tasarımındaki mizanpajın birebire yakın şekilde taklit edilerek dava konusu marka içerisinde kullanılmasının teknik ya da hukuki bir düzenlemeden kaynaklı bir zorunluluk hali olmadığı, bu nedenle davalı yanın mezkur kullanım biçimi üzerinde tasarım tescilinden doğan üstün hakkına dayalı olarak bu logonun uyuşmazlık konusu marka içerisinde kullanımını engelleme hakkı doğacağı, bu nedenle redde mesnet tasarımın “çay ürününe” ilişkin olduğu düşünüldüğünde, bu ürün ile aynı veya benzer olan “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Çaylar, buzlu çaylar.” emtiaları bakımından, dava konusu marka başvurusu ile redde mesnet tasarım arasında SMK m.6/6 hükmü uyarınca iltibas tehlikesi bulunduğu, davaya konu sair emtialar bakımından bu yönde bir tehlike bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; “Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez.” emtiaları bakımından … sayılı YİDK kararının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Davacının peşin yatırdığı 59,30 TL peşin maktu harcın mahsubu ile alınması gereken bakiye 21,40 TL karar ve ilam harcının müteselsilen davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davanın kabul ret oranının takdiren 3/4 olarak kabulüne,
6-Karar ve ilam harcının davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 59,30 TL peşin karar ve ilam harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 2.250,00 TL bilirkişi ücreti, 94,00 TL posta-tebligat masrafı olmak üzere toplam 2.411,80 TL yargılama giderinin 3/4’ü olan 1.808,85 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 602,95 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … Lojistik Gıda İnşaat Petrol Temizlik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından yapılan 8,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin 1/4’ü olan 2,13 TL’nin davacıdan alınarak davalı … Lojistik Gıda İnşaat Petrol Temizlik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne verilmesine, bakiye 6,37 TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
9-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iade edilmesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, Davalı Şirket Vekilinin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/06/2022