Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/247 E. 2022/3 K. 05.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/247 Esas
KARAR NO : 2022/3

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 05/10/2021
KARAR TARİHİ : 05/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/01/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 05/10/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … (… … kökeni 1959 yılına dayanan …’in bir yan kuruluşu olduğunu, 1991 yılında kuruluşundan beri bitki besleme alanında ulusal bir referans olduğunu, müvekkili …, Türkiye distribütörü … TARIM SAN. VE TİC. A.Ş. aracılığıyla Türkiye pazarında da müvekkili şirkete ait markaları taşıyan ürünlerin satışını yapmakta olduğunu, müvekkili şirkete ait “…” ibareli markanın müvekkilinin istikrarlı kulanımı sayesinde ayırt edicilik kazandığını ve müvekkili şirket tarafından iş bu marka üzerinde hak elde edildiğini, müvekkili şirkete ait “…” markasını tanınmış marka statüsüne ulaştırdığını, dolayısıyla tüketicilerin söz konusu iki markayı karıştırma ihtimali bulunmadığından müvekkili başvurusunun reddine dair YİDK kararının bu açıdan hukuka aykırı olduğunu beyan ederek; müvekkili …’nın “…” markasının gerçek hak sahibi olduğunu, markanın 2017 yılından beri tanıtımını yaparak tanınmış hale getirdiği dikkate alınarak, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı ve 04.08.2021 tarihli kararının iptaline, müvekkile ait TPMK nezdindeki “…” no.lu marka başvurusunun 1. Sınıfta yer alan hizmetler bakımından da kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 21/10/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Başvuru markası ile redde gerekçe olarak gösterilen markaların görsel, işitsel, anlamsal yönden ve bütünüyle bıraktıkları izlenimin ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, dolayısıyla başvuru konusu marka ile kısmi redde mesnet markalar arasında 6769 sayılı kanunun 5/1-ç maddesi anlamında benzerlik olduğunu, kurum YİDK nın 5/1-ç maddesi gereği vermiş olduğu ret kararının tamamen hukuka uygun olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı “Şekil+…” ibareli marka başvurusu ile redde mesnet alınan … sayılı “Şekil+…” ibareli marka başvurusu arasında SMK m.5/1-ç hükmü uyarınca iltibas bulunup bulunmadığı, davacı tarafın gerçek hak sahipliği ve tanınmış marka iddiasının SMK m.5/1-ç hükmünü bertaraf etme kabiliyetinin bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 15.10.2020 tarihinde “Şekil+…” ibareli markanın 01.sınıfta bulunan “Sanayide, bilim sahasında, fotoğrafçılıkta, tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar. Gübreler ve topraklar. İşlenmemiş suni reçineler ve işlenmemiş plastikler. Yangın söndürücü maddeler. Kırtasiye, tıbbi ve ev içi kullanım amaçlı olanlar hariç yapıştırıcılar.” emtiaları için tescil başvurusunda bulunduğu, … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında Markalar Dairesi Başkanlığı’nca SMK m.5/1-ç hükümleri uyarınca başvurunun reddine karar verildiği, davacının 17.03.2021 tarihli dilekçe ile bu karara itiraz ettiği, ancak söz konusu itirazın … sayılı YİDK kararı ile reddedildiği, bu kararın davacı marka vekiline 05.08.2021 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler marka olarak tescil edilmezler. (6769 sayılı SMK m.5/1-ç)
Mutlak red nedenleri, marka olarak seçilmiş bulunan işaretin niteliğinden kaynaklı, yetkili mercilerce re’sen incelenmesi gereken tescil engelleridir. Söz konusu engellerin dayanağı kamu menfaati ve kamu düzenidir. Bu kategori içerisine giren işaretlerin, başka bir kişiye ait oldukları veya üzerlerinde üçüncü kişilerin hakları bulunduğu için değil, aksine herkesin kullanımına açık tutulmaları gerektiğinden üzerlerinde hiç kimsenin hak iddia edemeyeceği mülahazasıyla marka olarak tescilleri reddedilmektedir. Bunun tek istisnasını, daha önce, aynı türdeki mal ya da hizmetler için tescil olunmuş veya tescili için müracaat edilmiş bulunan bir markanın aynısı ya da ayırt edilemeyecek derecede benzeyen marka başvuruları oluşturmaktadır. Bu olasılık, üçüncü bir kişinin marka hakkı temeline dayanmakla birlikte mutlak red nedenleri arasında sayılmıştır. (Ünal Tekinalp;Fikri Mülkiyet Hukuku; Dördüncü Bası; İstanbul 2005; sh.376) Marka hukukunda öncelik ilkesi hakimdir. Bu ilkeye göre, marka olarak tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir işaret, aynı mal ya da hizmetler için başkası tarafından tescil ettirilemez. Bu ilkenin görünümlerinden birini 6769 sayılı SMK m.5/1-ç bendinde düzenlenen mutlak red nedeni oluşturur.
SMK’nin 5.maddesi mutlak red nedenlerini düzenlemiş olup, bu maddede sayılan hususlar gerek TÜRKPATENT, gerekse mahkemelerce resen gözetilmesi gerekir. SMK’nin 6.maddesi ise, nisbi red sebeplerini düzenlemiş olup, bu maddede düzenlenen hususlar resen gözetilemez, ancak ilgili kişiler tarafından ileri sürülebilir.
SMK’nin 5/1-ç bendinde belirtilen “aynı” olma; karşılaştırılan işaretlerin özdeş, birbirinden farksız, birebir aynı, taklit v.b. olmalarını ifade eder. Bunun yanında, işaretlerin örneğin farklı renk veya büyüklükte olması, yazı karakteri ya da tipinin farklılaştırılması gibi değişiklikler de “aynı” olma durumunu etkilemez. “Ayırt edilemeyecek kadar benzerlik” ise, karşılaştırılan işaretler arasındaki farklılıkların markanın kapsadığı mal ve hizmetin orta düzeydeki alıcı kitlesi üzerinde bıraktığı genel izlenim itibariyle önemsenmeyecek derecede düşük olması nedeniyle aynı işaret gibi algılanmasıdır. Bu durumda, karşılaştırılan işaretlerin “aynı” ya da “ayırtedilemeyecek kadar benzer” olması halinde, markayı oluşturan işaretler arasında iltibasın varlığı ayrıca bir inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olduğu peşinen kabul edileceğinden; anılan Kanunun 5/1-ç bendinde ayrıca iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarının da araştırılması gibi bir koşul yer almamıştır. Bu bakımdan, yukarıda da ifade edildiği gibi bir ayniyet veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik mevcut ise TÜRKPATENT tarafından re’sen başvurunun 6769 sayılı SMK 5/1-ç bendi uyarınca reddine karar verilebilecektir. Ancak, marka tescilinde nispi ret nedeninin düzenlendiği 6769 sayılı SMK 6/1 fıkrasına göre başvurunun reddedilebilmesi için, başvurunun bültende ilanı üzerine yasal sürede ilgililerin itirazı halinde Kurumca işaretler arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil halk tarafından karıştırılma ihtimaline neden olacak derecede benzerlik bulunup bulunmadığı hususu incelenecektir. Bir başka deyişle, anılan madde hükmüne göre yapılacak benzerlik incelenmesinde asıl olan karıştırılma ihtimalidir. Bu nedenle, 6769 sayılı SMK m.18. maddesi uyarınca Kurum tarafından 6. madde yönünden inceleme yapılırken, başvuru konusu işaretin üzerinde kullanılacağı mal veya hizmetlerin ortalama tüketicileri nezdinde sicilde daha önce tescilli bir marka veya marka başvurusu ile karıştırılma ihtimaline yol açılıp açılmayacağının da değerlendirilmesini gerektiren derecede, yani Kurumca takdir yetkisinin kullanılacağı bir benzerlik mevcut ise, bu takdirde işaretler arasında güçlü ve açık bir iltibasın varlığı peşinen kabul edilmiş sayılamayacağından “ayırt edilemeyecek kadar benzerlik” bulunduğundan bahisle re’sen, başvurunun reddine karar verilemez. Çünkü, böyle bir durumda işaretlerin 6769 sayılı SMK m.6/1 fıkrası anlamında bir “benzer”liği söz konusu olacağından, artık bu husus nispi ret nedeni olarak ve ancak başvuruya itiraz halinde Kurumca değerlendirilebilecektir. Zira, nispi red sebepleri kamu menfaati ile ilgili olmadığından, mahkeme veya TÜRKPATENT tarafından re’sen dikkate alınması mümkün değildir. Bunların mutlaka 6769 sayılı SMK’nin düzenlediği prosedür çerçevesinde ilgili kişiler tarafından itiraz olarak ileri sürülmesi gerekir. SMK’nin 6/1 fıkrası kapsamında karıştırılma tehlikesine yol açıp açmadığının değerlendirilebilmesi ise ancak ilgililer tarafından anılan Kanun çerçevesinde itirazda bulunulmasına bağlıdır. Böyle bir değerlendirme yapılırken her tescil başvurusunun somut koşullarının gözetilmesi gerekliliği de göz ardı edilmemelidir. (Mülga KHK dönemine ilişkin değerlendirme; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 05/10/2012 tarih 2012/11-154 E 2012/659 K)
Ayırt edilemeyecek kadar benzerlik incelemesinde, markaların kapsadıkları mal veya hizmet gruplarına göre belirlenecek olan ortalama tüketiciler esas alınacak ve yapılacak karşılaştırma sırasında markalardaki ayırt edici özellik taşımayan tali ve jenerik unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Ortalama tüketicinin dikkat ve algı düzeyi, mal veya hizmetin niteliğine, türüne ve fiyatına göre değişebilmektedir. Markaların ortalama tüketici tarafından ne şekilde algılandıkları, ayırt edilemeyecek kadar benzerlik incelemesinde yapılacak global değerlendirme bakımından belirleyici role sahiptir. Ortalama tüketici; “İyi bilgilenmiş, makul derecede gözlem yapan, makul derecede dikkatli, makul derecede tecrübeli ve makul derecede ihtiyatlı kimse”dir. Bu farazi kişi, markayı bir bütün olarak algılar, değişik markalar arasında karşılaştırma imkanını nadiren bulabilir. Daha çok, markaları, hafızasında tutabildiği kadar görüntüsüne göre değerlendirme yapar, detayların analizine girmez. (Uğur Çolak;Türk Marka Hukuku;4.Baskı;İstanbul; sh.134 vd)
Belirtilen açıklamalar ışığında; tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin ve Hukuk Genel Kurulu’ nun yerleşmiş uygulamasına göre (HGK. 19.11.2003 T, E. 2003/11-578, K. 2003/703) YİDK kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (Y11HD, 21.01.2010 T, 2008/4266 E 2010/586 K) Eldeki dava da salt YİDK kararının iptali istemini barındırdığından YİDK karar tarihi olan 04.08.2021 tarihindeki marka işlem dosyasında mevcut maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve salt marka işlem dosyası ile sınırlı olarak değerlendirme yapılmıştır. Bu nedenle marka işlem dosyasına sunulmayan, ancak dava aşamasında ibraz edilen bilgi ve belgeler değerlendirme dışı bırakılmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki; davacının gerçek hak sahipliği ve davaya konu marka başvurusunun tanınmışlık mertebesine ulaştığı iddiaları, SMK m.5/1-ç hükmünü bertaraf eden iddialar değildir. Zira; davalı kurum, SMK m.5/1-ç hükmü uyarınca yapacağı incelemede, davaya konu marka başvurusunun tescilsiz olarak önceki tarihlerde kullanılarak ayırt edici hale getirildiğini veya tanınmışlık mertebesine ulaştığını incelemekle yükümlü değildir. Kurum, bu madde kapsamında re’sen yapacağı incelemede, tescil başvurusuna konu markadan önceki tarihli olan marka veya marka başvurusu ile bu marka başvurusu arasında gerek işaret gerekse mal-hizmet bakımından aynı/aynı tür seviyesinde benzerlik bulunup bulunmadığını incelemekle mükelleftir. İzah edilen gerekçelerle; davacı tarafın, gerçek hak sahipliği ve tanınmışlık iddiasının, SMK m.5/1-ç hükmü bağlamında davalı kurumun yaptığı incelemeyi etkilemeyecek hususlar olduğu kanaatine varılmıştır.
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve davaya konu olan “Sanayide, bilim sahasında, fotoğrafçılıkta, tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar. Gübreler ve topraklar. İşlenmemiş suni reçineler ve işlenmemiş plastikler. Yangın söndürücü maddeler. Kırtasiye, tıbbi ve ev içi kullanım amaçlı olanlar hariç yapıştırıcılar.” emtialarının tamamı, redde mesnet alınan … sayılı marka başvurusu kapsamında bulunmaktadır. Bu nedenle, karşılaştırılan markaların kapsamındaki davaya konu emtialar aynıdır.
Dava konusu … sayılı marka başvurusu incelendiğinde; Kelime ve şekil unsurlarından mürekkep karma bir marka olduğu, mavi renk ile “…” kelimesinin yazıldığı, bu kelimenin sağ alt kısmından sola doğru uzanacak şekilde deniz veya göl yüzeyini andırır dalga figürünün bulunduğu, bu figürün hemen üstünde, “…” kelimesi içinde yer alan “O” harfinin, su damlası figürü ile oluşturulduğu, kelime içinde yer alan “S” ve “L” harflerinin, kelimenin başlangıç harfi olan “F” gibi, diğer harflere nazaran nispeten daha büyük punto ile oluşturulduğu, markanın genel görünümünün bir bütün halinde kelime ve şekil unsurlarından mürekkep olduğu tespit edilmiştir.
Redde mesnet … sayılı marka başvurusu incelendiğinde; Kelime ve şekil unsurundan mürekkep karma bir marka olduğu, siyah renkte ve standart yazı karakteri ile “…” kelimesinin yazıldığı, bu kelimenin sol üst kısmında yeşil renkli üç adet yaprak figürünün bulunduğu, markanın genel görünümünün bir bütün halinde kelime ve şekil unsurundan mürekkep olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu marka başvurusu ile redde mesnet marka başvurusu bir bütün halinde karşılaştırıldığında; “…/…” ibaresinin müşterek bulunmasından kaynaklı (markaların kelime unsurlarında farklı olan I/İ harfleri de görsel ve işitsel olarak birbirlerine oldukça benzer iki harftir.) yüksek düzeyde benzerlik bulunsa da, karşılaştırılan markalar tıpa tıp aynı değildir. Her iki marka da kelime ve şekil unsurlarından oluşmakta olup, markaları oluşturan şekil unsurları arasında herhangi bir benzerlik bulunmamaktadır. Davaya konu emtialar; gündelik kullanıma konu, toplumun her kesimine hitap eden, ucuz, sıradan emtialar değildir. Tam aksine; belli bir işle iştigal eden, iştigal ettiği meslek gereği kullanması gereken, gündelik emtialara göre daha pahalı, piyasada bulunan sair mallar arasında belli bir düzeyde yapılan araştırma sonucu satın alınan emtialar olup, bu emtiaların hitap ettiği tüketici kitlesinin, genel halk kesimine nazaran daha dikkatli ve bilinçli olduğu, bu nedenle markaları oluşturan kelime unsurlarının yanı sıra şekil unsurlarına da dikkat eden tüketiciler olduğu kanaatine varılmıştır. Kelime ibaresinden kaynaklı benzerliğin ilgili tüketiciler nezdinde bağlantı kurma ihtimali dahil karıştırılma tehlikesine yol açabileceği düşünülse bile, bu husus SMK m.6/1 hükmü bağlamında ancak nispi tescil engeli oluşturabilecektir. Bu durumda, davalı TÜRKPATENT’in SMK m.6/1 hükmü kapsamı içerisine girecek şekilde benzerlik değerlendirmesi yapması, gerek SMK m.5/1-ç bendinde belirtilen düzenlemeye, gerekse SMK m.5/1-ç bendinin uygulanmasını gösterir yerleşik yargı içtihatlarına aykırılık teşkil etmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki; SMK m.5/1-ç bendinde belirtilen mutlak tescil engeline ilişkin düzenleme, SMK’nin genel gerekçesinde AB mevzuatıyla uyumunun arttırılmasını amaçladığını belirten açıklama karşısında, AB’nin 2015/2436 sayılı topluluk marka direktifi ile 2017/1001 sayılı topluluk marka tüzüğünde mutlak tescil engeli olarak değil, nispi tescil engeli olarak düzenlenmiştir. SMK’nin AB mevzuatıyla uyumunun arttırılmasına ilişkin Kanun Koyucunun amacı doğrultusunda SMK m.5/1-ç bendinin dar yorumlanması, Kanun Koyucunun amacına uygundur. Esasında markaların benzerliği problemi, içerisinde subjektif unsurları barındırdığından SMK m.5/1-ç bendi kapsamında yapılacak değerlendirmede ilk bakışta ve hemen aynılık veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olgularının mevcudiyetinin aranması elzemdir. Somut olayda, yukarıda yer verilen maddi tespitler karşısında, ilk bakışta ve hemen markaların aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunmadıkları, markalar arasında bulunan ve yukarıda açıklanan farklılıkların, marka başvurusunun yayıma çıkartılmasını zaruri kıldığı, davalı TÜRKPATENT’ce SMK m.5/1-ç bendi dayanak gösterilerek yapılan değerlendirmenin belirtilen gerekçelerle hatalı olduğu kabul edilmiştir.
Nitekim eldeki uyuşmazlığa emsal olabilecek nitelikteki bir uyuşmazlıkta; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 15.02.2021 T 2020/1722 E 2021/1225 K sayılı kararı ile; … RESTAURANT markası ile … (Şekilli yazım karakterinde) markası arasında, SMK m.5/1-ç hükmü uyarınca iltibas bulunmadığı yönünde karar verilerek, SMK m.5/1-ç hükmü, yukarıda ifade edildiği üzere, dar yorumlanarak mesele çözümlenmiştir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın kabulü ile; … sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı YİDK kararının iptaline,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 21,40 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 20,00 TL vekalet harcı, 38,50 TL posta-tebligat masrafına esas olmak üzere toplam 177,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı kurum vekilinin yüzüne karşı HMK m. 341 hükmü gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk Dairesi nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/01/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza