Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/242 E. 2022/169 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/242 Esas
KARAR NO : 2022/169

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 28/09/2021
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
YAZIM TARİHİ : 27/06/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili 28/09/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin “…” ibaresini uzun süredir kesintisiz ve fasılasız olarak kullanarak maruf ve meşhur hale getirdiklerini, davalının 15/06/2020 tarihinde “… DOĞAL KÖY ÜRÜNLERİ” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu ve bu başvurunun … sayısı ile kaydedildiğini, anılan başvuruya karşı yapmış oldukları itirazların reddedildiğini, müvekkiline ait “…” ibareli markaların tanınmış markalar olduğunu, davalı kurum tarafından tanınmış marka olarak tescil edildiğini ve bu kapsamda SMK 6/4 ve 6/5. maddeler uyarınca markanın reddinin gerektiğini, davaya konu başvuru ve müvekkillerine ait markaların esas unsurunun “…” olduğunu, markaların SMK 5/1-ç maddesi uyarınca ayırt edilemeyecek kadar aynı olduğunu, markaların aynı seriden olduğunun düşünüleceğini, davalı şahsın asıl amacının yasayı dolanarak “…” ibaresini tescil ettirmek olduğunu, markalardaki küçük değişikliklerin iltibası ortadan kaldırmadığını, markalar birebir aynı olarak kabul edilmese dahi SMK 6/1. madde anlamında karıştırılmaya sebebiyet verecek kadar benzer olduğunu, yapılan eklemelerin iltibası ortadan kaldırmadığını, markaya eklenen “…” ibaresinin herhangi bir ayırt edicilik katmadığını, “DOĞAL KÖY ÜRÜNLERİ” ibaresinin ürünün cinsine ve vasfına yönelik olduğunu, markalar arasında iltibas bulunduğunu, daha önceden “…” vb. markalar bakımından mahkemelerce hükümsüzlük kararları verildiğini, aynı şekilde davalı kurum tarafından da, “…” içeren birçok marka bakımından daha önceden red kararları verildiğini, “…” ibaresinin müvekkillerinin ticaret unvanlarının kılavuz kelimesi niteliğinde olduğunu ve bu doğrultuda davaya konu başvurunun SMK 6/6. Madde uyarınca reddinin gerektiğini, yine “…” kelimesini müvekkillerinin maruf hale getirmesi karşısında davaya konu marka başvurusunun SMK 6/3. madde bağlamında reddinin gerektiğini, davaya konu marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu ve bu bağlamda SMK 6/9. madde uyarınca başvurunun reddinin gerektiğini, SMK’nın 6/7 maddesinin “Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.” hükmünü ve 6/8. maddesinin ise “Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir” hükmünü havi olduğunu, davaya konu marka başvurusunun SMK 6/7 ve 6/8. Maddeleri kapsamında da reddinin gerektiğini ifade ederek; TPMK YİDK’nın 28/07/2021 gün ve … sayılı YİDK kararının iptali ile tescil edildi ise dava konusu … sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 12/10/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, markaların bütünsel olarak incelenmesinin gerektiğini, davaya konu markanın asli unsurunun “…” olduğunu, markaların aynı seriden sanılmasının mümkün olmadığını, karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davacıların, SMK’nın 6/3. ve 6/6. maddeleri kapsamındaki iddialarını ispatlayacak mahiyette yeterli delil sunmadığını, davacıların SMK’nın 6/5. maddesinde sayılan şartların gerçekleşeceği yönünde bir sonuca varmak için yeterli kanaat oluşturacak deliller sunmadığını, dava konusu markanın, davacıların ticaret unvanından tamamen farklı olduğunu ve SMK’nın 6/6. maddesinin uygulama koşullarının oluşmadığını, SMK’nın 6/7. ve 6/8. maddelerinin, dava konusu markaya uygulama imkânının bulunmadığını, davacıların, davaya konu marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna dair iddialarını destekler nitelikte yeterli delil sunulmadığını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … 17/11/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; 19/08/1983 tarihinde Çatalca İstanbul’da doğduğunu, 26 yaşına kadar Çatalca … Köyünde yaşadığını, … Spor Kulübünde uzun yıllar lisanslı futbolcu olarak görev yaptığını, … Köyü’nün sosyal medya hesaplarının yöneticilerinden birisi olduğunu, www…com ve www…org alan adlı internet sitelerinin de kendisine ait olduğunu, … Köyü’nde yerleşik “… SU” markasının da 32. sınıfta tescilli olduğunu, davaya konu marka ile davacılara ait markanın uzaktan yakından alakasının bulunmadığını, davacıların, ilgili kelimenin içinden “…” ibaresini cımbızlayarak seçtiğini, davacılar tarafından sunulan kararlarda yer alan markalarda “…” ibaresinin ayrı olarak yazıldığını, davacının finans gücüne dayanarak içinde “…” ibaresi geçen tüm markalara karşı dava açtığını beyan ederek; “davanın reddine” karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şahsa ait … nolu “… Doğal Köy Ürünleri” ibareli marka başvurusunun mutlak tescil engeli barındırıp barındırmadığı, bu marka başvurusu ile davacılara ait “…” ibareli markalar arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacıların gerçek hak sahipliğinin bulunup bulunmadığı, davacılar markalarının tanınmış olup olmadığı, davacılara ait ticaret unvanı ile davalı markası arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davalı şahsın marka başvurusunda kötü niyetli olup olmadığı, SMK m.6/7 ve m.6/8 hükümlerinin koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; davalı …’ın dava konusu “… Doğal Köy Ürünleri” ibaresinin 04, 20, 29, 31, 35. sınıfta tescili için, Türk Patent ve Marka Kurumu’na 15/06/2019 tarihinde marka tescil başvurusunda bulunduğu, markanın … başvuru numarası ile işleme alındığı görülmüştür. Akabinde, 29.09.2020 tarihinde Türk Patent ve Marka Kurumu Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından, “Başvurunun 27.07.2020 tarih ve 353 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde yayınlanmasına” karar verildiği görülmüştür. İlân üzerine, işbu davanın davacıları tarafından, …sayılı markalar ile benzer olduğu ileri sürülerek, itirazda bulunulduğu; “… kod numarasında işlem gören marka tescil başvurusunun bütünüyle reddine karar verilmesinin ” talep edildiği görülmüştür.
Türk Patent ve Markalar Dairesi’nin itirazın reddine dair kararının tebliğini müteakip davacı muterizler tarafından bu kez Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’na itirazda bulunulduğu, itiraz üzerine Türk Patent YİDK tarafından yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde, 28.07.2021 tarihinde, E.29822383-000-210360457 künye ile verilen … sayılı YİDK kararında; itirazların reddine karar verdiği, verilen kararın davacılar marka vekiline 29/07/2021 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık yasal hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı, dava konusu marka başvurusunun 15/12/2021 tarihinde tescil edildiği tespit edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, ibraz ettikleri deliller, marka işlem dosyası, itiraza ve hükümsüzlüğe mesnet marka tescil belgeleri, davacılara ait ticari sicil kayıt bilgileri, hukuki nitelendirme hariç olmak üzere teknik hususlara ilişkin bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Somut olayda yapılan incelemede; dava konusu … sayılı markanın kelime markası olduğu, markayı oluşturan esaslı unsurun büyük puntolu ve kalın punto ile yazılan “…” ibaresi olduğu, bu ibarenin altında yer alan ve görece daha küçük punto ve ince punto ile yazılan “Doğal Köy Ürünleri” ibaresinin davaya konu mal ve hizmetler bakımından somut ayırt edici niteliğinin bulunmadığı, bu hale göre; dava konusu markanın bir bütün olarak marka olma vasfını haiz soyut ayırt edici niteliği bulunan bir işaret olduğu, dava konusu kapsamındaki mal ve hizmet bakımından ayırt edici olduğu, bu nedenle somut ayırt edici de olduğu, yine tescilli olduğu mal veya hizmetleri hemen ve ilk bakışta tanımlamadığı ve tasvir etmediği, bu nedenle tanımlayıcı bir işaret olmadığı, bir bütün halinde ticaret sırasında herkesçe kullanılacak bir işaret olmadığı, markanın esas unsurunu oluşturan “…” kelimesinin Türkiye’de bilinen, maruf coğrafi bir yer ismi olmadığı, İstanbul’un Çatalca ilçesine bağlı bir mahalle ismi olduğu, yine markada bulunan “Doğal Köy Ürünleri” ibaresinden kaynaklı olarak da dava konusu markanın halkı yanıltıcı işaret barındırmadığı, belirtilen nedenlerle; SMK m.5/1-a, m.5/1-b, m.5/1-c, m.5/1-d ve m.5/1-f hükmü koşullarının somut olayda gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; davaya konu marka başvurusu kapsamında yer alan “Sınıf 29: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Sınıf 31: İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar. Ormancılık ürünleri. Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil). Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar. Hayvan yemleri. Malt (insan tüketimi için olmayan). Evcil hayvanlar için alta serilen maddeler; kedi kumu. Sınıf 35: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.” mal ve hizmetlerinin, davacılara ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalarda aynen/aynı tür olarak yer aldığı tespit edilmiş olup bu emtialar yönünden emtiaların aynı/ilişkili olması şartının sağlandığı kanaatine varılmıştır.
Dava konusu … sayılı marka incelendiğinde; beyaz zemin üzerinde siyah renkle ve büyük puntolarla yazılmış “…” ibaresi ve altında küçük puntolarla yazılmış “Doğal Köy Ürünleri” ibaresinden oluşan kelime markası olduğu, markada bulunan “…” ibaresinin büyük yazılması “Doğal Köy Ürünleri” ibaresinin ise herhangi bir ayırt ediciliği olmayan, herkesin kullanımına açık ibareler olması karşısında markanın esaslı unsurunun “…” ibaresi olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacılara ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markaların bir kısmının renk ve şekil unsurları içeren kompozisyon; bir kısmının ise kelime markaları oldukları, markaların “…” serisi çerçevesinde yaratılan seri markalar olduğu görülmekle; markaların esas unsurunun “…” olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında; her ne kadar markalar arasında “…” kelimesinden kaynaklı müştereklik bulunsa da, dava konusu markanın esas unsurunun salt “…” kelimesinden oluşmadığı, “…” şeklinde ve bir bütün olarak mizanpajının yapıldığı, dava konusu markanın esas unsuru olan “…” ibaresinin toplam on harften oluştuğu ve “.. şeklinde dört hecede telaffuz edildiği, davacıların markalarının esas unsurunu oluşturan “…” kelimesinin beş harften ve “..” şeklinde iki heceden oluştuğu, dava konusu markanın başlangıcında yer alan “…” kelimesinin telaffuzundan kaynaklı olarak markaların işitsel olarak benzer olduğundan söz edilemeyeceği, davacı markalarının çoğunlukla yeşil ve bazılarında siyah renkle özellikle ortadaki “n” harfine belirgin bir karakter verilerek düz yazı ile yazılmış “…” sözcüğünden ibaret olup, bazı markalarda “…” sözcüğünün yanı sıra geri planda algılanacak yeşil, kırmızı ve mavi renkte ufak şekil unsurlarının yer aldığı, bununla birlikte, harflerin yuvarlatılmış görünümlerinin davacılar markalarında ortak bir özellik olarak göze çarptığı, dava konusu markanın ise salt siyah renk ile “…” kelimesinin yazıldığı, bu itibarla davacıların markaları ile davalı başvurusu görsel olarak karşılaştırıldığında ve ortalama tüketici nezdinde bıraktıkları genel izlenim dikkate alındığında, görsel açıdan benzer olmadıkları, öte yandan “…” sözcüğünün “yerden kaynayarak çıkan su, kaynak” anlamına geldiği, davalı başvurusunun ise “…” ve “…” sözcüklerinin bir araya getirilmesinden oluşan bileşik bir sözcük olduğu ve maruf olmasa da coğrafi bir yer anlamı taşıdığı, kavramsal olarak yer adına ilişkin baskın bir algıya sahip olduğu, bu nedenle davacıların markaları ile davalı başvurusu arasında anlamsal açıdan dahi benzerlik bulunmadığı, bu nedenle daha önce davacılara ait “…” markalarını gören, işiten, bu markalı mal ve hizmetlerden yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu “… Doğal Köy Ürünleri” markasını, davaya konu mal ve hizmetler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, davaya konu mal ve hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı süre içerisinde, bu markayı davacılara ait markalardan farklı bir marka olarak algılayabileceği gibi marka sahipleri arasında idari ya da ekonomik bir bağlantı da kurmayacağı, belirtilen nedenlerle karşılaştırılan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca iltibas tehlikesi bulunmadığından, evleviyetle SMK m.5/1-ç hükmü uyarınca karşılaştırılan markalar arasında iltibas bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.03.2021 tarih 2017/11-16 Esas 2021/198 Karar sayılı kararında; eldeki uyuşmazlığa emsal teşkil edecek başka bir uyuşmazlıkta, davacılara ait “…” markaları ile “Dağpınarı” markası arasında iltibas tehlikesi bulunmadığı, markaların genel görünümleri itibariyle iltibas değerlendirmesinin yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08/06/2016 tarih 2014/11-696 Esas 2016/778 Karar sayılı kararı uyarınca; iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan, bu yönden dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporunun aksi yöndeki hukuki kanaatlerine itibar edilmemiştir.
Davacıların “…” esas unsurlu tescilli markalarından başka, dava konusu marka ile iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer tescilsiz bir işareti, dava konusu marka başvuru tarihinden önce, davacılar tarafından yoğun ve sıkı şekilde kullanılması ile ayırt edicilik kazandırmadıkları, böylece dava konusu marka ile iltibas tehlikesi taşıyan davacılara ait önceki tarihli tescilsiz bir işaretin varlığı saptanamadığından SMK m.6/3 hükmü koşulunun somut olayda gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır.
“…” markasına ilişkin olarak; Türk Patent Markalar Sicili’nde yapılan araştırmada, anılan ibarenin davacılardan … adına tanınmış marka olarak tescil edilmiş olduğu, mahkememizce aldırılan içinde sektörden kimselerin de bulunduğu bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; “…” markasının özellikle gıda ürünlerinde belli bir bilinirliğe ulaştığı, dosyada mübrez emsal yargı kararlarında ve Yargıtay içtihatlarında da davacıya ait “…” markası serisinin tanınmışlığına vurgu yapıldığı tespit edilmişse de “…” tanınmış markası ile dava konusu “… Doğal Köy Ürünleri” markası genel görünüm itibariyle benzer olmadıklarından SMK m.6/4 ve m.6/5 hükmü koşullarının somut olayda gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır.
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.03.2021 tarih 2017/11-16 Esas 2021/198 Karar sayılı kararında da; tanınmış “…” markası ile işaret benzerliği oluşturmayan “Dağpınarı” markası karşılaştırıldığında, tanınmışlık iddiasından kaynaklı nispi tescil engelinin oluşmayacağı belirtilmiştir.
Davacılara ait ticaret unvanlarının ayırt edici ekini “…” ibaresinin oluşturduğu, bu ibare ile dava konusu “… Doğal Köy Ürünleri” ibaresinin görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmadıkları anlaşıldığından, SMK m.6/6 hükmü koşulunun somut olayda oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacıların “…” ibareli markalarının ortak yahut garanti marka olmaması, yine maddenin aradığı “koruma süresinin 3 yıl içinde yeni bir başvuru yapılması” gibi bir durumun somut olayda vücut bulmaması karşısında SMK 6/7. maddenin uygulama şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacıların tescilli markalarına dayanması, bir başka deyişle, koruma süresi sona eren herhangi bir markaya dayalı olarak hükümsüzlük talebinde bulunmaması karşısında SMK 6/8. maddenin uygulama şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Davaya konu marka ile itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markaların iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmadıkları, bunun haricinde davalı şahsın kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu da ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiası yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 21,40 TL’nin müteselsilen davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı TÜRKPATENT kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı TÜRKPATENT’e verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç, 20,00 TL vekalet harcı, 255,10 TL posta-tebligat, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.393,70 TL yargılama giderinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacılar vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı …’ın yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/06/2022
Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza