Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/241 E. 2022/38 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/241 Esas – 2022/38
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/241 Esas
KARAR NO : 2022/38

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 27/09/2021
KARAR TARİHİ : 02/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/02/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 27/09/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, tıbbi estetik alanında 4 kuşaktır hizmet veren 120 yılı aşkın deneyime
sahip olduğunu, sektörünün öncü, tanınan ve oldukça saygın, bilinen ve itibar sahibi bir
firma olduğunu, müvekkiline ait www…..com.tr web sitesinden dermo kozmetik alanında geniş ve yenilikçi ürün yelpazesi ile alanında
öncü ve saygın bir kuruluş olan müvekkili markasının dünya çapında ve Türkiye’de
bilinmekte olduğunu, dünya çapındaki tescillerle “…” esas
unsurlu markalarının gerçek hak sahibi olan müvekkilinin Türkiye’de de kullanılmakta olduğunu ve belli bir tanınmışlığa ulaşmış olduğunu,
müvekkilinin “…
….” ibaresini içeren https://www…..com/ alan adını 2012
yılından beri kullandığını, başvuruya konu marka ile ret kararına mesnet olarak gösterilen markalar
arasında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6. maddesi uyarınca
benzerlik bulunduğunu ve markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu iddiasının kabul edilebilir olmadığını, müvekkilinin redde konu markası ile redde mesnet diğer davalı
markasının hiçbir şekilde benzer olmadığını, bahsi geçen markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, SMK’nın 6/1 maddesinin
uygulanması için gerekli şartların hiçbiri oluşmamışken müvekkili marka başvurusunun
reddinin hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil etmekte olduğunu beyan ederek; davanın kabulü ile TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararının iptaline
karar verilmesini talep etmiştir.
C E V A P :
Davalı TÜRKPATENT vekili 07/10/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı ve davalı markaları arasında görsel ve işitsel açılardan benzerlik
bulunduğundan ve davalının tescilli markası açısından taraf markalarının 03. Sınıf emtia
bakımından aynı/aynı tür emtiada kullanılacak olması ve aynı/aynı tür olarak belirtilen emtiaların tüketici özellikleriyle birlikte marka işaretlerinin benzerliğinin etkisi dikkate
alındığında, tüketicinin ihtilaf konusu markaları aynı/aynı tür ya da benzer ürünler
üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlayabilmelerinin mümkün olmaması nedeniyle 6769 s. SMK’nın 6(1) maddesi anlamında
ihtilaf konusu markalar arasında bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle bağlantı
kurulması ihtimali dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik
bulunduğunu beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Office Kozmetik İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi, davaya cevap dilekçesi ibraz etmediğinden 6100 sayılı HMK m.128 hükmü gereği, dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.

UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Re’sen gözetilmesi gereken bir sebep olarak davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı, davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait 2020/35155 sayılı “… …” ibareli marka başvurusu ile davalı şirkete ait redde mesnet 2012/68995 sayılı “… COSMETICS” ibareli marka arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 23.03.2020 tarihinde “… …” ibareli 2020/35155 sayılı başvuru ile 03.sınıfta yer alan “Kozmetikler ve kozmetik preparatlar; tıbbi amaçlı olmayan cilt bakım ürünleri ve preparatları; vücut için losyonlar, sütler ve kremler (ilaç içermeyen); tıbbi olmayan cilt bakım kremleri; kozmetik kitleri; kişisel kullanım amaçlı sabunlar; saç losyonları ve saç kremleri.” emtiaları bakımından tescil talebinde bulunduğu, yapılan ilk incelemeler sonrasında başvurunun 13.04.2020 tarih ve 346 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davalı şirketin 12.08.2020 tarihinde 2007/01813, 2012/68995, 83/086046 sayılı markaları mesnet göstererek SMK m.6/1, m.6/3, m.6/6 ve m.6/9 hükümleri kapsamında itirazda bulunduğu, davacının bu itiraza karşı 01.10.2020 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi sunduğu, dilekçesinde 83/086046, 2007/01813, 2012/68995 sayılı markalara ilişkin olarak kullanmama def’i ileri sürdüğü, davalı şirketin 30.12.2020 tarihli kullanım ispat formu ibraz ettiği, yayına yapılan itiraz sonucu Markalar Dairesi Başkanlığı’nca marka tescil başvurusunun 2012/68995 sayılı marka mesnet gösterilerek SMK m.6/1 hükmü uyarınca reddedildiği, bu karara karşı davacı tarafından 05.04.2021 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, davalı şirketin bu itiraza karşı 04.05.2021 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi sunduğu, itirazları değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile; itirazın ve başvurunun reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 27.07.2021 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet markalar ve tüm dosya kapsamına göre;
6100 sayılı HMK m.118 ve 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Hizmetleri’ne ilişkin ikinci bölümünde yer alan 197.maddenin 9.fıkrası uyarınca; taraf vekillerince UYAP ortamında dava açıldığında, dava dilekçenin sisteme kaydedildiği tarihte açılmış sayılacağından; celp edilen UYAP kayıtlarına göre dava dilekçesinin sisteme 27/09/2021 tarih saat 23:52:20’de kaydedildiği anlaşıldığından, hak düşürücü süre bakımından noksanlık bulunmadığının tespitine karar verilerek işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
İlk olarak belirtilmelidir ki; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin ve Hukuk Genel Kurulu’ nun yerleşmiş uygulamasına göre (HGK. 19.11.2003 T, E. 2003/11-578, K. 2003/703) YİDK kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (Y11HD, 21.01.2010 T, 2008/4266 E 2010/586 K) Eldeki talep de YİDK kararının iptali istemini barındırdığından YİDK karar tarihi olan 26.07.2021 tarihindeki marka işlem dosyasında mevcut maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve salt marka işlem dosyası ile sınırlı olarak YİDK kararının iptali istemi değerlendirilmiştir.
Redde mesnet 2012/68995 sayılı markanın 26.10.2015 tarihinde tescil edildiği, bu markanın tescil tarihi ile dava konusu 2020/35155 sayılı marka başvuru tarihi arasında 5 yıldan daha az süre bulunduğundan, redde mesnet markanın tescili kapsamındaki emtiaların fiili olarak ciddi surette markasal kullanımının olup olmadığı aranmaksızın SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi değerlendirmesi yapılmıştır.
Dava konusu 2020/35155 sayılı marka kapsamında yer alan “03.Sınıf:Kozmetikler ve kozmetik preparatlar; tıbbi amaçlı olmayan cilt bakım ürünleri ve preparatları; vücut için losyonlar, sütler ve kremler (ilaç içermeyen); tıbbi olmayan cilt bakım kremleri; kozmetik kitleri; kişisel kullanım amaçlı sabunlar; saç losyonları ve saç kremleri.” emtiaları, redde mesnet marka kapsamında yer alan “03.Sınıf:Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler ( insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil ).Sabunlar.” emtiaları ile AYNI/AYNI TÜR/BENZER’dir. Zira; bu emtialar aynı tür tüketici kesimine hitap ederler, aynı tür ihtiyaçları giderirler, aralarında rekabet veya birbiri yerine ikame ilişkisi bulunur, aynı yerlerde satılırlar, dağıtım kanalları ortaktır.
Dava konusu 2020/35155 sayılı marka incelendiğinde; “… …” ibaresinden oluştuğu, “…” ibaresinin başlangıç kısmında ve stilize bir biçimde yazıldığı, şekil tarzında oluşturulduğu, “…” ibaresinde yer alan “ESTHETICS” kelimesinin; “Güzellik Bilimi” anlamına gelen İngilizce bir kelime olduğu (Bkz;https://dictionary.cambridge.org/tr/s%C3%B6zl%C3%BCk/ingilizce-t%C3%BCrk%C3%A7e/esthetics), bu kelimenin Türkçe’de “Estetik” olarak yaygın olarak kullanıldığı, bilinen anlamı nedeniyle dava konusu marka kapsamında yer alan emtialar bakımından, sektörde herkes tarafından yaygın olarak kullanılan bir kelime olması nedeniyle somut ayırt edici niteliğinin bulunmadığı, “…” ibaresinin şekil oluşturacak tarzda stilize bir formatta yazılmasından kaynaklı olarak, dava konusu markada esaslı ve vurucu unsurun “INNOA” ibaresi olduğu kanaatine varılmıştır.
Redde mesnet 2012/68995 sayılı “… COSMETICS” ibareli marka incelendiğinde; renk ve şekil unsurlarından yoksun bir kelime markası olduğu, “COSMETICS” ibaresinin İngilizce bir kelime olduğu (Bkz;https://dictionary.cambridge.org/tr/s%C3%B6zl%C3%BCk/ingilizce-t%C3%BCrk%C3%A7e/cosmetics), Türkçe “Kozmetik ürünleri” anlamına geldiği, redde mesnet marka kapsamında yer alan 3.sınıftaki kozmetik ürünleri bakımından bu kelimenin somut ayırt edici niteliği bulunmadığı, bu nedenle redde mesnet markanın esas unsurunun “…” kelimesi olduğu tespit edilmiştir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan emtialar ile redde mesnet marka kapsamında yer alan bir kısım emtiaların aynı, aynı tür veya benzer oldukları, dava konusu marka başvurusunun esaslı unsurunun “INNOA”, redde mesnet markanın esaslı unsurunun “…” ibaresi olduğu, karşılaştırılan esas unsurların görsel ve işitsel olarak benzer oldukları, esas unsurlar arasındaki tek farkın; redde menet markada fazladan bulunan “V” harfi olduğu, bu farklılığın markalar arasındaki benzerliği bertaraf etmeye yetecek somut ayırt edici gücünün bulunmadığı, her ne kadar markalar arasında “I” ve “İ” harflerinden kaynaklı başka bir farklılık daha bulunsa da, bu harflerin aynı harfin noktalı ve noktasız biçimleri olması nedeniyle markalara ciddi surette farklılık kattıklarının söylenemeyeceği, buna göre; daha önce “… COSMETICS” markasını gören, işiten, bu markalı emtialardan yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı, markaları her zaman bir arada görme imkânından yoksun, önceki tarihli markanın gözünde ve kulağında kalan izi ile hareket eden ortalama tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu “… …” markasını davaya konu emtialar üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, davaya konu emtialardan faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı redde mesnet marka ile ilişkilendirebileceği, bu markayı redde mesnet markanın serisi niteliğinde zannederek tüketim tercihinde bulunabileceği, bir kısım tüketici kesiminin, markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, dava konusu marka başvurusu ile redde mesnet markanın piyasada “birlikte varoldukları” hususunun ispatlanamadığı, izah edilen gerekçelerle karşılaştırılan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili her ne kadar davaya konu marka başvurusuna ilişkin olarak gerçek hak sahibi olduğunu ve söz konusu markanın tanınmış olduğunu ileri sürmüşse de, davalı TÜRKPATENT’in SMK m.6/1 hükmü kapsamında ve nisbi tescil engeli bağlamında yaptığı değerlendirmede, gerçek hak sahipliği ve tanınmışlık iddialarını değerlendirme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Zira bu iddialar, davacıya ait dava konusu marka başvurusunun tescil süreci içinde değil, üçüncü kişilerin tescil başvurusu üzerine davacı yanca ileri sürülecek itirazlar aşamasında gündeme gelebilecek hususlardır. Bu nedenle, dava konusu marka başvurusu bakımından davacının gerçek hak sahibi olduğu veya davacı markasının tanınmış olduğu iddialarından bahisle SMK m.6/1 hükmünde düzenlenen nisbi tescil engelinin aşılacağından söz edilemez.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 21,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı TÜRKPATENT kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı TÜRKPATENT’e verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı, 55,00 TL posta-tebligat ücreti olmak üzere toplam 182,10 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı şirketin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
02/02/2022