Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/23 E. 2021/348 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/23 Esas
KARAR NO : 2021/348

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararlarının İptali – Tasarımın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 26/01/2021
KARAR TARİHİ : 13/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/10/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararlarının İptali – Tasarımın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 26/01/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; … sayılı dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfına haiz olmadığını, konusu tasarımın müvekkili firma tasarımları ve markaları ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduklarını, müvekkilin 2014 yılından beri tescilli bir şekilde bu tasarım ve markalar ile faaliyet gösterdiğini, kurum tarafından devamına karar verilen … sıra numaralı tasarımın SMK m. 56/4 hükme uyarınca yenilik kriterine haiz olmadığını iddia ederek; … sayılı YİDK kararının iptali ve … sayılı tasarımın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 02/02/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili kurum tarafından idari süreçte icra edilen iş ve işlemlerin ilgili mevzuat çerçevesinde tesis edildiğini, hukuka aykırı bir yön taşımadığından davacı iddialarına itibar edilmesinin mümkün olmadığını, işbu davada öncelikle davanın süresi içinde açılıp açılmadığının tespiti ile süre aşımı halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın tüm taleplerinin ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, dava dilekçesinin kendisine tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz etmediğinden HMK m.128 hükmü gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.77 hükmüne göre açılan Tasarımın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı …’e ait … nolu tasarımın başvuru tarihi itibari ile mutlak anlamda yeni ve ayırt edici olup olmadığı, tasarım koruması kapsamında kalıp kalmadığı, davalı tasarımının tescili halinde hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tasarım tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şahsın 18.10.2019 tarihinde … sayılı tasarım başvurusunda bulunduğu, başvurunun Tasarımlar Dairesi Başkanlığı’nın 24.03.2020 tarih ve 337 sayılı Resmi Tasarım Bülteni’nde yayımlandığı, davacının 18.10.2019 tarihli dilekçesi ile yayına itiraz ettiği, …nolu tasarımlarını itiraza mesnet gösterdiği, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun … sayılı kararı ile “İtirazın reddine ve …-1 sıra numaralı tasarımın tescilinin devamına” şeklinde oybirliği ile karar verdiği, verilen kararın davacı marka vekiline 26.11.2020 tarihinde tebliğ edildiği, yasal iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
SMK m.55’e göre tasarım “ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünüm” olarak tanımlanmış olup SMK m. 56/1’de ise “Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur.” denilmiştir.
Yenilik kavramı yine SMK m.56/4 maddesinde tanımlanmış olup buna göre; “Bir tasarımın aynısı; başvuru veya rüçhan tarihinden önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir.” denilmiştir. Kanunun düzenlemesi gereği aranan yenilik, mutlak yeniliktir. Yani tasarım başvuru veya rüçhan tarihi itibariyle, bu tasarımın daha önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması halinde tasarım koruması kapsamında kalabileceği ifade edilmek istenmiştir. Ayır edicilik kavramı da aynı maddenin devamında “Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.” denilmek suretiyle tanımlanmıştır.
Ayırt edici nitelik belirlemesi yapılırken, koruma talep edilen tasarımın, önceki tasarımlarla karşılaştırması sırasında, tasarımcının bu sınıftaki ürünler yönünden sahip olduğu seçenek özgürlüğü de dikkate alınarak, tasarımlar arasında farklılıklardan çok ortak özelliklerinin belirlenmesi ve bilgilenmiş kullanıcının genel izlenimi itibariyle, ortaya çıkan farklılıkların, tasarımı önceki tasarımlara nazaran ayırt edici kılıp kılmadığının belirlenmesi gerekir ve karşılaştırılan ürünlerin teknik ve işlevsel özellikleri dikkate alınmaz.
Belirtilen açıklamalar ışığında tarafların iddia ve savunmaları, tasarım işlem dosyası, itiraza mesnet gösterilen dokümanlar, hukuki nitelendirme hariç olmak üzere maddi tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu tasarım; bir ambalaj tasarımı olup, somut olay özelindeki bilgilerden anlaşıldığı üzere ise enerji içecekleri sektöründe kullanıma konu edilecek bir tasarımdır. Sektörü ne olursa olsun ambalaj tasarımları çok geniş seçenek özgürlüğüne sahip, üzerine sonsuz tasarımsal faaliyette bulunulması mümkün olan nitelikteki tasarımlardır. Bazı sektörlerdeki mutat renk uygulamaları (örneğin doğal ürünleri temsil için yeşil/mavi, diyet ürünleri temsil için pembe/metalik gibi, acılı ürünleri temsil için kırmızı renk gibi renklerin kullanımı) haricinde ambalaj görselleri açısından hiçbir sınırlamanın mevcut olamayacağı düşünülmektedir. Bu nedenle, dava konusu içecek kutusu ambalaj tasarımı için, mutat ambalaj uygulamaları olmakla birlikte, ambalaj üzerindeki desen/figüratif unsur/logo gibi bütünsel görünümü etkiler mahiyetteki görsel unsurlar açısından çok geniş bir seçenek özgürlüğünün mevcut olduğu tespit edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta bilgilenmiş kullanıcının; bu tasarımların kullanım alanının bulunduğu bar, restaurant, cafe, market, tekel gibi yerlerde çalışan veyahut tasarıma konu ürünleri pek çok defa deneyimleyerek bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan herhangi bir kimsenin olabileceği kanaatine varılmıştır.
Davacının tasarım işlem dosyasında yayına itirazına mesnet gösterdiği tasarımlar; … sayılı tasarımlar olup, dava aşamasında ayrıca tasarımın hükümsüzlüğü istemi bakımından; … sayılı markaları mesnet gösterdiği tespit edilmiştir.
Davalının davaya konu … sayılı tasarımı, kutu içecek ürünü ambalaj tasarımıdır. Alkollü/alkolsüz sıvı içecek/meşrubatların içine konulduğu içecek kutusu tasarımlarında, kutunun silindirik yapıda oluşu, elle kolay kavranabilirliği açısından mutat nitelikte bir form olup yine bu kutuların temel formu alüminyum malzemeden yapılmaktadır. Nitekim başvuru ile kutunun şekli değil yalnızca ambalaj grafiği korunmak istenmiştir. Bu açıdan başvuru değerlendirildiğinde, ambalaj görselinin siyah fon üzerinde, ağız kısmı kırmızı renk ile çevrelenmiş, gövdenin orta bölümünde sol tarafa doğru sıçrayan bir puma/kaplan şeklinde sarı-siyah renkte vahşi bir yırtıcı figürü, bu figür ile kombinasyon oluşturacak şekilde markasal nitelikte kullanılmış olan sarı ve kırmızı renklerle yazılmış “…” ibaresi, en altta ise yine sarı renkte yazılmış “energy drink” ve “500 ml” mutat unsurlarının kullanıldığı görülmüştür.
Davacı yanın dayanak yaptığı önceki tarihli tasarım ve markaları incelendiğinde; yine siyah bir fonun kullanıldığı, bu fonun alt kısmında kırmızı renklerle kor alev görseline yer verildiği, görseldeki alevin 4-5 adet alev dalgasının yan yana konumlandırılması ile stilize edildiği, davacı tasarım ve ambalaj markalarında ayrıca kırmızı renk ve kalın harf karakterleri ile yazılmış, hafif italik yazım stilinde “just power” şeklinde markasal bir unsura da yer verildiği, dolayısıyla davacının hem tasarımlarında hem de markasında yer alan bu ibarenin, davacı yanın tescilli markası olduğunun kabulü gerekeceği, yine davacı tasarım ve ambalaj markalarında jaguar/puma benzeri bir vahşi hayvan kafası görselinin kullanıldığı, görselin siyah renk ve kırmızı konturlu olarak tasarlandığı görülmektedir. Yine davacı tasarım ve markalarının bir kısmında “energy drink” ve “500ml” şeklinde mutat unsurların beyaz renklerle ambalajın alt – ön kısmında konumlandırıldığı görülmektedir.
Taraf tasarımları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; tasarımlar arasında benzer olarak nitelendirilebilecek unsurların, siyah fon üzerinde kompoze edilmiş olmaları ve yine dava konusu tasarımda kullanılan “…” ibaresinde “POWER” sözcüğünün aynı zamanda davacı tasarım ve markalarında da kullanılmış olmasından kaynaklı bir ortaklıktır. Bununla birlikte davacı tasarımlarında belirgin bir ateş figürü ve jaguara benzeyen bir vahşi hayvan figürü varken, dava konusu tasarımda herhangi bir alev figürü yer almamakta ve davacı tasarım/markalarından farklı olarak puma/kaplan şeklindeki bir hayvan figürünün bütünü kullanılmaktadır. Siyah renk tabanlı ambalajın, seçenek özgürlüğü kapsamında yer verilen emsallerden de görülebileceği üzere tek başına kimsenin tekeline bırakılması mümkün olmayan ve mutat kullanılan renklerden biri olduğu, bu nedenle yenilik ve ayırt edicilik değerlendirmesinde ambalaj üzerindeki sair görsel unsurlar bakımından bir karşılaştırma yapılması gerekmektedir. Dava konusu tasarımlarda siyah zemin üzerine kullanılan şekiller, kırmızı-sarı ton değerlerinde olmakla birlikte bu şekil elemanların zeminde yerleşimleri birbirinden farklıdır. Keza yine dava konusu tasarımdaki “…” ibaresinin yazım biçimi ve karakterleri ile davacı dokümanlarındaki “JUST POWER” ibaresinin yazı biçim ve karakterlerinin de farklı olduğu görülmektedir. Öte yandan, dava konusu tasarımlar, kullandıkları hayvan görsellerinin niteliği açısından da farklıdır. Dava konusu tasarımda bir bütün halinde, sıçrayan bir illüstratif anlatım varken davacı dokümanlarında soyutlanmış hayvan figürü, markanın amblemi halini almıştır. Kaldı ki yırtıcı hayvan görselleri, özellikle enerji içecekleri ürünleri açısından, yine mutat olarak tercih edilen figürlerdir. Bu nedenle görsel unsurlar bakımından karşılaştırma yapıldığında, ambalajlar üzerindeki sözcük unsurlarının tipografisi dahil olmak üzere şekli, başka bir ifadeyle tasarım bütünlüğünü etkileyen grafik unsurlar bakımından taraf tasarımları arasında, tasarım hukuku anlamında, yenilik ve ayırt edicilik kriterini ortadan kaldırır mahiyette herhangi bir benzerlik bulunmamaktadır.
Dolayısıyla salt siyah renk temeli ambalaj formunun ortaklığı ve yine her iki tasarımda da farklı illüstratif anlatımlarda kullanılmış vahşi hayvan figürlerinden kaynaklı bir yaratımsal benzerlik var ise de bu benzerliğin, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde, taraflara ait tasarım ve markalar arasında herhangi bir benzerlik kurulması için yeterli olmadığı, taraf ambalajlarının belirgin bir şekilde birbirlerinden farklılaşan unsurlar taşıdıkları, “power” sözcüğünün ortaklığından kaynaklı benzerliğin, ilgili ibarenin, özellikle enerji içecekleri sektörü açısından ayırt edici vasfı son derece zayıf bir ibare olarak değerlendirilebilecek olması ve dolayısıyla bu ibarenin ilgili ürün ambalajları açısından yaygın tercih edilebilir bir sözcük olması nedeniyle, bütünsel algıya etkisinin son derece düşük olduğu, nihai olarak dava konusu tasarımın, dosya kapsamına davacı tarafça sunulan dokümanlar karşısında yeni ve ayırt edici olduğu tespit edilmiştir.
Söz konusu değerlendirmenin yanı sıra, dava konusu tasarımın mutlak anlamda yeni olup olmadığı hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan, bu konuda bilirkişi heyeti marifetiyle re’sen mutlak yenilik araştırması da yaptırılmıştır. Buna göre; internet veri tabanında dava konusu
tasarımın yenilik ve ayırt edicilik kriteri bakımından karşılaştırmaya benzer
nitelikte önceki tarihlerde kamuya sunulmuş dokümanlar incelenmiştir.
Yukarıda da belirtildiği üzere, ambalaj tasarımları açısından geniş bir seçenek
özgürlüğünün var olması, tasarımsal faaliyetlerin de oldukça yoğun olması
sonucunu beraberinde getirmektedir. Dava konusu tasarımın başvuru tarihi
18.10.2019 tarihi olduğundan, bu tarihten daha evvel kamuya sunulmuş
dokümanların varlığı tespit edilmelidir. Bu çerçevede yapılan araştırmalarda, dava konusu tasarımın mutlak anlamda yeniliğini ortadan kaldıran, tasarım başvuru tarihinden önceki tarihli kamuya sunulmuş herhangi bir görünüm tespit edilmemiştir. Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı ileri sürdüğü 13/09/2021 tarihli beyan ve itiraz dilekçesinde; her ne kadar dava konusu tasarım ile aynı olduğunu iddia ettiği kamuya sunulmuş sosyal medya hesap paylaşımları bulunduğunu iddia etmişse de, bu paylaşımların dava konusu tasarım başvuru tarihinden önceki bir tarihte kamuya sunulmadıkları, nitekim mahkememizin 13/10/2021 tarihli duruşmasına katılan davacı vekilinin verdiği sözlü beyanı ile de; davalı tasarımının başvuru tarihinden bir gün sonra üçüncü kişilerce söz konusu tasarım görselinin internet ortamında kamuya sunulduğunu belirttiği, davacı vekilinin sözlü beyanı ile de teyit ettiği üzere, bilirkişi raporuna karşı ileri sürdüğü itiraz dilekçesinde yer verilen sosyal medya hesap paylaşımlarının dava konusu tasarım başvuru tarihinden önceki tarihli olmadıkları, dolayısıyla bu paylaşımların, dava konusu tasarımın mutlak anlamda yeniliğini öldürecek mahiyette görünümler olmadıkları, salt dava konusu tasarım başvurusunun yapılmasından kısa bir süre sonra dava konusu tasarım ile aynı bir görselin 3.kişilerce kamuya sunulmasının, dava konusu tasarım başvurusunun mutlak anlamda yeni olmadığını ispatlamaya elverişli olmadığı, zira dava konusu tasarım başvuru sahibinin verdiği icazet doğrultusunda 3.kişilerce, davalının tasarım tescil başvurusunda bulunmasını müteakip, bu şekilde paylaşımlar yapılmasının da ihtimal dahilinde olduğu, dava konusu tasarım başvurusunun mutlak anlamda yeni olup olmadığı hususunun teknik bir konu olduğu ve bilirkişi marifeti ile çözümlenmesi gerektiği, bunun haricinde, dava konusu tasarım başvurusundan kısa süre sonra dava konusu tasarım görsellerinin 3.kişilerce kamuya sunulduğu iddiasından yola çıkarak mantıki faraziyeler üzerinden dava konusu tasarım başvurusunun yeni olma ihtimalinin bulunmadığı iddiasının hukuken bir karşılığının olmadığı, mahkememizce re’sen yaptırılan mutlak yenilik araştırması neticesine göre dava konusu tasarımın mutlak anlamda yeniliğini öldüren önceki tarihli kamuya sunulmuş bir görünüm bulunmadığı da anlaşıldığından, dava konusu tasarım başvurusunun mutlak anlamda yeni olduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından bu hususta ayrıca harç tahsiline yer olmadığına,
3-Davalı TÜRKPATENT kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı TÜRKPATENT’e verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 34,00 TL vekalet harcı, 163,50 TL posta, 2.100,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.416,10 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, Davalı …’in yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/10/2021