Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/226 E. 2022/45 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/226 Esas
KARAR NO : 2022/45
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 08/09/2021
KARAR TARİHİ : 09/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/02/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 08/09/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … NEWS NETWORK LLC’nin merkezi Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan ve medya hizmeti alanında faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, şirketin, dünya çapında izleyicilere … haber kanalı, politika ve iş dünyası haberleri, son dakika haberleri, hafta içi sohbet programları ve eğlence hizmetleri sunmakta olduğunu, müvekkili şirketin, “Şekil+…” logosunu ülkemizde de tescil ettirmek için Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde başvuruda bulunduğunu ve anılan başvurunun 2020/124764 sayı ile kayıt altına alındığını, işbu dava ile iptalini talep ettikleri Türkpatent YİDK kararının, müvekkili marka başvurusunun SMK madde 5/1(g) uyarınca tescile elverişli olmadığını değerlendirmekte olduğunu, müvekkili marka başvurusunun SMK’nın 5/1(g) maddesi kapsamında marka olarak tescil edilebilir bir işaret olduğunu, müvekkili marka başvurusunun başta menşe ülke … olmak üzere pek çok ülkede tescil engeliyle karşılaşmadığını ve marka olarak tescil edildiğini, tüm bu açıklamalar ve aynı marka için mevcut tesciller ile benzer olaylarda verilen emsal kararlar dikkate alındığında; müvekkilinin iş bu davaya konu markasının, SMK 5/1(g) hükmünce “Paris Sözleşmesi’nin 2. mükerrer 6. maddesine göre reddedilecek işaretler içermesi” gerekçesiyle reddi kararının hukuka aykırı olduğunu ortaya koymakta olduğunu beyan ederek; davalı Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 07.07.2021 tarihli ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 29/09/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu markanın … bayrağının kırmızı, beyaz ve mavi renklerden oluşan renk unsurlarını, yine aynı renklerden oluşan şeritleri ve sol üst köşede mavi zemin içinde ülkenin eyaletlerini simgeleyen beyaz yıldızları içerdiğinin tespit edildiğini, her ne kadar söz konusu unsurlar … bayrağının birebir aynısı biçiminde tertip edilmiş olmasa da, Paris Sözleşmesinin anılan hükmünün devletlere ait bayrakların tıpatıp aynısını değil, hükümranlık armacılığı yönünden taklitlerini (…any imitation from a heraldic point of view) de koruma kapsamına alması ve dava konusu markanın şekil unsurunun dış hat sınırlarını oluşturan şeklin … haritası olmasının yanı sıra, markada ana unsurlardan birisi olarak yer alan “America” kelime unsurunun da varlığı göz önüne alındığında, davaya konu başvurudaki görsel unsurlarının bir bütün olarak … devletine ait hükümranlık işaretinin taklidi biçiminde algılanmasına yol açacağının açık olduğunu, dolayısıyla, dava konusu başvuru hakkında 6769 s. SMK’nın 5/1-(g) bendi uyarınca verilen ret kararının hukuka uygun olduğunu ve YİDK kararının iptali talepli iş bu davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalının tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait 2020/124764 sayılı “Şekil+…” ibareli marka başvurusunun 6769 sayılı SMK m.5/1-g hükmü uyarınca mutlak tescil engeli barındırıp barındırmadığı hususuna ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka başvuru dosyası ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 14.10.2020 tarihinde “Şekil+…” ibareli işaretin 41.sınıfta bulunan “Televizyon, internet ve ağ tabanlı uygulamalar tarafından erişilebilen siyaset, haber, güncel olaylar ve güncel ilişkileri içeren süregiden televizyon proğramları şeklinde eğlence ve eğitim hizmetleri.” için tescil başvurusunda bulunduğu, 2020/124764 sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında Markalar Dairesi Başkanlığı’nca SMK m.5/1-g hükümü uyarınca reddine karar verildiği, davacının 02.04.2021 tarihli dilekçe ile bu karara itiraz ettiği, söz konusu itirazın … sayılı YİDK kararı ile reddedildiği, bu kararın davacı marka vekiline 08.07.2021 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı SMK m.5/1-g hükmüne göre; Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesine göre reddedilecek işaretler, marka olarak tescil edilemezler.
SMK m.5/1-g hükmünde işaret edilen Paris Sözleşmesi’nin 2.mükerrer 6.maddesine göre;
1.(a) Birlik ülkelerine ait armaların, bayrakların ve diğer Devlet amblemlerinin ve bu ülkelere kabul edilmiş olan resmi kontrol ve teminatı belirten resmi işaretler ve ayar damgalarının ve hanedan armacılığı bakımından taklitlerinin ticari markalar veya markaların bir unsuru olarak yetkili makamlardan izin almaksızın kullanılması uygun önlemlerle yasaklamak ve tescili reddetmek ya da geçersiz kılmak hususlarında, Birlik ülkeleri mutabık kalmışlardır.
(b) Yukarıdaki (a) bendinde belirtilen hükümler, korunmaları için tesis edilmiş olan yürürlükteki uluslararası sözleşmelere konu olan armalar, bayraklar, diğer amblemler, kısaltılmış kelimeler vs. dışında, Birlik ülkelerinden birinin veya daha fazlasının üye olduğu Devletlerarası Uluslararası Teşkilatların armaları, bayrakları, diğer amblemleri ve isimleri vs. için de aynı derecede geçerli olacaktır.
(c) Hiç bir Birlik ülkesi, bu Sözleşmenin o ülkede yürürlüğe girmesinden önce iyi niyetle elde edilmiş hakların sahiplerinin aleyhine olacak bir şekilde yukarıdaki (b) bendinin hükümlerini uygulamaya zorunlu olmayacaktır. Birlik ülkeleri, yukarıdaki (a) bendinde sözü edilen kullanmanın veya tescilin kamuda ilgili teşkilatlarla arma, bayrak, amblem, kısaltma ve isimler arasında bir bağlantı olduğu fikrini uyandıracak veya bu kullanma veya tescilin kamuda kullanıcı ile teşkilat arasında bir bağ olduğu şeklinde yanlış bir düşünce uyandıracak mahiyette olmaması durumunda söz konusu hükümleri uygulamak zorunda olmayacaktır.
2. Resmi kontrol ve teminat işaretlerinin ve ayar damgalarının kullanımının yasaklanması yalnız bu işaret ve damgaların dahil edildiği markaların aynı veya benzer cinsteki mallar üzerinde kullanılması istendiğinde uygulanacaktır.
3.(a) Bu hükümlerin uygulanması için Birlik ülkeleri, bu Maddenin korunması altına tümüyle veya belli sınırlar içinde almak istedikleri veya bundan sonra isteyebilecekleri Devlet amblemlerinin ve resmi işaret veya ayar damgalarının bir listesini ve bu listenin müteakip tadillerinin tümünü, Uluslararası Büro aracılığıyla birbirlerine iletmeyi kararlaştırmışlardır. Bu arada bütün Birlik ülkeleri, bu şekilde iletilen listeleri kamuya açık tutacaklardır. Ancak bu iletişime Devletlerin bayraklarının dahil edilmesi zorunlu değildir.
(b) Bu Maddenin 1. paragrafının (b) bendindeki hükümler yalnız uluslararası hükümetlerarası teşkilat tarafından, Birlik ülkelerine Uluslararası Büro aracılığıyla bildirilen devletlerarası teşkilata ait armalar, bayraklar, diğer amblemler, kısaltmalar ve isimler için geçerli olacaktır.
4. Bir Birlik ülkesi itirazlarını, eğer varsa, Uluslararası Büro aracılığıyla ilgili ülkeye veya uluslararası hükümetlerarası teşkilata, bildirimin alındığı tarihten itibaren on iki aylık bir süre içinde yapabilir.
5. Yukarıdaki 1. paragrafta Devlet bayrakları için öngörülen önlemler, yalnız 6 Kasım 1925’ten sonra tescil edilen markalar için geçerlidir.
6. Bayraklar dışındaki diğer Devlet amblemleri, Birlik ülkelerinin resmi işaret ve ayar damgaları ve uluslararası hükümetlerarası teşkilatın armaları, bayrakları, diğer amblemleri, kısaltmaları ve isimleri için bu hükümler ancak yukarıdaki (3), paragrafta öngörülen bildirimin alınmasından itibaren iki aydan fazla bir zaman geçtikten sonra tescil edilmiş olan markalar için geçerli olacaktır.
7. Kötü niyetin söz konusu olduğu durumlarda, Birlik ülkeleri, 6.11.1925 tarihinden önce bile tescil edilmiş olan devlet amblemlerini, işaret ve ayar damgalarını içeren markaları da iptal etme hakkına sahip olacaklardır.
8. Kendi ülkesinin Devlet amblemini, işaret ve ayar damgalarını kullanma yetkisine sahip olan bir Birlik ülkesi vatandaşı, bunları başka bir ülkeninkine benzese bile, kullanabilirler.
9. Birlik ülkeleri, ticaret alanında, Birliğin diğer ülkelerine ait Devlet armalarının izinsiz olarak kullanılmasını, malların menşei hakkında yanıltıcı bir şekilde kullanıldığında yasaklamayı taahhüt
ederler.
10. Yukarıda yazılı olan hükümler, bir Birlik ülkesi tarafından kabul edilmiş armaların, bayrakların, diğer Devlet amblemlerinin veya resmi işaretlerle ayar damgalarının ve yukarıda (1) paragrafta bahsi geçen uluslararası hükümetlerarası teşkilatın ayırt edici işaretlerinin izinsiz olarak dahil edildiği markaları, 6. Madde 4. Mükerrerinin B bölümü, a) bendinde tanınan hakların uygulanması suretiyle ülkelerin red veya iptal etmesini engellemeyecektir.
Yukarıda yer verilen SMK m.5/1-g ve bu madde hükmünün atıfta bulunduğu Paris Sözleşmesi’nin 2.mükerrer 6.maddesi birlikte değerlendirildiğinde; Yasağın hukuki dayanağını oluşturan Paris Sözleşmesi 2.mükerrer 6.madde hükmü ile taraf devletlere veya uluslararası kuruluşlara ait resmi amblem ve kontrol damgalarının diğer taraf devletler nezdinde tescil başvurusuna konu edilemeyeceği öngörülmektedir. Bu yasak ile öncelikle marka hukuku açısından farklı sistemleri benimseyen ülkelerde uygulama birliğinin ve yeknesaklığının sağlanması amaçlanmıştır.
SMK m.5/1-g bendinde yer alan düzenleme AB hukukunda da 2015/2424 sayılı Tüzük m.7/1-h ve 2015/2436 sayılı Direktif m.4/1-h bentlerinde benzer bir yaklaşımla düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerle bir marka başvurusu reddedilirken; işaretin “herkesin kullanımına açık bırakılmasındaki” üstün menfaat gerekçesi amaçlanmamakta, aksine; “taşıdığı kamusal değer” sebebiyle işaretin herhangi bir kimse tarafından izinsiz kullanılması, başlı başına hukuka aykırılık teşkil etmektedir. Başka bir deyişle; işaretin sahip olduğu bu kamusal değer, onun “ticarileştirilmemesi” zorunluluğunu yaratmaktadır. Bu zorunluluk nedeniyle yukarıda yer verilen özel tescil engeli ihdas edilmiştir.
SMK m.5/1-g ve Paris Sözleşmesi’nin 2.mükerrer 6.madde hükümlerine göre; Paris Sözleşmesi’ne taraf devletlere ait flama, mühür, damga, bayrak, arma, fors, resmi kontrol, garanti amblemi, damgası ve diğer hükümranlık göstergesi olan işaretlerin, ortalama tüketicilerin algısında bire bir aynılarının veya armacılık sanatı açısından taklitlerinin “izinsiz” tescili mümkün değildir. Yasağın kapsamına bu işaretleri münhasıran, esas unsur veya yan unsur olarak içeren tescil başvuruları girmektedir. Yasağa ilişkin değerlendirme, tescilin istendiği mal veya hizmet sınıfları göz ardı edilerek yapılacaktır. Ayrıca başvuru konusu markanın içerdiği diğer unsurlar da Paris Sözleşmesi ‘nin 2.mükerrer 6.maddesinin 1.fıkrası hükmü çerçevesindeki değerlendirmede dikkate alınmaz. Başka bir deyişle; devlet amblemleri açısından, başvurunun kapsadığı mal veya hizmetlerin niteliği, karıştırılmaya mahal verip vermemesi yasağın uygulama şartlarından biri değildir. Dolayısıyla tescili istenen işaretin, devlet amblemlerinin bire bir aynısı veya hanedan armacılığı açısından taklidi olduğu tespit edildiğinde yasak, karıştırılma ihtimaline bakılmaksızın tüm mal ve hizmetleri kapsayacak biçimde uygulanmalıdır.
Taraf devlet egemenlik sembollerinin ve uluslararası örgüt amblemlerinin SMK m.5/1-g hükmü anlamında mutlak tescil engeline tabi tutulması, iki şekli şarta bağlanmıştır. Bunlardan ilki; ilgili resmi makamın (devlet, topluluk, uluslararası kuruluş, birlik, bölgesel yönetim vb.) izninin alınmamış olmasıdır. Diğer şart ise; bu işaretlerin bildirilerek WIPO listesinde ve veri tabanlarında yer almasına ilişkindir. Ancak, taraf devlet bayraklarının korunması açısından bu bildirim zorunluluğu bulunmamaktadır.
Bir marka başvurusu, kısmen dahi devlet armasının doğrudan kendisini veya hanedan armacılığı yönünden taklidini teşkil ediyorsa, bağlantı şartı aranmaksızın, tesciline izin verilmez. Bu incelemede genel kuraldan ayrılmak suretiyle, tescili istenen işaretin bir bütün olarak yarattığı izlenime değil, resmiyet taşıyan amblemin aynısının veya taklidinin bir unsur olarak kullanılıp kullanılmadığına odaklanılır. Buna göre, uyuşmazlık konusu işaret unsuru, tek başına, ilgili çevrede, hükümranlık işareti algısı veya böyle bir işaret ile bağlantılı olduğu algısı yaratıyorsa, diğer grafik veya kelime unsurlarının yeterli ölçüde ayırt edicilik sağlamadığı kabul edilmelidir.
Paris Sözleşmesi 2.mükerrer 6/1-f hükmü çerçevesinde, taraf devlet bayraklarından oluşan veya bunları içeren marka tescil başvurularında, koruma altındaki bayrak ile başvuru konusu marka arasında yapılan kıyaslamada;
1-Markanın tümüyle söz konusu bayrağın aynısından veya bunun armacılık sanatı (hanedan armacılığı) gereği taklidinden oluşup oluşmadığı,
2-Markanın söz konusu bayrağın aynısının veya armacılık sanatı açısından taklidini kısmen bir unsur olarak içerip içermediği sorularına cevap aranacaktır.
İncelemede son olarak markanın tescili için yetkili merciin izninin alınıp alınmadığına bakılmalıdır. Yüksek derecede tanınmışlıkları olduğu karinesi gereği, devletlerin bayraklarını WIPO’ya bildirme yükümlülüğü getirilmemiştir.
Tescile konu markaya yönelik incelemede bayrağın “armacılık sanatı açısından tasvirine” göre kıyaslama yapılmalıdır. Bayrağın “armacılık sanatı açısından tasvirinde”; mizanpaja ve arka plan rengine, içerdiği unsurlara ve bunların renk, konumlandırma ve oranlarına yönelik açıklamalar yer alır. Bu esaslar dahilinde, kural olarak, armacılık sanatı açısından taklidinin mevcudiyeti sonucuna varılması için bayrak ve marka veya markanın içerdiği bayrak unsuru arasında yakın benzerliğin bulunması gereklidir. Armacılık sanatı açısından ayniyet veya taklit niteliği taşıyan bir unsuru içeren marka kombinasyonunun barındırdığı diğer unsurlar, SMK m.5/1-g yasağı açısından dikkate alınmayacak ve tescil talebini hukuka uygun hale getirmeyecektir.
Yukarıda yer verilen inceleme sonrasında, Paris Sözleşmesi 2.mükerrer 6.maddesinin 1.fıkrası uyarınca; taraf devlet bayraklarını korumaya yönelen yasağın uygulanması gerektiği kanaatine varılırsa, ilgili devletin yetkili mercii tarafından verilmiş bir izin mevcut değilse, devlet armalarına benzer biçimde, tescil talebi kapsadığı tüm sınıflarda reddedilecektir(Memişoğlu, Sami Özgür (2019) Marka Hukukunda Mutlak Ret Sebepleri, Birinci Baskı, Ankara, Seçkin, s.683 vd.).
Belirtilen açıklamalar ışığında tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacının 2020/124764 sayılı marka başvurusu kelime ve şekil unsurundan oluşan karma bir marka olup, 41.sınıfta yer alan “Televizyon, internet ve ağ tabanlı uygulamalar tarafından erişilebilen siyaset, haber, güncel olaylar ve güncel ilişkileri içeren süregiden televizyon programları şeklinde eğlence ve eğitim hizmetleri.” bakımından tescil başvurusuna konu edilmiştir.
Davaya konu hizmetler; idrak kabiliyetini haiz, ülke ve dünyada gerçekleşen siyasi, toplumsal, güncel olaylara ilgili kimselere hitap etmekte olup, bu kimseler toplumun birbirinden farklı bir çok kesiminin bütününü oluşturan “halk”tır. Bu halk kesimi; makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlıdır.
Davaya konu marka başvurusunu oluşturan kelime unsuru; “…” ibaresi olup, “Amerika Birlikte” anlamına gelmektedir. Bir bütün olarak “Amerika Birlikte” anlamına gelen bu kelime unsurunun şekil unsuru ile birlikte soyut ve somut ayırt edici niteliği haiz olduğu, kelime unsurunun bir bütün halinde Paris Sözleşmesi’nin 2.mükerre 6.maddesi uyarınca reddedilecek işaretlerden olmadığı kanaatine varılmıştır. Esasen; somut uyuşmazlıkta dava konusu bu kelime unsuru olmayıp, kelime unsurunun arkasında bulunan şekil unsurundan kaynaklanmaktadır. Bu şekil unsurunun Amerika Birleşik Devletleri bayrağını içermesi nedeniyle marka başvurusu davalı kurumca re’sen reddedilmiştir.
Amerika Birleşik Devletleri, Paris Sözleşmesi’ne taraf ülkelerden biridir (https://www.wipo.int/pct/en/paris_wto_pct.html).
Amerika Birleşik Devletleri bayrağı; kırmızı, beyaz ve mavi renklerden oluşur. Toplamı 13 olan şeritlerin altısı beyaz, yedisi kırmızıdır. Bunlar; ülkenin kuruluş döneminde Birleşik Krallık’a başkaldıran Onüç Koloni’yi simgelerler. Sol üst köşedeki mavi dikdörtgenin içinde ülkenin eyaletlerini simgeleyen 50 adet beyaz yıldız vardır.
Somut olayda davaya konu marka başvurusunda yer alan “şekil” unsuru incelendiğinde; Amerika Birleşik Devletleri’nin hakimiyet alanını gösterir siyasi haritası ile ayırt edilemeyecek derecede bir çerçeve biçiminde oluşturulduğu, bu çerçeve içinde; sol üst köşede, gri bir çerçeve içinde çok sayıda beyaz yıldız figürünün bulunduğu, çerçevenin geri kalan iç kısmında; kırmızı ve beyaz renkli yatay düzlemde uzanan sıralı şerit figürlerinin bulunduğu tespit edilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; davaya konu marka başvurusunda yer alan “Şekil” unsuru, Amerika Birleşik Devletleri’nin bayrağı ile bire bir aynı değildir. Yukarıda tasvir edilen ve birbirinden farklı olan unsurlar, davaya konu marka başvurusunun, Amerika Birleşik Devletleri bayrağını bire bir içermediğini ortaya koymaktadır. Ancak; davaya konu marka başvurusu, Amerika Birleşik Devletleri bayrağını bire bir içermese de, bu bayrağın hanedan armacılığı bakımından taklidi niteliğinde olup olmadığı da irdelenmelidir. Bu irdeleme, armacılık alanında uzman bir kimse gözü ile yapılmayacak olup, davaya konu hizmetlerin hitap ettiği ortalama tüketici kesiminin algısı ile yapılacaktır. Bilindiği üzere; Amerika Birleşik Devletleri, gelişmiş bir ülke olup, dünyadaki toplam gayri safi yurt içi hasılanın yaklaşık dörtte birine sahiptir ve nominal açıdan dünyanın en büyük ekonomisidir. Ülke aynı zamanda dünyanın en büyük ithalatçısı ve ikinci en büyük ihracatçısı konumundadır. Nüfusu dünya nüfusunun %4,2’sine tekabül etmesine rağmen … dünyadaki toplam servetin %29,4’üne sahiptir. …, küresel savunma harcamalarının üçte birini oluşturur ve askerî alanda en güçlü ülke olarak tanımlanır (https://tr.wikipedia.org/wiki/Amerika_Birle%C5%9Fik_Devletleri).
…’nin ekonomik ve siyasi gücü nazara alındığında, …’nin hükümranlık sembollerinden biri olan … bayrağının da ülkemizde yer alan herkes tarafından tanınmış bir simge olduğu kanaatine varılmıştır. … bayrağında yukarıda yer verildiği şekli ile 50 adet beyaz yıldız bulunduğu, 13 adet kırmızılı/beyazlı şerit bulunduğu, bu şeritlerin altısının beyaz, yedisinin kırmızı olduğu, beyaz yıldızların eyaletleri temsil ettiği ve bu eyaletlerin toplamda 50 adet olduğu hususlarını, ülkemiz ortalama tüketici kesiminin bilmesi veya bilebilecek durumda olması, ortalama tüketici kesiminin dikkat ve bilinç düzeyi ile bağdaşmamaktadır. Zira ortalama tüketici kesimi, …’nin tarihine, siyasi ve toplumsal yapısına spesifik olarak ilgi duyan bir topluluk olarak düşünülemez. Bu nedenle; ortalama tüketici kesimi, … bayrağını, kırmızılı ve beyazlı şeritler ile oluşan dikdörtgen bir zemin üzerinin sol üst köşesinde yer alan daha küçük bir dikdörtgen zemin içindeki mavili alt zemin üstünde yer alan çok sayıda beyaz yıldızdan oluşan biçimsel bir format ile algılayacaktır. Dolayısıyla, davaya konu marka başvurusu ile karşılaşan bu tüketici kesiminin, marka başvurusunda yer alan “Şekil” unsurunu, … bayrağının taklidi olarak algılaması kaçınılmazdır. Zira; … bayrağının karakteristik unsurları; kırmızı ve beyazlı yatay şeritler ile beyaz renkli çok sayıda yıldızların bir arada bulunmasıdır. Dava konusu marka başvurusunda yer alan şekil unsurunda da; … bayrağının karakteristik unsurları bir arada bulunmakta olup, “şekil” unsurunda yer alan ve … bayrağından farklı olan unsurlar, ortalama tüketici kesimince ufak farklılıklar olarak algılanacak olup, bu farklılıklar, davaya konu marka başvurusunu, … bayrağının taklidinden farklılaştırmaya yeter nitelikte değildir.
Sonuç olarak; davaya konu marka başvurusunun, … bayrağının hükümranlık armacılığı bakımından taklidi nitelinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edildiği üzere; bir marka başvurusunun SMK m.5/1-g hükmü uyarınca reddedilebilmesi için, bu marka başvurusunun, ilgili devletin yetkili mercii tarafından verilmiş bir izninin de bulunmaması gerekmektedir. Başka bir deyişle; SMK m.5/1-g hükmü uyarınca mutlak tescil engeli barındıran bir işaret, menşe ülke tarafından marka olarak tescil edilebilir kabul ediliyorsa, bu marka başvurusu, ülkemizde de SMK m.5/1-g hükmü uyarınca reddedilemez.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; Dava konusu marka başvurusunun bire bir aynısının, menşe ülke olan Amerika Birleşik Devletleri’nde tescile bağlandığı tespit edilmiştir (Bkz; https://www.tmdn.org/tmview/#/tmview/detail/US500000088884911). Yine; İngilizce’nin ülkemiz ortalama tüketicisine göre daha çok bilindiği ve fiilen yaygın olarak kullanıldığı Avustralya’da da davaya konu markanın ulusal merci tarafından tescil edildiği marka işlem dosyası evrakından anlaşılmıştır. Buna göre; menşe ülke olan …’nin yetkili merciinin (United States Patent and Trademark Office [USPTO]) kendi ülkesinde, davaya konu marka başvurusu ile aynı başka bir işaretin tesciline izin verdiği, vermiş olduğu bu izin dolayısıyla söz konusu marka başvurusunun ülkemizde de SMK m.5/1-g hükmü uyarınca yasaklanamayacağı kanaatine varılmıştır.
Dava konusu marka başvurusu sair mutlak tescil engeli sebepleri bakımından markanın genel görünümü nazara alınarak re’sen değerlendirildiğinde; marka olabilecek işaret niteliğinde bulunduğu, bu nedenle soyut ayırt edici olduğu, tescile konu hizmetler bakımından değerlendirildiğinde somut ayırt edici olduğu, davaya konu hizmetleri hemen ve ilk bakışta tanımlamadığı, davaya konu hizmetlerin bulunduğu ticari sektörde herkes tarafından kullanılan bir işaret olmadığı, davaya konu hizmetlerin doğası gereği ortaya çıkan bir şekil olmadığı, teknik sonucu elde etmek için zorunlu olan veya hizmetlere asli değerini veren şekil ya da bu hizmetlerin başka bir özelliğini münhasıran içeren bir işaret olmadığı, davaya konu hizmetlerle ilişkisi incelendiğinde davaya konu marka başvurusunun bir bütün halinde halkı yanıltacak işaret mahiyetinde olmadığı, dini değer veya sembol içeren bir işaret olmadığı, kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı işaretlerden olmadığı, coğrafi işaretten oluşan veya tescilli coğrafi işaret içeren bir işaret olmadığı, bu nedenle davaya konu marka başvurusunun bir bütün halinde herhangi bir mutlak tescil engeli barındırmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın kabulü ile; … sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı YİDK kararının İPTALİNE,

2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 21,40 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 80,50 TL posta-tebligat masrafına esas olmak üzere toplam 207,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/02/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza