Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/224 E. 2022/163 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/224 Esas – 2022/163
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/224 Esas
KARAR NO : 2022/163

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 06/09/2021
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/06/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 06/09/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin “…” ibareli markaları yanında yine uzun yıllara dayanan “…” ibareli markaları da bulunmakta olup, bu markaların da TÜRKPATENT nezdinde tescil ettirilerek, koruma altına alınmış olduğunu, davalı kurumun kararının hatalı ve eksik incelemeye dayalı olduğunu gösteren bir hususun, kurumun müvekkil şirketin diğer markalarını değerlendirmemiş olması olduğunu, diğer bir deyişle, kurum kendi içerisindeki inceleme ve sonrasındaki incelemelerinde benzerlik araştırması yaparken müvekkili şirketin “…” adındaki diğer markalarını incelememiş olduğunu, müvekkili şirketin “…” ve “…” ile “…”in bileşimini içeren birden fazla markası bulunmakta olduğundan müvekkili şirketin seri marka sahibi olduğunu, davalı kurumun müvekkili şirketin seri marka sahibi olduğunu göz ardı ederek, davalı şirketin marka başvurusu hakkında tescil kararı vermesinin, davalı kurum kararının bu yönüyle hem hukuka hem de hakkaniyete aykırı olduğunu gösterdiğini, davalı şirketin markasının, müvekkil şirketin markaları ile iltibas oluşturucu düzeyde olup, davalı kurum kararının iptaline karar verilmesinin gerektiğini, müvekkil şirkete ait markalar incelendiğinde “Marine” ibaresinin sonunda “S” harfinin yer aldığı ve “S” harfinin farklı bir fontta yazıldığının görüleceğini, bu hususun söz konusu “S” harfinin “…” ibaresini temsil ettiğini gösterdiğini, davalıya ait marka incelendiğinde ise, “…” ibaresinin tek bir font ve renkte yazıldığı, kelimenin bir marka olarak aynı şekilde tescil edilmek istendiğinin görüleceğini, … ibaresinin bu haliyle özel bir anlamı bulunmamakta olup, marine ibaresinin Türkçe karşılığı düşünüldüğünde de yanındaki “s” harfinin bunu çoğul bir kelime yaptığını, bu nedenlerle, davalıya ait markanın karakteristik bir özelliği olmadığını ve müvekkili şirkete ait marka ile iltibas oluşturacağını, bu nedenle de davalı kurum tarafından verilen kararın iptaline karar verilmesinin gerektiğini, “…” ibaresini taşıyan müvekkil şirkete ait markalar ile dava konusu marka karşılaştırıldığında; davalı tarafından tesciline karar verilen markanın, müvekkiline ait marka ile iltibas oluşturacak derecede benzer olduğunu, bu benzerliğin davalının lehine, müvekkil şirketin ise aleyhine haksız avantaj sağlayacağını, davalının, müvekkil şirket ile bir bağlantısının olduğu kanaatini oluşturacağı ve müvekkilin itibarını zedeleyeceğinin şüphesiz olduğunu, davalı şirketin marka başvurusu ayırt edici niteliğe sahip olmadığından bu markanın müvekkili şirkete ait diğer markaların yeni veya farklı bir ismi olduğunu, diğer bir deyişle yine müvekkiline ait seri markaların devamı olduğu izlenimini oluşturduğunu, bunun bir sonucu olarak da davalı tarafında oluşabilecek bir memnuniyetsizliğin müvekkiline atfedilmesinin kaçınılmaz olduğunu, anılan atfın müvekkil şirketin ticari itibarına zarar vermesi, tescilli markasının tanınmışlığına ve imajına zarar verecek ve müvekkil şirketin telafisi zor maddi kazanç kaybı ile manevi zararlara uğramasına sebep olacağını, müvekkilinin gerçek hak sahibi olduğunu, davalının marka tescilinde kötü niyetli hareket ettiğini belirterek; … sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 21/09/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalıya ait 2019/127832 sayılı “…” markasının kelime ve şekil unsurundan oluşan bir yapıya sahip olduğunu, ibarede “…” kelime ibaresinin küçük harflerle bitişik olarak turuncu bir renk ile yazılmış olduğunu, yazı ibaresinin altında turuncu ve mavi renkli bir şekil unsurunun da yer aldığını, davacının iddialarının aksine davalı marka ile davaya mesnet olarak gösterilen davacı markaları arasında davalı başvuru markasının kapsamında kalan hizmetler bakımından görsel, işitsel ve anlamsal düzeyde bir benzerlik söz konusu olmadığını, zira davalı marka başvurusu kapsamındaki 12. sınıftaki mal ve hizmetler olup davacının söz konusu mal ve hizmetlerin aynısı veya benzeri sayılabilecek bir mal ve hizmet sınıfında herhangi bir markasının bulunmadığını, ayrıca taraf markaları arasında herhangi bir şekil benzerliğinin de söz konusu olmadığını, markalar arasında işaret benzerliğinin bulunmaması ya da mal ve hizmet benzerliğinin bulunmaması durumunda diğer unsurların incelenmesi gerekmeksizin markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı sonucuna varıldığını, somut olayda da davalı başvuru markası doğrudan “…” şeklinde bir bütün halinde okunup davacı markalara göre tamamen farklı bir şekilde oluşturulmuş bir ibare iken; davacıya ait mesnet markalardaki “…” ibaresinin sonundaki “s” harfi ise davacının da dava dilekçesinde ifade ettiği üzere “…” ibaresini temsil ettiği ve “s” harfinin farklı bir şekilde oluşturulmuş olduğu gözükmekte yani davalı marka başvurusundan görsel ve anlamsal olarak tamamen farklı olduğunu, ayrıca bilindiği üzere ortalama tüketicilerin, “aceleci bir geri zekâlı” değil, aksine konu hakkında makul seviyede bilgilenmiş, özenli ve dikkatli olduklarını, ortalama tüketici kitlesinin dikkat ve algı düzeyinin, mal ve hizmetin niteliğine, türüne, fiyatına göre değişebildiğini, bu nedenle ortalama tüketiciler bilinçli tüketiciler olup söz konusu markalar karşısında kaldıklarında, gerek “…” markasının görsel bakımından farklı olduğunu, gerekse de işitsel ve anlamsal bakımından farklı olduğunu anlayacaklarından ve de markaların kapsamındaki hizmetlerin aynı olmadıklarını anlayacaklarından markalar arasında SMK.m.6/1 anlamında herhangi benzerlik ve karıştırılma ihmalinin söz konusu olmayacağını, tüm bu doğrultuda dava konusu markanın kalan hizmetlerinin davacı mesnet markalara benzememesi ve markaların kapsadıkları mal/hizmetlerin aynı veya benzer olmaması nedeniyle markalar arasında Sınai Mülkiyet Kanununun 6/1 maddesi anlamında herhangi bir iltibas (karıştırılma) durumunun söz konusu olmadığını, davacı vekilinin, davalı marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığına yönelik iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, markaların ayniyet derecesinde ya da ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olması da kötü niyetin varlığının tespiti için tek başına yeterli değilken iddialara mesnet markalarla dava konusu başvuruya konu işaret arasında ibarenin tesciline engel olacak nitelikte bir benzerlik dahi bulunmadığını, ayrıca itiraz edenin, kötü niyete ilişkin iddialarını delillerle desteklemesi gerektiğini, davacı tarafça müvekkili kuruma itiraz aşamasında kötü niyet iddiasını destekleyecek nitelikte somut ve elle tutulur yeterli delil sunulmadığından ve de böyle bir kanaat oluşmadığından bu iddianın da reddinin gerektiğini ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Regal Denizcilik Yat Malzemeleri İmalat İthalat İhracat Sanayi Ticaret Limited Şirketi, davaya cevap dilekçesi ibraz etmediğinden 6100 sayılı HMK m.128 hükmü gereği, dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının davacının itirazlarının reddine ilişkin kısmının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait 2019/127832 sayılı “Şekil+…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza mesnet markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesinin bulunup bulunmadığı, davacının SMK m.6/3 hükmü uyarınca gerçek hak sahipliğinin bulunup bulunmadığı, davacı markalarının SMK m.6/5 hükmü uyarınca tanınmış olup olmadığı, davalı şirketin SMK m.6/9 hükmü uyarınca kötü niyetli olup olmadığı, hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin “Şekil+…” ibaresinin 12 ve 35.sınıfta yer alan bir kısım mal ve hizmetler için 16.12.2019 tarihinde gerçekleştirdiği 2019/127832 sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında SMK m.5/1-ç hükmü gereği “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.” hizmetlerinin başvurudan çıkartılmasına karar verildiği, akabinde kalan mal ve hizmetler için 27.03.2020 tarih ve 345 sayılı Bülten’de başvurunun ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 20.05.2020 tarihinde 2005/29015, 2011/116361, 2011/116367, 2018/05232 sayılı markaları mesnet göstererek SMK m.6/1, m.6/3, m.6/5 ve m.6/9 hükümleri bağlamında itirazda bulunduğu, davalı şirketin 25.09.2020 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz ettiği, yayıma yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı’nca 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6’ncı maddesi hükmünce marka tescil başvurusundan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Değerli olmayan maden cevherleri. Adi metaller ile bunların alaşımları ve yarı mamulleri: inşaat demirleri; inşaatlar için adi metalden hasır ve etriyeler; levha, kütük, çubuk, profil, tabaka, sac halinde yerleştirme amaçlı metalden malzemeler ve araçlar: metalden mamul yapılar, metalden inşaat iskeletleri ve dikmeleri, metal kutular, metal ambalajlar, alüminyum folyo, metalden çitler, korkuluklar, metalden tüpler, metal kaplar, madeni depolar, metal nakliye sandıkları, metal portatif merdivenler. Eleme, filtreleme ve benzeri amaçlar için yapılmış metalden malzemeler. Metalden mamul kapılar ve pencereler, kepenkler, jaluziler, bunların kasaları ve aksamları. Elektrik için olmayan madeni kablolar, teller. Metalden hırdavatçı( nalburiye) eşyası: vidalar, çiviler, cıvatalar, somunlar, pimler, pullar, dağcılar için metal pitonlar, zincirler, metal mobilya bağlantıları ve tekerlekleri, sanayide kullanılan metal tekerlekler, metalden anahtar taşıma halkaları, metalden makaralar. Metalden havalandırma, ısıtma, kanalizasyon, telefon, yer altı elektrik ve iklimlendirme tesisatları için havalandırma kanalları, menfezler, menfez kapakları, bacalar, baca şapkaları, menhol (baca) kapakları, ızgaralar. Metalden mamul işaretle gösterme, yönlendirme, belirtme, tanıtma amaçlı malzemeler: tabelalar, panolar, plakalar, metalden ışıksız trafik yönlendirme işaretleri. Metalden mamul sıva veya gaz nakli amaçlı borular, sondaj boruları ve bunların bağlantı parçaları: metalden vanalar, manşonlar, dirsekler, klipsler, uzatmalar. Madeni para kasaları. Metalden mamul demir yolu malzemeleri: raylar, ray bağlantıları, makaslar. Madeni iskele babaları ve şamandıraları, madeni dubalar, deniz taşıtları için çapa demirleri. Döküm işleri için madeni kalıplar (makine parçası olanlar hariç): Adi metallerden veya bunların alaşımlarından yapılmış sanat eserleri; adi metalden mamul müsabakalarda verilen kupalar. Metalden mamul kapaklar, şişe kapakları. Madeni direkler, madeni dikmeler, madeni inşaat iskeleleri, madeni kazıklar, madeni kuleler. Kaldırma, yükleme ve nakil için medeni paletler,madeni halatlar, yük kaldırma ve taşımada kullanılan madeni askılar, bağlar, kolonlar, kuşaklar, bantlar ve şeritler. Araç tekerlekleri için metal takozlar.Taşıtlar için metalden mamul profil çıtalar (dekorasyon amaçlı). Aydınlatma cihazları (taşıtlar, iç ve dış mekanlar için aydınlatma armatürleri).Katı, sıvı, gaz yakıtlı ve elektrikli ısıtma amaçlı cihazlar: kombiler, boylerler, kaloriferler petekleri, eşanjörler, sobalar, kuzineler; güneş enerjisi kollektörleri. Buhar, gaz ve sis (duman) üreteçleri (jeneratörleri): buhar jeneratörleri (kazanları), asetilen jeneratörleri, oksijen jeneratörleri, nitrojen jeneratörleri.İklimlendirme ve havalandırma cihazları. Soğutucular ve dondurucular.Pişirme, kurulama ve kaynatmada kullanılan elektrikle ve gazla çalışan aletler, makineler ve cihazlar: fırınlar, elektrikli tencereler, elektrikli su kaynatıcıları, mangallar, barbekiiler, elektrikli çamaşır kurutucuları, saç kurutucuları ve el kurutma cihazları.Sıhhi tesisat ürünleri: musluklar, duş takımları, klozet iç takımları, banyo-duş kabinleri, küvetler, klozetler, evyeler, lavabolar, musluklar için contalar, salmastralar (musluk iç takımı).Su yumuşatma cihazları, su arıtma cihazları, su arıtma tesisatı, atık arıtma tesisatı.Tıbbi amaçlı olmayan elektrikli alt yaygıları ve elektrikli battaniyeler, ısıtıcı yastıklar, elektrikli veya elektriksiz ayak ısıtıcıları, sıcak su torbaları (termoforlar), elektrik ısıtmalı çoraplar.Akvaryumlar için filtreler ve fıltre-motor kombinasyonları. Sanayi tipi pişirme, kurutma ve soğutma tesisatı.Pastörize ve sterilize edici makineler.Motorlu kara taşıtları (motosikletler, mobilet dahil) ve bu taşıtlar için motorlar, kavramalar ve transmisyon bağlantıları, transmisyon kayışları ve zincirleri, dişliler, frenler, fren disk ve balataları, şasiler, kaportalar, süspansiyonlar, darbe emiciler, şanzımanlar, direksiyonlar, jantlar.Bisikletler ve bunların gövdeleri, gidonları, çamurlukları.Taşıt kasaları, damperli kasalar, traktör römorkları, frigorifik kasalar, römork bağlantıları. Taşıt koltukları, koltuklar için baş dayanakları, emniyetli çocuk koltukları, koltuk kılıfları, araç örtüleri (aracın şeklini almış), güneşlikler. Sinyaller ve yön sinyalleri için kollar, taşıt camları için silecekler, silecek kolları. Taşıtlar için iç ve dış lastikler, tubles lastikler, lastik tamir takımları, taşıt lastikleri için yamalar, kaynak yamalar, taşıt lastikleri için supaplar.Taşıt camları, emniyetli taşıt camları, taşıtlar için dikiz aynaları ve yan aynalar.Patinaj zincirleri.Taşıtlar için portbagajlar, bisiklet ve kayak taşıyıcıları, seleler.Lastik şişirme pompaları.Taşıtlar için hırsız alarmları, kornalar.Yolcular için emniyet kemerleri, havalı yastıklar.Bebek arabaları, tekerlekli sandalyeler, pusetler.El arabaları, pazar arabaları, tek veya çok tekerlekli el arabaları, market arabaları, ev eşyaları için tekerlekli taşıyıcılar.Raylı taşıtlar: Lokomotifler, trenler, tramvaylar, vagonlar, teleferikler, telesiyejler.Deniz taşıtları ve parçaları (motorları hariç).Hava taşıtları ve parçaları (motorları hariç), mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” in çıkarılmasına, tescil işlemlerinin kalan emtialar için devam ettirilmesine karar verildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 23.02.2021 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, yeniden yapılan itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 29.07.2021 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu tescil edilmemiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin ve Hukuk Genel Kurulu’ nun yerleşmiş uygulamasına göre (HGK. 19.11.2003 T, E. 2003/11-578, K. 2003/703) YİDK kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (Y11HD, 21.01.2010 T, 2008/4266 E 2010/586 K) Eldeki dava da salt YİDK kararının iptali istemini barındırdığından YİDK karar tarihi olan 28.07.2021 tarihindeki marka işlem dosyasında mevcut maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve salt marka işlem dosyası ile sınırlı olarak değerlendirme yapılmıştır. Bu nedenle marka işlem dosyasına sunulmayan, ancak dava aşamasında ibraz edilen bilgi ve belgeler değerlendirme dışı bırakılmıştır.
Dava konusu 2019/127832 sayılı marka başvurusu kapsamında kalan ve eldeki davaya konu olan emtialar; “12.SINIF: Motorlu kara taşıtları (motosikletler, mobilet dahil) ve bu taşıtlar için motorlar, kavramalar ve transmisyon bağlantıları, transmisyon kayışları ve zincirleri, dişliler, frenler, fren disk ve balataları, şasiler, kaportalar, süspansiyonlar, darbe emiciler, şanzımanlar, direksiyonlar, jantlar. Bisikletler ve bunların gövdeleri, gidonları, çamurlukları. Taşıt kasaları, damperli kasalar, traktör römorkları, frigorifik kasalar, römork bağlantıları. Taşıt koltukları, koltuklar için baş dayanakları, emniyetli çocuk koltukları, koltuk kılıfları, araç örtüleri (aracın şeklini almış), güneşlikler. Sinyaller ve yön sinyalleri için kollar, taşıt camları için silecekler, silecek kolları. Taşıtlar için iç ve dış lastikler, tubles lastikler, lastik tamir takımları, taşıt lastikleri için yamalar, kaynak yamalar, taşıt lastikleri için supaplar. Taşıt camları, emniyetli taşıt camları, taşıtlar için dikiz aynaları ve yan aynalar. Patinaj zincirleri. Taşıtlar için portbagajlar, bisiklet ve kayak taşıyıcıları, seleler. Lastik şişirme pompaları. Taşıtlar için hırsız alarmları, kornalar. Yolcular için emniyet kemerleri, havalı yastıklar. Bebek arabaları, tekerlekli sandalyeler, pusetler. El arabaları, pazar arabaları, tek veya çok tekerlekli el arabaları, market arabaları, ev eşyaları için tekerlekli taşıyıcılar. Raylı taşıtlar: Lokomotifler, trenler, tramvaylar, vagonlar, teleferikler, telesiyejler. Deniz taşıtları ve parçaları (motorları hariç). Hava taşıtları ve parçaları (motorları hariç).” dır.
Dava konusu marka kapsamında yer alan bu emtialar ile davacıya ait itiraza mesnet 2018/05232 sayılı marka kapsamında yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Motorlu kara taşıtları (motosikletler, mobilet dahil) ve bu taşıtlar için motorlar, kavramalar ve transmisyon bağlantıları, transmisyon kayışları ve zincirleri, dişliler, frenler, fren disk ve balataları, şasiler, kaportalar, süspansiyonlar, darbe emiciler, şanzımanlar, direksiyonlar, jantlar. Bisikletler ve bunların gövdeleri, gidonları, çamurlukları. Taşıt kasaları, damperli kasalar, traktör römorkları, frigorifik kasalar, römork bağlantıları. Taşıt koltukları, koltuklar için baş dayanakları, emniyetli çocuk koltukları, koltuk kılıfları, araç örtüleri (aracın şeklini almış), güneşlikler. Sinyaller ve yön sinyalleri için kollar, taşıt camları için silecekler, silecek kolları. Taşıtlar için iç ve dış lastikler, tubles lastikler, lastik tamir takımları, taşıt lastikleri için yamalar, kaynak yamalar, taşıt lastikleri için supaplar. Taşıt camları, emniyetli taşıt camları, taşıtlar için dikiz aynaları ve yan aynalar. Patinaj zincirleri. Taşıtlar için portbagajlar, bisiklet ve kayak taşıyıcıları, seleler. Lastik şişirme pompaları. Taşıtlar için hırsız alarmları, kornalar. Yolcular için emniyet kemerleri, havalı yastıklar. Bebek arabaları, tekerlekli sandalyeler, pusetler. El arabaları, pazar arabaları, tek veya çok tekerlekli el arabaları, market arabaları, ev eşyaları için tekerlekli taşıyıcılar. Raylı taşıtlar: Lokomotifler, trenler, tramvaylar, vagonlar, teleferikler, telesiyejler. Deniz taşıtları ve parçaları (motorları hariç) mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri arasında benzerlik ilişkisi bulunmaktadır. Üretilen malların satışa konu olması ticari hayatın olmazsa olmazı olduğundan, mallar ile bu malların perakende satış hizmetlerinin çok yakın ilişkili olduğu, bu hususun, Yargıtay kararlarında ve doktrinde mallar ile bu malların perakende satış hizmetleri arasında ilişki ve benzerlik bulunduğu kabul edilmektedir. (Yargıtay Kararı – 11. HD., E. 2017/2969 K. 2019/365 T. 16.1.2019, Yargıtay Kararı – 11. HD., E. 2016/14701 K. 2018/6164 T. 10.10.2018)
Dava konusu 2019/127832 sayılı marka başvurusu incelendiğinde; sınırları siyah, içi turuncu renkte “…” ibaresi ile söz konusu ibarenin altında, mavi ve turuncu renkte dalgaya benzer iki çizginin yer aldığı kelime+şekil markası olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu marka kapsamında yer alan emtialarla benzer hizmetler içeren itiraza mesnet 2018/05232 sayılı marka incelendiğinde; içi mavi renk olan eliptik bir şeklin içinde “… …” ibaresinin yer aldığı kelime+şekil markası olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu marka ile davacıya ait 2018/05232 sayılı itiraza mesnet marka global olarak karşılaştırıldığında; her iki markanın da esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, itiraza mesnet markada yer alan “…” ibaresinin mavi renk ile yazıldığı, bu ibarenin aynı zamanda mavi renkli eliptik zemin üzerinde yer alması nedeniyle kelime olarak ilgili tüketici kesimi nezdinde algısının beyaz renkli “…” ibaresine göre arka planda kaldığı, markalarda yer alan figüratif unsurların farklılığının ibareleri farklılaştırmaya yetmediği, somut uyuşmazlıkta bu farklılığın görsel ve işitsel bakımdan dava konusu markanın üzerinde kullanılacağı emtianın ilgili tüketicileri nezdinde iltibası önleyici mahiyette olmadığı, bu hale göre; daha önce davacıya ait 2018/05232 sayılı markayı 35.sınıfta yer alan 12.sınıf emtiaların perakendeciliği hizmetleri üzerinde gören veya işiten ilgili tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu 2019/127832 sayılı markayı 12.sınıfta yer alan emtialar üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, davaya konu bu emtialardan faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı, itiraza mesnet marka ile ilişkilendirebileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, bu nedenle karşılaştırılan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/3 hükmüne göre; Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
Marka başvurusunun bu sebeple reddi için marka başvurusundan önce ve markaya konu işaretin aynısı veya benzerinin yoğun ve sıkı kullanımı sonucu işarete belirli bir düzeyde ayırt edicilik kazandırılması gerekir. (Y11HD; 08.10.2019 tarih, 2018/4855 E 2019/6316 K)
Somut olayda yapılan değerlendirmede; davacı tarafından, dava konusu marka tescil başvuru tarihinden önce, dava konusu marka ile aynı veya benzer tescilsiz bir işareti, davaya konu marka kapsamında yer alan emtialarla aynı ya da benzer mal ve hizmetler üzerinde yoğun ve sıkı bir şekilde kullandığını gösterir yeterli nitelik ve nicelikte delil evrakının marka işlem dosyasına sunulmadığı anlaşıldığından SMK m.6/3 hükmü koşulunun somut olayda gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; TÜRKPATENT tanınmış marka sicilinde yapılan inceleme neticesinde, davacıya ait itiraza gerekçe markaların tanınmış marka olarak sicilde yer almadığı tespit edilmiş, dosya kapsamına sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde de davacıya ait markaların tanımış markalar olduğuna dair bir kanaat oluşmamıştır. Bu nedenle SMK m.6/5 hükmü koşulunun somut olayda gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; davaya konu marka ile itiraza mesnet 2018/05232 sayılı markanın iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmalarının haricinde davalı şirketin kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu bulunmadığı anlaşıldığından kötü niyet iddiasına dayalı istemler yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle dava konusu uyuşmazlıkta SMK m.6/1 hükmü koşulu oluştuğundan davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı YİDK kararının davacının itirazlarının reddine ilişkin kısmının İPTALİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 21,40 TL’nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 20,00 TL vekalet harcı, 1.750,00 TL bilirkişi ücreti, 246,50 TL posta-tebligat masrafına esas olmak üzere toplam 2.135,10 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı şirketin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/06/2022