Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/219 E. 2022/217 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/219 Esas
KARAR NO : 2022/217

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/09/2021
KARAR TARİHİ : 28/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 02/09/2021 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin şimdiye kadar piyasada hiç tasarlanmamış bir kuruyemiş kavurma makinesini tasarladığını ve … sayısı ile de tasarım tescilini aldığını, müvekkilin söz konusu tasarımını aynı zamanda … sayısı ile de patent başvurusuna konu ettiğini, piyasada bulunan bütün kuruyemiş kavurma makineleri yatay uzun formda iken müvekkili firmanın sektörde yeniliğin öncüsü olan tasarımının makine eninden daraltmış olduğunu ve daha yuvarlak forma sahip olduğunu, müvekkilinin 40 yıllık bir firma olduğunu, davalı firmanın ise 2020 yılında kurulduğunu, kurulur kurulmaz ellerinde üretilmiş makine olmadığı için resmi internet sitelerinde müvekkili firmanın internet sitesinden aynen resimler alınarak kendi sitelerine koyduklarını, bu hususla ilgili olarak Türkiye Noterler Birliği Bilişim sistemi kullanılarak 24/05/2021 tarihinde tespitin yapılmış olduğunu ve yevmiye numaralı evrakı ile tespit yapıldığını, bilahare Antalya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı dosyası üzerinden tespit yapıldığını, davalının da müvekkili tasarımının aynısını tescil ettirdiğini, temel tasarım aynı kalacak şekilde kenarına uyguladıkları metal saç uygulamalarını değiştirdiklerini, davalının bu makineleri daha ucuza sattığına dair duyumlar aldıklarını, davalının onca seçenek özgürlüğüne rağmen müvekkili tasarımlarını taklit ettiğini, davaya konu tasarım ile daha önceki tarihlerde müvekkili firma tarafından tasarımı tescil ettirilip kamuya sunulan ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı gözünde belirgin bir farklılık bulunmadığını, davalının kötü niyetli olduğunu iddia ederek; Türk Patent Enstitüsü Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 16/06/2021 tarihli ve E-29822383-000-210274804 sayılı ret kararının iptaline, ilgili tasarım tescilinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 13/10/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 2020 07711/1 sayılı tasarımın sahibi olduğunu, davacı tarafın huzurdaki haksız davasına 2020 05322/1, 2020 05322/2 sıra numaralı tasarımlar ve … sayılı faydalı model başvurusunu mesnet göstererek iddialarda bulunduğunu, müvekkili şirketin tasarımı ile bahsi geçen dokümanlardaki makinelerin farklı olduklarını, müvekkili şirkete ait davaya konu 2020 07711/1 numaralı tasarımın ana gövdesi köşeli ve yuvarlak formdan oluşmuş olup, makinenin yüzeyi üzerinde desenler yer aldığını, davaya mesnet 2020 05322/1 – 2 sıra no’lu tasarımların ise yuvarlak formda olup yüzeyi sade formda olduğunu, müvekkiline ait tasarımda kontrol paneli/ekranı, ana gövdeye bitişik eğimli üst yüzeyde olduğunu, davacı ürünlerinde ise kontrol paneli/ekranı ürünün yan yüzeyinde çıkıntılı olarak yer aldığını, müvekkiline ait tasarımın alt kısmında boşluklu bir bölüm yer almakta olup davacı tarafa ait 2020 05322/1 – 2 sıra no’lu tasarımlarda ise bu bölümün bütün olduğunu, müvekkili tasarımının bütün halinde davacı taraf tasarımlarından farklı olduğunu, davacı yanın faydalı modeline dayanak belgenin dikkate alınamayacağını, bilgilenmiş kullanıcının iltibasa düşmeyeceğini, değerlendirmede tasarımın bulunduğu sektörle ilgili ve bağlantılı kişilerin dikkate alınarak karşılaştırmanın yapılması gerektiğini savunarak; davanın reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Mahkememizin yukarıda yazısı esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılamada, 13/04/2022 tarihli duruşmada verilen ara karar ile; davacının, davalı TÜRKPATENT ile diğer davalı … LTD ŞTİ’ye yönelttiği YİDK kararının iptali istemli davanın iş bu davadan tefrik edilmesine, akabinde hak düşürücü süre noksanlığı nedeniyle davanın reddine ilişkin, tefrik edilen dosya üzerinden gerekçeli kararın tanzim edilmesine karar verildiği, bu karar uyarınca YİDK kararının iptali istemli davanın mahkememizin yukarıda yazılı esas sayılı dava dosyasından tefrik edilerek 2022/131 Esas sayısına kaydının yapıldığı, tefrik edilen dosyada ödenmesi gereken başvurma ve peşin maktu harçların ödenmesine ilişkin ihtaratlı duruşma zaptının 18/04/2022 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, davacı vekilinin kendisine verilen kesin süre içerisinde başvurma ve peşin harçları mahkeme veznesine yatırmadığından 6100 sayılı HMK m.150/1 hükmü uyarınca; tefrik edilen dava dosyası 03/05/2022 tarihinde işlemden kaldırılmıştır. Akabinde; mahkememizin 26/09/2022 tarih 2022/131 Esas 2022/130 Karar sayılı kararı ile; HMK m.150/5 hükmü gereği 08/09/2022 tarihi itibari ile iş bu davadan tefrik edilen DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmiştir.
Bu nedenle, eldeki dava, sadece, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.77 hükmüne göre açılan Tasarımın Hükümsüzlüğü istemine ilişkin olarak görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı şirkete ait 2020 07711/1 sayılı tasarımın, başvuru tarihi itibariyle yeni veya ayırt edici olup olmadığı, davalı şirketin tasarım tescil başvurusunda kötü niyetli olup olmadığı, buna bağlı olarak; davalıya ait tasarımın hükümsüzlüğü koşulunun oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tasarım tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, Antalya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası UYAP ortamında temin edilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, maddi vakıalar hususunda bilirkişi raporu aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin 22.10.2020 tarihinde 2020/07711 sayılı tasarım başvurusunda bulunduğu, Tasarımlar Dairesi Başkanlığı’nın 24.12.2020 tarihli 355 sayılı Resmi Tasarım Bülteni’nde başvurunun yayımlandığı ve tasarımın tescil edildiği, davacının 01.03.2021 tarihli dilekçesi ile yayıma itiraz ettiği, davalı şirketin 23.03.2021 tarihli karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 2021/T-536 sayılı kararı ile; “İtirazın reddine ve 2020 07711/1 sıra numaralı tasarımın tescilinin devamına” şeklinde oybirliği ile karar verdiği, verilen kararın davacı marka vekiline 17.06.2021 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Tasarım, bir ürünün veya onun bir kısmının görmek veya dokunmak gibi insan duygularıyla fark edilen görünümüdür. Görünüm, ürünü veya onun üstündeki süslemeyi oluşturan çizgilerin, özel şekillerin, çevre çizgisinin, renklerin, biçimin ve/veya malzemenin sonucudur.
6769 sayılı SMK’nın 56. maddesinde koruma koşulları düzenlenmiş olup, bir tasarımın tescili için yeni ve ayırt edici nitelikte olması gerektiği vurgulanmıştır. 6769 sayılı SMK’nın 56/4. maddesine göre bir tasarımın “yeni” olması o tasarımın aynısının daha önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması anlamına gelir. Eğer herhangi iki tasarım arasında sadece küçük ayrıntıda farklılık varsa o tasarımlar aynı kabul edilir. Yenilik değerlendirmesinde temel alınan kriter mutlak yenilik, yani dünyada yenilik ilkesidir. Yenilik mutlaktır; çünkü, tescili istenen tasarımın aynısının kamuya sunulması halinde, Türkiye’de dünyanın neresinde, ne zaman yapılmış olursa olsun, yenilik ortadan kalkar. Bundan tescil başvurusunda bulunan tasarımcının haberinin bulunup bulunmaması, hiçbir etki yapmaz.
Ayırt edicilik kriterini düzenleyen 56/5. Madde uyarınca, “Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.” Bir tasarımın ayırt edici nitelikleri o tasarıma has, yani sadece o tasarıma ait özelliklerdir. Yine 56/5. maddeye göre tasarımlar arasındaki kıyaslama bilgilenmiş kullanıcı tarafından yapılacak olup, 56/6. maddeye göre ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınacaktır.
Bilgilenmiş kullanıcı, tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı demektir. Bilgilenmiş kullanıcı, sıradan bir kullanıcının gözden kaçırabileceği tasarımın önemli özelliklerini fark eder. Ama bir tasarım uzmanı kadar da bilgi birikimine sahip olmadığı için ayrıntılarla ilgilenmez.
Seçenek özgürlüğü kavramı ile ilgili olarak, koruma dışı hallerin değerlendirildiği 58/2. Maddede “Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” ifadesi yer almaktadır. Bir ürün, tasarımcısına ne kadar seçenek özgürlüğü bırakıyorsa koruma kapsamı da o denli genişler; seçenek özgürlüğü ne denli darsa koruma kapsamı da o denli daralır. Bir ürün işlevini yerine getirebilmesi için ancak belirli bir şekilde tasarlanması zorunluysa, bu ürünün tasarımı hiç koruma görmez.
Belirtilen açıklamalar ışığında tarafların iddia ve savunmaları, tasarım işlem dosyası, hükümsüzlüğe mesnet gösterilen dokümanlar, hukuki nitelendirme hariç maddi tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Somut olayda dava konusu tasarımın bir kuruyemiş kavurma makinesi olduğu, bu tür makinelerin tasarımsal özelliklerinin öncesinde esasen teknik/işlevsel unsurları bakımından korundukları, dolayısıyla makinenin işlevini yerine getirecek genel bir yapıya sahip olması zorunluluğu (kavurma haznesi, kızak bölümü, bant mekanizması, kontrol paneli, kapak vs ) dışında, temel anlamda tasarımsal anlamda teknik bir zorunluluktan kaynaklı olarak bir yapıya sahip olması gerekmediği, nitekim seçenek özgürlüğü açısından bilirkişi heyeti marifetiyle Google arama motoru aracılığıyla yapılan araştırmalarda da çok sayıda alternatif makinenin mevcut olduğu görülmüştür. Dolayısıyla; bilirkişi raporunda seçenek özgürlüğü bakımından yapılan araştırmadan da görüleceği üzere; birbirinden farklı görünüm modellerde pişirme/kavurma amaçlı makinelerin üretiminin mümkün olduğu tespit edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; dava konusu kuruyemiş kavurma makinesinin satışlarının gerçekleştirildiği endüstriyel üretici firmalarda çalışan satış görevlileri veyahut bu ürünü, dükkanlarında/işletmelerinde kullanmak için satın alan sektör aktörlerinin bilgilenmiş kullanıcı olarak tespiti mümkündür.
Davacı yana ait önceki tarihli 2020 05322/1 ve 2 sayılı her iki tasarımın da esasen aynı bütünsel forma sahip olduğu, yalnızca arka kısımlarındaki sonsuz bant haznesinin yer aldığı ürün çıkış bölümü ve ön kısmındaki yuvarlak ağızlı bir ürün giriş haznesi ile gövde yapısındaki renk/desen itibariyle farklılaşmış olduğu görülmektedir. Dolayısıyla davacıya ait 2020 05322/1 ve 2 sayılı her iki tasarımın görünüm özellikleri itibariyle tek bir tasarım gibi değerlendirilmesi mümkündür.
Davacı tasarımları bu anlamda incelendiğinde, yan yüzeyde bir adet çıkıntılı dijital panelin yer aldığı, tavan bölümü yuvarlatılmış gövde bir gövde, gövdenin oturtulduğu arka bölümü düz, ön bölümü kavisli ve giriş haznesine kadar uzanan yapıda bir ana kızağın bulunduğu, yine ön kısmında yuvarlak bir ürün giriş haznesi, arka kısmında ise ürün çıkış bölümünün bulunduğu, gövde üzerinde makinenin iç kısmının görünmesini sağlayan bir adet pencere yapısı ve cihazın hareketini sağlayacak şekilde alt bölümde tekerlekli ayak mekanizmasından oluştuğu görülmektedir.
Dava konusu tasarımın ise; daha köşeli ve esasen dikine dikdörtgen yapılı bir gövdeden oluşmakta olup, gövdenin üst kısmında yuvarlak ağızlı bir ürün giriş haznesi, bu giriş haznesi ile ters yönde konumlandırılış gövdeye gömülü bir dijital panel, dijital panelin hemen altında ürün çıkış ağzının yer aldığı, gövde bölümünde üzerinde pencerelerin yer aldığı yuvarlak yapılı pişirme/kavurma bölümünün bulunduğu, bölümün alt kısmında boşluklu bir yapıda gövdenin aşağı doğru uzandığı, alt kısımda tekerlekli ayak mekanizmasının yer aldığı, ürün giriş haznesinin her iki tarafında muhtemelen haznenin açısının ayarlanmasını sağlayan vanaların yer aldığı görülmektedir.
Dava konusu tasarım ile davacıya ait önceki tarihli tasarımlar; temel anlamda bu özellikler etrafında karşılaştırıldıklarında, tasarımların, bilgilenmiş kullanıcılar nezdinde yaratacakları nihai algıda birbirileri ile hiçbir benzerlik taşımadıkları, davacı tasarımlarında bütüne hakim olan yuvarlak gövde yapısı mevcutken, dava konusu tasarımda bütünü oluşturan unsurun genel anlamda yuvarlak bir algı yaratmadığı, gövde bölümünde yer alan parçanın bir bölümünün yuvarlak yapısının tek başına tasarımları benzer kılmayacağı, karşılaştırmanın tasarımların bütününe hakim unsurlar ve bu bütünün bilgilenmiş kullanıcı nezdindeki etkisi üzerinden yapılması gerektiği, davacı yanın iddiaları çerçevesinde fonksiyonel anlamda ortaya çıkması muhtemel benzerliklerin ise tasarım mevzuatı anlamında korunamayacağı, zira; tasarım hukukunun, ürünlerin bilgilenmiş kullanıcı nezdinde oluşturduğu yeni ve ayırt edici görünümler ile ilgilendiği, işlevselliğin tasarım hukukununn ilgi alanı dışında kaldığı, dolayısıyla salt tasarımsal unsurlar ve dava konusu makinelerin nihai görünümlerindeki algıları itibariyle hükümsüzlüğü talep edilen tasarımın yeni ve ayırt edici olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı yanın tasarımlarına konu görseller aynı zamanda 2020 16352 sayılı “kabuklu-kabuksuz kuruyemiş kavurma-pişinme makinesi” buluş başlıklı faydalı model başvurusunda kullanılan teknik çizimlere konu olan ürün ile aynı olduğundan, davacının bu faydalı model başvurusunda kullanılan teknik çizimlerin de, dava konusu tasarımın yeniliğini ve ayırt ediciliğini etkilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Son olarak; dava konusu tasarımın mutlak anlamda yeni olup olmadığı kamu düzenine ilişkin bir husus olduğundan, bu durum bilirkişi heyeti marifetiyle re’sen araştırılmıştır.
Bilirkişi heyet üyelerinin mesleki bilgisi gereği veritabanları, internet, katalog vb tüm sanal ve fiziki ortamda yaptıkları incelemeler sonucunda, dava konusu tasarımın başvuru tarihinden önceki tarihli olup dava konusu tasarımın yeniliğini öldürücü herhangi bir dokümana rastlanmadığı tespit edilmiştir.
SMK m.77/1-a hükmüne göre; Bir tasarım başvurusunun kötü niyetle yapıldığı ispatlanırsa, o tasarım hükümsüz kılınır.
Kötü niyetli tasarım başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak tasarım başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak tasarımı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan tasarım başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş tasarım başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir.
Somut olayda; davaya konu tasarım ile mesnet dokümanların bilgilenmiş kullanıcı nezdinde genel izlenim itibariyle benzer olmadıkları, bunun haricinde dava konusu tasarımın kötü niyetle tescil başvurusuna konu edildiğini gösterir somut olgu ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiasına dayalı istemler yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; dava konusu tasarımın hükümsüz kılınması koşulları oluşmadığından, açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı davacı tarafça ikmal edildiğinden ayrıca harç tahsiline yer olmadığına, davacı tarafından fazladan yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 59,30 TL peşin harcın talebi halinde davacıya iadesine, aksi halde hazineye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 145,00 TL posta, 2.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.693,50 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 28,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin ve Davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/09/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza