Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/216 E. 2023/98 K. 03.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/216 Esas – 2023/98
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/216 Esas
KARAR NO : 2023/98

DAVA : Tasarım Hakkı İhlâli / Haksız Rekabet
DAVA TARİHİ : 31/08/2021
KARAR TARİHİ : 03/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/04/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Tasarım Hakkı İhlâli / Haksız Rekabet davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 31/08/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın, …’ye önem veren, geliştirdiği ürünler ve
tasarımlar ile de sektörüne yön veren bir firma olduğunu, davalılar tarafından müvekkilinin tescilli tasarımının
birebir aynısının haksız ve hukuksuz olarak kullanılmakta olduğunu, davalılar tarafından haksız ve hukuksuz olarak ticari mevkiye çıkarılarak kullanılmakta olan ürünün değişik iş raporuyla da
sabit olan müvekkili adına tescilli … sayılı tasarımın
birebir taklidi olup bahse konu bu kullanımların aynı zamanda
haksız rekabet de teşkil etmekte olduğunu, davalı tarafların haksız ve hukuka aykırı kullanımlarının, ticari hayatın
teamülleri çerçevesinde dürüstlük kurallarını ihlal eder nitelikteki eylemler olup, bu
kullanımların müvekkilinin ticari faaliyetlerinden faydalanma, ticari çevresini doğrudan
etkileme, ticari itibarından ve müşteri çevresinden faydalanma gibi haksız rekabete
sebebiyet verecek nitelikte eylemler olduğunu, davalı tarafların bir çok seçeneği
olmasına rağmen müvekkili tasarımlarını ve ürünlerini ve hatta müvekkilinin bu
ürünlerinin tanıtımında kullandığı görsellerin birebir aynılarını kopyalamak suretiyle
kullanıyor olmasının kısa yoldan haksız kazanç elde etmek istediklerini, müvekkili tasarımlarının sektörel tanınmışlığından ve güvenilirliğinden faydalanmak amacı güttüklerinin kanıtı olduğunu, izah olunmaya çalışılan tüm bu hususlar çerçevesinde aleyhinde tespit istenilen
tarafından gerçekleştirilen ticari kullanımlar, müvekkili adına tescilli olan ve tescil numarası belirtilen tasarımdan doğan hakları ihlal ettiği gibi aynı zamanda
haksız rekabet de teşkil etmekte olduğunu, somut uyuşmazlıkta ayrıntılı olarak yapılan incelemelerden ve
karşılaştırmalardan da görülebileceği üzere davalı taraflarca gerçekleştirilen haksız ve
hukuka aykırı kullanımların, ticari hayatın teamülleri çerçevesinde dürüstlük kurallarını
ihlal eder nitelikteki eylemler olup, bu kullanımların müvekkili ticari faaliyetlerinden
faydalanma, ticari çevresini doğrudan etkileme, ticari itibarından ve müşteri
çevresinden faydalanma gibi haksız rekabete sebebiyet verecek nitelikte eylemler olduğunu beyan ederek; müvekkil adına tescilli … sayılı tasarım hakkına tecavüz teşkil eder
mahiyetteki davalı eylemlerinin 6769 sayılı SMK uyarınca tespitine, men’ine, ref’ine, müvekkili tasarım hakkına tecavüz teşkil eden her türlü ürün ile bunların
üretiminde münhasıran kullanılan kalıplara ve ayrıca ürünün tanıtımın
gerçekleştirildiği katalog, broşür vs. her türlü tanıtım vasıtasına el konulmasına
ve bunların imhasına,
davalı eylemlerinin müvekkili tasarım hakkına tecavüz etmesinin yanında ayrıca
5846 sayılı Kanun uyarınca da eser sahipliğinden doğan mali ve manevi haklara
tecavüz ve TTK hükümleri uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine,
fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 6769 sayılı SMK uyarınca tescilli
tasarımdan doğan hakların davalı yanca ihlal edilmesi nedeniyle HMK m.107
hükmü uyarınca tahkikat sonucunda müvekkilinin maddi ve manevi zararının
değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda
artırılmak üzere asgari 1.000,00 TL belirsiz maddi tazminatın (zarar alacağının) ve
20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari işlere uygulanan en
yüksek avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tazminine,
tecavüz yönünde verilecek mahkeme kararının, masrafları tecavüz eden
tarafından karşılanarak, …’de tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 01/10/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Yargı yolunun caiz olmadığını, açılan davaya yetki itirazında bulunduklarını, 6769 Sayılı Kanunun 156/3.maddesi uyarınca; sınai mülkiyet hakkı sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında yetkili mahkemenin, davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesi olduğunu, somut olayda davayı kabul manasına gelmemek kaydı ile fiilin gerçekleştiği ve etkilerinin görüldüğü yerin … ili … ilçesi iken davacı tarafça …. ‘da açılan dava bakımından davacının yerleşim yeri/sicilde kayıtlı merkezi araştırılarak yetki itirazlarının değerlendirilmesi, bu hususun tespiti halinde mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, açılan davanın husumetten reddi gerekmekte olduğunu, davacı taraf, müvekkili belediye ile görüşmesi sırasında söz konusu ürüne ilişkin tescilli tasarım olduğu ve gizlilik şartı beyanı bildirilmeden 24/02/2020 tarihinde kullanımına onay verdiği ürün için, dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerden anladıkları kadarıyla 13/03/2020 tarihinde tasarım tescili için başvuruda bulunmuş olduğunu, ihale gününden önce 27/05/2020 tarihinde tescilin yayımlanmış olduğunu, dosya içerisine sundukları yazışmalardan anlaşılacağı üzere, davacı tarafça, belediyeleri tarafından aydınlatma işine ilişkin ihaleye çıkılacağı bilinmekte iken ihalede kullanılmak üzere dokümanlar davacı tarafından belediyeye gizlilik şartı olmaksızın onay ve izin ile verilmiş iken ihaleden haberi olan davacının ihaleye katılmamış olduğunu, dolayısıyla ihaleye itiraz etmemiş olduğunu, müvekkili belediyenin, davacının 13.03.2020 tarihli …’na başvurusundan çok önce ihale işlemlerine başlamış olduğunu, davacı tarafın sonradan dava açmakla kötü niyetli olduğunu beyanla; davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili 01/11/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davaya konu edilen tasarımların üretilmesine sebep teşkil eden ihalenin tarafı olmadığını, … ihale kayıt numaralı ihale ve iş yapım sözleşmesi incelendiğinde durumun ortada olduğunu, diğer davalı … Belediyesince istenilen işin; diğer davalı …’a ihale edilmiş olduğunu, bu bağlamda ihale prosedüründen ve oluşacak herhangi bir hak ihlalinden sorumlu olabileceklerin olsa olsa ihalenin tarafları olan bu davalıların olabileceğini, müvekkili şirketin ise ihaleyi kazanan yüklenicinin (…) alt yüklenicisi olduğunu, bir başka deyişle müvekkili şirkete …’un ihale kapsamında üretilmesi kararlaştırılan bir kısım işlerin taşere edilmiş olduğunu, bu bağlamda taşeronluk sözleşmesinde; yapılacak işlerin direkt olarak kamu ihalesini baz aldığı ve ona atıf yaptığının görüleceğini, … ihale kayıt numaralı ihale ve iş yapım sözleşmesinde istenilen bir takım işleri taşeronluk sözleşmesinde …’un, müvekkilinden talep etmekte olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin, bağımsız bir iş yapmadığını, … için ve onun taşere ettiği bir işi yapmakta olduğunu, karşılığında da …’tan hak edişini almakta olduğunu, gerek patent ihlali, gerekse haksız rekabette bulunmadığını, şirketin, ondan yapılması istenen işlerin taşeronluğunu ifa etmekten başka hukuki ihtilafta bir etkisi olmadığını, sonuç itibari ile müvekkili şirketin, davayla ilintisiz bir kişi olduğunu, iddia olunan zararla illiyet bağı bulunmadığını, zira davaya konu işler kime taşere edilirse edilsin o taşeronun yine önüne konan ve alınan ihaleye göre şekillenmiş sözleşmeye göre hareket edeceğini ve sonucun değişmeyeceğini, bu açıdan bakıldığında müvekkilinin iddia edilen zararla ilintisiz olduğunun çok açık olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, dava dilekçesinin kendisine tebliğinde rağmen cevap dilekçesi ibraz etmediğinden; 6100 sayılı HMK m.128 hükmü uyarınca dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
TAM ISLAH:
Davacı vekili 12/10/2022 tarihli tam ıslah dilekçesinde özetle; Somut olay özelinde tazminat sorumluluğu bakımından yapılan doktrin ve … kararı araştırmalarında 6769 sayılı SMK döneminde açılan tasarım hakkına tecavüz davalarında tazminat sorumluluğu için “kusur”un aranmadığının tespit edildiğini, somut olaydaki gibi bir adedinin değeri onbinlerce lira olan ve üretimi, tasarlanması uzun süreçlerden geçen özel tasarımdaki aydınlatma direklerinin tasarım koruması altında olup olmadığının üretici firmaları ve tedarikçi firmalar tarafından araştırılmasının zorunluluk olduğunun tartışmasız olduğunu, özellikle bu ürünlerin üretimi işi ile iştigal eden ve tacir sıfatını haiz kişi ve firmaların tasarım tescilinden haberdar olmadıkları ve kusursuz oldukları savunmalarına itibar edilemeyeceğini, davalı …’un tasarımı müvekkiline ait ürünü ürettirmek için fiyat teklifi aldığı, ürünü müvekkiline değil de diğer davalı … firmasına ürettirdiği gerçeği karşısında kusurunun olduğunun aşikâr olduğunu, diğer davalı …’nin de ürünün satın alım süreci öncesinde müvekkilinden bu tasarım konusu ürünlerin teknik bilgilerini aldığını, müvekkilce bu ürünlerin tasarım koruması altında olduğunun …’ne bildirildiğini, kaldı ki üretici olan firmaların ve …’nin özel nitelikli bir ürünün tasarım koruması altında olup olmadığını araştırması gerektirdiğini, satın alım sürecinde birebir müvekkili ürününün aynısına yer verilmesinin tesadüf olarak kabul edilemeyeceğini, mevcut tasarım tecavüz sürecinde her bir davalının ihmal suretiyle kusurundan ziyade tecavüz kastı olduğu dikkate alındığında her üç davalı yönünden kusur sorumluluğunun doğduğunu da belirterek; müvekkili adına tescilli … sayılı tasarımdan doğan hakların 6769 sayılı SMK m.81 ve 149 vd maddeleri ile 6102 sayılı TTK’nın haksız rekabet hükümleri çerçevesinde ihlal edildiğinin tespiti ile tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden bu eylemlerin men ve ref’ine, tasarım hakkına tecavüz teşkil eden her türlü ürün ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan kalıplara ve ayrıca ürünün tanıtımının gerçekleştirildiği katalog, broşür vs her türlü tanıtım vasıtasına el konulmasına ve bunların imhasına, her üç davalının da somut olayda ihmal veya kusurundan öte kastının olduğuna, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 6769 sayılı SMK m.151/2-b hükmü uyarınca tescilli tasarımdan doğan hakların davalı … tarafından ihlal edilmesi nedeniyle HMK m.107 hükmü uyarınca tahkikat sonucunda müvekkilinin uğradığı maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere davalı … yönünden asgari 500,00 TL belirsiz maddi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari işlere uygulanan en yüksek avans faizi ile birlikte tazminine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 6769 sayılı SMK m.151/2-b hükmü uyarınca tescilli tasarımdan doğan hakların davalı … MÜHENDİSLİK tarafından ihlal edilmesi nedeniyle HMK m.107 hükmü uyarınca tahkikat sonucunda müvekkilinin uğradığı maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere davalı … MÜHENDİSLİK yönünden asgari 400,00 TL belirsiz maddi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari işlere uygulanan en yüksek avans faizi ile birlikte tazminine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 6769 sayılı SMK m.151/2-b hükmü uyarınca tescilli tasarımdan doğan hakların davalı … tarafından ihlal edilmesi nedeniyle HMK m.107 hükmü uyarınca tahkikat sonucunda müvekkilinin uğradığı maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere davalı … yönünden asgari 100,00 TL belirsiz maddi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari işlere uygulanan en yüksek avans faizi ile birlikte tazminine, ayrıca müvekkilinin uğradığı manevi zarara karşılık 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari işlere uygulanan en yüksek avans faizi ile birlikte salt davalı …’tan tazmin edilmesine, tecavüz yönünden verilecek mahkeme kararının, masrafları tecavüz eden tarafından karşılanarak …’de tirajı en yüksek üç gazeteden birinde ilan edilmesine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
TAM ISLAH DİLEKÇESİNE KARŞI CEVAP:
Davalı … vekili 24/10/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça açılan haksız ve iyi niyet kuralları ile bağdaşmayan davanın reddi gerektiğini, davacının ıslah dilekçesi ile dava açma tarihindeki talep ve sonucu dışına çıkarak ayrıksı tazminat talebinde bulunup her bir davalı için ayrı ayrı tazminat hesabı yapılmasını istediğini, daha önce dava dosyasına ibraz ettikleri beyanları tekrar ettiklerini, müvekkili belediyenin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’na göre ihale ile işi yüklenici firmaya verdiği, bu bağlamda 6769 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilemeyeceğini, müvekkiline kusur izafesi doğuracak; denetim, gözetim ve benzeri sorumluluğunun bulunmadığını, dava ile ilişkili aydınlatma direklerinin kamuya hizmet götürme anlayışı içinde yapılan ilçe sakinin ihtiyaçlarına yönelik olarak kullanıldığını, bu sebeple davacı tarafın talebinin müvekkili yönünden reddedilmesi gerektiğini, davacı firma ile müvekkili belediyenin daha önce çalıştığını, ihale konusu işin yaklaşık maliyeti/fiyat tespiti aşamasında piyasa araştırması yapılırken usulen üç şirketten araştırma yapıldığını, davacı şirket muhtelif işler için tanzim edilecek yaklaşık maliyet belgelerinde kullanılmak üzere adı, özellikleri ve miktarı belirtilen malzeme veya imalatlara ait fiyatın müteahhit kârı da dahil KDV hariç olmak üzere birim fiyat ve teknik şartname örneğini kabul ve taahhüt ettiğini 24/02/2020 tarih ve 4866 sayılı yazı ekinde onayladığını ve müvekkili belediyeye sunduğunu, bu aşamalarda davacı tarafça onay verildiği gibi ürünün tasarım olduğundan bahsedilmemiş ve gizlilik şartının da konmamış olduğunu, nitekim davacı firma ile müvekkili görüşmeler yapmış, 24/02/2022 tarihli mail ile “…Yol genişlikleri 12 metre olan yollarda karşılıklı olarak çift konsollu ürün kullanabilirsiniz…12 metre yol genişlikleri altındaki alanlarda karşılıklı olarak tek konsol ürün fazlasıyla yeterlidir…” şeklinde onay yazısı ve aydınlatma modeli bilgilendirmesinin mevcut olduğunu, dava dilekçesinden anlaşılacağı üzere; davacının, bu tarihten on sekiz gün sonra 13/03/2020 tarihinde …’e başvuruda bulunduğunu ve başvurusunun 27/05/2020 tarihinde yayımlandığını, yani söz konusu tasarım başvurusunun ihale gününden bir gün önce yayımlandığını, davacı tarafça, müvekkili belediye tarafından aydınlatma işine ilişkin ihaleye çıkılacağı bilinmekte iken ihalede kullanılmak üzere, dokümanların davacı tarafından müvekkili belediyeye gizlilik şartı olmaksızın onay ve izin ile verilmiş iken ihaleden haberi olan davacının bu ihaleye katılmadığını, davaya konu ürün dolayısıyla ihaleye itiraz da etmediğini, davacının sonrada eldeki davayı açmasının kötü niyetli olduğunu, davacının çelişkili davrandığını, bu davranışın TMK m.2 hükmü uyarınca korunamayacağını, müvekkilinin tacir olmadığını, tacir olarak kabulü mümkün olmayan müvekkiline karşı davacı tarafın ticari işlere uygulanan en yüksek avans faizi talep etmesinin de mümkün olmadığını belirterek; öncelikle usul hükümleri bakımından, aksi halde essa yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi, ıslah dilekçesinin kendisine tebliğinde rağmen cevap dilekçesi ibraz etmediğinden; 6100 sayılı HMK m.128 hükmü uyarınca ıslah dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.

Davalı …, ıslah dilekçesinin kendisine tebliğinde rağmen cevap dilekçesi ibraz etmediğinden; 6100 sayılı HMK m.128 hükmü uyarınca ıslah dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.

UYUŞMAZLIK:
Dava; tasarım hakkı ihlali ve haksız rekabet iddialarından kaynaklı hukuki korunma istemlerine yöneliktir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Yargı yolunun caiz olup olmadığı, davayı görmeye mahkememizin yetkili olup olmadığı, davalı … ve davalı … şirketinin pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, davalıların, davacıya ait … sayılı tasarım hakkını ihlal eden ve davacı aleyhine haksız rekabet oluşturan eylemlerinin bulunup bulunmadığı, davacının çelişkili davranma yasağını ihlal edip etmediği, davalı … şirketinin ileri sürdüğü zamanaşımı def’inin yerinde olup olmadığı, buna göre; “…” adresinde bulunan ürünün davacıya ait … sayılı tasarım ürününün taklidi niteliğinde olup olmadığı, tasarım hakkının ihlali ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i, ürün, kalıp ve tanıtım evrakına el konulması ve imhası, belirsiz alacak olarak açılan maddi tazminat, manevi tazminat ve hükmün ilanı istemlerinin yerinde olup olmadığı, maddi tazminat isteminin belirsiz alacak olarak açılmasında hukuki yarar bulunup bulunmadığı, hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri tebliğ olunmuş, tarafların sunduğu deliller alınmış, tasarım tescil belgesi celp edilmiş, … sayılı dosyası celp edilmiş, … numaralı ihale dosyasının iş bu dava ile ilişkili olan evrakının bir örneği getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren … Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Tarafların iddia ve savunmaları, ibraz ettikleri deliller, tasarım tescil belgesi, … numaralı ihale dosyasının iş bu dava ile ilişkili olan evrakı, … sayılı delil tespiti dosyası ve tüm dosya kapsamına göre;
İlk olarak belirtilmesi gerekir ki; Eldeki davanın 6769 sayılı SMK hükümlerinden kaynaklı olduğu anlaşıldığından davalı belediyenin ileri sürdüğü yargı yolunun caiz olmadığı iddiasının reddine,
…. sayılı ilamı da dikkate alındığında; davacı tarafın tasarım hakkı ihlali ve haksız rekabet iddiasından kaynaklı olarak ileri sürdüğü maddi tazminat istemini belirsiz alacak olarak talep etmesinde hukuki yarar dava şartının mevcut olduğu,
6769 sayılı SMK m.156/3 hükmü uyarınca, davacı tarafın kayıtlı adresinin “…” ili olduğu tespit edildiğinden, davalı … ileri sürdüğü yetki ilk itirazının yerinde olmadığına karar verilmiş, usuli itirazlar yerinde görülmediğinden işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Davalı … şirketi her ne kadar zamanaşımı def’inde bulunmuşsa da, davaya konu ürüne ilişkin ihale sözleşme tarihi olan 14/07/2020 tarihi ve …. sayılı dosyasına ibraz edilen 11/03/2021 tarihli bilirkişi raporu ile dava tarihi arasında 6098 sayılı TBK m.72 hükmü uyarınca 2 yıldan az süre bulunması nedeniyle davalı … şirketinin ileri sürdüğü zamanaşımı def’inin reddine karar verilmiştir.
… sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, …, … ve … şirketi aleyhine 07/12/2020 tarihli dilekçesi ile delil tespiti ve ihtiyati tedbir isteminde bulunduğu, mahkemenin 17/12/2020 tarih … sayılı kararı ile delil tespiti isteminin kabulüne karar verildiği, … Mahkemesi’ne talimat yazılarak “…” adresinde bulunduğu belirtilen aydınlatma armatür fotoğraflarının dijital ortamda dosya arasına alındığı, akabinde oluşturulan bilirkişi heyeti vasıtasıyla tespit edilen aydınlatma armatürlerinin davacıya ait tasarım koruması kapsamında kalıp kalmadığına ilişkin teknik inceleme yapıldığı, 10/03/2021 tanzim tarihli bilirkişi raporunda; tespite konu sokak lambalarının, genel görünüm itibariyle davacıya ait … sayılı tasarım karşısında yeni ve ayırt edici olmadığı yönünde görüş bildirildiği, mahkemenin 08/06/2021 tarihli kararı ile; … yönünden ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, … ve … şirketi yönünden ileri sürülen ihtiyati tedbir istemlerinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre; Davacının … sayılı tasarımın tescili için 13/03/2020 tarihinde …’e başvuruda bulunduğu, aynı tarihte başvurunun tescil edildiği ve bu tescilin 27/05/2020 tarihinde …’nde yayımlandığı,
Davalı … … …’nün 24/02/2020 tarih … sayılı evrakı ile “8 mt iki kol iki armatür aydınlatma direği” işine ilişkin olarak yaklaşık maliyet belgelerinde kullanılmak üzere davacıdan fiyat teklifi alındığı, davacının ticaret unvanının yer aldığı kaşe ve imzalı teklif evrakına göre; davacı tarafından davalı …’ye 8.200,00 TL birim fiyatı verildiği, yine bu evraka ekli 3 sayfadan ibaret teknik şartnamede, dava konusu aydınlatma direği tasarımını gösterir çizimlere de yer verildiği, dolayısıyla fiyat teklifi sunarken davalı …’nin davaya konu tasarım görünümlü aydınlatma direği yapım işini ihaleye çıkarmak için harekete geçtiği hususunu davacının bildiği, zira; tasarım çiziminin yer aldığı teknik şartname sayfası altında davacının ticaret unvanının yer aldığı kaşe ve imza bulunduğu, buna rağmen; davacının, davalı …’ye fiyat teklifi verirken, fiyat teklifi ekinde yer alan tasarım çiziminin kendisine ait olduğunu ileri sürmediği,
… sayılı ihale evrakına göre; davalı …’nin, diğer davalı … ile davaya konu tasarım ürünlerinin bulunduğu “…” ile ilgili olarak 14/07/2020 tarihinde sözleşme akdettiği, sözleşmeye dahil teknik şartname içinde yapımı sağlanacak aydınlat direklerinin tasarım modellerine yer verildiği,
Davalı … ile diğer davalı … Mühendislik şirketi arasında, davalı …’un ihale ile aldığı yukarıdaki paragrafta belirtilen işi diğer davalı … şirketine yaptırmak üzere 25/07/2020 tarihli sözleşme akdettiği,
Yukarıda yer verilen hususlardan sonra; davaya konu olan ve … sayılı dosyasında da tespiti yapılan “…” adresinde bulunan aydınlatma direklerinin yapım işinin gerçekleştirildiği tespit edilmiştir.
Davacı yan, davalıların eylemlerinin her ne kadar müvekkiline ait … sayılı tasarım hakkını ihlal ettiğini, müvekkili aleyhine haksız rekabete sebebiyet verdiğini iddia etmişse de, davacı yanın “çelişkili davranış yasağına” aykırı eylemlerinin bulunduğu dosya kapsamından anlaşıldığından; ileri sürdüğü hukuki korunma isteklerinin hiçbirine itibar edilmemiştir.
4721 sayılı TMK’nin 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralı kapsamında bulunan; önceki eylemiyle çelişkili davranma yasağı (…) açıkça veya davranışlarıyla bir hakkı kullanmak istemediğini veya bir haktan vazgeçtiğini ortaya koyan bir kişinin bu davranışı ile bağlı olması, bu hâliyle var olan hukukî durumunu kaybetmesi ve daha sonra bundan cayamaması anlamına gelmektedir (…). Önceki eylemiyle çelişkili davranan kişi önceki davranışı ile muhatabında haklı görülen bir güven yaratmış ve gelecekte de bu hakkı kullanmayacağı yolunda bir kanaat uyandırmış, ancak daha sonra yarattığı bu güvene aykırı davranarak muhatabın güvenini boşa çıkarmıştır. Bu nedenle önceki eylemiyle çelişkili davranan kişinin uyandırdığı güveni boşa çıkarmasını hukuk düzeninin korumaması gerekmektedir.
Somut olayda; davalı … … …’nün 24/02/2020 tarih … sayılı evrakı ile “8 mt iki kol iki armatür aydınlatma direği” işine ilişkin olarak yaklaşık maliyet belgelerinde kullanılmak üzere davacıdan fiyat teklifi aldığı, davacı tarafından davalı …’ye 24/02/2020 tarihli yukarıda belirtilen evrak içeriğinden anlaşılacağı üzere; 8.200,00 TL birim fiyatı verildiği, yine bu evraka ekli 3 sayfadan ibaret teknik şartnamede, dava konusu edilen aydınlatma direği tasarımını gösterir çizimlere de yer verildiği, dolayısıyla fiyat teklifi sunarken davalı …’nin davaya konu tasarım görünümlü aydınlatma direği yapım işini ihaleye çıkarmak için harekete geçtiği hususunu davacının bildiği, zira; tasarım çiziminin yer aldığı teknik şartname sayfası altında davacının ticaret unvanının yer aldığı kaşe ve imza bulunduğu, buna rağmen; davacının, davalı …’ye fiyat teklifi verirken, fiyat teklifi ekinde yer alan tasarım çiziminin kendisine ait olduğunu ileri sürmediği, dolayısıyla davacının, söz konusu çizimlerin kendisine ait tasarım hakkı kapsamında kaldığını iddia etmeyerek, davalı …’nin yapacağı ihaleye esas teknik şartnamede bu tasarım çiziminin kullanılabileceği noktasında haklı bir güven oluşturduğu, davacı, davalı … nezdinde oluşturduğu haklı güvenden sonra, 13/03/2020 tarihinde davaya mesnet tuttuğu … sayılı tasarımı … siciline tescil ettirdiği, davalı …’nin yapım işini davalı …’a ihale etmesinden sonra, bu kez; 17/06/2020 tarihinde; davacı tarafından, davalı … muhatap alınarak yapım işi için teklif formu verildiği, davalı … tarafından mahkememize ibraz edilen 20/04/2022 havale tarihli beyan dilekçesi ekinde yer alan teklif formları incelendiğinde; dava konusu aydınlatma direk tasarım çizimlerine yer verildiği, ancak; davacının, bu çizimlerin kendisine ait tescilli tasarım koruması kapsamı altında kaldığını ileri sürmediği, sadece yapım işi için davalı …’a biri dolar cinsinden, diğeri TL cinsinden olmak üzere iki ayrı teklif formu sunduğu, ancak; dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; davalı …’un aydınlatma direği yapım işini davacıya değil, diğer davalı … Mühendislik şirketine taşere ettiği, diğer davalı … şirketinin de; ihale ve alt yüklenici sözleşmesi doğrultusunda dava konusu aydınlatma direklerini inşa ettiği, davacının başlangıçta oluşturduğu haklı güven ile bağdaşmayacak şekilde eldeki davayı açtığı, davacının söz konusu eylemi ile; davalı … ve davalı … nezdinde oluşturduğu güveni boşa çıkardığı, davacının söz konusu eyleminin 4721 sayılı TMK m.2 hükmünde düzenlenen hakkın kötüye kullanılması kapsamında kaldığı, hukuk düzeninin bir hakkın kötüye kullanımını koruyacağı düşünülemeyeceğinden; davacı tarafından ileri sürülen istemlerin tamamının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının 481,55 TL peşin harçtan mahsubu ile arta kalan 301,65 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine, aksi halde hazineye gelir kaydına,
3-Tasarım hakkının ihlali ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i, el koyma ve imha ile hükmün ilanı istemleri bakımından; davalılar … ve … ŞİRKETİ kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve … ŞİRKETİ’ne verilmesine,
4-Davacının davalı …’na yönelttiği maddi tazminat istemi bakımından; davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 ve m.13 hükümleri uyarınca 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’na verilmesine,
5-Davacının davalı … ŞİRKETİ’ne yönelttiği maddi tazminat istemi bakımından; davalı … ŞİRKETİ kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 ve m.13 hükümleri uyarınca 400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … ŞİRKETİ’ne verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 179,90 TL karar ve ilam harcı, 59,30 TL başvurma harcı, 20,00 TL vekalet harcı, 540,10 TL posta-tebligat masrafı, 1.664,10 TL delil tespiti masrafı olmak üzere toplam 2.463,40 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … ŞİRKETİ tarafından yapılan 8,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … ŞİRKETİ’ne verilmesine,
8-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A-13 ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.360,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı … vekili, davalı … Mühendislik vekilinin yüzüne karşı, davalı …’un yokluğunda, HMK m. 341 hükmü gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk Dairesi nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/03/2023

Katip ….
E-imza

Hakim …
E-imza