Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/215 E. 2022/236 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/215 Esas – 2022/236
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/215 Esas
KARAR NO : 2022/236

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 28/08/2021
KARAR TARİHİ : 30/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/10/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 28/08/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı … tarafından 22/01/2020 tarihinde … başvuru numaralı “… … … bilimleri” ibareli 41. sınıf hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunulduğunu, davalının … başvuru numaralı marka tescil başvurusuna müvekkili adına tescilli olan 2008/33588 numaralı, 2009/18232 numaralı, 2009/18235 numaralı, 2010/31482 numaralı, 2014/08860 numaralı, 2014/108592 numaralı, 2014/108601 numaralı, 2014/17229 numaralı, 2015/43724 numaralı, 2015/43279 numaralı, 2016/56650 numaralı, 2016/53090 numaralı, 2016/53091 numaralı, 2016/103882 numaralı, 2018/80553 numaralı “… bilimleri” ibareli markaları ile karıştırılacak derecede benzer olduğu, müvekkil markalarının piyasada uzun süredir kullanılan tanınmış markalardan olduğu, bu suretle müvekkilinin “… bilimleri” ibaresine ayırt edici nitelik kazandırdığı ve bu ibare üzerinde kazanılmış hakka sahip olduğu, “… bilimleri” ibaresinin aynı zamanda müvekkilinin ticaret unvanı ve alan adı olduğu ve başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığı gerekçeleriyle 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6. maddesi, Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili hükümleri ve ilgili diğer düzenlemeler uyarınca itiraz edildiğini ve başvurunun reddedilmesinin talep edildiğini, Markalar Dairesi Başkanlığı’nın itirazı reddettiğini, Markalar Dairesi Başkanlığı’nın itirazın reddine ilişkin verdiği karara karşı başvurunun reddi talebiyle Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’na itiraz ettiğini, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun, 01/07/2021 tarihli … sayılı kararı ile müvekkilinin itirazını reddettiğini, müvekkili şirketin kurucusu …’ın “ÖZEL … BİLİMLERİ MERKEZİ DERSHANESİ” isimli ticari işletmeyi …. yevmiye numaralı sözleşmesi ile … Bilimleri Merkezi A.Ş.’den devir aldığını, bugün Türkiye genelinde 140 şubesinin olduğunu, …’ın, eğitim ve öğretim faaliyetlerinin yapılması amacıyla 1997 yılında … Bilimleri Eğitim Yayımcılık ve Turizm Hiz. A.Ş.’yi, 2005 yılında ise … Bilimleri Merkezi Eğitim Hiz. A.Ş. ‘yi kurduğunu, müvekkili şirketin, 2008/33588 numaralı, 2009/18232 numaralı, 2009/18235 numaralı, 2010/31482 numaralı, 2014/08860 numaralı, 2014/108592 numaralı, 2014/108601 numaralı, 2014/17229 numaralı, 2015/43724 numaralı, 2015/43279 numaralı, 2016/56650 numaralı, 2016/53090 numaralı, 2016/53091 numaralı, 2016/103882 numaralı, 2018/80553 numaralı markaların sahibi olduğunu, markaların, ….yevmiye numaralı devir sözleşmesi ile … Bilimleri Eğitim Yayımcılık ve Turizm Hiz. A.Ş. tarafından müvekkil şirkete devredildiğini, markaların tanınmış markalar olduğunu, müvekkilinin, markaları ve kullanımlarını www…..com alan adlı internet sitesinde ve diğer sosyal medya hesaplarında da tanıttığını, 2000’li yılların başından itibaren müvekkiline ait bilim adamları görselinin, “tik” işaretinin ve … Bilimleri Dershanesi ve … Bilimleri Merkezi ibarelerinin müvekkilinin tüm basılı evraklarında ve tabelalarında kullanıldığını, müvekkilinin ”… Bilimleri” ibaresini içeren markalarını gerek kendisine ait gerekse Türkiye’nin çok sayıda il ve ilçesinde lisans verdiği okul ve kurslarda tescilli ticaret unvanı, işletme adı ve tescilli marka olarak yoğun ve yaygın şekilde kullanmakta ve tanıtmakta olduğunu, iş ve tanıtım evrakında sürekli ve kesintisiz biçimde gerçekleşen kullanım sonucu kendisinin oluşturduğu “… Bilimleri” ibareli tanıtım işareti üzerinde korunması gereken bir hukuki durum kazandığını, müvekkilinin “… Bilimleri” ibare ve biçimli markalarının, 1997 yılından beri eğitim ve öğretim hizmetlerinde, tüm Türkiye’ye ulaşacak biçimde, fiziki ve dijital ortamlarda kesintisiz olarak fiilen kullanılmak, tanıtılmak, çok geniş bir coğrafi çevreye hitap edecek şekilde ve üst düzey kalitede hizmet sunmak suretiyle ilgili sektörde bulunanlar tarafından çok iyi bilinen ve beğenilen itibarlı marka haline geldiğini ve tanınmışlık vasfını kazandığını, müvekkilinin “tik” biçimindeki markası ve tüm markalarında bulunan logosunun 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 1/B,a, 4/I, 6 hükümleri kapsamında hususiyet taşıyan estetik niteliği haiz bir sanat eseri niteliğinde olduğunu, müvekkilinin, “… Bilimleri” ibareli markanın gerçek ve öncelikli hak sahibi olduğunu, özellikle “… Bilimleri” ibareli tanıtım işareti kullanımının coğrafi olarak tüm Türkiye’ye yayılması, kullanımın yoğun ve kesintisiz olması, kullanım süresinin çok eski yıllara dayanması, “… Bilimleri” ibaresinin eğitim ve öğretim hizmeti sunumunda kullanılan bir marka olarak algılanabilmesi için müvekkili tarafından yapılan yatırımın miktarının çok yüksek rakamlara ulaşmış bulunması, araştırma raporu sonuçlarına göre eğitim öğretim hizmeti sunum sektöründe yer alan kişilerin tamamına yakınının ve bu hizmetten yararlanacakların “… Bilimleri” ibaresini müvekkile ait bir işletme markası olarak tanımlanmasını yapmaları, ticaret odalarının ve özellikle eğitim öğretim hizmeti sunumuna ilişkin meslek örgütlerinin ve benzeri diğer ticaret erbabı ile profesyonel şirketlerin müvekkili “… Bilimleri” markasıyla eğitim ve öğretim hizmeti sunan bir işletme olarak algılamaları, tanımaları ve kabul etmeleri karşısında, eğitim – öğretim hizmeti sunumu bakımından “… Bilimleri” ibaresinin gerçek anlamından bağımsızlaşıp, müvekkillerine ait bir marka olarak algılandığını ve bu suretle 6769 sayılı SMK’nın 5/2 ve 25/4 maddesi hükümleri kapsamında ayırt edicilik kazandığını, bu duruma ilişkin YİDK kararlarının bulunduğunu, müvekkili şirket adına kayıtlı olan “… Bilimleri” markalarının benzer isimleriyle veya aynen İstanbul ve Türkiye çapında haksız olarak başkaları tarafından kullanılmakta olduğunu, müvekkilinin markalarının ayırt ediciliğini ve tanınmışlığını kabul eden ihlal, tespit, tedbir ve hüküm içeren mahkeme kararları ve bilirkişi raporlarının bulunduğunu, davalı … numaralı başvurusunun “… … … bilimleri” şeklinde olduğunu, davalı başvurusundaki asıl ve ayırt edici unsurun da, müvekkil markalarının asıl ve ayırt edici unsurunun da “… Bilimleri” ibaresi olduğunu, davalıya ait “… … … bilimleri” ibareli işaret ile müvekkilinin “… bilimleri okulları”, “… … bilimleri okulları”, “… bilimleri eğitim kurumları” ibareli markalarının, 41. sınıf hizmetler için karıştırılmayacağına ilişkin verilen YİDK kararının, marka hukukundaki karıştırma ölçütlerinin tümüne aykırı olduğunu, markalar arasında görsel, işitsel, kavramsal ve anlamsal benzerliğin bulunduğunu, davalının … sayılı başvurusu, müvekkil şirketin ticaret unvanı tescilinden doğan haklarını ihlal ettiğinden, YİDK kararının iptali ve marka tescilinin hükümsüz kılınması şartlarının oluştuğunu, davalının … numaralı başvurusunun, müvekkilin tescilli ticaret unvanı aleyhine haksız rekabet oluşturacağı açık olduğundan, davalının başvurusunun Paris Sözleşmesi’nin 1/2, 8 ve TTK’nın 52., 56. ve SMK’nın 6/6. maddesi hükümleri uyarınca da iptal edilmesi, tescil edilmişse SMK’nın 25. maddesi hükmü gereğince hükümsüz kılınması gerektiğini, davalının … numaralı başvurusunun kötü niyetli olduğunu ifade ederek “Türk Patent ve Marka Kurumu YİDK’nın 01/07/2021 tarihli … sayılı kararının iptaline, davalı adına başvurusu yapılan markanın tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, … sayılı başvurunun, dava sonuçlanıp kesin hükme bağlanana kadar üçüncü kişilere devrinin engellenmesi amacıyla ihtiyati tedbi kararı verilmesine” karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 13/09/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu edilen marka başvurusu ile davacıya ait markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, markaların bütüncül olarak değerlendirilmesi halinde, davacı markalarının orta düzeydeki tüketici tarafından başvuru konusu marka ile benzer olarak algılanması ve karıştırılma ihtimalinin doğmasının mümkün olmadığını, markadaki sadece bir unsura bakılmasının yeterli olmayacağını, başvuru konusu marka ile itiraz konusu markaların tertip tarzı, yazım stilleri, ihtiva ettikleri farklı şekil, renk ve kelime unsurları, markalar arasında karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırmakta olduğunu, başvuru konusu markada yer alan “… …” ibaresi ile davacının markalarının oldukça farklılaştığını, “… BİLİMLERİ” ibaresinin ortak olmasından bahisle karıştırılma ihtimalinin kabulünün mümkün olmadığını, markalarda “…”, “…”, “…”, “ÇİZGİ ÜSTÜ”, “DERGİSİ DERSHANELERİ” gibi ayırt edici kelimeler olduğunu, “… BİLİMLERİ” ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olduğunu, davacı tarafından yaratılmış bir ibare olmadığını, markaların tertip tarzlarının farklı olduğunu, 41. sınıftaki hizmetler bakımından “… BİLİMLERİ” ibaresinin ayırt edici olmadığını, 41. sınıftaki hizmetlerin hitap ettiği tüketici kitlesinin dikkat düzeyinin yüksek olduğunu, YİDK kararının yerinde olduğunu, SMK 6/5. madde hükmünün uygulama şartlarının oluşmadığını, davacının ticaret unvanının münhasıran “… BİLİMLERİ” ibaresinden oluşmadığını, ayırt ediciliği olmayan “… BİLİMLERİ” ibaresinin yanında başka çekirdek unsurların da bulunduğunu, ticaret unvanı ile davaya konu marka başvurusu arasında iltibas ihtimali bulunmadığını, davacının kötü niyeti ispatlayamadığını, markalar arasında karıştırılma ihtimaline yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığından haksız rekabet iddialarının yerinde olmadığını beyan ederek “davanın reddine” karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, dava dilekçesinin kendisine tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz etmediğinden HMK m.128 hükmü gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şahsa ait … sayılı “Şekil+… … … BİLİMLERİ” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesinin bulunup bulunmadığı, davacının SMK m.6/3 hükmü uyarınca gerçek hak sahipliğinin bulunup bulunmadığı, davacı markalarının SMK m.6/5 hükmü uyarınca tanınmış olup olmadığı, SMK m.6/6 hükmü uyarınca davacının ticaret unvanı ve alan adından kaynaklı üstün haklarının bulunup bulunmadığı, davalı şahsın SMK m.6/9 hükmü uyarınca kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı şahsa ait markanın hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, davacıya ait ticari sicil kayıt bilgileri celp edilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şahsın “Şekil+… … … BİLİMLERİ” ibaresinin 41.sınıfta bulunan “Eğitim ve öğretim hizmetleri” bakımından tescili amacıyla 22.01.2020 tarihinde gerçekleştirdiği … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 12.05.2020 tarih ve 348 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 23.06.2020 tarihinde 2009/52443, 2010/31482, 2014/08860, 2014/108592, 2014/108601, 2014/17229, 2015/43274, 2015/43279, 2016/103882, 2016/103895, 2016/53090, 2016/53091, 2016/56650, 2018/80553 sayılı markalarına dayanarak 6769 sayılı SMK’nın m.6/1, 6/3, 6/5, 6/6 ve 6/9 hükümleri kapsamında itirazda bulunduğu, yayına yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı’nca reddedildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 04.03.2021 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, yeniden yapılan itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile; yapılan itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 05.07.2021 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka 20.12.2021 tarihinde tescil edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu marka kapsamında yer alan “Eğitim ve öğretim hizmetleri”, bilirkişi raporunda kırmızı ile renklendirilen davacı markaları kapsamındaki hizmetlerle aynı, mavi ile renklendirilen emtialarla benzerdir.
Davalıya ait davaya konu markanın; beyaz zemin üzerine, üstte yeşil renkli “tik” işareti ile hemen altında büyük harflerle yazılmış “… …” ve en altta aynı punto ile yazılmış “… BİLİMLERİ” ibaresinden oluştuğu görülmektedir. Markanın üst kısmında yer alan işaret, “onay verme” anlamına gelmekte olup bu işaretin altında yer alan “… …” kelime unsuru ile birlikte değerlendirildiğinde, markada bulunan “… BİLİMLERİ” ibaresini güçlendirmekle, markanın bir bütün olarak … tercihin “… BİLİMLERİ” olduğu anlamına gelen bir bütün ortaya çıkardığı, hedef tüketiciye markasal anlam aktaran unsurun “… BİLİMLERİ” ibaresi olduğu, bu doğrultuda markanın esaslı unsurunun yahut en azından unsurlardan birinin “… BİLİMLERİ” olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markaların bir kısmının şekil unsuru da içeren kompozisyon markalar olduğu, bir kısmının ise herhangi bir şekil içermeyen sözcük markaları olduğu görülmüştür. Davacı markalarında ortak “tik” işareti ve “… BİLİMLERİ” ibaresi yer almakta olup, davacıya ait markaların bu işaret ve kelime unsuru seri çerçevesinde yaratılan markalar olduğu görülmekle markaların esaslı unsurunun yahut en azından esaslı unsurlarından birisinin “tik” işareti ve “… BİLİMLERİ” ibaresi olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; markalarda müşterek olarak bulunan “… BİLİMLERİ” ibaresinin; “insanların maddesel çevresini denetlemek ve değiştirmek amacıyla geliştirdiği teknolojik bilgileri kapsayan akademik disiplinler grubu; gözlem ve deneye dayanan çalışmalarla elde edilen sistematik bilgiler” anlamına geldiği, Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlükte ise “Fizik, kimya, biyoloji gibi bilimlerin ortak adı” olarak tanımlandığı, eğitim ve öğretim hizmetleri sektöründe ilkokul seviyesinde anılan dersler için “… bilimleri” isimlendirmesinin yapıldığı tespit edilmiştir. Bu doğrultuda ilk bakışta “… BİLİMLERİ” ibaresinin çekişme konusu hizmetler bakımından ayırt ediciliğinin başlangıçta düşük olduğu düşünülse de; dosyaya davacı tarafından sunulan broşür, resmi yazışma, gazete haberi ve mahkeme kararları incelendiğinde; davacı yanın “… BİLİMLERİ” ibaresi bakımından, çekişme konusu hizmetler üzerinde uzun yıllara dayalı yoğun kullanımların bulunduğu, anılan ibareye markasal aidiyet kazandırdığı, bu hususun evvelce yapılan yargılamalar sonucunda mahkemelerce verilen kararlarda da kabul edildiği, davacının bu ibare ile marka serisi yarattığı, tüm bu yoğun ve ciddi kullanımları ile çekişme konusu hizmetler bakımından ayırt ediciliğini güçlendirdiği, buna bağlı olarak; taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal olarak müşterek “… BİLİMLERİ” ve “tik” şekil unsurundan kaynaklı benzer olması, aynı/benzer/ilişkili hizmetlere ilişkin olması, davacı yanın uzun yıllara dayanan kullanımları sonucunda “… BİLİMLERİ” ibaresinin çekişme konusu hizmetler için ayırt ediciliğinin düşük olarak kabul edilmesinin mümkün görülmemesi, bununla birlikte davaya konu markada bulunan “tik” işareti ile davacıya ait markalarda bulunan “tik” işaretin de yüksek derecede benzerlik arz etmesi karşısında, davaya konu marka ile davacı muteriz tarafından itiraza gerekçe gösterilen markalardan dava dışı … Bilimleri Eğitim Yayımcılık ve Turizm Hizm. A.Ş. adına 2009 18232, 2008 33588, 2009 18235 sayılarla kayıtlı markalar hariç kalan markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi bağlamında ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın çözümüne ilişkin olarak; dava konusu marka kapsamında yer alan hizmetlerin tamamı bakımından yukarıda ifade edildiği üzere ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu tespit edildiğinden; yargılamanın sonucuna etki etmeyeceğinden, gerçek hak sahipliği, tanınmışlık, ticaret unvanı ve alan adından kaynaklı iltibas ve kötü niyete ilişkin iddiaların incelenmesine gerek görülmemiştir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
2-Dava konusu … sayılı markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
3-6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü gereği hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re’sen TÜRKPATENT’e gönderilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 21,40 TL’nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 17,00 TL vekalet harcı, 379,10 TL posta-tebligat, 1.850,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.364,70 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı …’ın yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/09/2022