Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/21 E. 2022/2 K. 05.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/21 Esas
KARAR NO : 2022/2

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 25/01/2021
KARAR TARİHİ : 05/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/01/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 25/01/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin “…” ibareli seri ve tanınmış markaları bulunduğunu, dava konusu … sayılı “…” ibareli marka başvurusunun, müvekkili markalarının kapsamında kalan 29 ve 30. Sınıf malları içerecek şekilde başvuru konusu edildiğini, taraf markaları arasında gıda ürünlerinin ilgili tüketicileri olan ortalama tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimalinin doğacağını, her iki markanın da “…” ibaresi ile başlamakta olduğunu, “…” ibaresinin dava konusu markaya yeterli ayırt edicilik sağlamadığını, bu ibarenin “tarımsal” anlamına geldiğini, tüketiciye de bu yönde bir mesaj vereceğini, müvekkili markalarının tanınmış marka olduğunu, benzer uyuşmazlıklarda “…”, “… coins”, “… moments”, “… home”, “… … moments”, “goldenrolls”, “… best” gibi markaların müvekkili markaları ile benzer görüldüklerini, “…” ibaresinin zayıf bir ibare olmadığını, bir an için öyle varsayılsa dahi kullanım ve yüksek reklam yatırımları sonucunda tanınır hale geldiğini, müvekkili markalarının zayıf olmadığına dair Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay tarafından verilmiş çok sayıda karar olduğunu, taraf markalarının 29 ve 30. sınıfta aynı veya benzer malları kapsamakta olduğunu, bu malların ilgili tüketicilerinin ortalama tüketiciler olduklarını, bu tüketicilerin iki işaret arasındaki farkları ayırt etmesinin zor olacağını, müvekkili markalarının esas unsurunun dava konusu markada aynı şekilde yer almakta olduğunu, müvekkili markaları ile ilgili verilen kararlarda “…” ibaresinin vasıf bildirir bir niteliği bulunmadığı belirtilerek bu ibareyi içerir markalar ile müvekkili markalarının benzer görüldüğünü, müvekkili markalarının tanınmış olmasının, taraf markaları arasındaki karıştırılma ihtimalini arttıran bir unsur olduğunu, davalı başvuru sahibinin kötü niyetli olduğunu iddia ederek; işbu … sayılı YİDK kararının iptali ve dava konusu … sayılı başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğünü talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 07/02/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Başvuru markası olan … markası ile davacının itirazına mesnet … ve … … esas unsurlu markaları yan yana incelendiğinde, taraf markalarının karıştırılacak derecede benzer olmadıklarını, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, taraf markaları arasında karıştırılacak derecede işaret benzerliği bulunmadığı için somut olayda tanınmışlık koşullarının da oluşmadığını savunarak; davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili 01/03/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; … markalarının 1998 tarihinden beri … ailesine ait dava dışı bir firma adına kayıtlı olduğunu, müvekkilinin piyasada bilinen ve tanınan bir şirket olduğunu, “… …” ürünlerinin piyasaya çıkmaması durumunda şirketin büyük zarara uğrayacağını, davacı markalarının asıl unsurunun “…” olduğunu, tek başına “…” şeklindeki başvurusunun reddedildiğini, taraf markalarının karıştırılmalarının mümkün olmadığını, davacının markasını kullandığı ürünlerin “çikolata” ürünleri olduğunu, yine tarafların fiili kullanımlarına konu amblemlerin de tamamen farklı olduğunu, markalar bütün olarak karşılaştırıldıklarında aralarında hiçbir karışıklık ihtimalinin bulunmadığını, “…” kelimesinin başlı başına bir anlamı bulunduğunu, müvekkili markalarının çok net olarak anlaşılmasını sağladığını, 2021 yılında tüketicilerin gözü kapalı olarak ürün seçtikleri yorumunda bulunmanın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tüketicilerin bilinçli ve hassas kimseler olduğunu, “…” ibaresinin … ailesine ait bir marka olduğunu savunarak; davanın reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan davalı şahsa ait markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait … sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…” ibareli markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalı şirketin marka başvurusunda kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, maddi vakıalara ilişkin hususlar bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; … Turizm Otelcilik Otomotiv Gıda İnşaat ve San. Tic. A.Ş.’nin 11.07.2019 tarihinde … sayılı “…” ibareli 29 ve 30. Sınıflarda yer alan “29.sınıf: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri 30.sınıf: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez” emtiaları bakımından marka tescil başvurusunda bulunduğu, başvurunun 27.09.2019 tarih ve 333 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde yayımlandığı, davacının 26.11.2019 tarihinde 2016/06319, 2012/64560, 2001/13266, 2013/23293 sayılı markaları redde mesnet göstererek SMK m.6/1, m.6/5 ve m.6/9 hükümleri uyarınca yayına itiraz ettiği, … Turizm Otelcilik Otomotiv Gıda İnşaat ve San. Tic. A.Ş.’nin 15.01.2020 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz ettiği, dilekçesinde 2013/23293, 2001/13266, 2012/64560 sayılı markalara ilişkin olarak kullanmama def’i ileri sürdüğü, davacının 12.03.2020 tarihli kullanım ispat formu sunduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca söz konusu itirazın reddine karar verildiği, davacının 16.09.2020 tarihinde yayına yeniden itiraz ettiği, YİDK nezdinde gerçekleştirilen itiraz üzerine yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda 14.12.2020 tarih ve … sayılı karar ile itirazın reddine karar verildiği, bu kararın davacı marka vekiline 15.12.2020 tarihinde tebliğ edildiği, yasal iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu 14.02.2021 tarihinde tescil edilmiştir. YİDK aşamasında dava konusu marka başvurusunun davalı …’ne ait olduğu tespit edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu … sayılı marka başvurusunda yer alan “29.sınıf: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 30.sınıf: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez.” emtiaları ile davacıya ait itiraza mesnet; 2016/06319, 2012/64560, 2001/13266, 2013/23293 sayılı markaların kapsamlarında yer alan ve bilirkişi raporunda koyu ve altı çizgili olarak gösterilen emtialar, hükümsüzlüğe mesnet olarak ilaveten; …. sayılı markaların kapsamlarında yer alan ve bilirkişi raporunda koyu ve altı çizgili olarak gösterilen emtialar; aynı veya benzer nitelikte, benzer ihtiyaçları giderir, birbirlerini tamamlayan ya da birbirleri yerine ikame edilebilir nitelikteki gıda ürünleri olup söz konusu ürünler arasında kapsamlı bir karşılaştırma yapılmasına gerek duyulmayacak düzeyde açık bir benzerlik ilişkisi bulunmaktadır.
Bununla birlikte dava konusu marka başvuru sahibi, işlem dosyasına dayanak tutulan markalardan 2012/64560, 2001/13266 ve 2013/23293 sayılı markalar açısından kullanım ispatı talebinde bulunmuş, işlem dosyasında ise bu talep, taraf markaları benzer görülmediğinden dikkate alınmamış ise de YİDK kararının iptali istemi, kurum nezdinde yürütülen idari işlemlerin bütününe şamil olduğundan mahkememizce YİDK kararının iptali istemi bakımından marka işlem dosyasında ileri sürülen kullanmama def’inin ön sorun olarak incelenmesi gerektiği tespit edilmiştir.
Dava konusu markanın başvuru tarihi 11.07.2019’dur. Marka başvuru sahibinin kullanım ispatı talebinde bulunduğu 2012/64560 sayılı marka 09.09.2013, 2001/13266 sayılı marka 11.11.2002 ve 2013/23923 sayılı marka 21.03.2014 tarihinde tescil edilmiş olup her üç markanın da tescili üzerinden 5 yıllık sürenin geçtiği görülebilmektedir. Bu çerçevede anılan markalar açısından 11.07.2019 tarihinden geriye dönük son 5 yılda (11.07.2014 tarihi ve sonrası) markaların kullanımına yönelik sunulan delillerin incelenmesi gerekmektedir.
Davacı yanın işlem dosyasına sunduğu deliller incelendiğinde;
1-16.09.2013 tarihli “… … …” markası için reklam harcaması faturası,12.04.2013 tarihli “… …” markası için ek çekim bedeli konulu reklam harcaması faturası, 24.12.2013 tarihli “… … baba ve piknik filmleri” ibareli reklam faturası, 10.04.2013 tarihli “… yapım bedeli” ibareli reklam faturası, 09.05.2013 tarihli “… … … film” ibareli reklam faturası, 17.09.2013 tarihli “… … animatik” ibareli reklam faturası, 01.10.2013 tarihli “… … … anımatik” ibareli reklam faturası (faturaların tamamı 5 yıllık süreden daha eski tarihli faturalar olduğundan kullanım ispatı açısından dikkate alınamamıştır.)
2-13.02.2019 tarihli “… … %40 fındık kremalı cam kavanoz” ürün faturası (7890 adet),
3-14.02.2019 tarihli “… … %40 fındık kremalı cam kavanoz” ürün faturası (1800 adet),
4-24.04.2019 tarihli “… … %40 fındık kremalı cam kavanoz” ürün faturası (30 adet)
5-17.10.2019 tarihli ““… … %30 fındık kremalı cam kavanoz” ürün faturası (dava konusu marka başvurusundan sonraki tarihlidir),
6-19.12.2019 tarihli “… … %30 fındık kremalı cam kavanoz” ürün faturası (dava konusu marka başvurusundan sonraki tarihlidir),
7-25.12.2019 tarihli “… … %30 fındık kremalı cam kavanoz” ürün faturası (dava konusu marka başvurusundan sonraki tarihlidir),
8-20.01.2019 tarihli “… … %40 fındık kremalı cam kavanoz” ürün faturası (1200 adet),
9-27.01.2019 tarihli ““… … %40 fındık kremalı cam kavanoz” ürün faturası (180 adet),
10-10.03.2019 tarihli “… … %40 fındık kremalı cam kavanoz” ürün faturası (11562 adet),
11-29.09.2019 tarihli “… … %30 fındık kremalı cam kavanoz” ürün faturası (dava konusu marka başvurusundan sonraki tarihlidir),
12-15.12.2019 tarihli “… … %30 fındık kremalı cam kavanoz” ürün faturası (dava konusu marka başvurusundan sonraki tarihlidir),
13-29.12.2019 tarihli “… … %30 fındık kremalı cam kavanoz” ürün faturası (dava konusu marka başvurusundan sonraki tarihlidir),
14-20.02.2014 tarihli … … fındık ezmesi ürün faturası (6 adet)(5 yıllık süreden daha eski tarihli faturalar olduğundan kullanım ispatı açısından dikkate alınamamıştır.)
15-16.06.2014 tarihli … … ürün faturası (420 adet),(5 yıllık süreden daha eski tarihli faturalar olduğundan kullanım ispatı açısından dikkate alınamamıştır.)
16-12.05.2014 tarihli “… …, … … Fındık Ezmesi” ürünlerini içerir fatura (18 adet) (5 yıllık süreden daha eski tarihli faturalar olduğundan kullanım ispatı açısından dikkate alınamamıştır.)
17-12.05.2014 tarihli … Kare Bitter, … Tablet Bitter, … … Beyaz, ürünlerin içerir fatura (108 adet),( 5 yıllık süreden daha eski tarihli faturalar olduğundan kullanım ispatı açısından dikkate alınamamıştır.)
18-12.05.2014 tarihli … Tablet Bitter, … … ürünlerini içerir fatura (72 adet), (5 yıllık süreden daha eski tarihli faturalar olduğundan kullanım ispatı açısından dikkate alınamamıştır.)
19-Davacı yanca işlem dosyasına sunulan sair faturaların neredeyse tamamı benzer şekilde başvuru konusu markanın başvuru tarihinden geriye dönük 5 yıldan daha eski kullanımları (11.07.2014 tarihinden daha öncesinde kalan) gösterir faturalara listede yer verilmemiştir.
20- Tarihsiz araç giydirme görselleri,
21-Tarihsiz market stand görselleri,
22-2014- 2020 yılları arası ay ve yıl bazlı satış rakamlarını gösterir “…, … …” markalarına ait Excel tabloları (resmi mahiyette belgeler olmadığından, herhangi bir onay/kayıt/aslı gibidir örneği ile imzalanmamış olduğundan dikkate alınması mümkün olmamıştır)
23-Kasım 2015 tarihli… Aktüel tanırım broşüründe yer alan … … Antep Fıstıklı Beyaz Çikolata ürün tanıtımı,
24-Tarihsiz bir başka tanıtım broşüründe yer alan “… …” markalı ürün görseli,
25-Tarihsiz bir başka tanıtım broşüründe yer alan “… … …” markalı ürün görseli,
26-Horizon 2016 ürün tanıtım katalogunda yer alan “… … fındık ezmesi” markalı ürün görseli,
27-01.01.2014 tarihli “… … …” markasının kullanımına dair imzalanmış bir lisans sözleşmesi,
28-01.01.2016 tarihli “… …” markasının kullanımına dair imzalanmış bir lisans sözleşmesi, delillerinin dosyaya sunulduğu görülmektedir.
Davacı yanca işlem dosyasına sunulan delillerin birçoğu kullanım ispatının değerlendirilebileceği tarih aralığının öncesi ya da sonrasına ilişkin olup ilgili tarih aralığında kalan deliller incelendiğinde ise; “… …” markasının yalnızca “fındık ezmesi” ürünlerinde ciddi kullanımlarının varlığı tespit edilmiş olup ne çikolata ne de sair ürünlerdeki ciddi, markasal kullanımları gösterir mahiyette yeterli düzeyde delillerin işlem dosyasına sunulmadığı anlaşılmıştır.
Bu haliyle davacı yanın işlem dosyasına dayanak yaptığı markalardan 2013/23293 sayılı markanın kullanımına yönelik, değerlendirilebilir mahiyette, herhangi bir delili dosyaya sunmadığı, 2012/64560 sayılı marka kapsamında “fındık ezmesi” emtiasının zaten yer almadığı, dolayısıyla bu marka kapsamındaki herhangi bir emtia açısından kullanımın ispatlanamadığı, sonuç olarak yalnızca 2001/13266 sayılı “… …” markası kapsamındaki “fındık ezmesi” malları itibariyle kullanımın ispatlanmış olduğunun kabulü gerekeceği değerlendirilmektedir.
Böyle bir durumda ise emtia benzerliğinin işlem dosyasına dayanak markalardan yalnızca 2001/13266 sayılı marka kapsamındaki “fındık ezmesi” emtiası ve kullanım ispatına konu edilmesi mümkün olmayan 2016/06319 sayılı marka kapsamındaki “Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler.” emtiaları bakımından gerçekleştirilmesi gerektiği, buna bağlı olarak ise dava konusu marka kapsamında yer alan ve benzer görülen emtialardan yalnızca 29. Sınıftaki “Fındık ve fıstık ezmeleri” ve 30.sınıftaki “tatlılar, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül.Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. yulaf ezmeleri,” malları yönünden, YİDK kararına konu taraf markaları arasında emtia benzerliğinin bulunduğu, dolayısıyla salt bu emtialar bakımından SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi değerlendirmesi yapılabileceği kanaatine varılmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki; markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından dava aşamasında kullanmama def’i ileri sürülmediğinden, yukarıda ifade edildiği şekli ile dava konusu marka kapsamındaki tüm emtialar bakımından emtia ayniyeti/benzerliği şartının gerçekleştiği tespit edilmiştir.
Dava konusu marka incelendiğinde; on harften oluşan bir sözcük markası olduğu, marka görselinde figüratif bir unsurun yer almadığı, “….” şeklindeki harf diziliminden oluşan kelimenin bütün olarak bir anlamının bulunmadığı, ancak dosya kapsamındaki taraf beyanlarından da görülebileceği üzere “…” ve “…” kelimelerinin birleşik yazımı ile oluşturulduğu, “…” sözcüğünün İngilizce’de “altın, altından, altın sarısı” esas anlamlarına gelmekte iken “üstün, türünün en iyisi” anlamlarına da gelen bir ibare olduğu, “…” kelimesinin ise “tarım, tarımsal, tarıma dayalı” gibi bir anlamının mevcut olduğu, markanın bu haliyle “… – …” şeklinde algılanacağı, iki ibareden birinin diğerine göre ön plana çıkartıldığı söylenemeyecek ise de markanın ön sesinin “…” kelimesi olması nedeniyle vurgunun da bu ibare üzerinde var olacağı değerlendirilmektedir.
Davacı yanın marka işlem dosyasına dayanak tuttuğu ve kullanım ispatı talebi sonrasında dikkate alınabileceği kanaatine varılan markaları; “… …” ve “… …” şeklindeyken, hükümsüzlük talebini de içerir dava dilekçesinde iş bu markaların yanı sıra ayrıca “… …, … Şekil konulan marka çikolata ve şekerleme, Şekil … …, … …., Şekil … Balonlu, … ….” markalarına da dayandığı anlaşılmıştır. Davacının sair markalarında ise “…” ibaresinin marka içerisinde baskın veya ön plana çıkan unsurlardan biri olarak kullanılmadığı, tali nitelikte bir kullanıma konu edildiği tespit edilmiştir.
Özellikle “… …” şeklindeki davacı markalarında, “…” ibaresinin davacının “çatı” markası olarak kullanıldığı, bu tür “çatı” marka olarak kabul edilen markaların da işaretin kaynak bildirme fonksiyonuna katkı yapan unsurlar oldukları kabul edilmekle birlikte genelde marka ile koruma altına alınmak istenilen unsurun “çatı” marka değil bu markanın yanına eklenen sözcük/şekil unsuru olduğu, bu bakımdan çatı markanın ve bu marka yanında yer alan işaretin, bütün içerisindeki konumu, ek unsurun ayırt edici olup olmadığı gibi unsurların her somut olayda ayrı ayrı ele alınarak değerlendirmede bulunulması gerektiği, zira kimi zaman çatı markaların bütün içerisindeki konumları veya nitelikleri nedeniyle arka planda kalıp benzerlik değerlendirmesinde ikincil önem gösterdiği, kimi zaman ise diğer tüm unsurlarla aynı öneme sahip oldukları, çatı markanın haricinde kalan unsurların asgari ayırt edici niteliğinin bulunması durumunda markada aslen korunmak istenilen ibarelerin çatı marka değil bu ek unsurlar olacağı aşikardır. Bu ek unsurlar, daha önceki tarihli bir markanın asıl unsurunu oluşturuyor veyahut asıl unsuru ile benzerlik gösteriyorlarsa, çatı marka tanınmış dahi olsa, tüketicinin karşılaştırılan işaretler arasında iktisadi – idari anlamda bir ilişki kurmasının kaçınılmaz olacağı kabul edilmektedir.
Taraf markaları global olarak değerlendirildiğinde; davacının bir kısım markalarının esas unsuru/unsurlarından biri konumundaki “…” ibaresinin bizzat kendisinin, dava konusu marka içerisinde ön plana çıkan unsur olarak yer almasının, tüketicinin, emtiaların da ayniyeti/yüksek düzeyli benzerliği karşısında, anılan markayı, davacının önceki tarihli seri markaları ile ilişkilendirmesine neden olabileceği, işaretler arasında en azından iktisadi – idari bir bağ kurabileceği, nitekim tüketiciler daha önce gördükleri, satın aldıkları mal veya hizmetin markasının, göz ve kulağında kalan izine, hatırlayabildikleri kadarıyla hafızalarında kalan özelliklerine dayanarak sonraki alışverişlerinde aynı veya benzer markayı taşıyan malı/hizmeti satın almayı tercih edecekleri, tüketicinin daha önce satın aldığı bir mal veya hizmetin göz ve kulağında kalan izine, hatırlayabildiği kadar hafızasında kalan özelliklerine dayanarak, sonraki aynı veya benzer mal/hizmetten yararlanmak isterken önceki markanın kendisinde yarattığı garanti fonksiyonundan yararlanmayı düşünerek hareket edeceği, dolayısıyla önceki markanın zihninde bıraktığı algıyı uyarabilecek düzeyde benzer sonraki bir marka ile karşı karşıya kalan tüketicinin, sonraki markayı da bu güven duygusuna dayanarak tercih etme eğilimi ile hareket edebileceği, dolayısıyla, benzer işareti gören ve duyan tüketiciler daha önce tanıdıkları markaların bıraktığı intibaı hatırlayarak, yeni markanın daha önce görmüş oldukları markanın bir başka versiyonu, serisi, uzantısı olduğunu veyahut da bildikleri marka sahibi tarafından verilmiş bir lisans ile söz konusu ürünün üretildiğini düşünecekleri, marka hukuku anlamında “imaj transferi” kavramının karşılığı olan bu durum sonraki markanın, önceki markanın ticaret sahasında sahip olduğu avantajdan yararlanması sonucunu da beraberinde getirdiği, neticesinde taraf markalarını oluşturan işaretlerin, ortak olarak “…” ibaresini içermeleri nedeniyle yüksek düzeyde benzerlik taşıdığı, markaların ilgili tüketicilerinin hemen yer kesimden tüketiciler olabilecekleri ve tüketicilerin gıda ürünlerini satın alırken harcayacağı zaman, emek ve maliyet açısından dikkat düzeyinin görece zayıf olacağı, böyle bir durumda aynı raflarda, aynı reyonlarda satışa konu edilmesi muhtemelen ürünler üzerinde “… …, … ÇİKOLATA ŞEKERLEME, ….” gibi davacı markaları ile benzer şekilde oluşturulmuş “…” markasını gören tüketicinin, her bir markanın aynı iktisadi kaynağa ait olduğu yönünde yanılgı yaşama ihtimalinin ve ürünler arasında işletmesel bağlantı kurma ihtimalinin var olacağı, bu durumun ise taraf markalarını taşıyan işaretlerin karıştırılması sonucunu doğurabileceği, YİDK kararı açısından yalnızca 29. Sınıftaki “Fındık ve fıstık ezmeleri” ve 30.sınıftaki “tatlılar,katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler.Dondurmalar, yenilebilir buzlar.yulaf ezmeleri,” malları bakımından, hükümsüzlük talebi açısından ise başvuru kapsamındaki tüm mallar açısından, davacı yanca sunulmuş emsal mahiyetteki yargı kararlarının varlığı da gözetildiğinde, ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalinin doğabileceği ve yukarıdaki değerlendirmeler neticesinde itiraza mesnet gösterilen markalar ile davalı yanın başvuruya konu markası arasında, yukarıda aynı/benzer olduğu belirtilen mal ve hizmetler bakımından SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Nitekim eldeki uyuşmazlığa emsal olabilecek;….unsurlu markalar arasında,
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin … K sayılı kararında; “… … MOMENTS” markası ile davacıya ait “…” esas unsurlu markalar arasında, iltibas tehlikesi bulunduğu kabul edilmiştir.
SMK m.6/4 hükmüne göre; Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/4 hükmü bağlamında tanınmış marka koruması için; toplumun her kesimince bilinme gerekli olmayıp, toplumun ilgili kesimindeki bilinilirlik düzeyi dikkate alınacaktır. Toplumun ilgili kesimi; markanın tanındığı iddia edilen ve kaynak ülkede markanın tescilli olduğu ve kullanıldığı sektörü ifade eder. (Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, 4.Baskı, İstanbul 2018, s.344-345) Bir markanın Paris Sözleşmesi anlamında tanınmış marka olarak kabul edilebilmesi için, bu markanın Türkiye’de tanınmış olmasının ya da kullanılmasının gerekip gerekmediği hususu bakımından; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 13.02.2019 tarih 2017/3943 Esas 2019/1154 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, Türkiye’de tescilli olmayan markalara tanınmış marka koruması sağlanabilmesi için, söz konusu markanın, itiraza konu marka başvuru tarihinden önce Türkiye’de ilgili sektörde tanınmış marka olduğunun dosyaya sunulan objektif delillerle ispat edilmesi gerekir. (Aynı yönde Y11HD; 18.09.2019 tarih, 2018/790 E 2019/5512 K; Y11HD; 20.11.2018 tarih, 2017/1345 E 2018/7216 K)
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda davacı yanca sunulan deliller incelendiğinde; Davacının uzun yıllardır “…” markası ile “çikolata ve fındık ezmesi” ürünlerinde ciddi bir pazar payına sahip olduğu, bu markayı taşıyan ürünlerin satışını, reklam ve tanıtım çalışmalarını yoğun olarak gerçekleştirdiği, bu sayede ilgili pazarda bilinmesinin yanı sıra geniş tüketici kitlelerine de ulaştığı, uzun yıllardan beri bu markayı taşıyan ürün satışlarını gerçekleştirdiği, markasını korumak adına ciddi yatırımlarda bulunduğu gibi hukuki süreçler de gerçekleştirdiği, söz konusu mahkeme kararları arasında davacı markalarının tanınmışlığına dair bir karar mevcut değil ise de sunulan bu deliller bütün olarak incelendiklerinde “çikolata – fındık ezmesi” ürünleri açısından davacı markalarının yoğun kullanım sonucunda “… …” markasını belli bir bilinirlik elde etmesini sağladığı, dolayısıyla ilgili ürünler açısından da taraf markaları arasındaki benzerlikte davacı markalarının bu bilinirliğinin karıştırılma ihtimalini kuvvetlendirecek bir sonuç meydana getirebileceği, dava konusu markanın tescilinin, davacı markalarının elde ettiği bu bilinilirliği zedeleyebileceği kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir.
Somut olayda; davaya konu marka ile itiraza mesnet markaların iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmalarının haricinde marka başvuru sahibinin kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiası yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın kısmen kabulü ile; “29.SINIF: Fındık ve fıstık ezmeleri. 30.SINIF: Tatlılar, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Dondurmalar, yenilebilir buzlar, yulaf ezmeleri.” malları bakımından … sayılı YİDK kararının iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, dava konusu … sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir. YİDK kararının iptali istemi kısmen kabul kısmen reddedilmişken, markanın hükümsüzlüğü istemi tamamen kabul edildiğinden, markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından davacı lehine ayrıca vekalet ücreti takdir edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; “29.SINIF: Fındık ve fıstık ezmeleri. 30.SINIF: Tatlılar, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Dondurmalar, yenilebilir buzlar, yulaf ezmeleri.” malları bakımından … sayılı YİDK kararının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Dava konusu … sayılı markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
3-6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü gereği hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re’sen TÜRKPATENT’e gönderilmesine,

4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 21,40 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı YİDK kararının iptali istemi bakımından kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davanın YİDK kararının iptali istemi bakımından kısmen reddolunması ve davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalı …’nden alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak kabulüne,
9-Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 59,30 TL peşin karar ve ilam harcının tamamının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç, 17,00 TL vekalet harcı, 300,00 TL posta, müzekkere ve 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.935,60 TL yargılama giderinin 1/2’si olan 967,80 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 967,80 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı … tarafından yapılan 17,00 TL vekalet harcı, 250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 267,00 TL yargılama giderinin 1/2’si olan 133,50 TL’nin davacıdan alınarak davalı …’ne verilmesine, bakiye 133,50 TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
12-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı kurum vekili, davalı şirket vekilinin yüzüne karşı HMK m. 341 hükmü gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk Dairesi nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/01/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza