Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/202 E. 2022/296 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/202 Esas
KARAR NO : 2022/296

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarım İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 13/08/2021
KARAR TARİHİ : 16/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/12/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarım İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 13/08/2021 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 2020/07295 sayısı ile gerçekleştirdiği başvurunun davalı yanın itirazları sonucunda reddedildiğini, verilen kararın hatalı olduğunu, itirazın kötü niyetle yapıldığını, itiraza mesnet tutulan çakmakların genel görünümlerinin farklı olduğunu, müvekkili tasarımının özgün olduğunu, karşı tarafın itirazlarına mesnet tuttuğu tasarımın hiçbir özelliği olmayan hemen hemen tüm çakmaklarda olan gövde kısmından oluştuğunu, davalının bu gövdeye dair bir korumasının dahi olmadığını, tasarımlar arasında en ufak bir benzerliğin dahi bulunmadığını, itiraza mesnet tasarımdaki gövde/kasa yapısının hemen hemen tüm çakmaklarda yıllardır bulunduğunu, hiçbir ayırt ediciliğinin olmadığını, müvekkili tasarımının ise özgün bir görünümü olduğunu, tasarımların renk, desen, şekil yani görünümleri itibariyle farklı olduklarını, müvekkili tasarımının kenarları kıvrımlı tam bir dikdörtgen şekline haiz olmayıp ateş ayarı için ayarlama butonu için açıklık bulunduğunu, davalının mesnet gösterdiği tasarımın keskin hatlara sahip olduğunu ve ayarlama butonu için açıklık bulunmadığını, müvekkili tasarımında kaplama malzemesinin tasarıma uygun olarak bükülüp geçirmeli bir görüntü oluşturduğunu, redde gerekçe tasarımda ise tamamen gövde ile bileşik düz bir yapı yer aldığını, müvekkilinin tasarımında alevin olduğu kısmın daha çıkık ve desenli olduğunu, davalının mesnet gösterdiği tasarımın ise standart çakmak olduğunu, tasarımların bütün olarak kıyaslanması gerektiğini, itiraz sahibinin tekel hakkı iddiasında bulunduğu çakmak kasa/gövdesi için hiçbir koruması olmadığını, bu tasarımın 2012 yılından beri daha önce piyasada var olduğunu iddia ederek müvekkili tasarımının reddi yönündeki YİDK kararının iptali istemiyle işbu davayı ikame ettiği görülmektedir.
C E V A P :
Davalı TÜRKPATENT vekili 27/08/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; İtiraza konu 2020 07295/1 sıra numaralı tasarım ile itiraza gerekçe olarak gösterilen 2012 02864/1 sıra numaralı tasarımın ve muterize ait ürün görsellerinin genel görünüm itibariyle benzer olduğunu ve başvurunun söz konusu ürün görsellerine nazaran ayırt edici olmadığını ve davaya konu 2020 07295/1 sıra numaralı tasarımın hükümsüzlüğüne karar verildiğini, davaya konu … Sayılı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararının hukuka uygun olduğunu ileri sürerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … 14/10/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı iddialarının asılsız olduğunu, dava konusu tasarımın çakmak kılıfı olarak başvuru konusu edilse de bu ürünlerin tek başına alınıp satılmadığını, çakmak kılıflarının bazı çakmak üreticileri tarafından modeller üzerine geçirilerek farklı ürün görünümü elde etmek için kullanıldığını, davacı yanın 2012/02864 sayılı tasarıma ait çakmağı hile yoluyla taklit etmeye çalıştığını, 2012/02864 sayılı tasarımın da zaten herhangi bir çakmak üzerine geçirilmiş kılıf ile oluşturulduğunu, dava konusu tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığını, kötü niyetli bir başvuru olduğunu ileri sürerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait 2020 07295/1 sayılı tasarımın mutlak anlamda yeni olup olmadığı, davacıya ait tasarım ile redde mesnet alınan 2012 02864/1 sayılı tasarım arasında bilgilenmiş kullanıcı nezdinde genel izlenim itibariyle benzerlik bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tasarım tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, redde mesnet tasarım belgeleri celp edilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 09.10.2020 tarihinde 2020/07295 sayılı tasarım başvurusunda bulunduğu, tasarımın 09.12.2020 tarih ve 354 sayılı Resmi Tasarım Bülteni’nde yayımlandığı, davalı şahsın 03.03.2021 tarihli yayına itiraz dilekçesi sunduğu, davacının 18.03.2021 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz ettiği, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun … sayılı kararı ile itirazın kabulüne ve 2020 07295/1 sıra numaralı tasarımın tescilinin hükümsüzlüğüne karar verdiği, verilen kararın davacı marka vekiline 17.06.2021 tarihinde tebliğ edildiği, yasal iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tasarım, bir ürünün veya onun bir kısmının görmek veya dokunmak gibi insan duygularıyla fark edilen görünümüdür. Görünüm, ürünü veya onun üstündeki süslemeyi oluşturan çizgilerin, özel şekillerin, çevre çizgisinin, renklerin, biçimin ve/veya malzemenin sonucudur.
6769 sayılı SMK’nın 56. maddesinde koruma koşulları düzenlenmiş olup, bir tasarımın tescili için yeni ve ayırt edici nitelikte olması gerektiği vurgulanmıştır. 6769 sayılı SMK’nın 56/4. maddesine göre bir tasarımın “yeni” olması o tasarımın aynısının daha önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması anlamına gelir. Eğer herhangi iki tasarım arasında sadece küçük ayrıntıda farklılık varsa o tasarımlar aynı kabul edilir. Yenilik değerlendirmesinde temel alınan kriter mutlak yenilik, yani dünyada yenilik ilkesidir. Yenilik mutlaktır; çünkü, tescili istenen tasarımın aynısının kamuya sunulması halinde, Türkiye’de dünyanın neresinde, ne zaman yapılmış olursa olsun, yenilik ortadan kalkar. Bundan tescil başvurusunda bulunan tasarımcının haberinin bulunup bulunmaması, hiçbir etki yapmaz.
Ayırt edicilik kriterini düzenleyen 56/5. Madde uyarınca, “Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.” Bir tasarımın ayırt edici nitelikleri o tasarıma has, yani sadece o tasarıma ait özelliklerdir. Yine 56/5. maddeye göre tasarımlar arasındaki kıyaslama bilgilenmiş kullanıcı tarafından yapılacak olup, 56/6. maddeye göre ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınacaktır.
Bilgilenmiş kullanıcı, tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı demektir. Bilgilenmiş kullanıcı, sıradan bir kullanıcının gözden kaçırabileceği tasarımın önemli özelliklerini fark eder. Ama bir tasarım uzmanı kadar da bilgi birikimine sahip olmadığı için ayrıntılarla ilgilenmez.
Seçenek özgürlüğü kavramı ile ilgili olarak, koruma dışı hallerin değerlendirildiği 58/2. Maddede “Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” ifadesi yer almaktadır. Bir ürün, tasarımcısına ne kadar seçenek özgürlüğü bırakıyorsa koruma kapsamı da o denli genişler; seçenek özgürlüğü ne denli darsa koruma kapsamı da o denli daralır. Bir ürün işlevini yerine getirebilmesi için ancak belirli bir şekilde tasarlanması zorunluysa, bu ürünün tasarımı hiç koruma görmez.
Belirtilen açıklamalar ışığında tarafların iddia ve savunmaları, tasarım işlem dosyası, hükümsüzlüğe mesnet gösterilen dokümanlar, hukuki nitelendirme hariç maddi tespitler barındıran bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre;
Somut olayda dava konusu tasarım; çakmak kılıfı adı altında başvuru konusu edilmiş olmakla birlikte esasen bu ürünün çakmak ana iskeletini içine alan şekilde çakmak kasası olduğu, tasarımların genel anlamda uygulanacakları çakmak modelleri ile uyumlu fizik yapılara sahip olması ve kasa görevi itibariyle gövde kısımlarının boşluklu yapıya sahip olması gerekliliği dışında herhangi bir teknik zorunluluğunun mevcut olmadığı değerlendirilmektedir. Bununla birlikte çakmak ürünlerinin birçoğunda mutat olarak basmalı ya da çevirmeli ateşleme mekaniği, ateş gücünü ayarlamayı sağlayan anahtar mekaniği, çakmak gaz tüpü doldurma deliği gibi unsurlar yer almakta olup bu unsurların tasarıma görsel katkıları mevcut olmakla birlikte her koşulda bütüne etki eden bir görsel nitelikleri bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta bilgilenmiş kullanıcının; özellikle çakmak ürününün hitap ettiği herhangi bir sigara ürünü tüketicisi olabileceği gibi tütün mamullerinin satışının yapıldığı tekel, büfe, market gibi işyerlerinde çalışan herhangi bir kimsenin de nihai bilgilenmiş kullanıcı olarak kabul edilebileceği, ayrıca sigara ürünü tüketicisi olmasa da, çakmak ürünlerinin evlerde yaygın kullanım alanı bulduğu da dikkate alındığında, toplumun her kesimine hitap edebileceği değerlendirilmiştir.
Dava konusu tasarım ile redde mesnet alınan tasarım karşılaştırıldığında; dava konusu tasarım boş bir çakmak gövdesi, başka bir ifadeyle başvuru kapsamında ifade edildiği üzere çakmak kılıfı/kasasıdır. Esasen bu tasarımın boş olan kısmına çakmak mekanik yapısı yerleştirilecek ve nihai olarak tasarım çakmak işlevini yerine getirecek fonksiyonuna sahip olacaktır. Başka bir ifadeyle anılan tasarımın bu haliyle değil çakmak mekaniği ile bir araya gelerek kullanımı mümkün olacaktır. Dolayısıyla burada karşılaştırılması gereken anılan tasarımın çakmak mekanikli ya da mekaniksiz halinin nihai görünümleri olacaktır. Zira davalı yanın redde gerekçe tasarımı esasen çakmağın nihai görünümüne yani mekanik yapısını da içerir görünümüne sahip olsa da karşılaştırmanın kasa yapıları itibariyle yapılması gerekecektir. Bu anlamda dava konusu tasarımın gövdesi geniş dikey bir dikdörtgen yapıya sahip olduğu, ağız kısmının tek tarafı çıkıntılı yapıda, yatay olarak çevrilmiş bir “L” harfi görünümünde olduğu, yani ateşleme mekanizmasının geleceği kısmında daha geniş yüzeyli, dikey kısmının ise daha basık yapılı olduğu, ağız kısmındaki yükseltinin iki kenarında sıralı halde yükselen 3 havalandırma deliği bulunduğu, kasanın arka görünümünde birbirine geçmeli bir yapı tespit edildiği, önden görünümünde ise ateş ayarlama işlevini sağlayan kaydırmalı anahtar butonun yer aldığı görülmektedir. Yine dava konusu tasarımın dikdörtgen köşelerinde pah kesitli yapıların yer aldığı görülmektedir. Redde gerekçe tasarım incelendiğinde ise; gövde – boy oranının, dava konusu tasarıma göre daha dar yapılı olduğu, ateşleme mekanizması hariç tasarım kasası incelendiğinde, özellikle ağız bölümünde, dava konusu tasarımdan farklı olarak dikey kesiti kısa yatay kesiti uzun bir L formu şeklinde değil yatay ve dikey kısmı eşit olarak bölünmüş bir yapının bulunduğu, dikey kesitin tepe uç bölümünde dava konusu tasarımdan farklı olarak çıkıntılı bir yapının daha mevcut olduğu, başka bir ifadeyle dava konusu tasarımdaki gibi tamamen düz hatlı bir yapının bulunmadığı (bu durumun özellikle somut ürün fotoğraflarından daha da net anlaşıldığı), yine davalı tasarımının gövde kenarlarının, dava konusu tasarımdan farklı olarak pah yapılı değil tamamen yumuşatılmış kavisli bir yapıya sahip olduğu, dava konusu tasarımda gövde ön yapısında birbirine geçmeli şekilde geometrik bir yapı varken, redde mesnet tasarımda böyle bir yapının hiçbir görselden gözlemlenemediği, tamamen düz ve yekpare bir görünümün mevcut olduğu, redde mesnet tasarımda havalandırma delikleri bulunmadığı gibi ateş ayarlama anahtarının da mevcut olmadığı görülmüştür. Bu haliyle dava konusu tasarım ile redde mesnet tasarımın, mutat olarak çakmak gövdeleri içeriyor olmaları haricinde esasen doğrudan bir benzerlik ilişkisi içerisinde olmadığı, aralarındaki en temel farkın ağız ve gövde yapılarındaki en boy oran farkı olması ve dava konusu tasarımın daha kesin/sert köşeli yapısı olduğu, özellikle ağız yapısındaki en boy farkının bütünü de etkilediği gibi yine gövdedeki pahlı kesit ile kavisli kesit farkının da tasarımların yumaşaklığı/keskinliği açısından fark yarattığı, taraflara ait her iki tasarımın da mutat nitelikte unsurlar taşıdığı görülmekle birlikte birbirleri karşısındaki farklılıkların tasarımların yeni ve ayırt edici görülmeleri açısından yeterli olduğu, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde bu iki tasarımın yapısal unsurlar itibariyle birbirilerinden farklı olarak algılanabilecekleri kanaatine varılmıştır.
Bununla birlikte; dava konusu tasarımın mutlak anlamda yeni olup olmadığı hususu da bilirkişi heyeti marifetiyle re’sen araştırılmış olup, dava konusu tasarımın yeniliğini kırıcı niteliği haiz önceki tarihli olup kamuya sunulmuş herhangi bir görünüm tespit edilmemiştir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın kabulü ile; … sayılı YİDK kararının iptaline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 21,40 TL’nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 412,35 TL posta-tebligat, 2.250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.789,45 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı …’in yokluğunda; HMK madde 341 ve madde 345 Hükümleri gereği; kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/11/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza