Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/192 E. 2022/171 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/192 Esas
KARAR NO : 2022/171

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/08/2021
KARAR TARİHİ : 22/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/06/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
D A V A :
Davacı vekili 02/08/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 7 Mayıs 1946 tarihinde Japonya’da kurulmuş olan … şirketler topluluğu bünyesinde olan ve 16 Kasım 1993 tarihinde … oyun konsollarını üretmek amacıyla Japonya’nın başkenti Tokyo’da kurulan bir şirket olduğunu, 25 yılı aşkın bir zamandır oyun konsolları, bilgisayar ve sair elektronik aletler sektöründe faaliyet gösterdiğini ve kurulduğu yıllardan itibaren bu alanın en büyük ve en prestijli şirketlerinden biri olma unvanına sahip olduğunu, müvekkilinin dünya çapında tanınmış … ve … seri markalarını aktif bir şekilde kullandığını, Kurum nezdinde diğer birçok markanın sahibi olduğunu, davalının 43.sınıftaki hizmetler için yapılan “… … + şekil + … life” ibareli, 2019/105214 sayılı başvurusunun, müvekkilinin tanınmış ve tescilli … markalarını aynen içermesi itibari ile karıştırılacak derecede benzer olmasının, aynı ve ilişkili hizmetler üzerinde tescil edilmek istenmesinin, müvekkilinin Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyinden haksız yarar sağlanabileceğini ve müvekkili itibarının, markalarının ayırt edici karakterinin zarar göreceğini, davaya konu markanın SMK m.6/1 uyarınca müvekkili markaları ile karıştırılmaya yol açacak derecede benzer olduğunu, davaya konu marka başvurusunun kapsadığı hizmetlerin, müvekkilinin markaları kapsamında yer alan mal/hizmetlerle benzediğini, söz konusu marka kapsamındaki özellikle “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri”nin, müvekkili markaları kapsamında bulunan 28.sınıf mallarına, 42.sınıf hizmetlerine çok benzediğini ve aynı yerlerde sunulan hizmetler niteliğinde olduğunu, günlük hayatta pek çok cafe ve “yiyecek ve içecek hizmeti”nin başta olmak üzere benzeri hizmet sunan işletmede, müvekkilinin oyun konsollarının kullanılması nedeniyle tüketiciye oyun hizmeti sunulduğunu, davalı yanın, “… … … life” markası altında yiyecek ve içecek hizmeti sağlamasının yanı sıra müvekkilinin … oyun konsolları ile oyun hizmeti sunduğunu ve bu oyun konsollarını kiralayarak gelir elde ettiğini, müvekkili markasının bir işletme ismi olarak kullanılan marka başvurusunun, açılan bir işletmenin ismi olarak tescil ettirilmeye çalışıldığının da gözetilerek hizmet benzerliğine dahi takılmaksızın reddedilmesi gerektiğini, markaların birbirine olan benzerliği ve kapsamında yer alan hizmetlerin, müvekkili markalarının kapsamı ile benzer olması nedeniyle markaların halk tarafından karıştırılma ve ilişkilendirilme ihtimali bulunduğunu, müvekkilinin … markasının tanınmış olduğunun Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde 2019/135 E. numarası ile derdest olan dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda ve mahkemenin müvekkili lehinde verdiği gerekçeli kararında vurgulandığını, tüketicinin kolaylıkla davaya konu marka başvurusu ile sunulan malların, müvekkili tarafından veya onun gözetimi altında üretildiği gibi gerçek olmayan bir zanna kapılarak yanıltılabileceğini, davaya konu edilen marka başvurusunun SMK’nın 6/9 maddesi uyarınca kötü niyetle yapıldığına dair somut ve gerçekçi delillerin bulunduğunu, davalının seçebileceği milyonlarca marka mevcutken müvekkilinin tescilli markası ile aynı ibareyi kendisinin yarattığının veya tesadüfen seçmiş olduğunun kabul edilemeyeceğini, davalının … Life … isimli instagram hesabı (@sociallifeplaystation) incelendiğinde; sunulan yeme içme hizmetlerinin yanı sıra oyun hizmetlerinin ve müvekkiline ait konsolların kiralama hizmetinin “… … … Life” ismi altında sunulduğunu ve müvekkili markasından haksız olarak faydalanmaya çalıştığını iddia ederek; 30.05.2021 tarihli ve … sayılı YİDK kararının iptaline, davaya konu 2019/105214 sayılı “… … … life” ibareli marka başvurusunun tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne, üçüncü şahıslara devrinin engellenmesini teminen dava sonuna kadar dava konusu marka başvurusu üzerine devir yasağının konulması hususunda takdiren teminatsız olarak ihtiyati tedbire kararı verilmesini talep etmiştir.
C E V A P :
Davalı TÜRKPATENT vekili 19/08/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu marka başvurusunun “Şekil+… … … Life” ibaresinden oluştuğunu, kelime, şekil ve renk kombinasyonunu içeren karma bir marka olduğunun görüleceğini, bir bütün olarak ibarenin markanın esas unsurunu oluşturduğunu, davacı yanın itiraza mesnet markalarının ise düz bir yazıyla kaleme alınmış … ibaresinden ve bir takım ek unsurlardan oluştuğunu, dava konusu 2019/105214 sayılı marka başvurusunun 43.sınıfta yer alan bir kısım hizmetleri kapsadığını, davacının itiraza mesnet markalarının ise 43.sınıfta ve söz konusu hizmetlerde tescilli olmadıklarının görüleceğini, davacı yan markasının fiilen 43.sınıf dışında farklı faaliyetlerde kullanıldığı konusunun işbu davanın inceleme konusu olmadığını, markaların kapsamında yer alan emtiaların farklı olduğunu ve aralarında benzerlik ve iltibas ihtimalinin bulunmadığını, söz konusu emtialar yönünden tüketicilerin iki farklı marka karşısında olduklarının farkına varacağını, markaların üreticileri arasında idari ve ekonomik bir bağ kurmayacaklarını, davalı markasının, tüketicilerin dava konusu markayı, davacı markalarının serisi olarak algılamayacağını ileri sürerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, dava dilekçesinin kendisine tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz etmediğinden 6100 sayılı HMK m.128 hükmü gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şahsa ait 2019/105214 sayılı “Şekil+… … … Life” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…” ibareli markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalı şahsın marka tescil başvurusunda kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı …’ün 28.10.2019 tarihinde “Şekil+… … … Life” ibareli 43.sınıfta bulunan “(43/01) Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. (43/02) Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. (43/03) Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. (43/04) Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri.” bakımından marka tescil başvurusunda bulunduğu, 2019/105214 sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 12.12.2019 tarih ve 338 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 12.02.2020 tarihinde 2016 07487, 2014 102657, 2014 84603, 2011 45869, 2014 83182, 2018 118241 sayılı markaları mesnet göstererek SMK m.6/1, m.6/5 ve m.6/9 hükümleri bağlamında itirazda bulunduğu, yayıma yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı’nca incelenmesi sonucunda haklı bulunmayarak reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 28.09.2020 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, yeniden yapılan itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 01.06.2021 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu tescil edilmemiş, 08.12.2021 tarihinde başvuru sahibinin talebi ile marka başvurusu geri çekilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar ve tüm dosya kapsamına göre;
Hemen belirtilmelidir ki; dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden, davacı tarafın hükümsüzlük istemi hakkında, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup, eldeki dava salt YİDK kararının iptali istemi bakımından esas yönünden incelenmiştir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin ve Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşmiş uygulamasına göre (HGK. 19.11.2003 T, E. 2003/11-578, K. 2003/703) YİDK kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirileceğinden (Y11HD, 21.01.2010 T, 2008/4266 E 2010/586 K), YİDK karar tarihi itibari ile mevcut hukuki ve fiili durum nazara alınarak yargılama yürütülmüştür. Bu nedenle dava konusu marka başvuru dosyası kapsamında kalan bilgi ve belgeler ile sınırlı olarak yargılama yürütülmüş olup, marka başvuru dosyasında yer almayan ancak dava aşamasında ileri sürülen bilgi, belge ve iddialar değerlendirme dışı tutulmuştur.
Davacı taraf YİDK aşamasında itirazına mesnet olarak; 2016 07487, 2014 102657, 2014 84603, 2011 45869, 2014 83182, 2018 118241 sayılı markaları göstermiş olup, davaya konu YİDK kararının iptali istemi bakımından salt bu markalarla sınırlı olmak üzere değerlendirme yapılmıştır.
Dava konusu yapılan hizmetler; “43.sınıf: (43/01) Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. (43/02) Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. (43/03) Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. (43/04) Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri.” şeklindedir.
Davacıya ait 2016 07487, 2014 102657, 2014 84603, 2011 45869, 2014 83182, 2018 118241 sayılı markaların hiçbirisi 43. sınıfı kapsamamaktadır. Yani taraf markalarının mal ve hizmetleri aynı/aynı tür değildir.
Bununla birlikte; taraf markalarının kapsadığı mal ve hizmetler arasında benzerlik ilişkisi olup olmadığı incelendiğinde ise; davalı marka başvurusu kapsamındaki “43/01 Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” ile davacının 2014 84603, 2011 45869 ve 2014 83182 sayılı … ibareli markalarının kapsadığı 41. Sınıftaki “Çevrimiçi elektronik oyunlar sağlayan eğlence hizmetleri; eğlence hizmetleri, yani internet, bilgisayarlar ve kablosuz cihazlar aracılığıyla erişilebilen sosyal ağlar için mobil kablosuz biçimde ve bilgisayar yazılım platformları aracılığıyla çevrimiçi elektronik oyunlar sağlamak; eğlence hizmetleri, yani, harici ekranlarda, televizyonlarda, monitörlerde ve oyun konsollarında oynamak için internet, bilgisayarlar ve kablosuz cihazlar aracılığıyla erişilebilen sosyal ağlar için mobil kablosuz biçimde ve bilgisayar yazılım platformları aracılığıyla çevrimiçi elektronik oyunlar sağlamak; eğlence hizmetleri, yani bilgisayarlar ve kablosuz cihazlar aracılığıyla erişilebilen bulut bilişim ortamları ve internet, bilgisayarlar ve kablosuz cihazlar aracılığıyla erişilebilen sosyal ağlar için bilgisayar yazılım platformları aracılığıyla indirilemeyen elektronik oyunların geçici olarak kullanılmasının sağlanması; bir bilgisayar ağından çevrimiçi olarak sağlanan oyun hizmetleri” arasında düşük düzeyli de olsa benzerlik ve dolaylı bir ilişki bulunduğu değerlendirilmektedir. Şöyle ki; davalı marka başvurusunun kapsadığı 43/01 alt grubuna dahil “kafe, kafeterya veya kahvehane hizmetleri”nin tüketiciye sunum biçimlerinden biri de “oyun salonları” ya “internet kafeler”dir. Tüketicilerin hem online ya da fiziki olarak oyun oynadıkları, hem de yiyecek ve içecek temini hizmeti satın aldıkları bu yerlerde “eğlence hizmetleri”nin bir türü olarak tüketiclere hem “oyuna” erişim imkanı sağlanmakta ya da kiralanmakta hem de yiyecek ve içecek servis edilerek “kafe” hizmetleri sunulmaktadır. Eğlence ve kafe hizmetlerinin iç içe geçtiği bu karma hizmet türü itibariyle “43/01 Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” ile 41. Sınıftaki “oyun sağlama hizmetleri” aynı yerlerde, birlikte satılan, birlikte tüketilen ve tamamlayıcı ihtiyaçları gideren benzer hizmetler biçimini almaktadır. Dolayısıyla ilgili tüketici kesiminin algısında bu hizmetlerin aynı ticari kaynaktan geldiği ya da birbirleri ile ilişkili olabileceği yönünde bir tüketim bilgisi mevcuttur. Tüketicilerin söz konusu hizmetlerin markalarını, piyasa uygulamasından alıştıkları tüketim biçimi itibariyle ilişkilendirmeleri olasıdır.
Yine davalı marka başvurusu kapsamında yer alan “43/02 Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri.” ile davacının 2014 84603, 2011 45869 ve 2014 83182 sayılı … ibareli markalarının kapsadığı 41. Sınıftaki “Seminerlerin düzenlenmesi, yürütülmesi ve organizasyonu, Lunapark ve tema parkları hizmetleri, konser düzenleme ve yönetme hizmetleri, eğitim amaçlı seminerlerin düzenlenmesi ve yürütülmesi hizmetleri, eğlence hizmetleri” benzer hizmetlerdir. Şöyle ki; günümüzde oteller bünyesinde hem seminer ve sempozyum gibi etkinlikler için yer sağlanmakta, hem de bu etkinliklerin organizasyonları yapılmaktadır. Dolayısıyla bu hizmetler çoğunlukla aynı ticari kaynaktan gelen, aynı yerlerde tüketiciye arz edilen ve birbirlerini tamamlayan ilişkili hizmetlerdir. Ayrıca, özellikle büyük otellerde ve/veya tatil köylerinde tema park ve eğlence hizmetleri, konaklama hizmetlerinin tamamlayıcısı olarak tüketicilere sunulmakta olup; işbu hizmetler arasında da benzerlik ilişkisi mevcuttur. Öyle ki çocuklu aileler bakımından, eğlence ve park hizmetlerinin varlığı ve niteliği, konaklama hizmetinin satın alınması bakımından önemli bir tercih kriteridir.
Tüm bunların yanı sıra, davalı marka başvurusu kapsamındaki “43/03 Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri.” ile davacının 2014 84603, 2011 45869 ve 2014 83182 sayılı … ibareli markalarının kapsadığı 41. Sınıftaki “Online eğitim sınav hizmetleri; çevrimiçi eğitim hakkında bilgi vermek; sanat ve zanaat ile ilgili eğitim ve öğretim hizmetleri; spor eğitimi hizmetleri; oyunlarla ilgili eğitim ve öğretim hizmetleri, eğlence hizmetleri, oyun hizmetleri” benzer hizmetlerdir. Şöyle ki; kreş hizmetleri, çocuklara yönelik bakımın yanı sıra eğitim, eğlence ve oyun hizmetlerini de içeren bir hizmet türüdür. Dolayısıyla bu hizmetler çoğunlukla aynı ticari kaynaktan gelen, aynı yerlerde tüketiciye arz edilen ve birbirlerini tamamlayan ilişkili hizmetlerdir. Öyle ki, özel okular bünyesinde okul öncesi eğitim; ilk, orta ve lise eğitiminin başlangıcı olarak sunulmakta ve çoğu kolej, okul öncesi eğitimden başlatmak kaydıyla öğrencileri kabul etmektedir. Bu bağlamda işbu hizmetler arasında tüketicilerce de benimsenmiş bir benzerlik mevcuttur.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davalı marka başvurusu kapsamındaki “43.sınıf: (43/01) Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. (43/02) Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. (43/03) Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri.” ile davacının 2014 84603, 2011 45869 ve 2014 83182 sayılı … ibareli markalarının kapsadığı 41. Sınıflardaki bir kısım hizmetlerin benzer olduğu kanaatine varılmıştır.
Dava konusu marka başvurusu incelendiğinde; … kelimeleri sarı renkte büyük puntolarla, … ve LIFE kelimeleri ile ise altta beyaz renkte ve daha küçük puntolarla yazılmış şekilde tasarlanmıştır. … … ibaresi ile … LIFE ibaresi arasında S harfi şeklinde bir figür bulunmaktadır. Markada yer alan İngilizce … kelimesi, “sosyal” anlamına gelmekte olup; markanın üzerinde kullanılacağı 43. Sınıftaki hizmetleri telmih etmektedir. Markadaki LIFE kelimesi ise “yaşam” anlamına gelmekte olup, hizmet sektöründe sıklıkla kullanılan bir sözcüktür. Davalı markasında bulunan “…” kelimesi ise “oyun istasyonu” anlamına gelen ayırt edici bir marka işaretidir. Bu bağlamda … ibaresi davalı markasında ayırt edici, esaslı unsur durumundadır.
Davacıya ait itiraza mesnet markalar incelendiğinde; … VR, … TV, … Now, … VITA, … VE … CLASSIC ibareli markaların asli ve esas unsuru “…” ibaresidir.

Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; davacıya ait 2014 84603, 2011 45869 ve 2014 83182 sayılı … ibareli markalar ile dava konusu marka arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak ilgili tüketici kesimi nezdinde ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi oluşturacak derecede benzerlik bulunduğu, davacı markalarının esaslı unsurunun “…” ibaresi olduğu, dava konusu markanın esaslı unsurlarından en azından birinin de “…” ibaresi olduğu, ilgili tüketici kesiminin daha önceden aşina olduğu “…” markasını, davacı markaları kapsamındaki hizmetlerle benzer olan dava konusu marka kapsamında yer alan 43/1, 43/2 ve 43/3. alt sınıfta yer alan hizmetler üzerinde gördüğünde veya işittiğinde, bu hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, dava konusu markayı, davacıya ait markalarla ilişkilendireceği, dava konusu markayı davacıya ait markaların serisi niteliğinde zannederek tüketim tercihinde bulunacağı, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşeceği, bu nedenle; başvuru kapsamında yer alan “43.sınıf: (43/01) Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. (43/02) Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. (43/03) Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri.” bakımından dava konusu marka başvurusu ile davacıya ait 2014 84603, 2011 45869 ve 2014 83182 sayılı markalar arasında 6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.

Somut olayda yapılan incelemede; davacının TÜRKPATENT nezdinde sunduğu itiraz ve ekleri incelenmekle; … markasının tanınmışlığını ispata yönelik olarak;
– 05.12.2018 tarih ve 2018-OE-541158 sayılı Markalar Dairesi Başkanlığı Kararını, (Kararda, dava dışı … … CAFE markası bakımından, davacının … markasının tanınmış olduğundan bahisle SMK 6/5 maddesinde sayılan koşulların oluştuğu belirtilmektedir.)
– www.webtekno.com internet sitesinde yayınlanan “… 5 Tanıtımı, … Youtube Kanalının En Çok Beğenilen Videosu Oldu” başlıklı haberi, (Haberde, 12.06.2020 yayım tarihli videonun kısa sürede 22 milyon kişi tarafından izlendiği ve 1 milyon beğeni aldığı belirtilmektedir.)
– www.cnnturk.com internet sitesinde yayınlanan 30.05.2018 tarihli “UEFA … … ile El Sıkıştı” başlıklı haberi, (Haberde, 1997’den itibaren Şampiyonlar Ligi Resmi Sponsoru olan …’ın, 2018 yılında sona edecek sponsorluk anlaşmasını 2021 yılına kadar uzattığı belirtilmektedir.)
– Ankara 2. FSHHM’nin 2019/133 E. sayılı dosyası kapsamında Marka ve Patent Vekili ….arafından düzenlenen 12.11.2019 tarihli Bilirkişi Kurulu Raporunu, (İşbu raporda “sunulan delillerde davacının … tanınmış markasının kısaltması olarak PS ibaresinin kullanıldığını gösterir delillere verdiği” belirtilmektedir.)
– Ankara 2. FSHHM’nin 12.03.2020 tarihli, 2019/133 E. ve 2020/96 K. sayılı kararını (İşbu kararda, bilirkişi raporuyla paralel şekilde “sunulan delillerde davacının … tanınmış markasının kısaltması olarak … ibaresinin kullanıldığını gösterir delillere verdiği” belirtilmektedir.) delil olarak sunduğu anlaşılmaktadır.
TÜRPKATENT nezdinde sunulan deliller ve bu delillerin işaret ettiği https://www.youtube.com/c/…/about sayfası içeriği ile sınırlı olarak yapılan değerlendirme neticesinde; davacının … youtube kanalının 16.12.2005 tarihinde açıldığı, kanalın 14 milyon abonesinin bulunduğu ve kanalın 4.087.774.701 kez görüntülendiği tespit etmiştir. Günümüzün en yaygın iletişim araçlarından biri olan sosyal medyadaki bu takip ve izlenme oranının, … markasının dava konusu marka başvurusunun yapıldığı 28.10.2019 tarihi itibariyle “oyun” emtiası ve “oyun hizmetleri” bakımından tanınmışlığını tevsik ettiği kanaatine varılmıştır. Buna göre; dosya kapsamı uyarınca … markasının “oyun” emtiası ile “oyun hizmetleri” üzerinde tanınmış marka olduğu sonucuna varılmıştır.
Somut olayda davacı markaları “oyun” emtiası ile “oyun hizmetleri” üzerinde tescilli ve tanınmış markadır. Davalı marka başvurusu ise, davacı markalarının bir kısım hizmetleri ile benzer olan “43/01 Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. 43/02 Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. 43/03 Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri.”ni ve davacı markalarının mal ve hizmetlerinden farklı olan “43/04 Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri.”ni kapsamaktadır.
Somut olayda “benzer” olduğu belirlenen “43/01 Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. 43/02 Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. 43/03 Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri.” bakımından davalının, davacının tanınmış markasından haksız bir yarar sağlamasının olası olduğu değerlendirilmektedir. Zira markalar arasında işbu hizmetler bakımından imaj transferi ihtimali mevcuttur. Tüketicilerin beğendikleri oyun hizmetleri ile aynı markayı haiz restoran, otel ve kreş hizmetlerini görmeleri halinde bunları ilişkilendirmeleri ve bu ilişkilendirmenin de tüketim tercihlerini etkilemesi muhtemeldir.
Bunun yanı sıra, davacının tanınmış markası olan … ibaresini aynen içeren davalı markasının tescili halinde, davacının tanınmış markasının itibarına zarar verilmesi de olasıdır. Yukarıda da belirtildiği gibi; markalar arasında, imaj transferi ihtimali vardır. Bu bağlamda, davalının “… … … LIFE” markasını kötü ve kalitesiz hizmetler üzerinde kullanması halinde, bu durum davacı markalarının itibarını etkileyecek, tüketiciler davalı markasından edindikleri olumsuz izlenimi, davacının … markalarına aktarabileceklerdir.
Öte yandan, tanınmış … markasının davalı tarafından 43. Sınıftaki tüm hizmetler üzerinde kullanılması halinde, markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçların doğabileceği düşünülmektedir. Şöyle ki, markanın “oyun hizmetleri” gibi spesifik bir sektördeki tanınmışlığı karşısında; 43 sınıftaki hizmetlerde … ibaresini içeren bir kullanımın yaygınlaşması, davacının tanınmış markasının sıradan bir işaret haline gelmesi tehlikesini yaratmaktadır. Ayrıca SMK 6/5 maddesi kapsamında yer alan düzenleme ile amaçlanan markaların sulandırılmasının engellenmesidir. Somut olayda davalının “… … … LIFE” markasını özellikle farklı olan “43/04 Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri.”inde tescil ettirmesi halinde, tanınmış davacı markasının sulandırılması sonucu doğabilecektir.
Özellikle çocuklara ve gençlere yönelik olan “oyun hizmetleri” bakımından tanınmış olan … markasının; örneğin, bir hayvan barınağının adında kullanılması halinde, markanın tüketici kesimine yönelik aşağılayıcı bir imaj algısı oluşabilecektir. Bu durum, tam da “fare zehri doktrini” olarak bilinen, tanınmış markanın sulandırılıp itibarının zedelenmesi biçimlerinden biridir. Şöyle ki; İskandinav ülkelerinde tanınmış olan bir parfüm markasının, fare zehri için kullanılması, tanınmış markanın itibarının zarara uğratılması olarak değerlendirilmiş ve dava nedeniyle markanın bu şekilde istenmeyen bağlantılara yol açacak şekilde kullanılması “Fare Zehri Doktrini (rat poison doctrine)”olarak isimlendirilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; SMK 6/5 maddesinde sayılan koşullar somut olayda gerçekleştiğinden, davacının tanınmış … markasının, davalının “… … … LIFE” ibareli marka başvurusunun 43. sınıftaki tüm hizmetler üzerinde tesciline engel oluşturacağı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir.
Somut olayda; davacı markalarının tanınmış olması ve davaya konu marka ile itiraza mesnet bir kısım markaların iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmalarının haricinde davalı şahsın kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiası yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın kabulü ile; … sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M :
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
2-Dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile alınması gereken 21,40 TL harcın müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 1.750,00 TL bilirkişi ücreti, 250,50 TL posta- tebligat masrafına esas olmak üzere toplam 2.127,60 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, Davalı …’ün yokluğunda HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/06/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza