Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/190 E. 2021/438 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/190 Esas – 2021/438
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/190 Esas
KARAR NO : 2021/438

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 30/07/2021
KARAR TARİHİ : 01/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
D A V A :
Davacı vekili 30/07/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Gıda’nın 1961 yılından bu yana faaliyet gösterdiği
alanda birçok ürünün tanıtımı ve geliştirilmesini sağlayarak
bir kalite sembolü olduğunu, davalı kurumun, davalı yanın “…” ibareli marka başvurusuna karşı gerçekleştirdikleri itirazları hukuka
aykırı biçimde reddettiğini,
müvekkilinin “…” ibaresini ilk kez 2007 yılında tescil ettirdiğini ve
bu marka üzerinde büyük yatırımlar yaparak marka sayısını
arttırtırdığını ve arttırmaya devam etmekte olduğunu, müvekkili şirketin “…” ibareli markasının zayıf/tanımlayıcı
marka olarak kabul edilebilmesinin yerleşik yüksek mahkeme
içtihatları çerçevesinde mümkün olmadığını, “…” ibaresinin zayıf/tanımlayıcı marka statüsünde olmadığını, aksine bu ibarenin
doğrudan müvekkili şirketi işaret ettiğine ilişkin pek çok yargı kararnın mevcut olduğunu, müvekkili şirketin “…” markasının çok uzun sürelerden beri piyasada olması
sebebiyle ayırt edici niteliğinin yükseldiğini ve bahse konu markanın yüksek ayırt edici
marka statüsüne ulaştığını, kurumca gerçekleştirildiği iddia edilen “bütünsel inceleme”
biçiminin yüksek mahkeme kararları, hukuk ve kanunla uyumlu olmadığını, işbu dava konusu “…” markası ile müvekkili şirketin “…”
markalarının aynı sınıfta yer alan mal ve/veya hizmetleri
kapsamakta olduğunu, ortalama gıda tüketicisinin işbu dava konusu marka ile müvekkili
şirket markalarını benzer olarak algılayacağını, davaya konu “…” markasının müvekkili adına tescilli “…”
ibareli markalar ile iltibas oluşturabilecek düzeyde
benzer olduğunu beyan ederek; davalı Türkpatent’in 29.5.2021 tarih ve … sayılı YİDK
kararının iptaline, davalı adına Türkpatent nezdinde 06.07.2020 tarih ve … başvuru
numarası ile kayıtlı “…” ibareli marka başvurusunun tüm mal ve hizmetler
yönünden iptaline, bahse konu markanın tescil edilmesi halinde hükümsüz sayılmasına
ve markalar sicilinden terkinine, dava konusu … başvuru numaralı markanın huzurdaki dava sonuçlanıncaya
kadar üçüncü kişilere devrinin önlenmesine dair ihtiyati tedbir kararı
verilmesini talep etmiştir.
C E V A P :
Davalı TÜRKPATENT vekili 12/08/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalının markası ile davacının itiraza mesnet markaları karşılaştırıldığında; ortalama tüketici nezdinde markalar arasında görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığını, YİDK kararının usule ve yasaya uygun olduğunu beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … 09/11/2021 tarihli beyan dilekçesinde özetle; Davacı yanın açmış olduğu davaya ilişkin dava dilekçesinin tarafına tebliğ edilmediğini, sadece ön inceleme ve ön inceleme duruşma günü belirleme tutanağının tarafına tebliğ edildiğini, TPMK tarafından … nolu başvurusunun 06/07/2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere on yıl süreyle tescil edilmiş olan “…” markasının tescil edildiğini, davacı yanın beyanlarının asılsız ve mesnetsiz olduğunu, bahsi geçen başvurunun reddi kararından itibaren 2 aylık yasal süre içesinde başvuru yapılması gerekirken yasal süreye riayet etmeden dava açıldığını, zamanaşımı itirazlarının olduğunu beyan ederek; davanın reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şahsa ait … sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…” ibareli markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı …’nun 06.07.2020 tarihinde “…” ibareli 30.sınıfta bulunan “30.SINIF: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez.” emtiaları bakımından marka tescil başvurusunda bulunduğu, … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 14.09.2020 tarih ve 356 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 05.11.2020 tarihinde 2018/18616, 2018/18610, 2018/18606, 2018/18599, 2013/60855 sayılı markaları mesnet göstererek SMK m.6/1 ve m.6/5 hükümleri bağlamında itirazda bulunduğu, davalı şahsın 13.12.2020 tarihinde itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz ettiği, yayıma yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı’nca reddedildiği, bu karara karşı davacı tarafından 13.04.2021 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, davalı şahsın 06.05.2021 tarihinde bu itiraza karşı görüş dilekçesi sunduğu, yeniden yapılan itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 31.05.2021 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka 14.09.2021 tarihinde tescil edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar ve tüm dosya kapsamına göre;
Her ne kadar … dava dilekçesinin kendisine tebliğ edilmediğini ileri sürmüşse de; dava dilekçesinin, davalı …’na 03/09/2021 tarihinde, 7201 sayılı Tebligat Kanunu m.16 hükmüne göre tebliğ edildiği, bu bağlamda; dava dilekçesinin, davalı şahsın çarşıda olması nedeniyle eşi Gülay Karahasanoğlu’na imzası karşılığında teslim edildiğinin dosya kapsamında mevcut tebligat mazbatasından anlaşıldığı, bu nedenle davalı şahsın dava dilekçesinin kendisine tebliğ edilmediğine ilişkin ileri sürdüğü itirazın yerinde olmadığı, buna bağlı olarak; 09/11/2021 tarihli dilekçesinin savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında kaldığı tespit edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dava konusu edilen … sayılı marka başvurusu kapsamındaki “30.SINIF: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. ” emtialar, davacıya ait itiraza mesnet 2018/18616, 2018/18610, 2018/18606, 2018/18599, 2013/60855 sayılı markaların kapsamındaki 30.sınıf emtialarla AYNI/AYNI TÜRDÜR. Zira bunlar aynı tüketici kesimini hitap ederler, aynı ihtiyaçları giderirler, aralarında rekabet veya birbiri yerine ikame imkanı bulunur, aynı raflarda satılırlar, dağıtım kanalları ortaktır.
Davacının marka işlem dosyasında itiraza mesnet göstermediği ancak dava aşamasında hükümsüzlük iddiasına mesnet gösterdiği 2007/32835, 2013/29468, 2013/29479, 2013/32392 sayılı markaların kapsamlarında yer alan 30.sınıf emtialar ile dava konusu marka kapsamındaki 30.sınıf emtialar da, yine yukarıda yer verilen gerekçelerle AYNI/AYNI TÜRDÜR.
Dava konusu … sayılı marka başvurusu incelendiğinde; “…” ibaresinden oluşan kelime markası olduğu, markanın esas unsurunun “…” ibaresi olduğu tespit edilmiştir.
Davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar incelendiğinde; “…”, “… Index”, “… İndeks”, “… X”, “…”, “…”, “FitX”, “… Index”, “… İndeks” ibarelerinden oluştuğu, davacının “…” esas unsuru çerçevesinde seri marka ailesi oluşturduğu tespit edilmiştir.
Taraf markaları bütün olarak karşılaştırıldığında; Dava konusu marka kapsamında yer alan emtialarla, davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markaların kapsamındaki emtialar arasında ayniyet/ayniyete yakın derecede benzerlik bulunduğu, davacı markalarının esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, dava konusu marka başvurusunun esas unsurunun ise “…” ibaresi olduğu, davacı markalarının esas unsurunu oluşturan “…” ibaresinin dava konusu marka başvurusu içinde bir bütün halinde bulunduğu, davacı markalarının esas unsurunun telaffuzunun “…” şeklinde, dava konusu marka başvurusunun telaffuzunun “BİS-KÜ-…” şeklinde okunduğu, dava konusu marka başvurusunda yer alan “BİSKÜ-” ibaresinin “BİSKÜVİ” emtiasının ilk beş harfinden oluştuğu ve ortalama tüketici nezdinde hemen ve ilk bakışta “BİSKÜVİ” emtiasını çağrıştırdığı, bisküvinin; tahıl unu veya unları içine kabarmayı sağlayıcı maddeler, şeker, tuz, yağ ve gıda katkı maddeleri yönetmeliğinde kullanılmasına izin verilen maddelerden (toz kakao, taze süt veya süt tozu, fruktoz ve glikoz şurubu, tuz, peyniraltı suyu tozu, vb.) biri veya birkaçı katıldıktan sonra su ile yoğurularak tekniğine uygun bir biçimde işlenmesi, şekil verilmesi ve pişirilmesi sonucunda elde olunan bir gıda mamulü olduğu, davaya konu 30.sınıfta yer alan emtialar arasında “BİSKÜVİLER” in de bulunduğu, bu nedenle davaya konu emtiaların hitap ettiği ortalama tüketici kesimi nezdinde “…” ibaresinde yer alan ve “BİSKÜVİ” emtiasına çağrışım oluşturan “BİSKÜ-” öbeğinin somut ayırt edici niteliğinin bulunmadığı, bu nedenle markasal ayırt edicilik incelemesinde “-…” kelimesine nispetle “BİSKÜ-” öbeğinin arka planda kaldığı, başka bir deyişle, davaya konu marka başvurusunu gören ya da işiten ortalama tüketici kesiminin, “…” markalı “Bisküvi” emtiası ile karşı karşıya olduğunu düşünebileceği, buna göre, dava konusu marka başvurusunda yer alan “BİSKÜ-” öbeğinin, davaya konu markayı, davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalardan farklılaştırmaya yeter derecede ayırt edici gücünün bulunmadığı, binaenaleyh; karşılaştırılan markalar arasında “…” ibaresinin müşterekliğinden kaynaklı olarak umumi intiba olarak benzerlik bulunduğunun söylenebileceği, daha önce davacıya ait itiraza/hükümsüzüğe mesnet markaları gören, işiten, bu markalı emtialardan yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı, markaları her zaman bir arada göremeyen, markaların ayırt edici unsurlarının gözünde ve kulağında kalan izi ile hareket eden ortalama tüketici kesiminin daha sonra davaya konu marka başvurusunu, davaya konu emtialar üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, davaya konu emtialardan faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı davacıya ait markaların serisi niteliğinde bir marka zannedebileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, dolayısıyla davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar ile dava konusu marka başvurusu arasında, SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; SMK m.6/1 hükmü koşulunun somut olayda gerçekleştiği anlaşıldığından, davanın kabulü ile; … sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu … sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M :
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
2-Dava konusu … sayılı markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
3-6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü gereği hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re’sen TÜRKPATENT’e gönderilmesine,

4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından bu hususta ayrıca harç tahsiline yer olmadığına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 17,00 TL vekalet harcı, 147,50 TL posta-tebligat masrafına esas olmak üzere toplam 283,10 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı … ve davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/12/2021