Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/184 E. 2022/88 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/184 Esas
KARAR NO : 2022/88
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 27/07/2021
KARAR TARİHİ : 16/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/04/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 27/07/2021 tarihli dava, 24/08/2021 ve 08/10/2021 tarihli replik dilekçelerinde özetle; Müvekkili şirketin başta ağır sanayi ve madencilik olmak üzere, gayrimenkul, girişim ve bilişim sektörlerinde faaliyet gösteren kuruluşları ve eğitim alanındaki iştirakleri ile 20’nin üzerinde kurumsal markayı temsil eden bir grup olduğunu, müvekkili şirketin “…” ve “…” esas unsurlu ve ibareli birçok seri markanın maliki olduğunu, markaları 2007 yılından beri yoğun ve ciddi surette kullandığını, davalı marka başvurusunda “…” ibaresinin aynen muhafaza edilerek tüketiciler nezdinde müvekkili şirket ile bağlantı olduğu izlenimi yaratılmaya çalışıldığını, müvekkili şirket markasının gıda sektöründeki tanınmışlığından haksız yararlanma tehlikesi oluştuğunu, müvekkili şirketin “…” ibareli markasını uzun yıllardan bu yana nizasız fasılasız surette kullanarak markaya ayırt edicilik kazandırdığını, müvekkili şirketin yaptığı yatırım ve harcadığı sermaye ile markanın tanınmış hale geldiğini, müvekkili şirketin davalı marka başvurusu karşısında tescil ve koruma bakımından öncelik hakkına sahip olduğunu, davalının marka başvurusunda kötü niyetli olduğunu, davalının müvekkili şirkete ait “…” esas unsurlu markanın aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olan “…” esas unsurunu müvekkili markası ile aynı ve türdeş mal ve hizmetlerde başvuruya konu ettiğini, dava konusu markanın “…” şeklinde tek kelimeden oluştuğunu, markaya bir “A” harfi daha eklenmiş olmasının anlam değişikliğine yol açmadığını ve markaya herhangi bir ayırt edicilik katmadığını, markaların görsel, işitsel ve kavramsal olarak aynı/benzer olduğunu, müvekkili şirket markasının güçlü ayırt ediciliği haiz bir marka olduğunu, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğunu, dava konusu markanın tescil edilmek istendiği sınıf ile müvekkili markalarının tescilli olduğu emtianın her düzeyde tüketiciye hitap ettiğini, müvekkili şirketin markalarının tescilli olduğu 05, 29, 30, 31, 32, 35 ve 40. sınıflar ile dava konusu markanın tescil edilmek istendiği 07, 32 ve 42. sınıfların bağlantılı mal ve hizmetler içerdiğini, tarafların aynı sektörde faaliyet gösterdiklerini, markaların yan yana kullanılabileceğini ve benzer satış kanallarıyla tüketicilere sunulabileceğini, bu durumun tüketiciler nezdinde taraflar arasında ekonomik bir bağ olduğu algısına yol açabileceğini, davalı tarafın dava konusu markanın “… STORE” ibareli olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, markanın nasıl kullanıldığının önemli olmadığını, önemli olanın sicilde tescilli marka olduğunu, davalı markasının sicilde “…” olarak tescilli olduğunu, davalı yanın meyve vb. gıda ürünleri sattığını, müvekkilinin “bakliyat, turşu, kuru meyve” gibi ürünler sattığını, tarafların paketlenmiş gıda ürünleri sattıklarını, sektörlerin ve satılan ürünlerin aynı/ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, davalı yanın markayı sicilde tescil ettirdiği gibi kullanmadığını ikrar ettiğini, davalı yanın müvekkilinin faaliyetini ve markasal haklarını taklit ettiğini beyanla; Türk Patent ve Marka Kurumu YİDK’nın … sayılı kısmen ret kararının iptaline, tescili halinde … sayılı markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 17/08/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Başvuru markası ile davacının itiraza mesnet 2007/58424, 2014/72231, 2013/59821 sayılı markalarının benzer bulunarak 05, 29, 31 ve 43. Sınıfta yer alan emtianın başvuru markası kapsamından çıkartıldığını, davacının itiraza mesnet diğer markalarının başvuru markasıyla benzer olmalarına karşın farklı mal ve hizmetleri kapsadıkları tespit edildiğinden markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, davacıya ait “…” esas unsurlu markaların tanınmışlığının ispat edilemediğini, davalı markasının davacı markalarının çıkarlarına zarar vermesi ve itibarından haksız yararlanmasının düşünülemeyeceğini, davacı tarafça davalı başvurusunun kötü niyetli olduğunun ispat edilemediğini, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 23/09/2021 tarihli cevap ve 28/10/2021 tarihli düplik dilekçelerinde özetle; Müvekkilinin “…” markasının tescili için … başvuru numarası ile başvuruda bulunduğunu, davacı yanın itirazlarının reddi sonucunda müvekkili markasının 07, 32 ve 42. sınıflar bakımından tescil edildiğini, müvekkilinin “…” markalı ürünleri ile davacının “…” markalı ürünlerinin ortalama dikkat ve zekaya sahip tüketici tarafından karıştırılma ihtimali bulunmadığını, müvekkili logosunda “… STORE” ibaresi bulunduğunu, davacı logosunda ise “… ORGANİK” ibaresinin yer aldığını, müvekkili logosundaki harflerin yeşil renkli olduğunu, logonun sol altında yeşil bir yaprak bulunduğunu, davacı markasının logosundaki harflerin ise kahverengi olduğunu, taraf markalarının benzerlik göstermediğini, markaların telaffuz edilişlerinin birbirinden tamamen farklı olduğunu, müvekkili ile davacı tarafın üretimi gerçekleştirdikleri ürünler ve kullandıkları teknolojilerin tamamen farklı olduğunu, müvekkilinin davacının markasından doğabilecek iltibastan yararlanmaya, bu surette bir menfaat elde etmeye ihtiyacı olmadığını, davacı markası ile müvekkili markasının aynı/benzer mal ve hizmetlerde kullanıldığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının davacının itirazlarının reddine ilişkin kısmının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şahsa ait … nolu “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…” ibareli markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalı şahsın marka başvurusunda kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin kök ve ek rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı …’nin “…” ibaresini 05, 07, 29, 30, 31, 32, 35, 41, 42 ve 43.sınıflarda yer alan bir kısım mal ve hizmetlerin tescili amacıyla 19.08.2019 tarihinde gerçekleştirdiği … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında SMK m.5/1-ç hükmü gereği “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar. Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.” mal ve hizmetlerinin başvurudan çıkartılmasına karar verildiği, akabinde kalan mal ve hizmetler bakımından başvurunun 12.12.2019 tarih ve 338 sayılı Bülten’de ilan edildiği, davacı şirket tarafından 11.02.2020 tarihinde SMK m.6/1, m.6/3, m.6/4, m.6/5, m.6/6 ve m.6/9 hükümleri kapsamında 2014/72232, 2010/56671, 2007/58424, 2014/72231, 2013/59821, 2017/07080, 2017/07070, 2017/07076, 2017/07074, 2017/07065 sayılı markalar mesnet gösterilerek yayına itiraz edildiği, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca ileri sürülen itirazların reddine karar verildiği, davacı şirketin 02.10.2020 tarihinde yeniden itirazda bulunduğu, davalı şahsın 23.10.2020 tarihli itiraza karşı görüş sunduğu, itirazları değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 29.05.2021 tarih ve … sayılı kararı ile itirazın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 31.05.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından iki aylık yasal hak düşürücü süre içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu yargılama safahati içerisinde tescil edilmemiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi kök ve ek raporu ile tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden markanın hükümsüzlüğü istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin ve Hukuk Genel Kurulu’ nun yerleşmiş uygulamasına göre (HGK. 19.11.2003 T, E. 2003/11-578, K. 2003/703) YİDK kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (Y11HD, 21.01.2010 T, 2008/4266 E 2010/586 K) Eldeki talep de YİDK kararının iptali istemini barındırdığından YİDK karar tarihi olan 29.05.2021 tarihindeki marka işlem dosyasında mevcut maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve salt marka işlem dosyası ile sınırlı olarak YİDK kararının iptali istemi değerlendirilmiştir.
Dava konusu … sayılı marka başvurusu kapsamında kalan ve eldeki davaya konu olan mal ve hizmetler; “07. sınıf: Ahşap, metal, cam ve plastik malzemelerin ve madenlerin işlenmesi, bunlara şekil verilmesi için makineler, takım tezgahları ve bu amaçla kullanılan endüstriyel robotlar, üç boyutlu yazıcılar. İş makineleri: dozerler, kepçeler, ekskavatörler, yol yapım ve kaplama makinaları, sondaj makinaları, kaya delme makinaları, süpürme makinaları ve aynı işleve sahip robotik mekanizmalar. Kaldırma, taşıma ve iletme makineleri: asansörler, yürüyen merdivenler, vinçler, aynı işleve sahip robotik mekanizmalar. Tarım, hayvancılık, ziraat sektörlerinde ve tahıl/meyve/sebze/gıda işlenmesinde kullanılan makineler ve robotik mekanizmalar, içecek yapım ve işleme makineleri. Kara taşıtları için olanlar hariç motorlar, elektrikli motorlar, bunların parçaları ve tertibatları: hidrolik, pnömatik kontroller, kara taşıtları için olanlar hariç frenler, balatalar, krank milleri, dişliler, silindirler, pistonlar, türbinler, filtreler; kara taşıtlarında kullanılan ve bu sınıfta yer alan parçalar: taşıtlar için yağ, yakıt ve hava filtreleri, egzozlar, egzoz manifoldları, silindirler, silindir başları, pistonlar, karbüratörler, yakıt dönüşüm cihazları, enjektörler, yakıt tasarruf cihazları, pompalar, valfler, marşlar, dinamolar, bujiler Rulmanlar, bilyalı veya masuralı yataklar. Lastik sökme ve takma makineleri. Alternatörler, jeneratörler, elektrik jeneratörleri, güneş enerjisi ile çalışan jeneratörler. Boya makineleri, otomatik boya püskürtme tabancaları, elektrikli, hidrolik ve pnömatik zımbalama makineleri ve tabancaları, elektrikli yapıştırıcı tabancalar, basınçlı hava veya sıvı püskürtücü makineler için tabancalar, elektrikli el matkapları, motorlu el testereleri, dekupaj makineleri, spiral makineler, basınçlı hava üreticiler, kompresörler, araç yıkama makineleri ve yukarıda sayılan makine ve araçlarla aynı işleve sahip robotlar. Elektrikli ve gazlı kaynak makineleri, elektrikli ark kaynak cihazları, elektrikli lehim cihazları, elektrikli ark kesme cihazları, elektrikli kaynak makine elektrotları ve bunlarla aynı işleve sahip robotlar. Matbaa makineleri. Ambalajlama makineleri, doldurma-tapalama ve kapatma makineleri, etiketleme makineleri, tasnifleme makineleri ve yukarıda sayılan makinelerle aynı işleve sahip robotlar ve robotik mekanizmalar (elektrikli plastik kapama/mühürleme cihazları [paketleme] dahil). Tekstil makineleri, dikiş makineleri ve bunlarla aynı işleve sahip endüstriyel robotlar. Makine veya motor parçası olmayan pompalar (akaryakıt dolum ve dağıtım pompaları ve bunların tabancaları dahil). Doğrama, öğütme, ezme, çırpma ve ufalama için mutfakta kullanılan elektrikli aletler; yıkama makineleri (çamaşır/bulaşık yıkama makineleri, ısıtmalı olmayan santrifüjlü çamaşır kurutma makineleri dahil); zemin, halı veya döşeme temizleme amaçlı elektrikli makineler, elektrikli süpürgeler ve bunların parçaları. Otomatik satış makineleri. Galvanizle kaplama ve elektroliz (akımla kaplama) makineleri. Elektrikli açma kapama mekanizmaları. Makine ve motorlar için silindir contaları. 32. sınıf: Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. 41. sınıf: Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet rezervasyonu ve bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete vb. gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri. 42. sınıf: Bilimsel ve sınai inceleme, araştırma hizmetleri; mühendislik hizmetleri, mühendislik ve mimari tasarım hizmetleri, kalite ve standart belgelendirme amaçlı mal/hizmetlerin test edilmesi. Bilgisayar hizmetleri: bilgisayar programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, bilgisayar sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, bilgisayar donanımları alanında danışmanlık, bilgisayar donanımlarının kiralanması hizmetleri. Bu sınıfa dahil olup mühendislik, mimarlık, bilgisayar hizmetleri kapsamına girmeyen her türlü tasarım hizmetleri; grafik sanat tasarım hizmetleri (reklam amaçlı tasarım ve peyzaj tasarımı hariç). Sanat eserleri orijinallik onay hizmetleri.” ne ilişkindir.
Davacı tarafın itirazı; 05, 29, 31 ve 43. Sınıf mal ve hizmetler bakımından kabul edilmiştir. Davacı yanın itirazının kabul edilmediği sınıflar ise 07, 32, 41 ve 42. sınıflardır. Her ne kadar 41. sınıf, dava dışı 3. bir şirket tarafından yapılan itiraz üzerine reddedilmişse de YİDK karar iptali davası bakımından, dava konusu sınıflar 07, 32, 41 ve 42. sınıflardır.
Davacı tarafa ait 2014/72232 sayılı marka, reddedilmiş bir marka olup, hüküm ifade etmemektedir. Bu nedenle incelemeye dahil edilmemiştir. Davacıya ait 2017/07080 sayılı marka, mahkeme kararı ile yayınlanan bir marka olup, henüz tescil işlemleri tamamlanmamıştır, fakat henüz geçerliliğini koruduğundan inceleme kapsamına alınmıştır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi kök ve ek raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu marka kapsamında yer alan 32. sınıftaki emtiaların tamamı, davacıya ait 2014/72231 sayılı marka kapsamında aynen yer almaktadır. 32. Sınıf emtia haricinde, taraf markaları kapsamında yer alan mal ve hizmetler, aynı/aynı tür değildir. Sınıflandırma tebliği idari amaçlı olduğundan, farklı sınıflarda yer alan mal ve/veya hizmetlerin benzer olmadığı doğrudan söylenemez. Benzerliğin kabulü için, mal ve/veya hizmetin doğası, kullanım amacı, satış ve dağıtım kanalları, tüketici kitlesi gibi birçok ayrıntının göz önünde bulundurulması gerekir. Yargıtay 11. HD.’nin E.2008/649 K.2008/3957 ve E. 2005/8121 K.2005/8558 kararlarında belirtildiği gibi farklı sınıflarda yer almalarına rağmen yöneldiği müşteri kitlesi nezdinde karıştırılmaya yol açacak nitelikteki, diğer bir anlatımla birbirinden ayrılmayacak derecede iç içe geçmiş olan, ticaret ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmetlerin benzer olduğunun kabulü gerekir.
Bu minvalde içinde makine ve enerji sektöründen kimselerin de eklendiği bilirkişi heyetinin mahkememize ibraz ettiği 24/02/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda ifade edildiği üzere;
Dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan “Metal malzemelerin işlenmesi, bunlara şekil verilmesi için makineler, takım tezgahları ve bu amaçla kullanılan endüstriyel robotlar, üç boyutlu yazıcılar. Jeneratörler, elektrik jeneratörleri, güneş enerjisi ile çalışan jeneratörler” emtiaları ile davacıya ait itiraza mesnet markaların kapsamlarında yer alan “Adi metallerin işleme hizmetleri. Değerli metallerin işlenmesi hizmetleri. Enerji üretimi hizmetleri, jeneratörlerin kiralanması hizmetleri.” arasında da benzerlik ilişkisi bulunduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu … sayılı marka incelendiğinde; standart bir yazı karakteri ile yazılmış “…” ibaresini içerir bir kelime markasıdır. Marka kapsamında hiçbir şekil ya da renk unsuru kullanılmamıştır. “…” ibaresinin sadece ilk harfi büyük harflerle yazılmış, diğer harfleri küçük harfler ile yazılmıştır. “…” ibaresinin Türkçe’de herhangi bir anlamı bulunmamakla birlikte, Osmanlıca’da “yokuş başı” anlamı taşımaktadır. Osmanlıca’nın ülkemizde belli bir kesim tarafından biliniyor olsa da eskimiş bir dil olmasının da etkisiyle yaygın bir bilinirliği olmadığı gözetildiğinde, “…” ibaresinin tüketici nezdinde “…” kelimesinden esinlenerek oluşturulmuş farazi bir kelime olarak algılanacağı değerlendirilmiştir
Davacıya ait olup dava konusu marka kapsamındaki 32.sınıf emtialarla aynı tür emtiaları barındıran 2014/72231 sayılı “Doğanın Lezzet Sırları … organik” ibareli marka incelendiğinde; “Doğanın Lezzet Sırları” ibaresinin üst satırda, bu ibarenin altında dikdörtgen bir şekil içerisinde yazılmış “…” ve “…” ibaresinin de altında okunmayacak derecede küçük bir punto ile yazılmış “organik” ibaresinden oluştuğu anlaşılmıştır. “…” ibaresi, diğer tüm unsurlara nazaran daha büyük bir punto ile yazılmış ve dikdörtgen bir şekil içerisine yazılarak dikkatlerin “…” ibaresi üzerine çekilmesi sağlanmıştır. “Doğanın Lezzet Sırları” ibaresi ise, slogan niteliği taşıyan ve ibarede bulunan esas unsuru vurgulayan bir ibare olup, davacıya ait markanın tali unsuru/yardımcı unsuru niteliğindedir. “…” ibaresi, yazıldığı gibi okunan bir ibare olup, Türk Dil Kurumu online sözlüğünde sayılan anlamları şu şekilde sayılmıştır: “1. Süsü, gösterişi olmayan, yalın, gösterişsiz. 2. Şeker katılmamış (kahve). 3. Yalnızca, yalnız, ancak, sadece. 4. Yalın, süssüz, anlaşılır olan (üslup, anlatım).” İşbu anlamlar nedeniyle, “…” ibaresi birçok mal ve hizmet ile birlikte kullanılabilen bir sıfat niteliği taşımakta ve dolayısıyla “…” ibaresinin ayırt edici niteliği düşük olarak değerlendirilmesi mümkün ise de, davacıya ait markanın genel görünümü itibariyle esaslı unsuru “…” ibaresidir. Zira, davacıya ait marka kapsamında yer alan diğer unsurlar, tali unsur niteliği taşımakta ve “…” ibaresinin marka içerisindeki kompozisyonu ve konumu itibariyle, esaslı unsur olarak algılanmasına yol açmaktadır.
Davacıya ait olup dava konusu marka kapsamındaki 7.sınıfta yer alan bir kısım emtialar ile benzer hizmetleri barındıran 2017/07076 sayılı markanın 2014/72231 sayılı marka ile aynı olduğu, dolayısıyla 2014/72231 sayılı marka gibi 2017/07076 sayılı markanın da esaslı unsurunun “…” ibaresi olduğu tespit edilmiştir.
Davacıya ait olup dava konusu marka kapsamındaki 7.sınıfta yer alan bir kısım emtialar ile benzer hizmetleri barındıran 2017/07074 sayılı “Doğanın Lezzet Sırları … gurme” ibareli marka incelendiğinde; 2014/72231 sayılı marka gibi mizanpajının yapıldığı, bu markada, “organik” yerine “gurme” ibaresine yer verildiği, bu markada da “…” ibaresinin markasal mizanpajda ön planda olacak şekilde oluşturulduğu, dolayısıyla bu markanın esaslı unsurunun 2014/72231 sayılı markadaki gibi “…” kelimesi üzerinde toplandığı tespit edilmiştir.
Davacıya ait olup dava konusu marka kapsamındaki 7.sınıfta yer alan bir kısım emtialar ile benzer hizmetleri barındıran 2017/07080 sayılı marka incelendiğinde; “sağlığınız değerlidir … organik ürünler” ibaresinden oluştuğu, herhangi bir kelime unsurunun diğer kelime unsurlarına göre ön plana çıkartılmadığı, dolayısıyla söz konusu markanın genel görünümü itibariyle ayırt edici unsurunun markanın bütünü olduğu tespit edilmiştir.
Davacıya ait olup dava konusu marka kapsamındaki 7.sınıfta yer alan bir kısım emtialar ile benzer hizmetleri barındıran 2017/07070 sayılı marka incelendiğinde; “Şekil+… gurme” ibaresinden oluşan karma bir marka olduğu, “…” kelimesinin yeşil renk ve büyük punto ile markanın merkezine konumlandırıldığı, “A” harfinin üstünde yeşil renkli yaprak figürüne yer verildiği, “…” kelimesinin altında küçük puntolar ve kahverengi renk ile “gurme” ibaresine yer verildiği, markanın umumi intibasında markayı oluşturan esaslı unsurun “…” kelimesi üzerinde toplandığı tespit edilmiştir.
Davacıya ait olup dava konusu marka kapsamındaki 7.sınıfta yer alan bir kısım emtialar ile benzer hizmetleri barındıran 2017/07065 sayılı marka incelendiğinde; “Sağlığınız Değerlidir …” ibaresinden oluştuğu, bu marka kapsamında yer alan ve bilirkişi ek raporunda altı çizgili olarak gösterilen hizmetlerin niteliği gözetildiğinde, bu markanın esaslı unsurunun da “…” ibaresi olduğu tespit edilmiştir. Zira bu markada “…” ibaresi, “Sağlığınız Değerlidir” ibaresine göre tamamı büyük harflerle yazılarak vurgulanan kelime unsurudur. Ayrıca; “Sağlığınız Değerlidir” ibaresi basit bir slogan niteliğinde olup, söz konusu marka kapsamında yer alan hizmetler bakımından somut ayırt edici niteliği haiz değildir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; Davacıya ait 2014/72231, 2017/07070, 2017/07076, 2017/07074 ve 2017/07065 sayılı markaların esaslı unsurlarının “…” ibaresinden oluştuğu, davacının “…” esas unsurlu bu markaları ile dava konusu “…” markası arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak yüksek düzeyde benzerlik bulunduğu, “…” kelimesinin içerdiği anlamları gereği her ne kadar ayırt ediciliği düşük bir kelime olduğu kabul edilse bile, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 18.09.2012 tarih 2010/15124 E 2012/13533 K sayılı kararında da belirtildiği üzere; zayıf karakterli de olsa, hükümsüz kılınmadığı sürece tescilli bir markanın hukuken koruma altında olduğunun göz önünde tutulmasının gerektiği, bu hale göre; dava konusu “…” markası ile davacıya ait “…” esas unsurlu markalar arasında, ortak bulunan unsurlar haricinde kalan sair unsurların, markalar arasındaki benzerliği bertaraf edecek nitelikte yeterli somut ayırt ediciliklerinin bulunmadığı, bu hale göre; daha önce davacıya ait “…” esas unsurlu markaları gören, işiten, bu markalı mal ve hizmetlerden yararlanan ilgili tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu “…” esas unsurlu markayı “7.SINIF: Metal malzemelerin işlenmesi, bunlara şekil verilmesi için makineler, takım tezgahları ve bu amaçla kullanılan endüstriyel robotlar, üç boyutlu yazıcılar. Jeneratörler, elektrik jeneratörleri, güneş enerjisi ile çalışan jeneratörler. 32.SINIF: Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri.” emtiaları üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, bu emtialardan faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içinde, bu markayı davacıya ait markalar ile ilişkilendireceği, bu markayı davacı markalarının serisi niteliğinde bir marka olarak algılayacağı tüketim tercihini buna göre belirleyeceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılaması ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşeceği, dolayısıyla yukarıda belirtilen emtialar bakımından, yine yukarıda belirtilen markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/4 hükmüne göre; Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/4 hükmü bağlamında tanınmış marka koruması için; toplumun her kesimince bilinme gerekli olmayıp, toplumun ilgili kesimindeki bilinilirlik düzeyi dikkate alınacaktır. Toplumun ilgili kesimi; markanın tanındığı iddia edilen ve kaynak ülkede markanın tescilli olduğu ve kullanıldığı sektörü ifade eder. (Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, 4.Baskı, İstanbul 2018, s.344-345) Bir markanın Paris Sözleşmesi anlamında tanınmış marka olarak kabul edilebilmesi için, bu markanın Türkiye’de tanınmış olmasının ya da kullanılmasının gerekip gerekmediği hususu bakımından; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 13.02.2019 tarih 2017/3943 Esas 2019/1154 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, Türkiye’de tescilli olmayan markalara tanınmış marka koruması sağlanabilmesi için, söz konusu markanın, itiraza konu marka başvuru tarihinden önce Türkiye’de ilgili sektörde tanınmış marka olduğunun dosyaya sunulan objektif delillerle ispat edilmesi gerekir. (Aynı yönde Y11HD; 18.09.2019 tarih, 2018/790 E 2019/5512 K; Y11HD; 20.11.2018 tarih, 2017/1345 E 2018/7216 K)
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; davacı tarafça gerekçe gösterilen markalarının tanınmışlığın ispatına yönelik Türkiye’de gerçekleşen tanıtım faaliyetlerine ilişkin, itiraz aşamasında dosyaya herhangi bir belge, ilan, reklam harcaması, haber, dergi vb. tanıtım malzemesi sunulmadığı, tanınmışlığın değerlendirilebileceği herhangi bir belgenin dosya kapsamında bulunmadığı, bu nedenle iddia edilen tanınmışlığın ispatlanamadığı, dolayısıyla davacı markalarının tanınmış olduğu yönünde dosyada yeterli delil bulunmadığından dava konusu markanın davacının markalarından haksız yere istifade edebileceği, davacı markalarının itibarını lekeleyebileceği ya da onun ayırt edici karakterine zarar verebileceği yönündeki iddiasının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; davaya konu marka ile itiraza mesnet bir kısım markaların bir emtialar hizmetler bakımından iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmalarının haricinde davalı şahsın kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiasına dayalı istemler yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın kısmen kabulü ile; “7.SINIF: Metal malzemelerin işlenmesi, bunlara şekil verilmesi için makineler, takım tezgahları ve bu amaçla kullanılan endüstriyel robotlar, üç boyutlu yazıcılar. Jeneratörler, elektrik jeneratörleri, güneş enerjisi ile çalışan jeneratörler. 32.SINIF: Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri.” emtiaları bakımından … sayılı YİDK kararının davacının itirazlarının reddine ilişkin kısmının iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; “7.SINIF: Metal malzemelerin işlenmesi, bunlara şekil verilmesi için makineler, takım tezgahları ve bu amaçla kullanılan endüstriyel robotlar, üç boyutlu yazıcılar. Jeneratörler, elektrik jeneratörleri, güneş enerjisi ile çalışan jeneratörler. 32.SINIF: Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri.” emtiaları bakımından … sayılı YİDK kararının davacının itirazlarının reddine ilişkin kısmının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 21,40 TL’nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davanın kabul ret oranının takdiren 1/4 olarak kabulüne,
7-Karar ve ilam harcının davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 59,30 TL peşin karar ve ilam harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 2.750,00 TL bilirkişi ücreti, 229,00 TL tebligat-posta masrafı olmak üzere toplam 3.046,80 TL yargılama giderinin 1/4’ü olan 761,70 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 2.285,10 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … tarafından yapılan 8,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin 3/4’ü olan 6,38 TL’sinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine, bakiye 2,12 TL yargılama giderinin davalı … üzerinde bırakılmasına,
10-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iade edilmesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şahıs vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/03/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza