Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/18 E. 2021/376 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/18 Esas
KARAR NO : 2021/376

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
Alipaşa Mah. Trablusgarp Bulv. 1 ve 2 Nolu No:16 Silivri/İSTANBUL
VEKİLİ : Av. … – [16892-98285-29870] UETS
Ankara Cad. No: 11/206 Cağaloğlu/ İstanbul
DAVALI : 1- … – [35668-98663-47386] UETS
Hipodrom Cad. No:115 Yenimahalle/ANKARA
VEKİLİ : Av. … – [16625-26859-36173] UETS
Hipodrom Cad. No:115 Yenimahalle/ANKARA
DAVALI : 2- … -… …
VEKİLİ : Av. … – [16611-16789-93567] UETS
Ekinoba Mah. E-5 Üzeri Lavinya Park Sitesi C Blok D:18 Büyükçekmece/İSTANBUL
DAVA : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 21/01/2021
KARAR TARİHİ : 20/10/2021
YAZIM TARİHİ : 09/11/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 21/01/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin gerçekleştirdiği 2020/00309 sayılı çoklu tasarım başvurusuna konu (5), (6), (7), (8) sayılı tasarımların reddine karar verildiğini, değerlendirmede bir sandalye tasarımının sahip olabileceği kısıtlı varyasyonların göz önüne alınmadığını, davalı firma tarafından dayanak gösterilen 2005 00633/1, 2014 04578/3 ve 2014 04578/4 numaralı tasarımlar her ne kadar kurum tarafından benzer görülmüşse de itiraza mesnet bu tasarımların, müvekkili tasarımı ile aynı olmayıp genel izlenim itibariyle birçok farklılık taşıdıklarını, yine davalı firma tarafından dayanak gösterilen 2005 01895/1, 2006 00251/1, 2009 00877/1, 2009 05795/1, 2012 01373/1, 2012 01373/2, 2012 01373/3, 2014 04578/1, 2014 04578/2, 2017 02662/6, 2017 02662/7, 2017 02662/8, 2017 05210/1, 2017 05211/1 ve 2017 05213/1 sıra numaralı tasarımlar da genel izlenim itibariyle müvekkil tasarımından oldukça farklı olduğunu, söz konusu tasarımlar sandalye olduğundan bu tarz tasarımlarda olması gereken ana hatlar belli olup farklılığı sağlayan hususun, tasarımlarda kolluk, bacak, üzerinde yer alan dokular olduğunu, sandalye tasarımında yer alan kol, bacak gibi hususların teknik zorunluluktan kaynaklı olduğunu, bu kısımlar olmadan sandalye tasarımı üretmenin mümkün olmadığını, somut olayda tasarımlar arasındaki farkların bilgilenmiş kullanıcı tarafından kolayca fark edilebileceğini iddia ederek; 2020/T-783 sayılı YİDK kararının 2020/00309 (5), (6), (7), (8) numaralı tasarımlar açısından iptaline, bu tasarımların tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 08/02/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Tescil talebi bakımından kurumları lehine davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu tasarımlar bakımından yenilik ve ayırt edicilik kriteri sağlanamadığını, dava dilekçesinde ileri sürülen haksız ve mesnetsiz iddia ve talepleri kabul etmediklerini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 08/02/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu tasarımların yeni ve ayırt edici olmadığını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği 2020/T-783 sayılı YİDK kararının davalı şirketin itirazlarının kabulüne ilişkin kısmının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait 2020 00309/5, 6, 7, 8 nolu tasarımların mutlak anlamda yeni ve ayırt edici olup olmadıkları hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tasarım tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, redde mesnet tasarım tescil belgeleri celp edilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı şirketin 15.01.2020 tarihinde 2020/00309 sayılı çoklu tasarım başvurusunda bulunduğu, başvurunun 24.04.2020 tarihli 335 sayılı Resmi Tasarım Bülteni’nde yayımlandığı, davalı şirketin 16.03.2020 tarihli dilekçesi ile yayına itiraz ettiği, 2005 00309/1, 2006 00251/1, 2009 00877/1, 2009 05795/1, 2012 01373/1, 2012 01373/2, 2012/01373/3, 2014 04578/1, 2014 04578/2, 2017 02662/6, 2017 02662/7, 2017 02662/8, 2017 05210/1, 2017 05211/1, 2017 05213/1 sıra numaralı tasarımları itirazına mesnet gösterdiği, davacı şirket tarafından 22.04.2020 tarihli karşı görüş dilekçesi ibraz edildiği, itirazı değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 2020/T-783 sayılı kararı ile; “itirazın kısmen kabulüne ve 2020 00309/5, 6, 7 ve 8 sıra numaralı tasarımların tescilinin hükümsüzlüğüne ve 2020 00309/ 1, 2, 3 ve 4 sıra numaralı tasarımların tescilinin devamına” şeklinde oybirliği ile karar verdiği, verilen kararın davacı marka vekiline 27.11.2020 tarihinde tebliğ edildiği, yasal iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tasarım, bir ürünün veya onun bir kısmının görmek veya dokunmak gibi insan duygularıyla fark edilen görünümüdür. Görünüm, ürünü veya onun üstündeki süslemeyi oluşturan çizgilerin, özel şekillerin, çevre çizgisinin, renklerin, biçimin ve/veya malzemenin sonucudur.
6769 sayılı SMK’nın 56. maddesinde koruma koşulları düzenlenmiş olup, bir tasarımın tescili için yeni ve ayırt edici nitelikte olması gerektiği vurgulanmıştır. 6769 sayılı SMK’nın 56/4. maddesine göre bir tasarımın “yeni” olması o tasarımın aynısının daha önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması anlamına gelir. Eğer herhangi iki tasarım arasında sadece küçük ayrıntıda farklılık varsa o tasarımlar aynı kabul edilir. Yenilik değerlendirmesinde temel alınan kriter mutlak yenilik, yani dünyada yenilik ilkesidir. Yenilik mutlaktır; çünkü, tescili istenen tasarımın aynısının kamuya sunulması halinde, Türkiye’de dünyanın neresinde, ne zaman yapılmış olursa olsun, yenilik ortadan kalkar. Bundan tescil başvurusunda bulunan tasarımcının haberinin bulunup bulunmaması, hiçbir etki yapmaz.
Ayırt edicilik kriterini düzenleyen 56/5. madde uyarınca, “Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.” Bir tasarımın ayırt edici nitelikleri o tasarıma has, yani sadece o tasarıma ait özelliklerdir. Yine 56/5. maddeye göre tasarımlar arasındaki kıyaslama bilgilenmiş kullanıcı tarafından yapılacak olup, 56/6. maddeye göre ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınacaktır.
Bilgilenmiş kullanıcı, tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı demektir. Bilgilenmiş kullanıcı, sıradan bir kullanıcının gözden kaçırabileceği tasarımın önemli özelliklerini fark eder. Ama bir tasarım uzmanı kadar da bilgi birikimine sahip olmadığı için ayrıntılarla ilgilenmez.
Seçenek özgürlüğü kavramı ile ilgili olarak, koruma dışı hallerin değerlendirildiği 58/2. maddede “Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” ifadesi yer almaktadır. Bir ürün, tasarımcısına ne kadar seçenek özgürlüğü bırakıyorsa koruma kapsamı da o denli genişler; seçenek özgürlüğü ne denli darsa koruma kapsamı da o denli daralır. Bir ürün işlevini yerine getirebilmesi için ancak belirli bir şekilde tasarlanması zorunluysa, bu ürünün tasarımı hiç koruma görmez.
Belirtilen açıklamalar ışığında tarafların iddia ve savunmaları, tasarım işlem dosyası, itiraza mesnet gösterilen tasarımlar, hukuki nitelendirme hariç maddi tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Somut olayda dava konusu tasarımlar; birer sandalye tasarımlarıdır. Sandalye ürünleri mobilya sektöründe genel olarak tamamlayıcı nitelikte ürünler olup masa vb bir ürün ile takım halinde satışa konu edildiği gibi tek başına da dekoratif amaçlı kullanıma uygun olarak tasarlanabilmektedir. Sandalye tasarımlarının, işlevsel özelliklerini yerine getirebilecek şekilde yer ile teması sağlayan ayak bölümü, oturma yüzeyi ve yaslanma yüzeyi bulunması haricinde herhangi bir teknik zorunluluğu mevcut olmamakla birlikte bazı harcıalem nitelikte ana form yapılarının var olduğu aşikardır. Ancak bu ana form yapıları üzerinden ayak sayısı, ayak yapısı, oturma yüzeyi yapısı, yaslanma yüzeyi yapısı, kolçaklı yapıya sahip olup olmaması, renk, desen ya da işlemelerinin yapıları itibariyle geniş bir seçenek özgürlüğünün mevcut olduğu kanaatine varılmıştır. Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda sandalye tasarımları bakımından seçenek özgürlüğünün geniş olduğuna ilişkin örneklendirilmiş sair tasarımlara yer verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; bilgilenmiş kullanıcının söz konusu tasarımların satışının gerçekleştirilmekte olduğu bir satış mağazasında görevli reyon sorumlusu olabileceği gibi sandalye ürünlerini almaya niyetlenen, bu kapsamda piyasada yer alan çeşitli tasarım örneklerini inceleyen, bir kaç fiziki ya da sanal mağaza gezerek sandalye tasarımlarının çeşitliliği hakkında fikir edinmiş yetişkin bir kimse olabileceği kanaatine varılmıştır.
Dava konusu 2020 00309/5 sayılı tasarım ile itiraza mesnet 2005 00633/1, 2005 01895, 2009 05795, 2014 04578/1, 2014 04578/2, 2017 02662/5 ve 2017 02662/7 sayılı tasarımlar karşılaştırıldığında;
Dava konusu tasarımın; mutat bir sandalye formunda, dört ayak, bir oturma yüzeyi, bir sırt yaslama yüzeyi ve çift kolçaklı bir ana formun olduğu, görünüm itibariyle plastik yapıda olduğu, başvuru konusu edilen görsel açısından sırt ve oturma yüzeyinin düz yapılı olduğu, keza yine ayakların da düz yapılı ve dört köşeye yer alacak şekilde dikey konumlandırıldığı, ayak uçlarında kauçuk ve siyah renkte bağlantı parçaları bulunduğu, tasarımın en belirgin özelliğinin kolçak yapısının tamamen oval yapılı olması olduğu görülmektedir. İtiraza gerekçe tasarımlardan 2017 02662/7 sayılı tasarımın kolçak yapısı dahi bulunmamakta olup yüzey ve sırt yapısı ise deliklidir. 2017 02662/5 sayılı tasarımda kolçak yapısı mevcut ise de yine yüzey ve sırt yapısı ise deliklidir. 2014 04578/2, 2014 04578/1, 2009 05795 ve 2005 01895 sayılı tasarımlarda kolçak yapılanması bulunmakla birlikte, kolçakların hiçbiri doğrudan oval yapılı olmayıp yumuşatılmış köşeleri olan, nispeten doğrusal yapıda olduğu gibi yine bu tasarımların sırt ve oturma yüzeyleri, ayak yapılarının eğimi gibi noktalarda da çeşitli farklılıklar bulunmakta olup bahsi geçen her bir tasarımın dava konusu tasarımdan farklı olduğu değerlendirilmektedir. Bununla birlikte karşılaştırılan tasarımlar arasında dava konusu tasarımda olduğu gibi oval yapılı kolçak formunu haiz tasarım 2005 00633/1 sayılı tasarımdır. Bahsi geçen tasarımda oval kolçak yapısı, dava konusu tasarımdakinden çok daha geniş bir açıyla koltuk gövdeysiyle birleştiği gibi yine sırt yüzeyinin üst kısmında da benzer bir kavisli yapılanma ile oluşturulmuş görsel algı yer alırken, dava konusu tasarımda sırt bölümünün üst kısmı düz yapıdadır. Her iki tasarımın da sair unsurlar açısından mutat nitelikte özellikler taşıdığı değerlendirildiğinde, önceki tarihli tasarımın sırt ve kolçak bölümündeki kavislerin tasarımın bütününe olan etkisinin, dava konusu tasarımın sırt bölüm yapısının düzlemselliği karşısında, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde belirgin bir farklılık oluşturduğu görülmekte olup anılan tasarımın, bahsi geçen tasarımlar karşısında yeni ve ayırt edici olduğu kanaatine varılmıştır.
Dava konusu 2020 00309/6 sayılı tasarım ile itiraza mesnet 2006 00251, 2012 01373/1, 2014 04578/3, 2014 04578/4, 2017 02662/6, 2017 02662/8 ve 2009 00877 sayılı tasarımlar karşılaştırıldığında;
Dava konusu 6 sıra numaralı tasarım, yukarıdaki paragrafta yer verilen 5 sıra numaralı tasarımın kolçaksız versiyonudur. Redde gerekçe tutulan tasarımlardan 2017/ 02662/8 sayılı tasarım kolçaklı olduğu gibi gövde yapısı da dava konusu tasarımdan derhal farklılaşmaktadır. Keza yine 2017 02662/6 sayılı tasarımın da gövde yapısındaki delikli yüzeyler itibariyle, dava konusu tasarımdan farklılaştığı görülmektedir. 2006 00251 sayılı tasarımda sırt ve oturma yüzeyi arasında boşluklu bir yapı olması nedeniyle, 2012 01373/1 sayılı tasarımın arka ayaklar ve sırt yüzeyinin oluşturduğu dışa eğimli yapı ve yine ayak yapılanmasındaki farklılık, 2009 00877 sayılı tasarımın sırt ve oturma yüzey yapılarının kenar kısımlarındaki kavislerle oluşturulan algı ve yine ön ayakların öne eğimli olması, 2014 04578/3 sayılı tasarımın delikli oturma ve yaslanma yüzeylerine sahip olması gibi sebeplerle tasarımlar birbirlerinden farklılaşmışlardır. Zira bahsi geçen her bir tasarım, en temel sandalye formunu haiz olarak tasarlanmış olduklarından, yapılan değişikliklerin küçük ayrıntıların ötesinde farklılıklar yaratmak için yeterli olduğu görülmüştür. Ancak 2014 04578/4 sayılı tasarım ile dava konusu tasarım arasındaki tek fark, önceki tarihli sandalye tasarımının sırt bölümünün hafif kavisli bir yapı olmasıdır. Dava konusu tasarım başvurusuna konu edilen görselden, sandalyenin kavisli bir sırt yapısına sahip olup olmadığı yönünde net bir algı edinimi mümkün olmamakla birikte mevcut görsel itibariyle dahi anılan tasarım ile önceki tarihli bu dokümanın, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde, küçük ayrıntıların ötesine geçecek ve tasarımların somut olarak birbirlerinden ayırt edilmelerini sağlar farklılıkların mevcut olmadığı, seçenek özgürlüğünün varlığı karşısında, bu küçük farklılıkların, dava konusu tasarımın ayırt edicilik kriterini sağlamasının önüne geçmesi sonucunu doğurduğu, dolayısıyla 6 sıra numaralı tasarım açısından ayırt edicilik kriterinin gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır.
Dava konusu 2020 00309/7 sayılı tasarım ile itiraza mesnet 2006 00633/1, 2005 1895, 2009 05795, 2014 04578/1, 2014 04578/2, 2017 02662/5 ve 2017 02662/7 sayılı tasarımlar karşılaştırıldığında;
Dava konusu 7 sıra numaralı tasarımın, 5 sıra numaralı tasarımın delikli sırt ve oturma yüzeyine sahip yapıda olanı olup benzer bir oval kolçak yapılanmasının iş bu tasarımda da olduğu görülmektedir. Ancak bu tasarım açısından oval kolçak yapısından ziyade sırt ve oturma yüzeyinin sahip olduğu delikli yapı, tasarımın bütünü üzerinde daha ciddi bir görsel etki bırakmaktadır. İtiraza mesnet tasarımlardan 2017 02662/7 ve 2014 04578/1 sıra numaralı tasarımların da dava konusu tasarım ile benzer şekilde sırt ve oturma yüzeylerinin delikli bir yapılanmaya sahip olduğu, yine her iki tasarımda da kolçak yapılarının yumuşatılmış ve fakat daha düzlemsel oldukları, 2017 026627 sayılı tasarımın ayak yapısının, dava konusu tasarımdan farklı olarak, gövde ile yekpare bir yapıda olması nedeniyle farklılaştığı, ancak 2014 04578/1 sayılı tasarımın ayak yapısı itibariyle de dava konusu 7 sıra numaralı tasarım ile benzer olduğu, nihai olarak 2014 04578/1 sayılı tasarım ile 7 sıra numaralı tasarımın, kolçak yapıları itibariyle aralarında mevcut asgari düzeydeki farklılığın, bütüne olan etkilerinin yeterli bir farklılık oluşturmadığı, bilgilenmiş kullanıcı algısında her iki sandalye tasarımının, birbirleri ile benzer algılar yaratacak oldukları, bu nedenle de 7 sıra numaralı tasarımın da ayırt edicilik kriterini sağlayamadığı kanaatine varılmıştır.
Dava konusu 2020 00309/8 sayılı tasarım ile itiraza mesnet 2006 00251, 2012 01373, 2014 04578/3, 2014 04578/4, 2017 02662/6, 2017 02662/8 ve 2009 00877 sayılı tasarımlar karşılaştırıldığında;
8 sıra numaralı tasarım da 7 sıra numaralı tasarımın kolçaksız versiyonu olup bilirkişi raporunda görsellerine yer verilen tasarımlardan hususiyetle 2014 04578/3 sıra sayılı tasarım ile neredeyse ayniyet düzeyinde bir benzerliğinin mevcut olduğu, her iki tasarım arasında farklılık olarak nitelendirilebilecek tüm unsurların küçük ayrıntılarda mevcut olduğu, bu haliyle 8 sıra numaralı tasarımın da ayırt edici olarak değerlendirilmesinin mümkün olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Yapılan bu değerlendirmelerin yanı sıra dava konusu tasarımların mutlak anlamda yeni olup olmadıklarına ilişkin olarak; yeniliğini ortadan kaldırıcı nitelikte herhangi bir dokümanın, tasarımların başvuru tarihi olan 15.01.2020 tarihinden daha evvel üçüncü kişilerce kamuya sunulup sunulmadığı yönünde bilirkişi heyeti marifetiyle re’sen araştırma yapılmıştır. Söz konusu araştırma, yukarıda, spesifik olarak yeni ve ayırt edicilik kriterini sağladığı kanaatinde bulunulan 5 nolu tasarım üzerinden gerçekleştirilmiştir. Sandalye sektörü, tasarımsal faaliyetlerin son derece yoğun olduğu, nitekim tasarım araştırması yapılabilen arama motorları arasındaki https://www.tmdn.org/ sitesinde “sandalye” anahtar kelimesi ile yapılan araştırmalarda dahi yaklaşık 25 bin civarı bir sonuç ortaya çıktığı görülmektedir. Bununla birlikte ara motorları üzerinden yapılan araştırmalarda tarihi tespiti gerçekleştirilebilen bazı dokümanlar elde edilmiş olup bu dokümanlardaki en yakın tasarım görsellerine bilirkişi raporunda yer verilmiştir. Özellikle 6 nolu dipnotta yer alan sandalye tasarımının, dava konusu tasarım ile benzerlikle taşımakla birlikte sırt bölümünde yer alan sıralı 3’er adet paralel boşluğun bulunması, kolçak yapısının üst kısmının daha düzlemsel yapıda olması ve sırt bölümünün üst kısmının sahip olduğu açılı yapı itibariyle, dosya kapsamındaki dokümanlarla benzer mahiyetteki bu tasarımın da 5 sıra numaralı tasarım ile bilgilenmiş kullanıcı nezdinde farklı algılar oluşturduğu değerlendirilmektedir. Yine 7 nolu dipnotta yer alan sandalyelerin de kolçak ve arka gövde yapılarının eğimleri itibariyle 5 nolu tasarımdan farklı algılar yarattıkları değerlendirilmektedir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle, davaya konu 2020 00309-5 sayılı tasarımın, yeni ve ayırt edici niteliği haiz bir tasarım olduğu tespit edildiğinden, davanın kısmen kabulü ile; 2020 00309-5 sayılı tasarım bakımından 2020/T-783 sayılı YİDK kararının iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 2020 00309-5 sayılı tasarım bakımından 2020/T-783 sayılı YİDK kararının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından bu hususta ayrıca harç tahsiline yer olmadığına,
5-Davacı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davanın kabul ret oranının takdiren 1/4 olarak kabulüne,
8-Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 59,30 TL peşin karar ve ilam harcının tamamının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 2.100,00 TL bilirkişi ücreti ve 112,50 TL posta tebligat masrafı olmak üzere toplam 2.280,30 TL yargılama giderinin 1/4’ü olan 570,08 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 1.710,22 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı … tarafından yapılan 8,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin 3/4 ü olan 6,38 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’ne verilmesine, bakiye 2,12 TL yargılama giderinin davalı … üzerinde bırakılmasına,
11-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, Davalı şirket vekilinin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/10/2021
Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza