Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/177 E. 2023/302 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.

5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/177 Esas
KARAR NO : 2023/302

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …

VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – ….
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : Marka Hakkı İhlali – Haksız Rekabet
DAVA TARİHİ : 13/07/2021
KARAR TARİHİ : 09/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/06/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkı İhlali – Haksız Rekabet davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 13/07/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 25.01.1982 tarihinde kurulduğunu, yaklaşık yarım asırdır “…” markasıyla kitap satışı, basım, yayın, eğitim ve öğretim faaliyetlerine … İli … İlçesinde devam ettiğini, “…” ticaret-hizmet markasının …nezdinde ilk kez 07.07.1999 tarihinde … tescil numarası ile daha sonrasında ise sırayla 19.11.2002 tarihinde … tescil numarası ile, 19.08.2015 tarihinde … tescil numarası ile ve son olarak 29.11.2017 tarihinde … tescil numarası ile 16.sınıf (…), 38.sınıf (…) ve 41.sınıf (…) emtia listesinde müvekkili adına tescil edildiğini, davalı yanın “… … …” markasıyla 20 adet kitabın basım, yayın, satış ve tanıtım faaliyetlerini … sitesinden, fiziki olarak … … adresli şirket merkezi adresinden ve birçok farklı adresten yürüttüğünü, davalı yanın bu faaliyetlerinin müvekkilinin “…” markasına tecavüz oluşturduğunu, …alanında hizmet veren müvekkili şirketin, tescilli “…” ibareli markasının önüne “…” sonuna ise “…” ibarelerinin eklenmesi ile herhangi bir farklılığın yaratılamadığını, söz konusu “… … …” markasında “…” ibaresinin bir tanımlayıcı unsur olduğunu, …faaliyetlerini tanımladığını ve marka kullanımlarında bu ibarenin ayırt edicilik yaratma vasfının bulunmadığını, davalı markasındaki “…” ibaresinin ise sıfat olduğunu, asli ve ayırt edici unsurun “…” ibaresi olduğunu, müvekkilinin …sorgusundan da açıkça anlaşılacağı üzere 16 numaralı sınıfta “basılı yayınlar, basılı evrak; kitaplar, dergiler, gazeteler…” emtiaları bakımından hak sahipliği bulunduğunu, davalı şirketin “… … …” konulu tescilinde ise “basılı yayınlar, basılı evrak; kitaplar, dergiler, gazeteler…” yönünden hak sahipliğinin bulunmadığını, bu alandaki hak sahipliğinin …kararıyla sadece müvekkili şirkete tanındığını, davalı şirketin 16.sınıf basılı yayınlar, basılı evrakta “… … …” markasını kullanmasının yasak olduğunu, davalı aleyhine açılacak olan huzurdaki tazminat davasına hazırlık olması amacıyla … … Mahkemesi’nin … dosyası ile delil tespiti ve ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğunu, söz konusu kullanımın müvekkili şirketin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin uzmanından alınan bilimsel mütalaa ile de tespit edildiğini, söz konusu mütalaada müvekkili şirketin tescilli “…” ibareli markasının önüne “…”, sonuna “…” ibarelerinin eklenmesinin ayırt edicilik kazandırmayacağı ve 16.sınıftaki “basılı yayınlar basılı evrak; kitaplar, dergiler, gazeteler…” hak sahipliğinin sadece müvekkiline ait olduğunu, davalı şirketin bu kullanımının müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil edeceğinin belirtildiğini, davalı yanın müvekkili markasıyla iltibas yaratacak şekildeki bu kullanımlar öğrenildiğinde 05.10.2020 tarihli …. Noterliği … yevmiye numaralı ihtarname ile davalıya ihtarname çekildiğini, söz konusu ihtarnamenin 06.10.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı yan vekili tarafından “Söz konusu markanın kullanımının durdurulacağı ve kullanımın durdurulduğu tarihe kadar ki müvekkili şirketin tazminat talebine yönelik olarak ise mevcut durumun sulhen çözüleceği ve ayrıca piyasaya arzedilen kitapların toplanacağı”nın şifahen bildirildiğini, ancak davalı yanın markasının kullanımının durdurulmadığını ve kitapların piyasadan toplatılmadığını, davalı şirketin müvekkili şirketle tazminat veya lisans sözleşmesi hususunda bir görüşme de talep etmediğini iddia ederek; 6769 sayılı SMK m.159 uyarınca (a) davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulmasını, (b) Tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere el konulmasını ve bunların saklanmasını, (c) zararın tazmini bakımından teminat verilmesini içerecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesini; 6769 sayılı SMK m.149 uyarınca davalının, … markasını tek başına yahut tali unsurları ile, müvekkilinin marka tescil kapsamında yer alan ürün ve hizmetler üzerinde, tek başına yahut sair tali unsurlarla birlikte fiziken veya internet üzerinde kullanmasının, satışa arz etmesinin, satmasının, sair mecralarda bu amaçla kullanmasının, müvekkili aleyhine marka tecavüzü ve haksız rekabet yarattığının tespitini, marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil eden fiillerin önlenmesine, durdurulmasına ve tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulmasına, 6769 sayılı SMK m.151/2 (b) uyarınca müvekkilinin uğradığı fiili zarar ve yoksun kalınan kazanca binaen sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazancın tespit edilecek ilk ihlal tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsili için şimdilik 1.000,00 TL üzerinden açılan belirsiz alacak davasının kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 10/05/2023 tarihli bedel artırım dilekçesinde özetle; Bilirkişi ek raporu gereği talep miktarını artırdıklarını, 1.000,00 TL maddi tazminat talebini 223.391,27 TL artırarak 224.391,27 TL maddi tazminatın 05.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari işlere uygulanan en yüksek faiz oranıyla birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 11/08/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin uzun yıllardır eğitim ve öğretim alanında aktif ve yoğun olarak çalıştığını ve toplum tarafından bilinir hale geldiğini, …Kurumunda … no ile tescilli … … … (16.,35.,41. Sınıflar) markasının, … no ile tescilli … … …markalarının sahibi olduğunu, müvekkilinin tescilli markalarının serisi niteliğindeki … no ile tescil başvurusunda bulunulan markasının da müvekkili şirkete ait tescil başvurusunda bulunduğu seri markalardan olduğunu, müvekkili marka kullanımının iltibas nedeniyle tecavüz ve haksız rekabet yaratacağı iddialarının kabul edilemeyeceğini, davacı tarafından davaya konu edilen ve iltibas iddiasında bulunulan müvekkili şirkete ait … no ile tescil başvurusunda bulunulan markanın, davacı yan markalarının taklidi ya da kopyası olmadığını, markalar arasında benzerlik, iltibas ve karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davaya konu markaların tek bir ibareden oluşmadığını, davaya gerekçe gösterilen markanın … ibaresinin yanında esas unsur olan şekilden de oluştuğunu, … ibaresinin davacı tarafından uydurulmadığını, özgün ve fantezi olmayan ve herkes tarafından sıklıkla kullanılan bir ibare olduğunu, herkes tarafından kullanılan ibarelerin ticaret hayatında faaliyet gösteren kişi veya şirketlerce ilk tercih edilen ibareler olduğunu, özgün ya da yaratılmış markalar kadar güçlü ve ayırt edici olmamakla birlikte marka içinde kullanılmaları halinde karıştırılma ihtimaline yol açmayacaklarını, “… … …”nin marka gücü düşük ibarelerden olduğunu, … ve renklerle markanın farklı bir hal aldığını ve ayırt edici hale geldiğini, müvekkili markasından sadece … ibaresinin cımbızlanarak markaların benzediği ve müvekkili marka kullanımının tecavüz oluşturduğu, haksız rekabet yarattığı iddiasının kötü niyetli bir iddia olduğunu, müvekkili markasının davacı yan markalarından çok farklı ve ayırt edici olduğunu, ortak tek ibarenin … ibaresi olduğunu, … ibaresinin belli sınıflarda marka olarak kullanımının sadece davacı yana verilmesinin, ibarenin tekel altına alınması olacağını, …ve Marka Kurumunun marka tescil kayıtlarında müşteki ile aynı sınıflarda tescilli yüzlerce “…” ve “… …” ibareli markaların bulunduğunu, 41.sınıfın; dergi, kitap, gazete vb. yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (…) olduğunu, davacı yana ait markaların 41.sınıfta tescilli olmadığını, müvekkili markasının davacı markalarına benzememesinin yanında davacının tescilli markalarının kapsamında müvekkilinin sunduğu …hizmetinin bulunmaması nedeniyle iltibas ve karıştırılma olmasının söz konusu olamayacağını, bu durumun… … soruşturma nolu dosya içerisindeki 23.12.2020 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiğini, davacıya ait … Yardımcı Kitaplarının da bulunmadığını, davacı tarafından müvekkilinin 2 ayrı markasının aynı markaymış gibi yanlış bilgi verilmeye çalışıldığını, müvekkilinin … no ile tescilli markasının düz yazıyla yazıldığını ve basılı yayınlarda, kitap ve …sektöründe kullanılmadığını, kitaplarda ve …sektöründe kullanılan ve davaya konu edilen markanın … no ile tescil başvurusunda bulunulan markası olduğunu, davacı yanın tazminat talebine gerekçe olarak… … dosyasındaki hatalı bilirkişi raporunu gösterdiğini, ancak bu raporda müvekkilinin 2 ayrı markasının tek marka gibi değerlendirildiğini, müvekkili tarafından asla kitaplarda ve …hizmetlerinde kullanılmayan … no ile tescilli … … …markası kitaplar üzerinde kullanılıyormuş gibi değerlendirme yapıldığını, dolayısıyla davacı tarafından açılan davaya hatalı raporun dayanak olduğu, davacının tazminat ve ihtiyati tedbir taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu ileri sürerek; davanın tüm istemler yönüden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, marka hakkı ihlali ve haksız rekabet iddialarından kaynaklı hukuki korunma istemlerine yöneliktir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalının, “…+… … …” markasıyla, dava dilekçesinde isimleri açıkça belirtilen 20 adet kitabın basım, yayın, satış ve tanıtım faaliyetlerine ilişkin “…” web adresinden sanal ortamda ve “… …” adresinde fiziki ortamda, davacıya ait “…” ibareli marka hakkına tecavüz oluşturan eylemlerde bulunup bulunmadığı, yine davacı aleyhine haksız rekabet eylemlerinde bulunup bulunmadığı, bunlara bağlı olarak; marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerin önlenmesi, durdurulması, tecavüz oluşturduğu iddia edilen ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde el konulması, SMK m.151/2-b hükmü uyarınca ileri sürülen maddi tazminat istemlerinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, … sayılı dosyası celp edilmiş, …’nun … Soruşturma sayılı dosyası UYAP üzerinden temin edilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, maddi vakıalara ilişkin hususlar bakımından bilirkişi kök ve ek raporları aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren … Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Tarafların iddia ve savunmaları, taraflarca ibraz edilen deliller, marka tescil belgeleri, delil tespiti dosyası, ceza soruşturma dosyası ile hukuki çıkarımları hariç olmak üzere maddi ve teknik tespitler içeren bilirkişi kök ve ek raporu ile tüm dosya kapsamına göre;
Davalıya ait … sayılı ve “… … …” ibareli marka başvurusunun ilanına, davacı tarafından itiraz edildiği ve 06.05.2019 tarihli, … sayılı …kararıyla başvuru ile davacının … ibareli markaları arasında iltibas ihtimali bulunduğu gerekçesiyle, başvurunun mal ve hizmet listesinden 16 ve 41. sınıfların çıkartıldığı anlaşılmıştır.
…web sayfasındaki bilgilerden; … sayılı ve “…+… … …” ibareli marka başvurusunun … sayılı davacı markaları ile iltibas yarattığı gerekçesiyle 16 ve 41. sınıflar için kısmen reddedildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça, davalı tarafa 05/10/2020 tarihinde …. Noterliği’nin … Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile marka kullanımının durdurulması için ihtarda bulunulduğu, ihtarnamenin 06/10/2020 tarihinde karşı tarafa tebliği edildiği anlaşılmıştır.
… Mahkemesi’nin … sayılı dosyası ile bilirkişi marifeti ile davalıya ait “… …” ve “…” adreslerinde bulunan işletmelerde yerinde inceleme yapıldığı, yerinde yapılan inceleme neticesinde tanzim edilen 08/01/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; davalıya ait işletmelerde bulunan kitaplar ve deneme sınavı kitapçıkları üzerinde bulunan “…+… … …” ve “…+… …” markaları ile davacıya ait … sayılı “…+…” ve … sayılı “…+…” ibareli markalar arasında gerek emtia, gerekse işaret benzerliğinden kaynaklı olarak iltibas tehlikesi bulunduğu belirtilse de, …’nun … Soruşturma sayılı dosyasına ibraz edilen 23/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda ise; davalıya ait kitaplar üzerinde yer alan “…+… … …” markası ile davacıya ait … sayılı “…+…” ve … sayılı “…+…” ibareli markalar arasında “…” ibaresinden kaynaklı benzerlik bulunsa da, taraf markalarının logolarının farklı olduğu, davacı markalarının kapsamında “Kitap” emtiası bulunmakta ise de, davalının sunduğu …hizmetine ilişkin hizmet türünün davacı markalarında tescilli olmadığı, bu nedenlerle davacıya ait markalarla davalıya ait markasal kullanım arasında iktibas veya iltibas bulunmadığının ifade edildiği, … Mahkemesi’ne ibraz edilen bilirkişi raporu ile…’na ibraz edilen bilirkişi raporu arasında; gerek işaret benzerliği, gerekse davalıya ait markasal kullanımların hangi mal veya hizmet türüne ilişkin olduğu konusunda çelişki bulunduğu, bu çelişkilerin içerisinde sektörden kimselerin de bulunduğu üçüncü bir bilirkişi raporu ile giderilebileceği kanaatine varıldığından mahkememizce içinde sektörden kimsenin de bulunduğu bilirkişi heyeti marifetiyle … bir bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler … ve … tarafından mahkememize ibraz edilen 23/06/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda yer verilen tespitlere göre;
“…” sayfasının internet arşiv kayıtları incelenmekle; çekişme konusu “… …” markasal kullanımına ilişkin en eski kaydın 01.11.2020 tarihine ait olduğu anlaşılmıştır.
…’nun … soruşturma sayılı dosyasında el konulan kitaplar ile…’nin … sayılı dosyasında tespit edilen kitaplar aynıdır. İş bu kitaplardan üçünün örneği huzurdaki dava dosyasında da mevcuttur.
Kitapların tamamının ön sayfasında söz konusu basılı yayının markasını temsil edecek şekilde “…+… … …” işareti kullanılmıştır. Bu kapsamda davalı kullanımı 16. Sınıfta yer alan “16/04 Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar.” alt grubuna ilişkindir. Ayrıca, incelenen kitapların arka sayfalarında yayınevini gösteren kutucuk içinde ve kitabın künyesinde, kitabı yayınlayan hizmet kaynağını işaret edecek şekilde de “…+… … …” işareti kullanılmıştır. Bu kapsamda davalı kullanımı aynı zamanda 41. sınıfta yer alan “41/04 Dergi, kitap, gazete vb. gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (…).” alt grubuna ilişkindir.
Yukarıda yer verilen tespitlere göre; davalı kullanımı, hem hizmet, hem mal markası mahiyetinde karma bir kullanımdır. Zira piyasa uygulamasında …hizmeti ile basılı yayın üretimi çoğunlukla aynı ticari kaynaktan gelen ve tüketiciye birlikte arz edilen, iç içe geçmiş ilişkili hizmetlerdir. Özellikle sınavlara yönelik test kitaplarında, … markası kitap markası olarak da kullanılmaktadır. Tüketiciler, bu sektörde genellikle ürünleri yayınevlerinin markaları ile ayırt edip seçmektedirler. Somut olay da bunun bir örneğidir.
Davacının …, …, …. sayılı markaları 16. Sınıfta yer alan “Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler” emtiası ile 41. Sınıfta yer alan “Dergi, kitap, gazete v.b. gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil).” hizmetleri için tescillidir. Tüm dosya kapsamı uyarınca davacı şirket basılı yayın üretimi, satışı ve yayıncılığı alanında faaliyet göstermektedir.
Dosya kapsamından ve “…” internet sitesi içeriğinden de anlaşılacağı üzere, davalı şirket de “…+… … …” markasını 01.11.2020 tarihinden bu yana “Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler” emtiasının üretim ve satışının yanı sıra “Dergi, kitap v.b. gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (…).” hizmetleri üzerinde eylemli biçimde kullanmaktadır.
Bu kapsamda davalının “…+… … …” markası ile sürdürdüğü ticari faaliyetler ile davacıya ait yukarıda yer verilen markaların tescil kapsamında yer alan mal ve hizmetler aynı/aynı tür ve benzer/ilişkilidir.
Davaya konu çekişme konusu mal ve hizmetler, sadece uzmanlara yönelik olmayıp toplumun tüm kesimleri tarafından satın alınıp tüketilen kitap ürünlerinin yanı sıra …hizmetleridir. Dolayısıyla bu mal ve hizmetlerin hitap ettiği tüketici kitlesi ortalama tüketicilerdir.
Somut olayda davalı yan, eylemli kullanımının …, … ve … sayılı markalarının haklı kullanımı mahiyetinde olduğunu ileri sürmekte ve davacının marka haklarını ihlal etmediğini savunmaktadır. Ancak SMK’nın 155. maddesinde; marka, patent veya tasarım hakkı sahibinin, kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremeyeceği açıkça düzenlenmiştir. Davacının …, …, 2011/57031, 2010/16670 ve 2017/09378 sayılı … ibareli markalarının tamamı, davalının … … ibareli markalarından önceki tarihli başvurular/tesciller olduğundan, davalının iş bu markalarının varlığı SMK m.155 hükmü uyarınca haklı kullanım gerekçesi kabul edilemez. Öte yandan, … sayılı ve … sayılı davalı markaları, davalının fiili kullanımına konu 16 ve 41. sınıflardaki çekişme konusu mal ve hizmetleri kapsamamakta olup, mezkur kullanım hiçbir hal ve şart altında iş bu markaların haklı kullanımı olarak değerlendirilemez. … sayılı “… … …” ibareli davalı markası her ne kadar 16 ve 41. sınıflardaki çekişme konusu mal ve hizmetleri kapsamaktaysa da; iş bu davalı markası ile davalının fiili kullanımına konu “…+… … …” işareti, farklı markalar olup; davalının fiili kullanımının tescilli marka kullanımı olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Zira SMK’nin 9. maddesi uyarınca “markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması.”, “markayı kullanma” olarak kabul edilmektedir. Somut olayda tescili markanın ayırt edici karakterinin, fiili kullanıma konu işarette değiştirildiği açıktır.
Davalı yanın iddia ettiği gibi, … ibaresinin “yayıncılık” sektöründe yaygın ve sıradan işaret olduğunu gösterir olgusal bir veriye ulaşılamamıştır. Mahkememizce oluşturulan bilirkişi heyeti içinde yer alan sektör bilirkişisi de … markasının, 16 ve 41. sınıflardaki çekişmeli mal ve hizmetler bakımından zayıf marka olarak nitelendirilemeyeceği yönünde görüş bildirmiştir. Elbette davacının “…” sözcüğünün gerçek anlamı ile SMK m.7/5 kapsamında üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde kullanılmasını engelleme hakkı yoktur. Ancak somut olayda dava konusu mal ve hizmetler açısından … ibaresi, ayırt ediciliği bulunan bir marka işareti olduğu gibi; davalı kullanımı da markasal etki yaratacak mahiyettedir.
Davacı markalarını oluşturan … ibaresinin, sadece başına … sıfatı eklenmek suretiyle davalı kullanımında aynen yer aldığı görülmektedir. Davalı kullanımına konu işaret mevcut haliyle davacı markasının … bir versiyonu, serisi algısı yaratmaktadır. Zira davalının işaret bütünü içinde … … ibaresini büyük boyutta ve vurgulu şekilde konumlandırdığı, markada yer alan ve ayırt edicilik sağlamayan şeklin sözcük markasının gerisinde kaldığı, … … ibaresinin algısal olarak baskın durumda olduğu açıktır. Bu haliyle davalı kullanımındaki … … ibareli marka işaretinin ayırt edici esaslı unsur olduğu tespit edilmiştir.
Sonuç olarak; davalı kullanımına konu işaret ile davacının … ibareli markalarının 6769 sayılı SMK kapsamında benzer olduğu; davalının fiili kullanımının, davacı markalarının kapsadığı 16 ve 41. sınıflardaki mal/hizmetler ile aynı/aynı türden olması nedeniyle davalı kullanımının davacı markaları ile iltibas tehlikesi yarattığı kanaatine varılmıştır. Bu nedenle; davalının “…+… … …” şeklindeki markasal kullanımının, 6769 sayılı SMK m.7 ve m.29 hükümleri kapsamında davacının marka haklarına yönelik ihlal oluşturduğu, bu eylemlerin aynı zamanda haksız rekabet de meydana getirdiği, davalı kullanımının tescilli markanın haklı kullanımı olarak kabul edilemeyeceği ve davacının … ibareli markalarına dayanarak davalı kullanımını engelleyebileceği kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davalının “…” ibaresini, davacıya ait tescilli “…” ibareli markaların kapsamlarında yer alan mal ve hizmetler üzerinde, tek başına yahut sair tali unsurlarla birlikte fiziken veya internet üzerinde kullanması, bu markalı ürünleri satışa arz etmesi, satması, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçla kullanması eylemlerinin, davacıya ait marka haklarına tecavüz ve davacı aleyhine haksız rekabet oluşturduğunun TESPİTİNE, marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan eylemlerin ÖNLENMESİNE, DURDURULMASINA, tecavüz oluşturan ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde EL KONULMASINA karar verilmiştir.
Davacı yan 6769 sayılı SMK m.151/2-b hükmü uyarınca maddi tazminat isteminde bulunduğundan; bu hususta mahkememizce oluşturulan bilirkişi heyetine muhasip bilirkişi de eklenerek, davalıya ait ticari kayıtların da incelenmesi suretiyle ek bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememize ibraz edilen 27/03/2023 havale tarihli ek bilirkişi raporunda yer verilen tespitlere göre; Davalıya çekilen ihtarname tarihi olan 06/10/2020 ile dava tarihi olan 13/07/2021 tarihi arasındaki defter kayıtları incelenmiştir.
Davalının 2020 ve 2021 yılı defter ve belgeleri üzerinde “…+… … …” markası kullanılarak yapılan satış tutarının tespitine yönelik olarak 06/10/2020-13/07/2021 tarihleri arasındaki satış faturaları incelenmiştir. Davacı tarafından … ibaresi kullanılarak kitap satışı yapıldığı faturaların içeriğinden anlaşılmıştır. Davalı şirket tarafından 06/10/2020-31/12/2020 tarihleri arasında 543.618,77 TL tutarında davaya konu kitap satıldığı tespit edilmiştir. Davalı şirket tarafından 01/01/2020-13/07/2021 tarihleri arasında 717.160,90 TL tutarında davaya konu kitap satıldığı tespit edilmiştir. Davalının 06/10/2020-13/07/2021 tarihleri arasında; 2020 yılında … markasını kullanarak sattığı 543.618,77 TL tutarındaki kitaplardan %36,66 oranında, 2021 yılında … markasını kullanarak sattığı 717.160,90 TL tutarındaki kitaplardan %3,50 oranında kar elde ettiği, buna göre; dava konusu markasal kullanım nedeniyle davalı yanın elde ettiği net kazancın SMK m.151/2-b hükmü uyarınca 224.391,27 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davalının, “… …” ibaresini kullanarak elde ettiği net kazanç SMK m.151/2-b hükmü uyarınca 224.391,27 TL olarak tespit edilmişse de, SMK m.151/3 hükmünün de yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında dikkate alınması gerekmektedir. 6769 sayılı SMK m.151/3 hükmüne göre; Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
Belirtilen hükme göre somut olayda yapılan incelemede; davalı yan her ne kadar, davacıya ait tescilli “…” markaları ile iltibas oluşturacak derecede benzer “…+… … …” ibareli markayı kullanıp davacıya ait marka haklarına tecavüz eyleminde bulunarak haksız kazanç elde etmişse de, davalının sattığı ürünlere yönelik talebin oluşmasında belirleyici etken olan unsurun, davacının “…” esas unsurlu markalarının olduğuna yönelik dosya kapsamında delil bulunmadığı, davacının “…” esas unsurlu markalarını lisans yolu ile kullandırdığına ilişkin evrak sunmadığı, davacının “…” esas unsurlu markalarının ekonomik önemine ilişkin marka değerleme raporu gibi nesnel nitelikli evrakın dosya kapsamında bulunmadığı, davalının markasal kullanımlarının; davacıya ait “…” esas unsurlu markalar ile aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığı, iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzerlik düzeyinde kaldığı, bu hususun da SMK m.151/3 hükmü uyarınca dikkate alınması gerektiği, yine; ihlal süresinin de bir yıldan daha kısa süreli olduğu da dikkate alındığında, davalının elde ettiği net kazanç üzerinden 6769 sayılı SMK m.151/3 ve 4721 sayılı TMK m.4 hükmünde düzenlenen hak ve nesafet ilkeleri uyarınca takdiren %60 indirim yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır. Söz konusu indirimin uygulanması ile birlikte, davacının, davalı yandan talep edebileceği maddi tazminat miktarının 89.756,51 TL olabileceği kanaatine varılmıştır. Davalı yanın dosya kapsamında tespit edilebilen ve belirlenebilen ilk haksız fiil tarihinin yerinde incelenen faturalara göre 06/10/2020 tarihi olduğu gözetilerek; bu tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte 89.756,51 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalının “…” ibaresini, davacıya ait tescilli “…” ibareli markaların kapsamlarında yer alan mal ve hizmetler üzerinde, tek başına yahut sair tali unsurlarla birlikte fiziken veya internet üzerinde kullanması, bu markalı ürünleri satışa arz etmesi, satması, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçla kullanması eylemlerinin, davacıya ait marka haklarına tecavüz ve davacı aleyhine haksız rekabet oluşturduğunun TESPİTİNE, marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan eylemlerin ÖNLENMESİNE, DURDURULMASINA, tecavüz oluşturan ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde EL KONULMASINA,
89.756,51 TL maddi tazminatın 06/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 6.131,27 TL nispi karar ve ilam harcından peşin ve ıslah ile alınan 3.874,30 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 2.256,97 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, bu eylemlerin önlenmesi, durdurulması ve el koyma istemlerine ilişkin olarak; davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Maddi tazminat istemi bakımından davanın kabul edilen kısmına ilişkin olarak; davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 ve m.13 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Maddi tazminat istemi bakımından davanın reddedilen kısmına ilişkin olarak; davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 ve m.13 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davanın kabul ret oranının takdiren % 40 olarak kabulüne,
7-Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin ve tamamlama ile yatırdığı 3.874,30 TL peşin karar ve ilam harcının tamamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma ve 40,00 TL vekalet harcı, 3.250,00 TL bilirkişi ücreti, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 221,00 TL posta-tebligat masrafı, 751,80 TL delil tespiti masrafı olmak üzere toplam 4.367,52 TL yargılama giderinin % 40’ı olan 1.747,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 2.620,52 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan 17,00 TL vekalet harç sarfiyatı yargılama giderinin % 60’ı olan 10,20 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye 6,80 TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
10-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A-13 ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00 TL’nin %40’ı olan 528,00 TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
11-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A-13 ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00 TL’nin %60’ı olan 792,00 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
12-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin ve Davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/06/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza